Derin Ayrıntılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Derin Ayrıntılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Şubat 2014 Perşembe

SA543/Kâşif M.5: Sıradağların Ardındaki İhtiraslar

“Erkek kadının sorgulayıcı genetiğinden sıyrıldıkça daha büyük dağları aşmak üzere içindeki ihtirası kamçılar.”


Erkek… kuramları ve kuralları üreten, onları doğurgan her nesneye karşı dayatan, kasılmaları arttıran, isyanları cisme dönüştüren… hayatın her alanında gücüyle, elde etme azmiyle, ihtirasıyla egemen olan, olamadıkça dağılan, dağıldıkça kişiliğini kaybeden… arayışları hiç bitmeyen, dokundukça sahip olmak isteyen arzuların kıskacında, elde ettiği hiçbir şeyi sonsuza dek kendi özgün değeriyle koruyamayan, onu değiştirmeye çalışan; kendi değişkenliğine sürekli bahane bulan bir gezgin…


Kadının doğasından daha aç, kadındaki periyodik kısıtlılıklara mahkum olmayan ve sürekli isteyen varlığıyla erkek, sonsuz değişimin tüm kodlarını içinde taşır. Kadının ve erkeğin, kendi genetik sınırlılıklarını aşamadığı zamanlarda erkeğin zorlayıcı ruhu, değişimin hızına doğrudan etki eder. Kadının alışkanlıklarına sarılarak tatmin olması, erkeğin alışkanlıklarından kopma hızını arttırdığında, alışkanlıklar kadının aleyhine kaybolur.

6 Eylül 2013 Cuma

SA396/Kâşif M.4: Keçinin Rengi

“Hem zorba hem de mağdur… kendisi olmasa kendisinden üreyenlerin olması imkansızlaşan...”


Kadın… zihninde hangi döngülerin birbirine uç verdiğini kimi zaman ya da çoğu zaman kendisinin de bilmediği bir fenomen… doğurganlığını hayatın merkezine konmuş bulan ve hormonlarının kuşkusuz egemenliğini hayatın her alanına yayan direnci ile baskın… ve yeryüzündeki bütün hassas varlıklardan daha kırılgan, daha zarif. Hem zorba hem de mağdur… kendisi olmasa kendisinden üreyenlerin olması imkansızlaşan…

24 Temmuz 2013 Çarşamba

SA309/Kâşif M.3: Eşikleri Aşma Aşkına Yolculuk Yapan Yazarlar

“Yazar ölümlüdür; ancak her doğumla başka bir insan var olduğu için okur ölümsüzdür”


Yazar… ayrık insan, düşünceleri diğerlerinden farklılaşan ve farklılaşan düşüncelerini yazarak ifade etmeye ve insanları kendi düşünceleriyle yönlendirmeye çalışan sıradan bir insan; diğerlerinden daha fazla ‘değer’ taşımayan, ancak daha fazla değer taşıdığını düşünerek kırılgan bir hayat alanı üreten ve orada tek başına bir sanal atmosfer kuran… yazarak çoğalmak için yazan ve yazdıkça yalnızlaşan insan.

İyiyi ve doğruyu sorgulayarak, yaşadığı dönemde, kötülüğe karşı bir çıkış serüveni başlatmak isteyen yazar, diğer yazar türünden farklı bir insan türüdür. Kendisini diğer sıradan insanlardan ayrık düşünmez ve onların kötülüklerin farkına varması için çabalar. Çabasının temel hareket noktası, kendisi için iyi olanı seçmek ve diğerleri için bu seçimi anlaşılır kılmaktır.

19 Temmuz 2013 Cuma

SA296/Kâşif M.2: Namaz Kılan Yabancılar

“…anlam boşluklarına doldurulmuş itaat ve ibadet ritüellerine sırılsıklam sarılan bir sessizlik.”


Câmi… dört duvar, dikdörtgen beton bir çatı ve kesme taştan  tek şerefeli kısa bir minare… ya da yüksek kubbeli, birer, ikişer, üçer şerefeli birer, ikişer, dörder çok uzun minareler… insanlar, müslümanlar namaz kılmak için câmilere gidiyorlar. Birer oda büyüklüğünde küçük mescidler tık nefes dolu, büyük câmiler serin ve çoğunlukla boş.

Namaz kılmak için yürüyen silüetlerin mescidlere yakınsanan hızı yüksek, büyük câmilere uzanan hızı düşük. Büyük câmiler, gözlerin kubbelerde, sütunlarda, mihraplarda, minberlerde ve kürsülerde işlenen sanata bakışı fazlalık biraz. Çeken duygu namazdan bir adım önde; ihtişamlı ibadethânelerin çekim gücü, namazdaki huşûya elitist bir katkı sağlıyor. Küçük câmilerin havasız, yalın ayak halılarında biriken bakımsızlık, büyük câmilerin tek parça gibi görünen kaliteli ve pahalı halılarında kayboluyor.

3 Temmuz 2013 Çarşamba

SA273/Kâşif M.1: Yalnız ve Kalabalık Sokaklarda Günaha Koşan Atlar

“İnsanların ruhundaki günaha koşan atlar, çatlayana kadar koşmayı seviyor...”


Cadde… çift yönlü, çift şeritli, orta refüjlü yol… ya da bulvar; dil çatışmalarında adına ne denirse artık. Yürüyen kadınlar ve erkekler… renk renk kıyafetleri, saç modelleri… yürüyorlar, alışveriş yapıyorlar.

Erkeklerin kot, keten, kumaş pantolonlarının üstüne oturan tişörtleri ya da gömlekleri var. Bu eril insanda kıyafet özgürlüğü en fazla askılı bir tişört ve  dizlere kadar inen bir şortla bedenin özgürlüğüne uzanan ekstremum talep. Seksüel içgüdülerin tahrik edilmesine aracılık edecek en derin nedenler, omuz ve kol kasları dışında hep saklı. Caddelerin ve bulvarların toplumsal statülerle, algılarla ve taleplerle tırmanabildiği erkek zirvesi bu.  Merkezden banliyölere uzanan farklılıklar az; banliyö sokakları, dinin, yadırganmanın getirdiği toplumsal dokunuşlarla askılı tişörtleri ve şortları çekip alıyorlar erkeğin bedeninden… kalanlar merkezden ya da elitist görünen yalnız sokaklardan hiç farklı değil.

Seçkin Deniz Twitter Akışı