Çocuk; Soykırım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çocuk; Soykırım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Haziran 2016 Çarşamba

SA2976/KY16-EŞ2: Sırpların Priyedor Soykırımı; 31 Mayıs 1992

Bugün, Sırp olmadıkları gerekçesiyle öldürülen binlerce Boşnak ve Hırvat vatandaşının katledildiği Priyedor Katliamı'nın yıl dönümü. Hiçbir suçu olmayan insanları acımasızca ölüme götüren vahşi katliam, "Beyaz Kurdele" günü olarak da anılıyor.

Fotoğraf: TRTAvaz

Tarih; 31 Mayıs 1992… Boşnak nüfusun çoğunlukta olduğu Priyedor şehrinde, Sırp yetkilileri tarafından yerel radyoda bir emir veriliyor. Sırp olmayan bütün vatandaşlar evlerinin pencerelerine beyaz bayrak, çarşaf asacak, dışarı çıkanlar da kollarına beyaz bir bant takacak, böylece Sırp olmayanlar belli olacaktı. Priyedor’un acı hikayesi böyle başlamıştı. Bu bir planlı etnik temizlemenin başlangıcıydı. 

24 Haziran 2015 Çarşamba

SA1451/KY29-YA11: Yıl 2015, Kıbrıs-Sadrazamköy; 52 Yıllık Rum Katliamı Kuyu'dan Çıktı

"Amcam Rahmi Hasan ile yengem Ayşe Rahmi tüfekle vuruldu. 3 buçuk aylık hamile olan yengemin karnına ayrıca süngü sokuldu. 5 yeğenim ise gözleri bağlı, canlı canlı kuyuya atıldı. Çocukların ölümlerinin anne babaya izlettirildiğini öğrendik. "



Geçtiğimiz gün 7 kişilik bir aile Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verildi. Kuyudan çıkarıldılar. Anne, baba, 5 de çocuk… Bir de annenin karnındaki bebek, 8…

Rumlar tarafından Aralık 1963’te Sadrazamköy’de, Kormacit Burnu yakınlarında kuyuya atılarak şehit edilen Karşıyakalı 49 yaşındaki Rahmi Hasan, 32 yaşındaki eşi Ayşe Rahmi ile çocukları Hasan (15), Zahide (12), Ahmet (7), Şerife (5) ve  Mustafa (2) toprağa verilenler. Kayıp listesindelerdi, bulundular…

6 Mayıs 2015 Çarşamba

SA1304/KY20-MEK22: Emmet Louis Till

"Amerikan kültürünün, televizyon ve şov dünyasının, sinema ve müziğinin mahir bir şekilde inşa ettiği ‘Zenci Genç’ olmak tam anlamı ile ölümcül bir kombinasyondur."


Emmet Louis Till (25 Temmuz 1941 - 28 Ağustos 1955) 14 yaşında bir çocuktu. Hayatının henüz başında idi. Misisipi’de, küçük bir kasabada, Money’de, kısa bir ziyaret için akrabalarının yanında bulunuyordu. İddiaya göre Louis yakınlarda bakkallık yapan Roy Bryant’ın eşi 21 yaşındaki Carolyn’e ıslık çalmıştı, Birkaç gün sonra Roy ve onun üvey kardeşi J.W. Milam, gece 03.00 sularında Louis’nin amcasının kalabalık ailesiyle barındığı kulübeyi bastılar.

Louis’i evden döverek çıkardılar, beraberlerinde getirdikleri kamyonetin kasasına bir davar gibi bağladılar, onu yakında ki bir yere götürüp bıçakla bir gözünü oyarak çıkardılar, saatlerce dövdüler, yüzünün derisini soydular, bütün bunları canlı kalsın diye yavaş yavaş ve sık sık uyararak yaptılar. Çırçır makinasının keskin metal tarakları ile yüzünü ve bedenin birçok yerini taradılar, en sonunda ruhunu teslim edip acısı dindiğinde cansız bedenini kamyonete yükleyip, bacaklarına dikenli tellerle 32 kiloluk bir metal bağlayarak Tallahatchie nehrine attılar.

27 Nisan 2015 Pazartesi

SA1289/KY20-MEK21: Senden Büyük Bütünün Parçası

"Muazzam coğrafî, ekonomik, sosyal zenginliği ahlaksızca batı başkentlerine taşıyan bu ahlak ve erdem yoksunu faşist siyasaya hayır diyeceğiz."


Senden büyük bir bütünün, senden büyük bir vücudun azası olmak fikri, gün gittikçe profan bir düzeyde var olmaya razı gelen modern insan için oldukça uzak, hatta epeyce tehlikeli ve faşizan bir durum olarak algılanıyor. Modern batılı için böyle bütünler, aileden başlayarak teolojik, politik veya etnik bütünler faşizan varlıklar olarak tanımlanıyor.

Ulus devletler tarihi de doğrusu bu tanıma yeter derecede malzeme ve meşruiyet sağlamış durumda. Nitekim birinci ve ikinci dünya savaşları boyunca işlenen ağır suçlar ve devamında bu suçların kirli zemininde kurulan siyasi düzen tam olarak faşizan bir dünya düzeni oldu. Farklılığı yok eden, insanı sınırlayan, insanın kendini gerçekleştirmesi önünde akılalmaz saçmalıkta duvarlar yükselten bu düzenlerin temel meşruiyet zemini işte böyle sosyal/coğrafi kutsallar (!) ve çıkarlar etrafında inşa edilmiş bütünlerdi. Ve faşizanlıkları zaten doğaları gereği idi. Farklılığı tehlike, eleştiriyi saldırı, kendi dışındaki her yapıyı düşman addeden bu siyaset modern insanda nihilist ve umutsuz bir siyasal savrulmaya neden oldu.

1 Ağustos 2014 Cuma

SA808/ Sonsuz Ark-YD4: Gazze'de Çocuk Katliamı/ Anadolu Ajansı Belgeseli



İsrail ordusu, katliama başladığı 7 Temmuz 2014 tarihinden itibaren masum Gazze halkının üzerine ABD, İngiltere, Almanya, Fransa gibi ülkelerin onayı ile, ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'dan aldığı 1 milyar dolarlık binlerce ton bomba yağdırdı. Yüzlerce çocuk yaşamını yitirdi, binlercesi yaralandı. Anadolu Ajansı, İsrail'in Gazze'de yaptığı çocuk katliamlarından kısa bir belgesel yaparak, bu vahşeti tüm dünyaya Türkçe, İngilizce ve Arapça alt yazılar ile servis etti.

SA807/ÇY3-BŞ16: Filistinliler Közleniyor

“Bir zamanlar Nazilerin Varşova Gettosu’na yaptığını(*) şimdi İsrail’in IDF’si Gazze'lilere yapıyor.”


Bundan altı yıl evvel, oğlum Jed "Bar Mitsva" geleneğinin bir parçası olarak, Varşova gettosunda Polonyalı Yahudileri yok etmeyi amaçlayan Nazilerin kanlı planına direnç gösteren cesur, gizli kahramanları anlattığı bir proje sundu.

Araştırma sırasında Jed, babamın, 2.Dünya Savaşı’nda Varşova'da genç bir çocuk olan Polonyalı arkadaşıyla röportaj yaptı. Oğluma, bir gün tramvayların işe giderken birden durduklarını anlatmış. Herkesin tramvaylardan dışarı çıkması gerektiği söylenmiş. Babamın arkadaşı yoğun bir duman altında kaldıklarını, çok sayıda silah ve patlayan bomba sesi duyduğunu söylemiş. Ne olduğunu sorduğunda, yanında duran Polonyalı bir bayan kendisine "Yahudi közlüyorlar " demiş.

Şehrin bütün insanlarının havai fişek gösterisi izlemeye gelir gibi bir araya toplandığı Varşova’daki bu felaket, şahit olduğu bu olay belleğinde korkutucu bir anı olarak durmakta.

20 Temmuz 2014 Pazar

SA786/KY16-EŞ1: Gazze'de Çocuk Olmak

“Ben binlerce Saraybosnalı savaş çocuklarından biriydim. Bugün benden Gazze’de binlercesi var.”


Savaşta çocuk olmak aklın alamayacağı bir güç demekti. O yaşta bile birkaç bidon taşıyabilmek, bidon dolusu kızağı çekmek, büyük bir hızla koşmak, kurşunlara yakalanmamak ve sık sık aç olmak, yıllar boyunca verilen aynı yemeğe hayır dememekti çocuk olmak.

Savaşta çocuk olmak okul defterlerine mümkün olduğu kadar küçük harflerle yazmak ki daha uzun kullanabilmek, demekti.

Savaşta çocuk olmak aslında yeni başlayan çocukluğu bitirmekti.

Oyuncaklarımızı değiştirdik. Kimin daha güzel bebeği veya arabası var düşüncelerinin yerini kim daha çok bombalar hakkında bilgiye sahiptir, kim daha iyi bombaları ayırt edebiliyor düşünceleri aldı. Mermi kovanlarının arkasında renkler olurdu bazen, renkleri sayıp kim daha çok renge sahiptir diye yarışırdık. Savaş çocuğu olmaya zorlandık ama, yine de beklemedikleri şekilde iyi göğüs gerdik.

Seçkin Deniz Twitter Akışı