“Ben
binlerce Saraybosnalı savaş çocuklarından biriydim. Bugün benden Gazze’de
binlercesi var.”
Savaşta
çocuk olmak aklın alamayacağı bir güç demekti. O yaşta bile birkaç bidon
taşıyabilmek, bidon dolusu kızağı çekmek, büyük bir hızla koşmak, kurşunlara
yakalanmamak ve sık sık aç olmak, yıllar boyunca verilen aynı yemeğe hayır
dememekti çocuk olmak.
Savaşta
çocuk olmak okul defterlerine mümkün olduğu kadar küçük harflerle yazmak ki
daha uzun kullanabilmek, demekti.
Savaşta
çocuk olmak aslında yeni başlayan çocukluğu bitirmekti.
Oyuncaklarımızı
değiştirdik. Kimin daha güzel bebeği veya arabası var düşüncelerinin yerini kim
daha çok bombalar hakkında bilgiye sahiptir, kim daha iyi bombaları ayırt
edebiliyor düşünceleri aldı. Mermi kovanlarının arkasında renkler olurdu bazen,
renkleri sayıp kim daha çok renge sahiptir diye yarışırdık. Savaş çocuğu olmaya
zorlandık ama, yine de beklemedikleri şekilde iyi göğüs gerdik.