Şia-Şii etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şia-Şii etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ağustos 2025 Cuma

SA11589/MT398: Suriye'deki Türbeler Mezhep Savaşında Nasıl Cephe Hattına Dönüştü?

   Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, Princeton Üniversitesi'nde öğretim görevlisi Faris Zwirahn'a aittir ve Suriye'de mezheplerden kaynaklanan siyasi çatışmalara odaklanmaktadır.
Seçkin Deniz, 29.08.2025, Sonsuz Ark

How Syria’s Shrines Became Front Lines in a Sectarian War

"Dini mekanlar uzun zamandır kimlikleri belirlemek için kullanılıyordu ve şu an da bir istisna değil."

Tam askeri teçhizatlı iki Suriye askeri, Şam'daki Bab el-Sağir Mezarlığı'nı keşfederken baş döndürücü bir heyecan içindeydi. Emevi Halifeliği'nin kurucusu Muaviye bin Ebu Süfyan'ın türbesinin nerede olduğunu sordular. Biz de işaret edip az önce ziyaret ettiğimizi söylediğimizde heyecanlandılar. Uzaklaşırken, birinin diğerine "Eski Esad rejimi neden insanlara bu nimeti vermedi?!" dediğini duyduk. Böyle bir yeri ziyaret etme fırsatını kast ediyorlardı.

1 Ağustos 2025 Cuma

SA11544/MT390: Süveyda: Yabancı Ajandalar Suriye'deki Yerel Krizi Nasıl Ele Geçirdi?

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, New Lines dergisinin kurucusu ve genel yayın yönetmeni Hassan Hassan'a aittir ve 11 Temmuz 2025'te Suriye'nin Süveyda kentinde yaşanan Bedevi-Dürzi çatışmalarına ve bu çatışmalarda İsrail gibi yabancı güçlerin etkisine odaklanmaktadır. Analistin şu cümlesi özetleyici niteliktedir: "Teşhisi doğru koymak önemlidir. Bu, Suriye'nin tüm Suriyelilerin barışçıl ve müreffeh bir geleceğe sahip olduğu istikrarlı ve güvenli bir geçişe doğru ilerlemesine yardımcı olmak ile ülkeyi istikrarsız ve parçalı bir geleceğe itip, ironik bir şekilde, İsrail'in baş düşmanı İran İslam Cumhuriyeti için de dahil olmak üzere, bir kez daha vekalet savaş alanına dönüştürmek arasındaki farktır."
Seçkin Deniz, 01.08.2025, Sonsuz Ark


How Foreign Agendas Hijacked a Local Crisis in Syria

"Esad'ın devrilmesinden yedi ay sonra, Süveyda'daki şiddetin analizi, uluslararası müdahalenin ve iç felcin ülkeyi nasıl tekrar kaosa doğru ittiğini gösteriyor."

Bu ay Süveyda'da yaşanan şiddet olayları, Suriye'nin Esad sonrası düzeninin kırılganlığını ortaya koydu. Dış müdahaleler ve siyasi temsilin genişletilememesi, yedi ay önce rejimin çöküşünün ardından oluşan ulusal coşkuyu tehdit ediyor.

29 Mart 2024 Cuma

SA10663/MT250: Sıklıkla Gözden Kaçan Bir Yom Kippur Geleneği: Kefaret Olarak Kırbaçlama

    Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, İsrail Ulusal Kütüphanesi (NLI) yazarı Chen Malul'a aittir ve bir Yom Kippur geleneği olan kırbaçlamaya odaklanmaktadır. Bir Şia geleneği olarak da görülen kendi sırtını kırbaçlama, aslında bir Yahudi geleneğidir ve diğer benzer gelenekler dikkate alındığında Şia'nın tasarımcılarının da Yahudiler olduğunu düşündürtmektedir; ayrıca Osmanlı dönemi Kur'an kurslarına, medreselere ve mahalle mekteplerine dayağı sokan zihniyetin kökenine de işaret etmektedir. Yahudi tarihi, dini ve kültürünün 8 milyar insanın geçmişini ve geleceğini nasıl etkilediğini bilmek için dikkatle incelenmesi gerektiğini düşünüyoruz. 
Seçkin Deniz, 29.03.2024, Sonsuz Ark

Flogging as Atonement? An Often-Overlooked Yom Kippur Custom

"Az bilinen bir Yom Kippur ritüeli nasıl antisemitlerin elinde bir silaha dönüştü?"

Bu, pek çok insanı şaşırtan bir ritüeldir.

Yom Kippur'da sinagog cemaatinin kırbaçlanması geleneğinden bahsettiğimiz pek çok kişi, bunu duymuş olsalar bile, uygulamayı hemen Müslümanların Aşure günüyle ilişkilendirdiler. Aşure, her yıl Müslümanların Muharrem ayının onuncu günü kutlanır ve MS 680 yılında Hüseyin İbn Ali'nin Irak'taki Kerbela savaşında Müslüman Halifeliğinin kontrolünü ele geçirmek için savaşırken düştüğü günü işaret eder. 

30 Eylül 2022 Cuma

SA9864/SD2549: Irak, Şii İç Savaşının Eşiğinde

  Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, bir dizi uluslararası insani yardım ve insan hakları örgütüyle birlikte çalışan, bağımsız Orta Doğu analisti ve Irak sivil toplum kuruluşu Sanad for Peacebuilding'in danışmanı ve foto muhabiri Ahmed Twaij'e aittir ve Irak'ta, Şii İran Velayet Rejimi'nin ABD ile birlikte planladığı muhtemel 'Şii İç Savaşı'na odaklanmaktadır. Analistin, şu cümleleri dikkat çekicidir: "Tahran'ın, Bağdat sokaklarında şiddeti doğrudan talep etmemiş olsa da, ülkeyi etkilemeye yönelik devam eden girişimleri ne İran için ne de Irak için fayda sağlıyor, ancak ülkede artan gerilime katkıda bulunuyor. Haeri'nin şok eden istifasındaki örneklik, ülkenin topyekün çatışmadan bir olay uzakta olduğunu gösteriyor. Derinden bölünmüş bir Şii demografisi ile Irak bir kez daha daha fazla kargaşanın içine girdi. Topyekûn bir iç savaşla sonuçlanmasa da, siyasi kurumlara daha fazla siyasi çıkmazı ve halkın güvensizliğini garanti ediyor. Tek umut, İran'ın nihayet Irak siyasetinden geri adım atması ve ulusun kendi geleceğini şekillendirmeye çalışmasına izin vermesidir."
Seçkin Deniz, 30.09.2022, Sonsuz Ark 

Iraq Is Nearing the Brink of a Shiite Civil War

"Mukteda es-Sadr ile İran arasında giderek şiddetlenen rekabet Irak'ın geleceğini belirleyecek."

24 saatlik bir süre içinde, Irak'ın Mukteda es-Sadr'ı, Bağdat sokaklarının hem kendi emriyle, hem de yaygın şiddete boyun eğdiği ve daha sonra bu şiddetten kurtulduğu için gücünün boyutunu gösterebildi. 29 Ağustos'ta Sadr'ın yandaşları, ertesi sabah silahlı çatışmaya son verilmesi çağrısında bulunana kadar başkenti savaş alanına çevirdi. Bir saat içinde, şehirdeki kaos durmuş, en az 21 kişinin hayatını kaybettiği ve 250 kişinin de yaralandığı iddia edilmişti.

8 Ocak 2020 Çarşamba

SA8274/ÇY4-DB150: İran Gücünün Gizli Kaynakları

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız, neocon-satanist ideolojiye sahip Foreign Policy'de yayınlanan analiz, İran asıllı, Johns Hopkins Üniversitesi İleri Uluslararası Araştırmalar Okulu yardımcı doçenti Narges Bajoghli'ye aittir ve İran'ın emperyalizme karşı direnişin bir simgesi olarak bölgede geniş bir tabana sahip olduğunu, Vekil-terörist savaşçı olarak kullanılan Afganlıların Amerikalıların zannettiği gibi para ile satın alınmadığını iddia ederek iddia ederek gerçeği çarpıtmaktadır... 2-3 Ocak 2020 gecesi ABD'nin füzesiyle Bağdat Havaalanı çıkışında öldürülen İranlı tümgeneral Kasım Süleymanî'nin organize ettiği şii paralı askerlerle ilgili (5 Ocak 2020'de) konuşan Afganistan milletvekili Belkıs Ruşen, ABD güçlerinin saldırısında öldürülen Kasım Süleymanî’nin bir cani olduğunu söylemiştir: “Afgan halkının temsilcisi olarak Karzai’nin Süleymani’nin ölümüne duyduğu üzüntüden ötürü utanç duyuyorum. Malumdur ki Kasım Süleymani Afganistan’da en çok cinayet işleyen şahıslardan birisidir. Süleymanî, en az 5 bin Afgan gencinin Suriye’de Fatimiyyun Tugayı ismindeki örgüt çatısı altında ölümüne sebep oldu. Bin iki yüz Afgan gencinden ise haber alınamıyor. İran, Afgan göçmenlerin inançlarını kötüye kullanarak bir lokma ekmek için Suriye’ye gönderiyor. Amerika kendi çıkarı için bölgede insan öldüren makineler çalıştırıyor. İşi bitince onları da öldürüyor. Amerika’nın menfaati bittiyse istediği yerde istediğini vurabilir. Örneğin Bin Ladin ve Molla Ömer’i vurdular. Cuma günü Kasım Süleymanî’yi de vurdular. Amerika’nın Bağdat halkının çıkarı için bunu yaptığını elbette düşünmüyoruz. ABD yaklaşık 10 yıldır Suriye ve Irak’ta sivilleri öldürenlere şimdiye kadar dokunmadı. İşleri bitince de öldürdüler. (Süleymanî) Sahip olduğu imkânlarla Hamaney’e en yakın isimdi, ölümünün Afganistan’a çok olumlu etkileri olacak. İran Afganistan’da çalışmaları için binlerce Süleymanî eğitmiş olabilir ama birinin Kasım Süleymani’nin yerini alması zaman alacak." İran’ın Afganistan’daki Hazaraları, Şii kutsal mekânları koruma bahanesiyle Kudüs Gücü vasıtasıyla Suriye’deki iç savaşa dâhil etmişti. Fatimiyyun Tugayı Afgan Hazaralardan oluşuyor, Suriye’de Hizbullah’tan sonra Esed rejimine destek veren en büyük milis grup. Devrim Muhafızları Ordusu komutanlarından Yekta Hüseyni, 2016 yılında yaptığı açıklamada Suriye’de Esed rejimine destek için savaşan Afganların sayısını 18 bin diye açıklamıştı. Bugün bu sayının 30 bine yaklaştığı tahmin edilmektedir. Analiz'in yazarı ABD-İran devrimi arasındaki ilginç bir bağa işaret etmektedir; İran'daki devrimci hükümetin ilk savunma bakanı, 1960'lı ve 1970'lerin sömürgecilik karşıtı hareketlere derinden katılan Berkeley Kaliforniya Üniversitesi tarafından eğitilmiş bir fizikçi olan Mustafa Çamran'ın, Küba ve Mısır'daki gerilla taktikleri konusunda eğitim aldığını söylüyor, aslında Narges Bajoghli Mustafa Çamran'ın kimden (CIA) eğitim aldığını zımnen söylüyor ve bir ABD Devrimi olan İran İslam Devrimi'nin bölgede ne yapmak istediğine kısmen işaret ediyor: "(Mustafa Çamran)1970'lerde Şiileri organize etmek için Lübnan'da çalıştı, 1970'lerin sömürgecilik karşıtı hareketlerine ait askeri taktikler IRGC'nin DNA'sına ve genişlemeyle İran'ın bölgede desteklediği milislerin DNA'sına inşa edildi." Nitekim, İran, Pers İmparatorluğu'nun en büyük hizmetkarı Kasım Süleymanî'nin öldürülmesi sonrası, ABD'ye karşı intikam naraları atsa da, ortağı Irak Başbakanı Abdulmehdi'ye haber vererek (Abdulmehdi de ABD'ye haber verdiğini, saldırıda Irak ve koalisyon güçleri tarafından herhangi bir kayıp olduğuna dair resmi bir durum bildirilmediğini"açıkladı) Irak'taki ABD üslerine saldırdığını iddia etmiş, 80 ABD askerinin öldüğünü iddia ettiği saldırı sonrası, sadece 5 günde (3-8 Ocak) ABD ile yaşadığı krizi unutmaya başlamıştır. ABD resmi yayın organı VOA'nın Hamaney'in sözcüsü gibi verdiği habere göre, Hamaney'in ifadesi ile bu saldırı "ABD'ye atılmış bir tokat"tı. İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif ise şöyle diyerek konunun unutulmasını isteyecekti: "Cevap vermemiz gerekiyordu, verdik. Şimdi her şey bitti. Gerilimi tırmandırmamaya çalışıyoruz. Umuyoruz ki Trump yönetimi yetkilileri almaları gereken dersi almışlardır." Kasım Süleymanî'nin öldürülüp öldürülmediği hakkındaki belirsizlikler sürerken, İran Velayeti, Suud hanedanı, Sisi, BAE, Esat gibi ABD'nin Ortadoğu ve İslam Dünyasındaki proxy'si (vekil savaşçısı) olmaya devam ediyor. Trump'ın 8 Ocak 2020'de yaptığı açıklama bunu teyit ediyor: "Dünkü saldırılardan hiçbir Amerikalı zarar görmedi, tüm askerlerimiz güvende. Caydırıcı kuvvetler ve önleyici sistemimiz başarılı bir şekilde devreye girdi. Hep birlikte çalışıp İran ile bir anlaşmaya varmalıyız. İran şiddeti destekledikçe barış gelemez. NATO, çok daha fazla Ortadoğu’daki süreçte yer almalı."
Seçkin Deniz, 08.01.2020

The Hidden Sources of Iranian Strength
"İran’ın temsilcileri (vekil savaşçılar-paralı askerler) ile bağları, Trump yönetiminin anladığından çok daha derin."

Geçenlerde ona Trump yönetiminin İran'a karşı yaptırımlarının belirtilen hedeflerinden ülkenin bölgedeki milisleri mali olarak destekleme yeteneğini kısıtlamak olduğunu söylediğimde, İran’ın İslam Devrim Muhafız Birlikleri’nin (IRGC) üst düzey bir üyesi olan Ali “Amerikalıların anlamadığı şey, bölgede desteklediğimiz grupların paralı askerlerimiz olmamasıdır” dedi. Şöyle devam etti: “Amerikalılar her şeyin parayla ilgili olduğunu düşünüyorlar. Bölgede sadakat satın aldığımızı düşünüyorlar, çünkü onlar bu şekilde sadakat satın alıyorlar.”

19 Aralık 2017 Salı

SA5353/Sonsuz Ark-YD73: IŞİD Sonrası Irak'taki Ölümcül Silahlı Dizinini Kullanmak

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız metin, 2003'te Demokrasi(!) getirmek için işgal ettiği Irak'ı parçalamak ve üç ayrı (Kürt-Şii-Sünni) devlete dönüştürmek için Bağdat hapishanelerinde ve Maliki'nin Başbakanlık Sarayı'nda IŞİD-DAEŞ'i ürettiği ve desteklediği gerçeğini unutmamızı ve 15 yıldır tamamen egemen olduğu ve İran'a peşkeş çektiği Irak'ta her türlü iç çatışmayı besleyen ve inşa eden ABD'nin kendiliğinden(!) iç savaşa sürüklenen Irak'ta istikrar ve barış için çabaladığını düşünmemizi istemektedir. Alt başlıklar halinde, neler yapılması gerektiğini inceleyen analiz, klasik ABD mantığı dikkate alınarak okunduğunda, ABD, Irak'taki Şiileri İran'ın etki alanına terk eder ve sünni aşiretleri silahlandırmaya ve aynı zamanda Irak şiilerinin bir kısmını da batı işbirlikçisi Sistani'ye devrederek şiileri de parçalamaya devam ederken Irak'ın istenilen herhangi bir anda nasıl yeniden iç savaş üretilebileceğini de kalın çizgilerle belirliyor... Sonsuz Ark Yazarı Mustafa Ekici'nin 19 Ekim 2015 tarihli SA1917/KY20-MEK29: Üretilmiş Bir Cinnet Laboratuarı: IRAK başlıklı yazısı bu konuda çok net bir fotoğraf çekiyor...
Seçkin Deniz, 19.12.2017


Bu hafta başlarında Irak Başbakanı Haydar el-Abadi, Irak halkının hevesle beklediği bir anın geldiğini  belirterek IŞİD-DAEŞ'a karşı zafer ilan etti. Abadi, hükümet güçlerinin IŞİD-DAEŞ'i Suriye sınırındaki son cephelerden uzaklaştırdığını söyledi. "Terörist grubun örgütlü bir güç olarak yenilmesi, büyük oranda Iraklıların birliğinin bir sonucudur "dedi.

Kuşkusuz, IŞİD-DAEŞ ile mücadele, çatırdayan Irak halkının neredeyse tüm unsurlarını birkaç yıldır aynı tarafta topladı. Bazı kesimlerde yaşanan umut, grubun yenilgisinden sonra IŞİD-DAEŞ karşıtı çabalarda gösterilen ulusal birlik duygusunun Irak ulusal siyasetine yansıması ve aşırılık yanlılarını durdurmak için kurulan silahlı gruplara liderlik etmesiydi. Bununla birlikte, talihsiz gerçeklik, böyle bir sonuç için şansın zorlanmasını gerektiriyordu. Ulusal uyumu güçleştirmekten çok, uzun süredir Irak'ı tehdit eden iç gerginlikler, IŞİD-DAEŞ ile mücadelede yeniden belirginleşti ve bazı açılardan yoğunlaştı.

6 Şubat 2016 Cumartesi

SA2454/KY40-HF15: İdamlık Bir Şia Eleştirisi-Hüsameddin Ferzîzâde: İslâm’dan İslâm’a-Uydurulan İslâm’dan İndirilen İslâm’a Yolculuk 15

Sonsuz Ark'ın Notu:
22 yaşında Azerî kökenli İran vatandaşı bir Üniversite öğrencisi olan Hüsameddin Ferzîzâde Şiâ'ya yönelik sistematik eleştirisi yüzünden İran İslam Cumhuriyeti adı ile anılan Faşist Velayet- Ruhbanlık Sistemi tarafından idama mahkum edilmiştir. Aşağıda bu tertemiz delikanlının aziz hâtırâsına ve eserine dair tercümeyi bulacaksınız. (Güncel Not: Hüsameddin Ferzîzâde kardeşimiz, 14.09.2020 günü yayınladığımız aşağıdaki çalışmasını paylaştığım Twitter hesabıma şu mesajı bırakmıştır: "Selam, Hayatımın zor günlerinde beni desteklediğiniz için teşekkür ederim. Husamuddin farzizade" Çalışmasını yayınladığımız zamandan bu yana 5 yıl geçmiş, bu zaman içinde, 1993 doğumlu olan bu genç kardeşimiz İdam'dan kurtulmuş, ancak üniversiteden atılmış, hayatı cehenneme çevrilmiş bir durumda. Umuyorum dost ellerimiz ona uzanabilir  Türkiye olarak. Seçkin Deniz)
Seçkin Deniz, 06.02.2016

Bismillahirrahmanirrahim

Hz. Hüseyin’i kim şehid etti?

Bu yüzden Şiiler gerçekte Ehl-i Beyt aşıkları değil tam aksine Ehl-i Beyt’in düşmanlarıdır. Tarih bunu defalarca ispat etmiştir. Kerbela’da da Emeviler Şiaların yardımıyla Hüseyin’i katletmişlerdir. Hüseyin’le savaşan Ömer Bin Sa’d’ın ordusunun çoğu Şiilerden oluşuyordu. Hüseyin onlara; “Ey namertler siz kendiniz beni Kûfe’ye davet ettiniz” diye haykırmıştır. 

Bu şekilde Hüseyin’in öldürülmesine sebep olan Şialar daha sonra da timsah gözyaşları akıtmaya başladılar. Zaman içerisinde kendilerini zincirle dövme, sine vurma ve bıcak veya kılıçla baş yarma gibi çirkin yöntem ve uygulamaları İslâm kültürüne soktular. O kadar ki şerefsiz bir Şia alimi Fatıma’nın, başları yaralananların başlarının yarasına merhem koyduğunu bile iddia edebilmiştir. 

30 Ocak 2016 Cumartesi

SA2421/KY40-HF14: İdamlık Bir Şia Eleştirisi-Hüsameddin Ferzîzâde: İslâm’dan İslâm’a-Uydurulan İslâm’dan İndirilen İslâm’a Yolculuk 14

Sonsuz Ark'ın Notu:
22 yaşında Azerî kökenli İran vatandaşı bir Üniversite öğrencisi olan Hüsameddin Ferzîzâde Şiâ'ya yönelik sistematik eleştirisi yüzünden İran İslam Cumhuriyeti adı ile anılan Faşist Velayet- Ruhbanlık Sistemi tarafından idama mahkum edilmiştir. Aşağıda bu tertemiz delikanlının aziz hâtırâsına ve eserine dair tercümeyi bulacaksınız. (Güncel Not: Hüsameddin Ferzîzâde kardeşimiz, 14.09.2020 günü yayınladığımız aşağıdaki çalışmasını paylaştığım Twitter hesabıma şu mesajı bırakmıştır: "Selam, Hayatımın zor günlerinde beni desteklediğiniz için teşekkür ederim. Husamuddin farzizade" Çalışmasını yayınladığımız zamandan bu yana 5 yıl geçmiş, bu zaman içinde, 1993 doğumlu olan bu genç kardeşimiz İdam'dan kurtulmuş, ancak üniversiteden atılmış, hayatı cehenneme çevrilmiş bir durumda. Umuyorum dost ellerimiz ona uzanabilir  Türkiye olarak. Seçkin Deniz)
Seçkin Deniz, 30.01.2016

Bismillahirrahmanirrahim

Resulullah’ın Beşeriliği

Tarihi verilerden de anlaşıldığı üzere Peygamber olmadan önce Hz. Muhammed, Arapların dikkatini çekip onları şaşırtacak hiçbir farklı davranışta bulunmamıştı. Bu yüzden Kur’ânda O, insan olarak nitelenmektedir. Bunun dışında ve ötesinde Hz. Muhammedin hayatına dair olağanüstü ne rivayet ediliyorsa hiçbirisinin tarihi bir dayanağı yoktur. “Meleklerin Muhammed’in kalbini karla yıkadıkları”(50) daha sonra uydurulan bir rivayettir.

23 Ocak 2016 Cumartesi

SA2385/KY40-HF13: İdamlık Bir Şia Eleştirisi-Hüsameddin Ferzîzâde: İslâm’dan İslâm’a-Uydurulan İslâm’dan İndirilen İslâm’a Yolculuk 13

Sonsuz Ark'ın Notu:
22 yaşında Azerî kökenli İran vatandaşı bir Üniversite öğrencisi olan Hüsameddin Ferzîzâde Şiâ'ya yönelik sistematik eleştirisi yüzünden İran İslam Cumhuriyeti adı ile anılan Faşist Velayet- Ruhbanlık Sistemi tarafından idama mahkum edilmiştir. Aşağıda bu tertemiz delikanlının aziz hâtırâsına ve eserine dair tercümeyi bulacaksınız. (Güncel Not: Hüsameddin Ferzîzâde kardeşimiz, 14.09.2020 günü yayınladığımız aşağıdaki çalışmasını paylaştığım Twitter hesabıma şu mesajı bırakmıştır: "Selam, Hayatımın zor günlerinde beni desteklediğiniz için teşekkür ederim. Husamuddin farzizade" Çalışmasını yayınladığımız zamandan bu yana 5 yıl geçmiş, bu zaman içinde, 1993 doğumlu olan bu genç kardeşimiz İdam'dan kurtulmuş, ancak üniversiteden atılmış, hayatı cehenneme çevrilmiş bir durumda. Umuyorum dost ellerimiz ona uzanabilir  Türkiye olarak. Seçkin Deniz)
Seçkin Deniz, 23.01.2016

Bismillahirrahmanirrahim


Ledün İlmi’nin Kaynağı

Şiilerin onlar gibi düşünmeyenleri cehennemlik olarak görmelerinin sebebi kesinlikle İslâm ve Kur’ân değildir. Bu İslâm öncesi Acem-Fars kültüründen kaynaklanan İslâm ve insanlık karşıtı bir tutumdur. Sasaniler zamanında Zerdüştiler başka inançlara mensup olanları ahmak ve kafir olarak görüyorlardı. Sırf bu yüzden bütün Mazdekîleri (45) kafir olarak görüp katletmişlerdir. Maniheist (46) ve Budistlere de buna benzer şekilde davrandılar. 

Sasanili Persler kendi aristokratlarını ve şahlarını masum ve mutlak bilgi sahibi olarak görüyor ve onların ledünni ilme sahip olduklarına inanıyorlardı. Sasani şahları ve aristokratlarına karşı farklı düşünceler ileri sürenler günümüz Şialığında olduğu gibi mürtetlik damgası ile damgalanıyor ve hayatlarına son veriliyordu.

16 Ocak 2016 Cumartesi

SA2353/KY40-HF12: İdamlık Bir Şia Eleştirisi-Hüsameddin Ferzîzâde: İslâm’dan İslâm’a-Uydurulan İslâm’dan İndirilen İslâm’a Yolculuk 12

Sonsuz Ark'ın Notu:
22 yaşında Azerî kökenli İran vatandaşı bir Üniversite öğrencisi olan Hüsameddin Ferzîzâde Şiâ'ya yönelik sistematik eleştirisi yüzünden İran İslam Cumhuriyeti adı ile anılan Faşist Velayet- Ruhbanlık Sistemi tarafından idama mahkum edilmiştir. Aşağıda bu tertemiz delikanlının aziz hâtırâsına ve eserine dair tercümeyi bulacaksınız. Ona destek olmak için bu çalışmayı yayınlıyoruz. (Güncel Not: Hüsameddin Ferzîzâde kardeşimiz, 14.09.2020 günü yayınladığımız aşağıdaki çalışmasını paylaştığım Twitter hesabıma şu mesajı bırakmıştır: "Selam, Hayatımın zor günlerinde beni desteklediğiniz için teşekkür ederim. Husamuddin farzizade" Çalışmasını yayınladığımız zamandan bu yana 5 yıl geçmiş, bu zaman içinde, 1993 doğumlu olan bu genç kardeşimiz İdam'dan kurtulmuş, ancak üniversiteden atılmış, hayatı cehenneme çevrilmiş bir durumda. Umuyorum dost ellerimiz ona uzanabilir  Türkiye olarak. Seçkin Deniz)
Seçkin Deniz, 16.01.2016

Bismillahirrahmanirrahim

Humeynî ve İbn-i Arabi

Sadece Ayetullah Humeyni’nin iktidarında (1979-1989) kısa süreliğine de olsa vahdet ve birlik temel bir şiar olarak benimsenmiştir. Ancak Humeyni’yi de tam bir Şii olarak kabul edebilmek pek mümkün değildir. Çünkü onun kafir ve mürted olduğuna dair pek çok Şii alim ve taklit mercii fetva vermişlerdir. 

Zira Humeyni de bir ölçüde Ayetullah Burkai ve Herkani gibi düşünmekteydi. Sünni olduğunda hiçbir şüphenin bulunmadığı İbn-i Arabi’yi Humeynî 14 masumdan sonra en seçkin kişi olarak görüyordu. 

14 Ocak 2016 Perşembe

SA2343/KY42-HM6: Erdebil Tarikatı ve İlhanlılar: Tasavvuf ve Siyaset İlişkisinde Yeni Dönem 6

"İslam’da insan eşref-i mahlûk olmasına rağmen Hz. Peygamberden kısa süre sonra diğer kültürler ve medeniyetlerden etkilenerek putlaştırılmış ve İslam dünyasını da etkilemiştir. Böylece hem Şiî ve Sünnî mezhepler, İslâmî hükümetler ve güç peşinde olan hükümdarlar insanların putlaştırılması anlayışını kullanarak bundan yararlanmış ve bu gayrî İslâmî fikir ve İslâmî Tasavvufu da etkisi altına almıştır."
Hamidreza Mohammesnejad


Şeyh Safiyüddin İshak Erdebili (1252-1334) Türbesi , Erdebil


Şeyh Safi- Şeyh Safiyüddin Erdebili ve Safevîyye Tarikatı

Sözünü ettiğimiz Moğollardan önce İran’da baş göstermiş olan mezhepçi Sufî hareketi Moğolların İran’a saldırmasından sonra İran’da revaç bularak daha geniş bir alana yayılmış ve İran halkının genel hareketi olarak tanınmıştır.

Bu hareketi kuvvetlendirenlerin arasında tasavvufun büyüklerinden “Şeyh Safi”(65) ortaya çıkmış Şeyh Safi diğer büyük Sufîlere göre tarih sahnesinde özel bir konuma sahiptir.

9 Ocak 2016 Cumartesi

SA2320/KY40-HF11: İdamlık Bir Şia Eleştirisi-Hüsameddin Ferzîzâde: İslâm’dan İslâm’a-Uydurulan İslâm’dan İndirilen İslâm’a Yolculuk 11

Sonsuz Ark'ın Notu:
22 yaşında Azerî kökenli İran vatandaşı bir Üniversite öğrencisi olan Hüsameddin Ferzîzâde Şiâ'ya yönelik sistematik eleştirisi yüzünden İran İslam Cumhuriyeti adı ile anılan Faşist Velayet- Ruhbanlık Sistemi tarafından idama mahkum edilmiştir. Aşağıda bu tertemiz delikanlının aziz hâtırâsına ve eserine dair tercümeyi bulacaksınız. Ona destek olmak için bu çalışmayı yayınlıyoruz. (Güncel Not: Hüsameddin Ferzîzâde kardeşimiz, 14.09.2020 günü yayınladığımız aşağıdaki çalışmasını paylaştığım Twitter hesabıma şu mesajı bırakmıştır: "Selam, Hayatımın zor günlerinde beni desteklediğiniz için teşekkür ederim. Husamuddin farzizade" Çalışmasını yayınladığımız zamandan bu yana 5 yıl geçmiş, bu zaman içinde, 1993 doğumlu olan bu genç kardeşimiz İdam'dan kurtulmuş, ancak üniversiteden atılmış, hayatı cehenneme çevrilmiş bir durumda. Umuyorum dost ellerimiz ona uzanabilir  Türkiye olarak. Seçkin Deniz) 
Seçkin Deniz, 09.01.2019

Bismillahirrahmanirrahim
Şia Fırkaları

Farslıların neden Hz. Ömer’i sevmediklerini anlattık. Ömer onların yüzyıllar süren imparatorluklarını devirmiştir. Ömer’in yerine bu imparatorluğa son veren Ali olsaydı bu defa “Ömer yerine Ali’ye lanet” edeceklerdi. Bu yüzden Fars ulusal İslâm anlayışı yani Şia, Ali’yi Ömer’in amansız bir düşmanı olarak resm etmeye çalışmıştır.

Ömer’in kötülenip lanetlenmesi daha çok Fars Şialığında yaygındır. Bazı Zeydî ve Bektaşî Şia grupları Ömeri saygı ile anarlar. “Ömer’i öldürme merasimi” (Ömerkoşi) adı verilen tiyatrolar de Fars, Hintli, bazı Zeydî fırkalar ile İsmâilîler arasında yaygındır. Diğer ülkelerin Şiaları Ömer hakkında bu kadar kin ve nefret beslemezler.

7 Ocak 2016 Perşembe

SA2306/KY42-HM5: Erdebil Tarikatı ve İlhanlılar: Tasavvuf ve Siyaset İlişkisinde Yeni Dönem 5

"İslam’da insan eşref-i mahlûk olmasına rağmen Hz. Peygamberden kısa süre sonra diğer kültürler ve medeniyetlerden etkilenerek putlaştırılmış ve İslam dünyasını da etkilemiştir. Böylece hem Şiî ve Sünnî mezhepler, İslâmî hükümetler ve güç peşinde olan hükümdarlar insanların putlaştırılması anlayışını kullanarak bundan yararlanmış ve bu gayrî İslâmî fikir ve İslâmî Tasavvufu da etkisi altına almıştır."
Hamidreza Mohammesnejad


Şeyh Safiyüddin İshak Erdebili (1252-1334) Türbesi , Erdebil

Ehl-i Hak Hareketi

Bu dönemin diğer tasavvufî hareketlerden birisi de “Ehli Hak” hareketidir. Bu hareket Anadolu, Irak ve İran’ın batısında baş göstermiştir. Kızılbaşlar da Ehl-i Hakk’ın bir kolu olarak ortaya çıkmıştır.(50)

Ehl-i Hakk’ın eğitimleri İsmaîliyye’ye benzer. Ehli Hak inananları Hz. Ali’ye İlahi sıfatlar vermişlerdir. Bunların ahlak anlayışı nefise karşı çıkan akıldır.(51)

Nakşibendîye Hareketi

Dönemin öne çıkan diğer bir hareketi de Nakşibendîye’dir. Miladî 1338 (Hicri 738) yılında Hoca Bahaeddin Muhammed Buhara’yı Nakşibendî ye tarikatını Cava, (Keşmir) Hint, Çin, Türkistan ve Türkiye’de kurmuştur. Bu hareketin “Tifüriye’den”(52) kaynaklandığı iddia edilmektedir.

2 Ocak 2016 Cumartesi

SA2286/KY40-HF10: İdamlık Bir Şia Eleştirisi-Hüsameddin Ferzîzâde: İslâm’dan İslâm’a-Uydurulan İslâm’dan İndirilen İslâm’a Yolculuk 10

Sonsuz Ark'ın Notu:
22 yaşında Azerî kökenli İran vatandaşı bir Üniversite öğrencisi olan Hüsameddin Ferzîzâde Şiâ'ya yönelik sistematik eleştirisi yüzünden İran İslam Cumhuriyeti adı ile anılan Faşist Velayet- Ruhbanlık Sistemi tarafından idama mahkum edilmiştir. Aşağıda bu tertemiz delikanlının aziz hâtırâsına ve eserine dair tercümeyi bulacaksınız. Ona destek olmak için bu çalışmayı yayınlıyoruz. (Güncel Not: Hüsameddin Ferzîzâde kardeşimiz, 14.09.2020 günü yayınladığımız aşağıdaki çalışmasını paylaştığım Twitter hesabıma şu mesajı bırakmıştır: "Selam, Hayatımın zor günlerinde beni desteklediğiniz için teşekkür ederim. Husamuddin farzizade" Çalışmasını yayınladığımız zamandan bu yana 5 yıl geçmiş, bu zaman içinde, 1993 doğumlu olan bu genç kardeşimiz İdam'dan kurtulmuş, ancak üniversiteden atılmış, hayatı cehenneme çevrilmiş bir durumda. Umuyorum dost ellerimiz ona uzanabilir  Türkiye olarak. Seçkin Deniz) 
Seçkin Deniz, 02.01.2016

Bismillahirrahmanirrahim

Hadislerin Ölçüsü Kur’ân olmalı

Hadislerin doğruluğunun da kıstası Furkan (doğruyu yanlıştan ayıran) olarak nitelenen Kur’ândır. Kur’ân mantığıyla Şia hadislerini incelersek, ancak iki kitap dolduracak malzeme toplanabilir. Çünkü birçok Şia inancı Kur’ân metni ile çelişmektedir. 

Kur’ân’a ters ve zıt olan Şia inançlarından bazılarını şu şekilde sıralamak mümkündür: Abdest alma şeklinden tutun da kabirleri ibadet amacıyla ziyarete, imamların, seyyidlerin ve onların mezarlarının keramet sahibi olduğuna inanmaları, reşit olan her Şii’nin mal varlığının beşte birini seyyidlere ödemesi gerektiğine inanmaları, Ali’yi müminlerin velisi olarak görmeleri, Ali’nin hilafet ve imamet hakkının önceki halifeler tarafından gasp edildiğine inanmaları gibi pek çok inanç Kur’ân’ın açık naslarına zıt ve terstir. Özellikle seyyidlere para verilmesi Katolik keşişlerinin cennet satmalarına benzemektedir.

31 Aralık 2015 Perşembe

SA2271/KY42-HM4: Erdebil Tarikatı ve İlhanlılar: Tasavvuf ve Siyaset İlişkisinde Yeni Dönem 4

"İslam’da insan eşref-i mahlûk olmasına rağmen Hz. Peygamberden kısa süre sonra diğer kültürler ve medeniyetlerden etkilenerek putlaştırılmış ve İslam dünyasını da etkilemiştir. Böylece hem Şiî ve Sünnî mezhepler, İslâmî hükümetler ve güç peşinde olan hükümdarlar insanların putlaştırılması anlayışını kullanarak bundan yararlanmış ve bu gayrî İslâmî fikir ve İslâmî Tasavvufu da etkisi altına almıştır."
Hamidreza Mohammesnejad


Şeyh Safiyüddin İshak Erdebili (1252-1334) Türbesi , Erdebil


Maraşî Şiî Seyitler Hareketi 

Seyyid Kavameddin Maraşî liderliğinde Miladî 1350-1360 (Hicri 751- 762 )yılları arasında Mazendaran’da Maraşî Şiî Seyitler hareketi ortaya çıkmıştır. Seyyid Kavameddin’in babası Şeyh Hasan Cüri’nin müritlerindendi ve bu nedenle Mazendaran bölgesi temelleri daha önce atılmış olan “Hasaniye” Tarikatına (Hasan Cüri) geçmiştir. Miladî 1340 (Hicri 741) kurulan tarikat soyunu altıncı İmam Cafer’e dayandırıyordu.

26 Aralık 2015 Cumartesi

SA2250/KY40-HF9: İdamlık Bir Şia Eleştirisi-Hüsameddin Ferzîzâde: İslâm’dan İslâm’a-Uydurulan İslâm’dan İndirilen İslâm’a Yolculuk 9

Sonsuz Ark'ın Notu:
22 yaşında Azerî kökenli İran vatandaşı bir Üniversite öğrencisi olan Hüsameddin Ferzîzâde Şiâ'ya yönelik sistematik eleştirisi yüzünden İran İslam Cumhuriyeti adı ile anılan Faşist Velayet- Ruhbanlık Sistemi tarafından idama mahkum edilmiştir. Aşağıda bu tertemiz delikanlının aziz hâtırâsına ve eserine dair tercümeyi bulacaksınız. Ona destek olmak için bu çalışmayı yayınlıyoruz. (Güncel Not: Hüsameddin Ferzîzâde kardeşimiz, 14.09.2020 günü yayınladığımız aşağıdaki çalışmasını paylaştığım Twitter hesabıma şu mesajı bırakmıştır: "Selam, Hayatımın zor günlerinde beni desteklediğiniz için teşekkür ederim. Husamuddin farzizade" Çalışmasını yayınladığımız zamandan bu yana 5 yıl geçmiş, bu zaman içinde, 1993 doğumlu olan bu genç kardeşimiz İdam'dan kurtulmuş, ancak üniversiteden atılmış, hayatı cehenneme çevrilmiş bir durumda. Umuyorum dost ellerimiz ona uzanabilir  Türkiye olarak. Seçkin Deniz) 
Seçkin Deniz, 26.12.2015

Bismillahirrahmanirrahim

İşkence gören Râviler

Beni Abbas da dedelerinin Hz. Muhammed ve Peygamberin Ehl-i Beyti’ne yakın olmaları hakkında sahte hadisler uydurmuşlardır. Bu tür sahte hadisler uydurmayan râviler Abbasiler döneminde işkence edilerek hapse atılmış ya da ev hapsine mahkum edilmişlerdir.

Bu noktada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta bulunmaktadır: Emevi ve Beni Haşim soyundan gelen büyük bilge ve alim olan dindarlar bu tür hadisleri kabul etmez ve rivayet etmezlerdi. Emevilerden Ömer bin Abdulaziz, Muaviye ibn Yezid ve Haşimilerden Hüseyin ve Seccad gibi kişiler bu tür örneklerdendir.

24 Aralık 2015 Perşembe

SA2238/KY42-HM3: Erdebil Tarikatı ve İlhanlılar: Tasavvuf ve Siyaset İlişkisinde Yeni Dönem 3

"İslam’da insan eşref-i mahlûk olmasına rağmen Hz. Peygamberden kısa süre sonra diğer kültürler ve medeniyetlerden etkilenerek putlaştırılmış ve İslam dünyasını da etkilemiştir. Böylece hem Şiî ve Sünnî mezhepler, İslâmî hükümetler ve güç peşinde olan hükümdarlar insanların putlaştırılması anlayışını kullanarak bundan yararlanmış ve bu gayrî İslâmî fikir ve İslâmî Tasavvufu da etkisi altına almıştır."
Hamidreza Mohammesnejad


Şeyh Safiyüddin İshak Erdebili (1252-1334) Türbesi , Erdebil

Moğollar ve Safeviler; Tasavvuf-Sufilik ve Siyaset

Moğollar zamanında İran halkı zor durumdaydı (14). Bu dönemde Moğolların özelliklerinden biri de elçilerinin çok olmasıdır. Herhangi bir makam sahibi olan Moğol beyleri hem kendi işleri hem de eşinin özel işleri için İran’ın köy ve şehirlerine elçi olan memurlarını gönderiyorlardı. Elçi de o Han ve Hatun’un makam ve rütbesine göre birkaç hizmetçi ve silahlı adamı beraberinde götürüyordu. 

Bunlar herhangi bir köy de konaklandıkları vakit o köy halkı onların ve hayvanlarının yiyecek, içecek ve konaklama ihtiyaçlarını karşılamak zorundaydılar. 

19 Aralık 2015 Cumartesi

SA2218/KY40-HF8: İdamlık Bir Şia Eleştirisi-Hüsameddin Ferzîzâde: İslâm’dan İslâm’a-Uydurulan İslâm’dan İndirilen İslâm’a Yolculuk 8

Sonsuz Ark'ın Notu:
22 yaşında Azerî kökenli İran vatandaşı bir Üniversite öğrencisi olan Hüsameddin Ferzîzâde Şiâ'ya yönelik sistematik eleştirisi yüzünden İran İslam Cumhuriyeti adı ile anılan Faşist Velayet- Ruhbanlık Sistemi tarafından idama mahkum edilmiştir. Aşağıda bu tertemiz delikanlının aziz hâtırâsına ve eserine dair tercümeyi bulacaksınız. Ona destek olmak için bu çalışmayı yayınlıyoruz. (Güncel Not: Hüsameddin Ferzîzâde kardeşimiz, 14.09.2020 günü yayınladığımız aşağıdaki çalışmasını paylaştığım Twitter hesabıma şu mesajı bırakmıştır: "Selam, Hayatımın zor günlerinde beni desteklediğiniz için teşekkür ederim. Husamuddin farzizade" Çalışmasını yayınladığımız zamandan bu yana 5 yıl geçmiş, bu zaman içinde, 1993 doğumlu olan bu genç kardeşimiz İdam'dan kurtulmuş, ancak üniversiteden atılmış, hayatı cehenneme çevrilmiş bir durumda. Umuyorum dost ellerimiz ona uzanabilir  Türkiye olarak. Seçkin Deniz)
Seçkin Deniz, 19.12.2015

Bismillahirrahmanirrahim

İmam’ın İlahlaştırılması

Şia’nın şekillenme döneminde “İmam” kavramına Farsça’da Arapça’da olduğundan farklı anlamlar yüklemişlerdir. Örneğin Ebû Hanife’ye de İmam-ı Azam denir. Ancak buradaki imam kavramı Şia’daki ile aynı anlamda değildir. Arap dilinde imam öncü ve önder anlamına gelirken Fars dilinde “İmam” Tanrı ile direk ilişkide olan ve “Tekvin-i Velayet”e sahip doğaüstü şahıs anlamına gelmektedir. Tekvin yani yaratma sadece Allah’a mahsus iken Şia’da imamlar da bu sıfata sahiptirler.

Şia dolaylı yoldan da olsa aslında Hz. Peygamber’i suçlamaktadır. Çünkü Şia’ya göre İslâm’a en büyük zararı veren kişi Hz. Âişe olmuştur. Buna göre Hz. Muhammed de Âişe gibi bir fitneci ile evlendiği için hatalı ve suçlu olarak görülmüş olmaktadır.

17 Aralık 2015 Perşembe

SA2205/KY42-HM2: Erdebil Tarikatı ve İlhanlılar: Tasavvuf ve Siyaset İlişkisinde Yeni Dönem 2

"İslam’da insan eşref-i mahlûk olmasına rağmen Hz. Peygamberden kısa süre sonra diğer kültürler ve medeniyetlerden etkilenerek putlaştırılmış ve İslam dünyasını da etkilemiştir. Böylece hem Şiî ve Sünnî mezhepler, İslâmî hükümetler ve güç peşinde olan hükümdarlar insanların putlaştırılması anlayışını kullanarak bundan yararlanmış ve bu gayrî İslâmî fikir ve İslâmî Tasavvufu da etkisi altına almıştır."
Hamidreza Mohammesnejad

Şeyh Safiyüddin İshak Erdebili (1252-1334) Türbesi , Erdebil

Tasavvuf'un Kökeni- Safevîler


Tarihteki gelişmelerin nasıl olduğunu anlamak olayları o zamanın şartlarıyla incelemekle mümkündür. Metinlerle tarihsel koşullar arasındaki karşılıklı etkileşimler sonucunda yeni değerlendirmeler ve sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Bu tarihsel uyum ve etkileşim tarihçiler tarafından hermanotik olarak adlandırılmakta ve tarihsel gerçekliğe ancak bu yolla varılabilmektedir. 

12 Aralık 2015 Cumartesi

SA2182/KY40-HF7: İdamlık Bir Şia Eleştirisi-Hüsameddin Ferzîzâde: İslâm’dan İslâm’a-Uydurulan İslâm’dan İndirilen İslâm’a Yolculuk 7

Sonsuz Ark'ın Notu:
22 yaşında Azerî kökenli İran vatandaşı bir Üniversite öğrencisi olan Hüsameddin Ferzîzâde Şiâ'ya yönelik sistematik eleştirisi yüzünden İran İslam Cumhuriyeti adı ile anılan Faşist Velayet- Ruhbanlık Sistemi tarafından idama mahkum edilmiştir. Aşağıda bu tertemiz delikanlının aziz hâtırâsına ve eserine dair tercümeyi bulacaksınız. Ona destek olmak için bu çalışmayı yayınlıyoruz. (Güncel Not: Hüsameddin Ferzîzâde kardeşimiz, 14.09.2020 günü yayınladığımız aşağıdaki çalışmasını paylaştığım Twitter hesabıma şu mesajı bırakmıştır: "Selam, Hayatımın zor günlerinde beni desteklediğiniz için teşekkür ederim. Husamuddin farzizade" Çalışmasını yayınladığımız zamandan bu yana 5 yıl geçmiş, bu zaman içinde, 1993 doğumlu olan bu genç kardeşimiz İdam'dan kurtulmuş, ancak üniversiteden atılmış, hayatı cehenneme çevrilmiş bir durumda. Umuyorum dost ellerimiz ona uzanabilir  Türkiye olarak. Seçkin Deniz)
Seçkin Deniz, 12.12.2015

Bismillahirrahmanirrahim

12 İmam’ın Masumiyeti ve İlm-i Ledün

Dikkat edilirse Şii olsun Sünni olsun bu tür hadisler Kur’ân’a değil, muharref Tevrat’a dayanmaktadır. Tevrat’ta bulunan 12 prens, Şiiliğe 12 imam olarak geçer.


İmamlık ve imamet anlayışının kökeni diğer taraftan da İslâm öncesi Sasani kültürüne dayanmaktadır. Peygamber soyunun kutsallığı ile Sasani soyunun kutsallığı özdeşleştirilmektedir. Hem Sasani şahlarının çocukları hem de Ali’nin çocukları masum ve ilmi ledunniye sahiptirler. Zerdüştlükte seçkin sınıflar kutsal kan ve soydan gelmektedirler. 

Seçkin Deniz Twitter Akışı