Türk-Amerikan İlişkileri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türk-Amerikan İlişkileri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Ekim 2019 Pazar

SA8068/ÇY4-DB147: Başarısız Olmak İçin Çok Büyük: Türkiye'de Amerikan-Alman Ortaklığına Doğru

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız Hudson Enstitüsü'nden Michael Doran ve Peter Rough'un birlikte ürettikleri analiz, Türkiye'yi kaybetme korkusu yaşayan ABD'ye, Almanya aracılığı ile Türkiye'ye yaklaşmasını öneren temel bir teze sahiptir. Analizin nitelikli sayılabilecek kısmen nesnel ve eleştirel dokusunun ucunda en önemli şu iki soru sallanıyor: "Erdoğan, sorunlu taktikleriyle neyi başarmaya çalışıyor ve Batı ittifakının stratejileriyle ne kadar uyumsuz? Amerikan politikaları Türkiye'de neden Erdoğan’dan daha popüler değil?" Aslında herkesin her şeyi bildiği bir siyasi arenada bu tür analizler karşı tarafın diline bir parmak bal çalmak amacıyla nesnel görünse de küresel Amerikan hegemonyasının sona erişinde Türkiye'nin oynadığı rolün ne kadar büyük olduğu ve bağımsız politikalar üreten Erdoğan'ın Batı'yı ve doğal olarak küresel dengeleri Türkiye lehine nasıl sarstığı açıkça görülecektir. Türkiye'nin önemi dolayısıyla kaybedilmemesi gereken müttefik olarak değerlendirildiği bu analiz, Amerikan çaresizliğinin 9 Ekim 2019'da başlattığımız Barış Pınarı Harekâtı'nın ürettiği siyasi fırtınanın büyüklüğünde daha net bir şekilde görülebilmesini sağlamaktadır.
Seçkin Deniz, 20.10.2019

Too Big to Fail: Toward a U.S.-German Partnership on Turkey

ABD-Türkiye ilişkileri krizde. 12 Temmuz’da, Türkiye Milli Savunma Bakanlığı, S-400 sisteminin ilk unsurlarını Rusya’dan teslim aldığını açıkladı. S-400 sıradan bir silah değil, yetenekleri Amerikan askeri planlamacılarını endişelendiren gelişmiş bir hava savunma sistemi. İlk parçaların gelmesinden hemen önce, Trump yönetimi, böyle bir adımın, Türkiye'nin bugün dünyanın en gelişmiş uçağı olan F-35 Ortak savaş Uçağı'nı satın almasına zarar vereceği konusunda uyardı. Amerikalı yetkililer, Türk meslektaşlarına, art arda ve kesin bir şekilde, en gelişmiş Amerikan gizli jetleri ve onları havada durdurmak için tasarlanan Rus silahlarını eş zamanlı olarak elde edemeyeceklerini bildirdi.

SA8067/SD1512: Amerika'nın Suriye Sonrası Ortadoğu Seçenekleri

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, DAEŞ Sonrası: Amerika, İran ve Orta Doğu Mücadelesi adlı kitabın yazarı ve Orta Doğu Raporlama ve Analiz Merkezi Genel Müdürü Seth J. Frantzman'a aittir ve  ABD hegemonyasının sürmesi ve İsrail'in güvenliğinin sağlanması için, ABD Başkanı Trump'ın sona erdirmek istediği 2001'den beri Afganistan, Irak ve Suriye gibi müslüman ülkelerde yürütülen 'Sonsuz Savaşlar'ın devam etmesi gerektiğini iddia etmekte, Türkiye'nin 9 Ekim 2019'da Suriye'deki PKK-YPG terör örgütüne yönelik olarak başlattığı Barış Pınarı Harekâtı'na karşı herhangi bir çatışma çıkmaması için (1978'de PKK-YPG terör örgütünü kuran, destekleyen ve koruyan ABD'nin şimdiki) başkanı Trump'ın emriyle ABD askerlerinin geri çekilmesinin Ortadoğu'da zincirleme bir ihanet duygusu üreteceğini ve ABD'ye itibar ve alan kaybettireceğini söyleyen Türkiye düşmanı, klasik neocon-satanist perspektifi dillendirmektedir. Trump'ın belirlediği geri çekilme politikasını eleştiren yazar, "Odadaki fil ABD-Türkiye ilişkileri olabilir." diyerek Türkiye ile ilişkileri şöyle değerlendiriyor: "Uzun vadede, resmi olarak ülkeler müttefik olmaya devam etse de, ABD-Türkiye ilişkilerini kurtarmanın bir yolu yok gibi görünüyor." Analizin bize kazandırdığı bir tek yüksek değerli 'gerçek' var; ABD'nin vahşi emperyalizm uğruna ürettiği hegemonya katliamlarının (bunlar savaş değil, terör ve iç savaşlar dahil her biri birer katliamdır ve savaş suçu olarak tanımlanmaktadır) ve istikrarsızlıkların failinin somut olarak ABD olduğu gerçeği Amerikan politikalarının itirafı anlamına geleceği için, ilgili analizlerin temel tezlerinin konusu olduğunda artık bu tezler, teoriler 'Komplo Teorisi' olarak adlandırılamayacaktır. Türkiye, bugünleri sağlayan en etkin ülke olarak yükselişini sürdürürken, bu türden analizleri de tek tek irdeleyecek ve politikalarını belirlemeye devam edecektir. Türkiye, tarihi harekât alanına doğrudan girmiştir ve bu satanist-siyonist-noecon-liberal çeteleri rahatsız etmektedir.
Seçkin Deniz, 20.10.2019

America's Options for the Middle East After Syria
"Bu, Amerika’nın küresel hegemon veya küresel polis rolünü üstlendiği George H. W. Bush’un imzasının bulunduğu “yeni dünya düzeni”nde ABD'nin dış politika tarihinde kilit bir nokta haline gelebilir."

DAEŞ savaşına öncülük eden ABD komutanları, Suriye’den birliklerini düzenli bir şekilde çıkarmaya çalışıyor. Suriye'de gerçekleştiği görünen tek şey bu.


Esad rejimi, kilit yerlerdeki kontrol noktalarını ele geçirmek için acele ediyordu; Türkiye, 15 Ekim'de, Beyaz Saray'ın Amerika'nın Suriye'deki beş yıllık savaşını tamamlamaya karar vermesinden dokuz gün sonra harekata başladı. Washington, DAEŞ'in savaşa son vermediğini söylüyor, bu nedenle hava saldırıları olası ve Suriye'de, Irak'tan veya başka bir yerden yönetilen özel operasyonlar devam edebiliyor.

17 Ekim 2019 Perşembe

SA8059/KY23-NN35: Yeni Türk-Amerikan İlişkilerinin Başlangıcı

Sonsuz Ark'ın Notu:
7 Ağustos 2018  tarihli 'Bir Siyaset-Diplomasi Felsefesi Değişikliği; Türkiye-ABD İlişkileri mi, ABD-Türkiye İlişkileri mi?' başlıklı analizde, "Her devlet, daha doğrusu devlet olma niteliğini kazanmış, ülkesinin çıkarları gereği özgür kararlar alabilen yöneticilere sahip her devlet, ikili ilişkiler kurduğu devletlerle ilişkisini tanımlarken başlangıçtan itibaren bunu muhatabına yansıtır, adı önce anılacak olan devlet yöneticinin kendi devletidir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yöneticisi ABD ile ilişkilerini tanımlar ve somut bir çerçeveye oturturken Türkiye-ABD ilişkileri başlığı altında düşünür. Bugün Türkiye'nin ABD-AB temelli yaşadığı kuşatmanın temelinde yatan da bu sorundur. Türkiye-ABD ve Türkiye-AB ilişkileri  (şimdilerde doğru bir şekilde kurulan Türkiye-Çin ilişkileri ve 2015'ten sonra yeniden kurulan Türkiye-Rusya ilişkileri) her biri kendi başlığı altında yeniden inşâ edilmektedir ve bu durum ABD-Türkiye, AB-Türkiye şeklinde dayatılan gelenekselleşmiş kolonyal ilişki biçimine alışkın ABD ve Avrupa ülkelerinin çıkarlarını rahatsız edici bir felsefeye sahiptir. Erdoğan'ın şahsında eşit haklara sahip bir devlet olarak masaya oturan Türkiye'nin varlığı Küresel Sistemi rahatsız etmektedir." demiş ve analizi şu paragrafla tamamlamıştım:"Türkiye'nin ABD'ye karşı stratejisi, ABD'ye eşit bir devlet olarak davranma kararlılığını sürdürmesini sağlayacak davranış setini içermelidir. Geriye atılacak herhangi bir adım Türkiye'nin itibarını sarsacak ve sağlıklı adımlar atmasını engelleyecektir. ABD çökmüştür, çöken ekonomisi, psikolojik olarak yok olan ordusu, eskiyen askerî teknolojisi ile bütün heybetini kaybetmiştir; ancak bütün dünya için nükleer bir tehdit olarak varlığını sürdürmeye devam edecektir; bunu her an göz önünde tutarak ilerlemeye devam etmeliyiz." Aşağıda yayınladığımız çeviri, 'Gölge CIA' olarak anılan Stratfor'un kurucusu yahudi kökenli ABD vatandaşı George Friedman'a aittir ve 9 Ekim 2019'da başlattığımız Kuzeydoğu Suriye'de PKK-YPG'ye yönelik 'Barış Pınarı Harekâtı' sonrası gerilen Türk-Amerikan ilişkilerine binaen yapılmıştır...
Seçkin Deniz, 17.10.2019

The Origins of New US-Turkish Relations

Birkaç yıldır Washington'un sürekli olarak çatışmalardan kaçınmaya çalıştığı Ortadoğu'ya yönelik ABD stratejisinde önemli bir değişim yaşanmaktadır. ABD artık her ikisi için de jeopolitik açıdan gerekli olan şartlara dayalı olarak, kendi başına bölgesel bir güç olan Türkiye ile anlaşma yollarını aramak zorunda kalmıştır.

Seçkin Deniz Twitter Akışı