Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz,
The New Lines Magazine'in baş editörü Hassan Hassan'a aittir ve Suudi Veliaht Prens Muhammed Bin Salman'ın (MbS) Suudi Arabistan Devleti'ni, Suudi Krallığı'nın resmî-dinî ideolojisi olan Vahhabilik'ten ayıran reformlarına ve bu reformların arka planına odaklanmaktadır. Mart 2018'de, Washington Post Gazetesi'nden Karen De Young’a
konuşan Veliaht Prens Selman, Suudi Arabistan’ın egemen ideolojisi olan ve bazı kesimler tarafından küresel terörizmin temel kaynağı olarak gösterilen Vehhabiliğin Suudi finansmanıyla yayılmasıyla ilgili soru üzerine, küresel çapta cami ve medreselere yatırım yapmalarının kökenlerinin Soğuk Savaş’a uzandığını, Soğuk Savaş döneminde ABD’nin talebiyle komünizme karşı Vehhabiliği yaymaya başladıklarını, Sovyetler Birliği’nin Müslüman ülkelerle ilişkileri ilerletmesini engellemek için müttefiklerin Suudi Arabistan’dan kaynaklarını seferber etmesini istediklerini açıkladı; sonraki Suudi hükümetlerinin bu işle uğraşırken ipin ucunu kaçırdığını vurguladı;
“Şimdi her şeyi geri toplamamız lazım” diyen MbS Vehhabiliği yayma faaliyetlerinin finansmanının artık hükümet değil, Suudi merkezli vakıflar tarafından sağlandığını söyledi. MbS, Ekim 2017'de yaptığı açıklamada da
“Suudi Arabistan, radikal düşünceleri derhal yok ederek 1979 yılı öncesinde olduğu gibi ılımlı İslam’a ve normal yaşama dönecek” demişti. Çevirisini yayınladığımız analiz, bu açıklamalara ve Vahhabiliğin ve onunla birlikte Suud Krallığı'nın İngilizler tarafından Osmanlı'nın parçalanmasını sağlamak için kurulduğuna değinmese de geldiğimiz noktada, Türkiye'yi düşman olarak tanımlayan ve ilişkileri normalleştirmemek için çabalayan ve CIA'in kurduğu El Kaide'yi destekleyerek Pakistan ve Afganistan'ı, ABD Başkanı Obama'nın kurduğu IŞİD'i finanse ederek Irak ve Suriye'yi cehenneme çeviren
Suud Hanedanı'nın batılı devletler ve ideolojiler için ne kadar kullanışlı bir aparat olduğunu kanıtlamaktadır. MbS'nin sürdürdüğü bu genetik ayrılıkçı yaklaşımların değişmediği ve analizde de görüleceği gibi Vahhabiliğin tamamen yok olmadığı ancak dördüncü evreye girdiği gerçeğini gözden uzak tutmamamız gerektiğini düşünüyoruz. ABD-İngiltere güdümündeki Suud Hanedanı'nın Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik olumsuz tutumları da, Türkiye'nin güçlenen bölgesel ve küresel pozisyonu dolayısıyla 2021-2022 yıllarında değişmeye başlamış, Erdoğan'ın Kral Selman bin Abdülaziz El Suud'un daveti üzerine eşi Emine Erdoğan'la birlikte Nisan 2022'de Suudi Arabistan'a iki günlük ziyaret gerçekleştirmesi sonrası, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman'ın 22 Haziran 2022'de Türkiye'yi ziyaret edeceği
açıklanmıştır.
Seçkin Deniz, 18.06.2022, Sonsuz Ark
The ‘Conscious Uncoupling’ of Wahhabism and Saudi Arabia
"Mezhep ve devletin bilinçli olarak ayrılması yıllardır sürüyor, ancak bu, devletin zaten içi boşaltılmış olan ideolojiye (Vahhabîlik) artık bağlı olması gerekmediği için ortaya çıkmıştır."
İki yıl önce öne çıkan bir podcast'te, bir Suudi akademisyen (Khaled al-Dakheel), 1744'te Muhammed bin Suud ve Muhammed bin Abdülvehhab arasında kurulan kabile-din ittifakıyla başlatılan İslam dışı uygulamalara karşı mücadeleden devletin hikayesini ayırarak ülkesinin tarihini yeniden yazma ihtiyacından bahsetmişti. Khaled al-Dakheel, iki hikaye bağlantılı kaldığı sürece, Suudilerin hem yurtiçinde hem de yurtdışında Vahhabilik tarafından boğulacağını savunuyordu.