Seyit Yüzüak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Seyit Yüzüak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Kasım 2020 Cumartesi

SA8964/KY66-SY6: Günümüz “Patlatılmış” Pandemisi Hakkında Manifestom...

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Bağışıklık sistemimizi zayıflatacak her türlü psikolojik, sosyolojik, tıbbi ve yeme-içme kaynaklı etmenleri azaltmaya, ortadan kaldırmaya yönelik adımları atmalı, insanımızın nefesini kesmek, bağışıklığını düşürmek yerine nefesini ve bağışıklığını güçlendirmeliyiz."

1- Ülkemizin üniversitelerinin, bilim kurullarının ve bilim insanlarının neredeyse tamamına yakını, dünyanın bir ucunda ortaya çıkan bir virüsün ciğerlerimize kadar gireceğini görecek ferasetten, akıldan, vizyon ve sorumluluktan yoksun olduklarını, yaşadığımız pandemi süreci bizlere göstermiştir. Değil bu virüs başka hangi tehdit olursa olsun, önceden görme, sezme, değerlendirme ve tedbir alma gibi bir refleksin, bu sorumlu birim ve bireylerde bir kültür olarak yer almadığı net bir şekilde bir kez daha ortaya çıkmıştır. 

22 Nisan 2020 Çarşamba

SA8533/KY66-SY5: Kim-Nedir Korona?

"SARS-CoV-2 ile ilgili çok teknik, biyolojik ve medikal detaylara girmek yerine bizi en çok ilgilendiren ve merakla beklediğimiz tedavi, ilaç ve aşılara dikkat çekmek istiyorum. Neredeyse her ülkede bilim insanları ve tıp dünyası çözüm bulmaya çalışırken, özellikle bu olası çözümler arasında yer alan ve en hızlı/etkili bir çözüm olarak görünen Gen-Temelli Aşı çalışmaları hakkında sizlerle en güncel durumu paylaşmak istiyorum." 


Korona kataloğuna baktığımızda binlerce korona virüsü olduğunu görüyoruz. Binlerce korona arasından ise sadece 6 tanesi insana bulaşmakta ve enfeksiyona neden olmaktadır. Bu 6 koronadan 4 tanesi ise insanlarda soğuk algınlığı-grip benzeri bir rahatsızlığa neden olmakta, kalan 2 tanesi ise son 20 yılda tanıştığımız iki ünlü korona virüsüdür: SARS ve MERS.

30 Ekim 2017 Pazartesi

SA5088/KY66-SY4: SAĞ'ım, SOL'um, O'cu BU'cu...

"Bu virüsün sebep olduğu ateşte yanan ve zararla çıkan ise her zamanki gibi ülkemiz ve ülkemizin gençliği ve geleceğidir."


28 Şubat`ın soğuk rüzgarlarından ve o dönemin ayazından daha da çok çalışarak, sabrederek ve hüsn-ü niyetimi koruyarak sıyrılmış ve dünya ile entegre olmayı hayal ettiğim üniversiteye başlamıştım. Bir gün, henüz bir ay dahi geçmeden, her gün kullandığım kampüs dolmuşunda, dışarıdan bakıldığında kıdemli bir öğrenci olduğunu tahmin ettiğim ve tanımadığım bir kişi yüzüme bakarak "- Kes, o bıyıklarını kes, yoksa başını ağrıtırlar, sorun yaşarsın!" dediğinde doğrusu o zamana kadar yeni yeni terleyen bıyıklarımın farkında bile değildim. 

23 Ekim 2017 Pazartesi

SA5052/KY66-SY3: Pardon! HESAPPP... Lütfen!!!

"Ülkemiz, devletimiz ve milletimizin menfaati ve hedeflerini gözeterek geleceğini daha sağlam inşa etme niyeti ile çıktığımız bu yolda, her zaman ve her durumda en sağlam ve en doğru örneği referans almak ve takip etmek düsturu gereği, hücre çekirdeğindeki TP53 proteinin keşfedilen denetim mekanizmasından şahsımız, milletimiz ve devletimiz için dersler ve uygulamalar çıkartmamız gerektiği inancı, kanaati ve taraftarıyım."


Tıbbi bir terim olmaktan çıkıp, halkımızın dilinden ve zihninden nerdeyse hiç düşmeyen bir kavram… özellikle son yıllarda çok aşina olduğumuz ve bir o kadar da çekinerek korktuğumuz bir hastalık... KANSER… 


Aziz milletim, masum halkım neredeyse bir onkoloji (kanser bilimi) uzmanı kadar bu hastalık ile ilgili genel bir kültüre sahip olsa bile, bu çağın temel hastalığının sebeplerini, nedenlerini ve tedbirlerini tartışıp bilinçlenmek ve o bilinci yaşamak konusunda pek de maarif sayılmaz. Başımıza gelene kadar dedikodusunu, geldikten sonra şifasını, atlattıktan sonra ise yine rahat durmaz, belamızı ararız. 

16 Ekim 2017 Pazartesi

SA5019/KY66-SY2: Doktor Değil, Profesör Doktor!...

"İlk yıllarında neredeyse hiçbir bariz belirti göstermeyen AIDS (HIV) virüsü gibi bir bulaşıcı algıdan, davranış hastalığından ve kronikleşmiş akademik bir semptomdan bahsediyoruz ki bu semptom bütün bir akademik yapıyı, birimlerini ve fonksiyonlarını felce uğratacak kadar gizli ve sessiz ilerlemekte."

 

Kampüslerin duvarları yetmedi, ideolojik tel örgüler kapatamadı, üstüne bir de enaniyet beslediler, kibir büyüttüler, benlik doldurdular.. ve  kendi milletinden, ülkesinden ve insanlıktan uzak ama çok uzakta, evrensel bilim ve etikten bihaber çoğalıp durdular…

Yıl 1999. Lise yıllarımdan bir gün.  Bir şehrin, bir toplumun sinir uçlarının birleştiği, kaynaşıp harman olduğu mekanı, yani o şehrin üniversitesini keşfe çıkmıştım, büyük bir merak, heyecan ve sorular ile. Öncelikle kale gibi itici kalın duvarlar karşıladı,“ Hayırdır, Ne işin var burda?”, der gibi. 

9 Ekim 2017 Pazartesi

SA4985/KY66-SY1: “Ben Yarattım”… Emin misin?

"İlgili bir geni yeniden, baştan, sıfırdan yaratmıyoruz, var olanı izole edip, modifiye ederek, istediğimiz başka bir canlıya, organizmaya aktarıyoruz."


Bugün biyoteknolojide, moleküler biyoloji ve genetik vb. alanlarda  kullandığımız bütün mevcut teknolojilerin alt yapısı, fikir kaynağı ve ilham noktası bakteri ve/veya mayaların sistemlerinin örnek alınmasıdır, taklit edilmesidir.. Labortuvarda hiç kimse şimdiye kadar bir şey yaratabilmiş değildir, Yarattıklarını iddia edenler halihazırda yaratılmış bir başlangıç materyali, organizması ile başlamaktadır...

Biyolojide, yaratmak fiili kullanıldığı zaman akla ilk gelen olgu canlılıktır, canlı bir nesnenin ya da cismin, ya da organizmanın yok iken var edilmesidir. 

Seçkin Deniz Twitter Akışı