Eşitsizlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Eşitsizlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Ocak 2025 Perşembe

SA11183/AF49: İşgücü Açığı; Pazarlık Gücünü Yeniden Dengelemek için Bir Fırsat mı?

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, işgücü piyasası eşitsizliği ve ücretler ile etnik ve göçmen dezavantajı üzerine araştırmalar yapan Avrupa Sendikalar Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacısı Wouter Zwysen'e aittir ve Avrupa'da yaşanan işgücü kıtlığının artan eşitsizlikler bağlamında işçilerin pazarlık gücünü arttırabileceğine odaklanmaktadır. 
Seçkin Deniz, 02.01.2025, Sonsuz Ark 
Labour shortages – an opportunity to rebalance bargaining power?

İşgücü açığı, pandemiden bu yana ön plana çıkarak Avrupa genelinde işgücü piyasasının en acil sorunlarından biri haline geldi. Her ne kadar 2022'deki zirve noktasından bu yana bir miktar azalmış olsa da, Avrupa Birliği genelinde hala yaygın bir işgücü açığı söz konusudur. 

20 Temmuz 2023 Perşembe

SA10274/SD2809: [Mülteciler] Güvenlik Arama Hakkı

  Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, World BEYOND War Yönetim Kurulu Başkanı, Kasım 2023 Ölüm Tacirleri Savaş Suçları Mahkemesi'nin eş koordinatörlüğünü yürütmekte olan CounterPunch/AK Press tarafından yayınlanan Other Lands Have Dreams kitabının yazarı Kathy Kelly'ye aittir ve Mültecilere yönelik eşitsiz tutuma ve güvensiz geleceklerine odaklanmaktadır: "Güvenlik hakkını savunarak, askeri müteahhitlerin kasalarına para akıtmayı durdurmalıyız. Bu ölüm tüccarları bizi militarizm ve sömürü yoluna götürmektedir. Kale Avrupa'sı ya da ABD liderliğindeki NATO'nun tam spektrum hakimiyeti tarafından yönetilmek yerine, dostluk elini uzatarak ve toprakları ve toplumları rehabilite etmek için karşılıklı, hayatta kalınabilir planlar arayarak güvenlik bulmalıyız."
Seçkin Deniz, 20.07.2023, Sonsuz Ark 

The Right to Seek Safety

Portekiz'den gelen bir WhatsApp mesajı aracılığıyla arkadaşım Eunice Neves benimle bir anısını paylaşmak istedi. Yanında Frishta ve Mohammad adında Afgan bir çift ve bebek oğulları Arsalan vardı. Genç aile Portekiz'in güneyinde küçük bir şehir olan Mértola'ya yerleşmiş. Portekiz hükümetinin mültecilerin yeniden yerleştirilmesi için bir model olarak övdüğü bir projenin parçası olarak Dünya Mülteciler Günü'nü kutlamayı dört gözle bekliyorlardı.

3 Temmuz 2020 Cuma

SA8694/SD1736: Covid-19'un Etkileri Avrupa Birliği'nde Kadınlara Daha Yüksek Bedel Ödetiyor

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, Eurofound sosyal politikalar birimi başkanı, Floransa Üniversitesi'nden uygulamalı istatistiklerde doktora derecesine sahip, Sydney ve Aalborg Üniversitelerinde misafir öğretim üyesi Massimiliano Mascherini ve Eurofound istihdam birimi araştırma görevlisi, Pisa Üniversitesi ekonomi doktorasına sahip Martina Bisello'nun ortak çalışmasıdır ve Covid-19 salgınının erkeklere kıyasla kadınları daha olumsuz etkilediğini görmeye ve göstermeye odaklanmaktadır.  Avrupalı liderlerin henüz üzerinde uzlaşamadığı Avrupa Kurtarma Planı'nda çocukların merkeze alınması gerektiğini söyleyenlerin yanı sıra, analistlerin, "Krizden önce ve son on yıllar içinde yaygınlaşan cinsiyetler arasında ebeveynlik ve ev işlerinin eşit paylaşımına rağmen, bakım çoğunlukla kadınların işi olmaya devam etmiştir." şeklindeki serzenişleri kadınların merkeze alınması gerektiğine işaret etmekte ve nihayetinde "Bu sadece son on yılların cinsiyet eşitliği açısından kazanımlarını savunmak ya da uzun süredir devam eden eşitsizlikleri düzeltmek değil, aynı zamanda hem erkeklerin hem de kadınların yararına daha adil ve daha dayanıklı bir dünya inşa etmek demektir." şeklindeki sonuca ulaşmaları Avrupa'nın bütünüyle 'çökmüş' olan sosyolojik, ekonomik ve sağlık yapısının boyutlarını gözler önüne sermektedir. Satanist-Neoliberal ideologlarının dinsiz-ahlaksız temelli Avrupa Birliği projesi vatandaşlarına en yüksek refahı sunduğu zamanlarda bile insan doğasını aşamamış, kadının ailenin temeli olduğu gerçeğinden kaçamamıştır. Doğal olarak kadını erkeğin iş alanlarına sürükleyerek toplumların bütün dengelerini bozan, bireyleri çaresizliğe iten bu sömürüye dayalı ve sömürü merkezli satanist düzenin tüm tezleri çökmüş ve önereceği hiçbir çözümün bulunmadığı açığa çıkmıştır. Birliğin getirdiği dezavantajlara karşı avantajlarını korumak isteyen Avrupa Birliği vatandaşları bu nedenle sorunlarını satanist AB kurumlarından bağımsız bir şekilde ele almak için 'Avrupa Vatandaşlar Meclisi' talep etmektedirler. Türkiye çökmüş bir proje olarak Avrupa Birliği'nin teşrih masasına yatırmalı ve "Türkiye ile irtibata geçerek tekrar güven inşa etmeliyiz. İlişkilerimizi geliştirmek ve mevcut sorunlarımızı çözmek, AB, Türkiye ve Yunanistan’ın çıkarına olur." demek zorunda kalan AB Dış Politika ve Güvenlik İşleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in gerekçeleri üzerinde çalışmalı ve Avrupa Birliğine yardım elimizi uzatarak birliği dışarıdan şekillendirmeliyiz.
Seçkin Deniz, 03.07.2020

Covid-19 fallout takes higher toll on women
"Kadınlar sağlık sonuçları açısından Covid-19'a erkeklerden daha dayanıklı gibi görünse de, ekonomik ve sosyal etkiler söz konusu olduğunda durum böyle değildir."

Avrupa çapındaki kilitlenmeler sonrasında yaşanan kısa dönemli gerileme, kadınların iş beklentilerini erkeklerden daha fazla etkileyecek gibi görünmektedir; bunun başlıca nedeni, ekonomideki farklı işlerde cinsiyet dengesizlikleri olmaktadır.

30 Haziran 2020 Salı

SA8687/SD1733: Avrupa ve ABD'de Ekonomik Kriz; Evet, Birisi Suçlanacak - Yes, Someone is To Blame-

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, 'Eşitsizlik: Herkesin Bilmesi Gerekenler (Oxford University Press, 2016) kitabının yazarı ve Austin Texas Üniversitesi LBJ Halkla İlişkiler Okulu profesörü James Galbraith ve 'Kapitalizm Uçurumu: Güvencesizlikle Mücadele, Kriz veya Ütopya Olmadan Radikal Değişime Nasıl Ulaşabilir (Columbia University Press, 2020) kitabının yazarı ve Kent Üniversitesi Brüksel Uluslararası Araştırmalar Okulu politik ve sosyal düşünce doçenti Albena Azmanova'nın ortak çalışmasıdır ve Covid-19 krizi sonrası derinleşen ekonomik krizin sorumlularına odaklanmaktadır. Analistlerin Avrupa Merkez Bankası (ECB) başkanı Christine Lagarde'ın yaşanan ekonomik krizde ‘Hiç kimsenin suçu ya da hatası yok' şeklindeki açıklamasına karşın, on yıllardır felakete yol açan politikalarda neoliberal kapitalist ideolojiye ve suç ortaklığına adanmış bir görevli olarak Christine Lagarde'ın suçlular listesinde olduğunu iddia etmeleri şaşılacak derecede ilginç ve sorumluları doğru tespit eden ve Satanist Çete'nin küresel olarak aktif olduğunu kanıtlayan bir yaklaşımdır: "Bunlar sadece hatalar ya da basit kazalar değildi: politik kararlardı. Onlar, onlarca yıldır inşa edilen bir ideolojinin sonuçları olan suçlardı. Bunlar, komisyon suçları ve ihmal suçlarıydı; sonuçları güvencesizlikle işaretlenmiş ve çöküş için hazırlanmış kırılgan bir ekonomik yapıydı." Türkiye'deki bazı kullanışlı kuruluşları ve kişileri eliyle gerçeği saklamaya çalışan Neoliberal şeytanların argümanlarını da çürüten bu nesnel analiz, Avrupa'da (Avrupa Merkez Bankası, Avrupa Komisyonu vb Avrupa Birliği Kurumları'nın karşısında Avrupa Vatandaşlar Meclisi taleplerinin olgunlaşması gibi) birçok şeyin değişmeye başladığını  görmemizi sağlamaktadır. Türkiye, 2018'de Erdoğan'ın ilk Cumhurbaşkanı olarak seçildiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile, 2020'de Covid-19 salgını ile tetiklenen ABD, Avrupa Birliği, Rus, Afrika, Güney Amerika, Arap Ligi ve Doğu Asya ekonomilerinde yaşanan bu ekonomik çöküşe karşı güçlü, sağlıklı ve hızlı kararlar alarak kendisini korumuştur. 
Seçkin Deniz, 30.06.2020

Yes, someone is to blame
"Bir pandemi 'doğal afet' olarak tanımlanabilir, ancak yaşanan küresel depresyon, ideolojinin ve güçlü politik aktörlerin ürünüdür."

Avrupa'ya eşi görülmemiş bir ekonomik kriz iniyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB) başkanı Christine Lagarde geçtiğimiz günlerde Avrupa Parlamentosu'nda bu krizin barış zamanında yaşanan en kötü kriz olduğunu  ilan etti.

Amerika Birleşik Devletleri'nde, Federal Rezerv Bankası (FED) son 90 yıl içinde üretim ve istihdamdaki en kötü düşüşün yaşandığını açıkladı. Dünya Bankası, 1945'ten bu yana dünyanın yaşadığı en derin çöküşün kıyılarında olduğu konusunda uyarıyor; çoğu ülkenin zaten fakir olduğu dünyada 60 milyona yakın insan insan fakirleşti.

26 Haziran 2020 Cuma

SA8679/SD1730: Avrupa'nın Yeni Bir Gençlik Garantisine İhtiyacı Var

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz Linz, Avusturya Chamber of Labour in Linz'da işgücü piyasası uzmanı ve Johannes Kepler Linz Üniversitesi'nde öğretim görevlisi Dennis Tamesberger ve  JKU'da sosyoloji ve ampirik sosyal araştırma profesörü ve Mesleki ve Yetişkin Eğitimi Enstitüsü bilim direktörü Johann Bacher'e aittir ve 2008 Ekonomik krizi sonrası AB tarafından genç işsizliğini azaltmak için  2013'te oluşturulan Gençlik Garantisi'nin vaat ettiklerini gerçekleştiremediğini vurgulayarak Covid-19 sonrası yeni bir Gençlik Garantisi oluşturulmasına odaklanmaktadır. Analistler özetle, çoğu zengin AB ülkeleri tarafından finanse edilen fonun, daha yoksul ülkelerde daha fazla kullanılması gerektiğini ve yeni Gençlik Garantisi'nin İş Garantisi olarak algılanması gerektiğini belirtirken, Avrupa Birliği için daha kapsamlı bir tasarımdan söz etmektedirler: "Yeni bir Avrupa Gençlik Garantisi AB'nin sadece gelecek nesillere önem verdiğini değil, aynı zamanda ekonomik ve mali olarak mücadele eden bölgeleri desteklemeye istekli olduğuna da işaret eder." Anlaşıldığı üzere, Avrupa Birliği, refahın arttırılması ve yayılması ile ilgili kuruluş amaçlarına ulaşamamıştır. Türkiye'nin, mevcut üyelerine teokratik bir diktatörlük ve yoksulluk-eşitsizlik, yoksul çalışanlar ve artan işsizlik dışında bir şey vermeyen ve Covid-19 salgınında da sınırlarını kapatarak, vahşi bir rekabete giren Avrupa Birliği ile ilgili üyelik müzakerelerinin sürdürülmesi konusunda istekli davranması anlamsızdır. Türkiye, yeni ve bağımsız bir Avrupa Birliği politikası tasarlamak için hiç vakit kaybetmemelidir; Fransa ve Almanya'nın, Yunanistan'ı Türkiye'ye saldırtma girişimlerinin yoğunlaştığı bugünlerde Avrupa Birliği etkisiz ve çürümüş yapısıyla dış politikada sadece bir engel olarak yolumuza çıkacaktır.
Seçkin Deniz, 26.06.2020

Europe needs a new Youth Guarantee
"Gençlik Garantisi vaadini yerine getiremedi. Derinleşen ekonomik kriz iyi işleyen bir garantiyi daha da zorunlu hale getiriyor."

Coronavirüsün hızla yayılmasını önlemek için ekonominin kapatılması, çoğu ülkede işsizliğin hızla artmasına neden oldu. Bununla birlikte, gençler için özellikle zor işgücü piyasası durumu çok az bilinmektedir. Ancak tahminlerimize göre genç işsizliği bir yıl içinde yüzde 70 civarında artacak. En ekonomik açıdan sıkıntı çeken ülkelerin rahatlamasını sağlamak için 50 milyar € yeterli finansmana sahip yeni bir Avrupa Gençlik Garantisi öneriyoruz.

23 Haziran 2020 Salı

SA8672/SD1727: Avrupa'nın Geleceği ile İlgili Bir Avrupa Vatandaşlar Konferansı

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, Citizens Take Over Europe ittifakının arkasındaki kuruluşlardan biri olan European Alternuments'un iletişim sorumlusu ve Chayn Italia yöneticilerinden biri olan Marta Cillero Manzano'ya aittir ve 2008 ekonomik krizi ile başlayan ve Covid-19 salgını ile görülebilir hale gelen sınırsız neoliberalizmin etkisindeki Avrupa Birliği kurumlarının ve liderlerinin vizyon ve hırs eksikliği nedeniyle yaşadığı başarısızlığa karşı inisiyatifi ele geçirmek için 9 mayıs'ta yapılması gerekirken 1 Temmuz'a ertelenen Avrupa Vatandaşlar Konferansı'nın tepeden aşağıya dayatmacı AB kurumlarından bağımsız olarak yapılmasını önermekte ve sonrasında Avrupa Vatandaşlar Meclisi'nin (European Citizens’ Assembly) kurulmasına odaklanmaktadır. "Geçtiğimiz on yıllardaki krizlerde, Avrupa politikası en marjinal olanlarla dayanışma örgütleyemedi. Bu kriz bunun yerine vatandaşların ve sivil toplum katılımının Avrupa'nın geleceği ile ilgili tüm yeni girişimlerin merkezinde olmasını sağlama fırsatı sunuyor." diyen Marta Cillero Manzano Covid-19 krizindeki başarısızlığın bir milat olmasını istiyor. Avrupa Birliği'nin yaşadığı derin ve çok boyutlu krizin yeni bir enerjiyle, halkın doğrudan müdahalesi ile kurtulması artık mümkün görünmemektedir. Çünkü; Liberal Satanizm'in eseri olarak tasarlanan Avrupa Birliği kuruluş ilkeleri gereği, bugün çok uluslu şirketler için çalışan köleler olarak bütün dünyayı ve Avrupa devletlerini hazırlamak gibi bir vizyona sahiptir. Bu vizyon başarıya ulaşmış, bütün dünya küresel etki alanına ulaşan satanist sermayenin kölesi haline getirilmiş; ancak dinsizleştirilen, değersizleştirilen ve onursuzlaştırılan, alkol, seks ve uyuşturucu bağımlısı haline getirilen insanlar buna isyan ederek birliği ve kurumlarını reddetmeye başlamışlardır. Türkiye, çöken Avrupa Birliği'nden gerekli dersleri çıkarmakta gecikmemelidir.
Seçkin Deniz, 23.06.2020

A citizens’ conference on the future of Europe
"Avrupa'nın -bu konuyla ilgili konferansta bile-geleceği konusunda anlaşmaya varılmadığından, bir Avrupa Vatandaşlar Meclisi'ne bakmanın zamanı geldi."

Dünyayı sarsan Covid-19 salgını, Avrupa'nın merkezinde son yıllarda görülmeyen bir şekilde günlük hayatımızı kesintiye uğrattı. Yıllarca süren sınırsız neoliberalizmden sonra, bu salgın karşısında, güvenliğimizin, zenginliğimizin ve refahımızın çokuluslu şirketlerden daha güçlü ve iyi finanse edilen kamu hizmetlerine bağlı olduğunu fark ettik. Bununla birlikte, Avrupalı demokrasimizin dayanışma örgütleyemediğini ve bir kez daha önceliğin ulusal politikalar için yapısal olarak yer açtığını fark ettik.

20 Haziran 2020 Cumartesi

SA8666/SD1724: 'Kurtarma'nın Merkezinde Neden Çocuklar Olmalı?

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, Eurochild hukuk kurulu başkanı Reka Tunyogi'ye aittir ve Covid-19 krizi ile derinleşen Avrupa'daki yoksulluğun ve artan eşitsizliğin kurbanları olarak çocukların Avrupa Kurtarma Planı'nın merkezine alınmasına odaklanmaktadır. Yaklaşan ekonomik krizle başa çıkmak için umutsuz adımlar atan Avrupa Birliği'nin, Covid-19 salgınında kurumal olarak yaşadığı başarısızlık, üye devletlerin kendi başlarının çaresine bakması zorunluluğunu ortaya çıkarmış görünmektedir. Analiz, makro plan düzeyinde açıklanan milyarlarca euroluk kurtarma paketinden çocuklara ayrılmış olan payın gerektiği gibi harcanmayacağından endişelenmekte ve çocukların haklarını koruma kaygısıyla liderleri uyarmaktadır. Çocuklarının geleceğindeki riskleri bile tartışamayan Avrupa Birliği refah paylaşmayı unuttuğu gibi, üyelerine herhangi yeni bir çıkış yolu önermekten uzaktır. Allah'ın insanlara emaneti olan masum çocuklar için tehdit bahsedildiğinden daha büyüktür. Global Missing Children's Network (Küresel Kayıp Çocuklar Ağı) ICMEC'in yayınladığı kayıp çocuk istatistikleri dehşet vericidir: her yıl Avustralya'da 20,000 çocuk, Kanada'da 45.288 çocuk, Almanya'da 100.000 çocuk, Hindistan 'da 96.000 çocuk, İspanya'da 20,000 çocuk, İngiltere'de 112.853 çocuk, ABD'de 460.000 çocuk kaybolurken, 2015 yılında Jamaika'da 1.984, Rusya'da 45.000 çocuk kaybolmuştur. Satanizmin kölesi haline gelmiş yetişkinlerin pedofili sapkınlığına ve şiddete kurban gittiği düşünülen yüz binlerce kayıp çocuk hepimizin endişelenmesini gerektirecek kadar somut bir tehdittir. Küresel ekonomik krizden ve Covid-19 krizinden dünyanın diğer ülkeleri kadar etkilenmeyen ve ayakta kalan Türkiye satanizmin hedefindeki çocuklar için çok daha fazla şey yapmakla mükellef olduğunu unutmamalıdır. Bütün bu istatistikler açıkça ortada iken, Satanizmin medyadaki amiral gemisi The Economist'in farklı bölgelerden topladığığını iddia ettiği uydurma verileri karşılaştırarak oluşturduğu ve yayınladığı, satanist Euronews'in de kayıp çocuklar listesinde adı bile olmayan Türkiye'yi karalamak için yorumlayarak yayınladığı listede, Şubat 2018 ile Nisan 2019 arasında incelenen ülkeler arasında her yıl 112.853 çocuğun kaybolduğu İngiltere'yi 83.0 puanla çocuklar için en güvenilir ülke konumunda göstermiş, her yıl 45.288 çocuğun kaybolduğu Kanada'yı en güvenilir dördüncü ülke olarak ilan ederek gerçeği çarpıtmıştır. Türkiye'nin bu alçakça yalanlarla da mücadele etmesi ve bir an önce dünyanın bütün çocuklarını koruyacak bir politika alanı oluşturması şarttır.
Seçkin Deniz, 20.06.2020


Why recovery needs to have children at its centre
"Salgın ve kilitlenmenin çocukların refahı üzerinde ciddi etkileri oldu. AB toparlanma planı, çocukların özel ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamalıdır."

Krize kilitlenmekten vazgeçtiğimiz için iyileşme/kurtulma/kurtarma herkesin aklında. Bununla birlikte, iyileşme farklı şeyler ifade edebilir. Bir ofis çalışanı, iş yerinden çok etkilenen hizmet sektörü çalışanından farklı bir şey bekleyebilir. Büyük bir şirketin beklentileri, aynı zamanda tek bir ebeveyninki gibi, iki gelire sahip bir haneye kıyasla, küçük işletme sahiplerinden farklı olacaktır. İyileşmenin/kurtarmanın çocuklara ulaşmasını ve onlara yardım eli uzatmasını sağlamak Avrupalı ​​liderlerin sorumluluğundadır.

16 Haziran 2020 Salı

SA8657/SD1721: Avrupa'yı Şeffalıkla Yeniden Başlatmak

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, kamuoyu tartışmalarında aktif bir öğrenci derneği olan Conférence Olivaint'in mali işler sorumlusu, L'Alternative lycéenne'nin yazarı, bir SciencesPo öğrencisi ve aktivisti olan Arthur Moinet'e aittir ve Avrupa'daki lobicilik faaliyetlerinin şeffaflaşmasına odaklanmakta ve Brüksel'de yasaların ve yönetmeliklerin çıkarılmasında kimin etkili olduğunu bilinmesi gerekliliğini ve bunun kurumsallaşmasının güven yitiren Avrupa Birliği kurumları için yeniden başlamanın şartı olduğunu vurgulamaktadır. Avrupa Birliği kurucuları olarak değerlendirilebilecek teknokratların ve siyasetçilerin küresel şirketlerin temsilcileri gibi davranarak itibarsızlaştığı ve Avrupa'yı eşitsizliğe, yoksulluğa, çalışanları sömürüye sürüklediği bir çağda gençlerin söz sahibi olarak şeffaflık istemeleri şaşırtıcı değildir; ancak Avrupa'nın gençlere ne kadar değer verdiğini veya vereceğini zaman gösterecek, şimdilik kuşatıcı bir değer aralığında gençlere alan açılmış olduğunu söylemek zordur. Avrupa Birliği şeffaflaşamadığı için çözülmüş ve çürümüştür; Avrupa Birliği'nin ilkesizliği ve değersizliği dolayısıyla değer erozyonu yaşayarak yetişen gençlerin bu çürümüşlüğü aşması mümkün görünmemektedir. Yeniden yükselen Türkiye'nin Avrupa'nın ve ABD'nin yaşadığı bu karmaşık zihinsel alandan gençlerini koruyacak güncellemelere ihtiyacı vardır; medyanın ve enformasyon kanallarının neoliberal kapitalizmin yok ettiği Avrupa'nın ve ABD'nin hayaller diyarı olmadığını anlatması gerekmektedir.
Seçkin Deniz, 16.06.2020

Relaunching Europe by transparency
"Brüksel'deki sayısız lobici, özel çıkarları, özellikle büyük şirketleri savunuyor. Avrupa vatandaşlarının şeffaflık için daha az düzensiz bir çerçeveye ihtiyaçları vardır."

Mevcut kriz dahil olmak üzere Avrupa'da lobilerin etkisi sürekli artmakla birlikte, lobicilikle ilgili düzenleme hala açıkça yetersizdir. Avrupa vatandaşlarının güvenini arttırmak için güçlendirilmelidir.

25 Nisan 2019 Perşembe

SA7615/SD1363: Büyük Vergi Tartışması; Dünya Dönüyor

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz iki Avrupalı'nın ABD'deki yeni vergi tartışmalarına yönelik değerlendirmelerini içermektedir. Bulgaristan Cumhurbaşkanlığı Sosyal ve Ekonomik Kalkınma Konseyi üyesi ekonomist Atanas Pekanov ve Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyoekonomi Enstitüsü'ndeki ampirik eşitsizlik araştırmaları profesörü Miriam Rehm'in bu ortak çalışmasının Batı'nın kendisini sorguladığını ve aşırı zengin şirketlerin yönettiği Satanist Yeni Dünya Düzeni'nin artık işlemediğini göstermekte; zenginlerden servet veya varlık vergisi alınması gerektiği konusunda analitik bir çıkarıma ulaştığını ve ABD'nin Avrupa ile birlikte artan gelir eşitsizliğini ve yoksulluğu engellemek için uzlaştığını görmemizi sağlamaktadır. ABD ve Avrupa'daki kadar ultra zengin ailelere sahip olmayan Türkiye de vergide sadeleşme ve dolaysız vergilerde artış dolaylı vergilerde azalış sağlayacak yeni vergi reformu ile kendi geleceğini tasarlamaktadırHazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın 10 Nisan 2019'da açıkladığı Yeni Ekonomi Programı Yapısal Dönüşüm Adımları 2019'un vergi ayağının en önemli maddesi yüksek gelir gruplarından daha adil vergi alınması ve Kurumlar Vergisi oranlarının kademeli olarak düşürülecek olması. Böylece devlet az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alacak. Kurumlar vergisi ve KDV gelirlerini azaltan indirim, istisna ve muafiyetler gözden geçirilecek ve gereksiz olanlar kaldırılacak. Ek vergi getirmese bile beyan sistemi geliştirilecek. Mükellef haklarını savunacak İcra Kurulu oluşturulacak. 
Seçkin Deniz, 25.04.2019


The great tax debate—the world is turning

"Entelektüel ve ahlaki argümanlar eş zamanlı olarak ortaya çıktığında, küresel iklim hızla değişebilir. ABD vergi tartışmasında olan da bu."

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki milletvekillerinin yasa tasarıları, son haftalarda ekonomistler arasında vergilendirme konusunda son derece ateşli bir tartışma başlattı. Demokratik kongre üyesi Alexandria Ocasio-Cortez (AOC), ABD’nin sosyal programları ve Yeşil Yeni Anlaşmayı finanse etmek için yüzde 70’e varan marjinal üst gelir vergisi oranlarına geri dönerek ek gelir elde etmesi gerektiğini savundu, Massachusetts senatörü Elizabeth Warren ise en zengin yüzde 3'ten servet vergisi alınmasını önerdi. Rakipler ve bazı yorumcular bu tür önerileri radikal veya ideolojik olarak kabul etmiş olsalar da her iki öneri de ekonomik araştırmalarla desteklenmiş durumda.. 

27 Ocak 2019 Pazar

SA7394/SD1259: Eşitsizliğin İsveç Yüzü- The Swedish Face of İnequality-

Sonsuz Ark'ın Notu:
Stockholm merkezli düşünce kuruluşu Arena Idé'de araştırma başkanı, günlük dijital gazete Dagens Arena yazarı ve İsveç Dışişleri Bakanlığı'nda siyasi danışman ve konuşma yazarı olmak gibi bir geçmişe sahip olan Lisa Pelling'e ait olan aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz bize çarpıcı bir gerçeği anlatmaktadır: İsveç'te %10'u bulan zenginler büyük vergi indirimlerinden yararlanmaktadır; hediyeler veya bağışlar için vergi alınmamaktadır, emlak vergisi ve başka bir servet vergisi yoktur. Ev sahipleri ev onarım, yenileme yardımı aldıkları gibi, evlerinde çalıştırdıkları yardımcı işçiler için de vergi indirimleri ve destekler almaktadırlar. Çocuklarını özel okullarda çok cüz'i bir miktarla okuturken, kalan %90'lık kesim bu imkanların hiçbirine sahip değildir.  Yine aynı azınlık özel sağlık sigortaları ile özel sağlık hizmetleri almakta, diğerleri alamamaktadır. Kısacası, yazarın ifadesiyle, "fakir olmak daha pahalı ve zengin olmak daha ucuz hale gelmiştir." İsveç'teki 'Eşitlik Efsanesi'nin sona erdiği artık somut bir şekilde ortadadır... Türkiye, vatandaşları arasındaki eşitsizlikleri azaltırken Avrupa eşitsizliklerin her geçen gün daha da arttığı bir cehenneme dönüşmektedir.
Seçkin Deniz, 27.01.2019

The Swedish face of inequality

"İsveç, ilerici vergilendirme ve evrensel refah yoluyla eşitsizliği durdurduğu için eskiden saygı görüyordu.  Artık varlıklı ve "özgür seçim" için zenginlere eğitimde uygulanan vergi indirimleri kamu mallarında da geçerli.

Eşitsizlik neye benziyor? İsveç'te, artan eşitsizlik gelir dağılımına ilişkin verilerde kolayca tespit edilebilir. Mevcut karşılaştırılabilir son verilere göre, 1990'lardan bu yana başka hiçbir ülke eşitsizlikte bundan daha hızlı bir artış görmedi.

24 Ocak 2019 Perşembe

SA7390/SD1257: Avrupa'da Yoksulluk ve Eşitsizlikle Mücadele

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, FES'in Ekonomik ve Sosyal Politika bölümünün eski bir direktörü ve Dietz yayınevinin CEO'su olan Michael Dauderstädt'a aittir ve 'Resmi AB istatistikleri, Avrupa'daki yoksulluğun ve eşitsizliğin endişe verici boyutlarını gizlemektedir.' şeklindeki iddiasını destekleyen şu gerçeği netleştirmektedir: "Tahminimize göre, eğer piyasadaki döviz kurları kullanılıyorsa, AB genelindeki yoksulluk oranı, yüzde 28,2'dir (bu yaklaşık 500 milyon olan toplam AB nüfusunun yaklaşık 142 milyonuna eşittir)." Avrupa'nın Çöküş hikayesi artık somut bir şekilde yazılmakta ve okunmaktadır, yazarın sonuç cümlesi bu anlamda ek bir açıklamaya ihtiyaç duyurmamaktadır: "Avrupa'nın parçalanmasının önüne geçmek isteniyorsa daha güçlü ilerleme ve daha kararlı politikalar gerekecektir."
Seçkin Deniz, 24.01.2019


Addressing poverty and inequality in Europe

"Resmi AB istatistikleri, Avrupa'daki yoksulluğun ve eşitsizliğin endişe verici boyutlarını gizlemektedir. Son dönemlerdeki hafif hareketlenmelere rağmen, bu tehlikeli ölçek Avrupa'nın sosyal ve politik uyumunu tehdit ediyor."

AB’nin istatistik ofisi Eurostat, 2005’ten sonraya ilişkin Avrupa’daki yoksulluk ve eşitsizlik ile ilgili yoksulluk oranı ve S80/S20 oranı şeklinde resmi istatistikler yayınladı. Yoksulluk oranı, medyan gelirin yüzde 60'ından az kazanan nüfusun oranıdır. Bu, mutlak yoksulluktan ziyade göreceli bir ölçü olduğundan, aynı zamanda yoksulluk riski oranı olarak da adlandırılmaktadır. Bir bütün olarak AB için Eurostat istatistikleri, nüfus büyüklüğüne göre ağırlıklandırılan ulusal oranların ortalamalarına dayanarak hesaplanmaktadır.

Seçkin Deniz Twitter Akışı