Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

On yaşındaydım. Gökyüzü, benim için sadece bulutların dans ettiği bir tuval değil, hayallerimin özgürce kanat çırptığı bir dünyaydı. Uçurtmam, o renkli kumaş parçası, sadece bir oyuncak değildi; o, benim gökyüzüne yazdığım bir mektuptu. İpini tutar, rüzgârın onu yukarı taşımasını izlerdim. Bazen ipini keserdim, özgürce süzülüşünü seyretmek için. O anlarda kendimi de özgür hissederdim, sanki o uçurtmayla birlikte ben de uçardım. Ta ki o gün, babamla yaşadığımız o kavga her şeyi değiştirene kadar.