Pazar Yazıları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Pazar Yazıları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Temmuz 2016 Pazar

SA3152/KY1-CÇ284: Pazar Yazıları 33

"Sevgili kârîlerimin (okuyucularımın) inanılmaz baskıları karşısında yelkenleri indirip yazmam isteklerine boyun eğdiğimi itirafla:)"


PAZAR YAZILARI -33-

Not 1- Keşke seni tanımasaydım, bir yakınmadan çok içinde bulunulan açmaza gönderi olduğuna –yahut olmadığına- ilişkin her hangi bir apriori kanıtımız yoktur. Olması da muhaldir.
Not 2- İçinde yaşadığı toplumun değerlerine yabancı birinin evrensel bir sanatkâr değil olması olabilmesi dahi düşünülemez.
Not 3- Yüzeysellik can yakıcıdır.
Not 4- Yaz gelmedi gitti.
Not 5- Mahkumiyet mecburiyeti kapsar, mecburiyetin mahkumiyet tarafından kapsanması mecburiyete kendine ait bir eylem alanı olmasını gerektirmez. Mecburiyet kendi alanında seçenekler icat edici bir niteliğe sahipti. Bunu kendi edimlerinizde de gözlemleyebilirsiniz.
Not 6- Hür olmak ille de bir eylemde bulunmayı ve bulunulan eylemin de kendine özgü olması zorunluluğu yoktur.

EYLEYENİN EYLENEN KARŞISINDAKİ DURUMUNA İLİŞKİN KURGUSAL DEĞİNİLER
- ya da azıcık kendine gel-

Ortada bir eylenen görüldüğünde eylenenin bir eyleyeni olduğunu –eyleyeni görmesek de- ussal açıdan rahatlıkla söylerken, eyleyenin eylediğinde hür ya da mahkûm ya da mecbur olduğunu hemen söylemenin bir olanağı yoktur. Bizi bu yargıya götüren nen insanın kendine bile yalan söyleyebilme imkânınsa sahip olması ve tepe tepe bu imkânı kullanıyor gerçekliğidir.

3 Temmuz 2016 Pazar

SA3122/KY1-CÇ281: Pazar Yazıları 32

"Sevgili kârîlerimin (okuyucularımın) inanılmaz baskıları karşısında yelkenleri indirip yazmam isteklerine boyun eğdiğimi itirafla:)"


PAZAR YAZILARI -32-


Not 1- İçimden geldiği gibi söylediğimin tanığıdır her bir yazılan
Not 2- Yalan ya da alaca olana kapılmak insanın doğasında elbet vardır ve fakat kurtuluş için kendi özünde imkânları taşıdığı da bir gerçekliktir
Not 3- İnat ne sana ne bana yakışıyor.. ikimizde de iğreti duruyor.
Not 4- Azıcık insafın kimseye zararı olduğuna dair bir bilgi bende mevcut değil.
Not 5- !
Fecr-i Kâzib
-ya da sinek kâğıdına kapılmışlığın ayırdında olmayanın hali pür melali-

İlkesel bazda söylenmeyen, ilkesel bazda temellendirilmeyen her duruş aktüel olanla sınırlıdır. Bu dahi bizi sınırlandırır. Ve güneşin, günün bilgisinden bizi uzaklaştırır. Hatta böyle bir bilginin dolaşımda olmasının önüne geçilmeye çalışılır, zira zannınca o bir sapıştır. Fecr-i Kâzib'i asl bilen için öyledir. Güneşin gelişi, günün belirişi karanlıktan bir sapıştır. Bizce sapış olmasa da. Doğal olan olsa da çarpılmış zihin bunu öyle algılayacaktır.

26 Haziran 2016 Pazar

SA3091/KY1-CÇ278: Pazar Yazıları 31

"Sevgili kârîlerimin (okuyucularımın) inanılmaz baskıları karşısında yelkenleri indirip yazmam isteklerine boyun eğdiğimi itirafla:)"


PAZAR YAZILARI -31-

GINDILLİK ÜZERİNE HATİL ÇEKMENİN KOREOGRAFİSİ ÜZERİNE MUHTEMEL BİR ÖNDEYİ
 -ya da gelecekte muhtemel bir tilmize kılavuzluk edebilmenin dolayımsız edimi-

Hoca- Bir daireye teğet çizilmesi istendiğinde yapanın yaptığının istenen olup-olmadığının testi çeşitli perspektiflerden bakarak yapılırsa anlamlı olur. Hemen her görüş alanını dikkate almadan yapılacak böyle bir eylemin sonucunda yani teğet çizme eyleminin sonucunda ‘Bu olmamış!’ karşı çıkışını göze alıyor demektir, ki gerçekten de istenenin gerçekleştirilmemesi gibi istenmedik bir sonuçla karşılaşmak her zaman olasıdır. Perspektif farklılığının yargılarımızın sağınlığı açısından önemli olduğu hiçbir dem gözden kaçırılmamalıdır.

19 Haziran 2016 Pazar

SA3062/KY1-CÇ275: Pazar Yazıları 30

"Sevgili kârîlerimin (okuyucularımın) inanılmaz baskıları karşısında yelkenleri indirip yazmam isteklerine boyun eğdiğimi itirafla:)"


PAZAR YAZILARI -30-

Not 1- Rüzgârlı bir ortamda oturursan boşaltım sisteminde oluşacak arızaları da göz almışsın demektir.
Not 2- …
Not 3- Bir sineğe üçüncü bir kanat eklediğinde sineğin uçuş hızında artış değil, uçmasında eksiklik olacaktır.
Not 4- Kâhin kehanetinin arkasında durmak zorundadır, tevil takipçilerinin yapacağı şeydir, kendisinin değil.

İKİNCİNİN ÜÇÜNCÜ OLMASININ ENGELLENEBİLMESİ ÜZERİNE KİMİ NAİF ÖNERİLER
- ya da; görmesen de gördüğünü biliyorum ve bunun da seni daha bir çıldırttığını biliyorum-

Bir kavl-i fülana mebni (filancanın sözünden ötürü/dolayı) ortaya çıkan yahut oluşan yahut neşv-ü nema bulan yahut zihnimizde hazır bulunan şablona muvafık ve fakat hakikatin hilafına olup-olmadığına bakılmadan onaylanan hükümlerin çok geçmeden tuzla buz olmasından çekinmeden paylaşıldığının ilanı yahut onaylandığının dile getirilmesi zannımızca bunalım çağlarının tipik bir karakteridir. Ez an cümle (o cümleden olarak) hakikate ram olmayı zül bilmek dahi mezkûr karakterin göstergelerindendir.

12 Haziran 2016 Pazar

SA3032/KY1-CÇ272: Pazar Yazıları 29

"Sevgili kârîlerimin (okuyucularımın) inanılmaz baskıları karşısında yelkenleri indirip yazmam isteklerine boyun eğdiğimi itirafla:)"


PAZAR YAZILARI -29-

Not 1- Her iştahlı ötüş tekil bir hevesin yansımasıdır da.
Not 2- Bkz. PAZAR YAZILARI ON BİR (RAKAMLA 11) 
Not 3- Rüzgâr pek bir huysuz.. hiç tadı yok.
Not 4- Bahar mevsimini sevmiyorum çünkü kışlık kıyafetle terletiyor, yazlık kıyafetle üşütüyor
Not 5- Kuvvetin cazibesine kapılan birey her bir şeye şaşı bakacaktır ve şaşı bakışın ayrımında olmayacaktır

SANATIN İDİVİDUEL NİTELİĞİ ÜZERİNE PALYATİF YARGILAR


Sanat ve doğallıkladır ki; sanatçı evreni, yani kendi ve kendi olmayanı okurken ereği tecimsel değildir. Onu bu okumaya sürükleyen tecimsel kaygılar değildir. Tecimsel olan her nen sıradanlığı gözetmek zorundadır. Sıradan olana meyletmek ise yığınların hevesine göre tavır takınmayı zorunlu kılar. 

5 Haziran 2016 Pazar

SA3000/KY1-CÇ269: Pazar Yazıları 28

"Sevgili kârîlerimin (okuyucularımın) inanılmaz baskıları karşısında yelkenleri indirip yazmam isteklerine boyun eğdiğimi itirafla:)"


PAZAR YAZILARI -28-
Not 1: ?
Not 2: Sehven düşülmüş bir not
Not 3: Az beri dur
Not 4: Öyle olmadığını söylemek için öyle olanı bilmek yetmez. Her ikisi olmayanı ve diğerlerini de bilmek gerekir. Bu da bir kısır döngüyü çağırır gibi. Bunun üzerinde durulmalı. Hem de tüm bir ciddiyetle.
Not 5: Sanki o söylenen başka türlü söylenebilirmiş gibi, bu da bir zincirlemeyi gerektirir. İyisi mi derinleştirmekten kaçınmalı.
Not 6: Bu denemede gramer kuralları ihlali olduğunu kabul ediyorum.

KÖRLÜĞÜN ALAMET-İ FARİKASI ÜZERİNE BİR DENEME
-ya da gördüğünü sandıkların heveslerinin gösterdikleri olma olasılığı üzerine değiniler-

29 Mayıs 2016 Pazar

SA2965/KY1-CÇ265: Pazar Yazıları 27

"Sevgili kârîlerimin (okuyucularımın) inanılmaz baskıları karşısında yelkenleri indirip yazmam isteklerine boyun eğdiğimi itirafla:)"


PAZAR YAZILARI -27-

Not 1: Her tanım girişimi tanımlamaya kalkışanın çabasını da imlemelidir. Çabasız söylenen bir yankıdan ya da bir yanılsamadan öte anlamı yoktur.
Not 2: Tanımlayan tanımı üzerinde yetkesinin sorgulanmasına şükran duymalıdır, öfkelenip karşı çıkış tanımlayanın tanımı üzerinde bir söz sahibi olmadığının göstergesidir. Kulağına üflenmiştir o da onu yineliyordur. Tıpkı bir sesyayar (sesyayar: hoparlör) gibi.
Not 3: Her tanım bir başka tanımı çağırdığında anlamlı soruya yanıt olduğunu imler. Yoksa boş sözlerin bir devinimi olarak kalır.

22 Mayıs 2016 Pazar

SA2936/KY1-CÇ262: Pazar Yazıları 26

"Sevgili kârîlerimin (okuyucularımın) inanılmaz baskıları karşısında yelkenleri indirip yazmam isteklerine boyun eğdiğimi itirafla:)"


PAZAR YAZILARI -26-

Not 1: Nesnesiz adların kullanımı izâfilikle malul olmamalıdır.
Not 2: Bkz. PAZAR YAZILARI 10
Not 3: Musallat olanın musallatlığında yerindelik sanrılarla açıklanamaz.
Not 4: Adlar nesnelere, olay ve olgulara anlam yüklediği gibi nesneler, olay ve olgular da adlara anlam yükler.
Not 5: Not dördü karînin (okuyucunun) kendisi de kendinde kolayca gözlemleyebilir.

NESNESİZ ADLARIN KEYFİLİĞİNDE PRİMİTİF KÖKENİN SORGULANMASINA YÖNELİK BİR DENEME
-ya da karşı duruşta takıntının rolü-

İmdi görece bir rahatlığın kökensel boyutları irdelendiğinde yaşamsal kaygıların egosal bir beslenmesini gözlemlemek hiç de uzak bir olasılık değildir. Bu o kadar öyledir ki süratin yoğunluğundan ötürü gözlemcinin sürate maruz kalan nesneyi duruyor gibi algılamasına koşutluk arz eder. 

15 Mayıs 2016 Pazar

SA2901/KY1-CÇ257: Pazar Yazıları 25

"Sevgili kârîlerimin (okuyucularımın) inanılmaz baskıları karşısında yelkenleri indirip yazmam isteklerine boyun eğdiğimi itirafla:)"


PAZAR YAZILARI -25-

Not 1- Sağaltımı olası olmayan sayrılıkların sağaltılabileceği düşünümünün korunumu bir yasa olarak düşünüle bilmelidir.
Not 2- Bütün bu söylenenler gnesolojik kökenli kaygılardan ortaya çıkan nenlerdir.
Not 3- Yağmurlu bir günde açık parklarda bankların ıslaklığına öfkelenmek anlamsızdır.
Not 4- Sizin öfkeniz nalbant gereksinimiyle karşılaşan bir sürücünün “ha!” dediği yerde nalbant bulamadığında duyumsadığı ve gözler önüne serdiğinden ayrımlı değildir.
Not 5- Bkz. “Bir Ayak Öyküsü” (http://www.sonsuzark.com/2016/01/sa2305ky1-cc181-bir-ayak-oykusu.html

KURGULANANIN KURGULANMIŞLIĞINDA BELLEĞİN SİYATİK AĞRILARIYLA BAŞA ÇIKMANIN YOLLARI ÜZERİNE ANLAĞIN ULAŞTIĞI BİRSAMLAR

- ya da uyutmak, uyandırmak için yola çıkanların da varacağı, vardığı durak olma ihtimalinin imkânlarına dair-

Düşünülebileceğin düşünülmesinde düşüncenin vardığı nokta görece bile olsa ikircikli değildir. En azından ikircikli olmamalıdır. “İkircik” sözcüğünün soğurulabileceği bir uzam yoktur burada.

8 Mayıs 2016 Pazar

SA2866/KY1-CÇ250: Pazar Yazıları 24

"Sevgili kârîlerimin (okuyucularımın) inanılmaz baskıları karşısında yelkenleri indirip yazmam isteklerine boyun eğdiğimi itirafla:)"


PAZAR YAZILARI -24-

Not 1- “Hayret”i boğarak yaşamak sıradanlaştırılmada ilk adımdır.
Not 2- Caka satarak dolaşmak için amuda kalkarak işemenin yersizliğini söylemek bile anlamsızdır.
Not 3- Biraz kenara çekilsen olacak.
Not 4- Nakıs olan bağlamında değerlendirilmeli.
Not 5- Kararsızlığa dair yüksünülmüş sözlerin söylenmesinde erteleme olağandır.

BAŞLANGIÇ SEVİYESİNİN ÖLÇÜLEBİLİRLİĞİNİ MEZURA BAĞIMLILIĞININ GÖSTERGESİ OLARAK OKUMANIN İMKÂNLARINA DAİR SEZGİSEL VARGILAR
-ya da örselenmiş kimlikler üzerinden koparılan yaygaranın sıradanlığı-


Kimi canlıların iki ayakları vardır. Örneğin kümes hayvanları. Yine kim canlıların dört ayakları vardı. Örneğin at, eşek, kurt, tilki, inek, koyun, keçi vb. Kimi canlıların ayakları yoktur. Örneğin yılan, solucan vb. sürüngenler gibi. Kimi canlıların hem ayaklar vardır hem kanatları. Belki kanatlı olup da ayaksız olan canlı yoktur. En azından bugünkü bilgilerimize göre böyledir.

1 Mayıs 2016 Pazar

SA2830/KY1-CÇ243: Pazar Yazıları 23

"Sevgili kârîlerimin (okuyucularımın) inanılmaz baskıları karşısında yelkenleri indirip yazmam isteklerine boyun eğdiğimi itirafla:)"


PAZAR YAZILARI -23-

Not 1- Olumlama ya da olumsuzlama sende anlamlı olsa da bir başkasında da öyle olacağını ummak yaşama acemiliğinin bir tezahürü değilse de yaşama yorgunluğunun tezahürü olduğu kesinlenebilir kolaylıktadır.
Not 2- Her kolaylıkta içkin olan bir zorluk, her zorlukta da bir kolaylığın olabileceğinin duyumsanabilir olması kanmanın bir başka bağlamda ifşa edilişidir.
Not 3- Bak bu not yanlış bir tepkinin kendiliğinden ortaya çıkışına bir kanıt olarak ileri sürülebilir.
Not 4- ? (mahkuk; kazılmış, hakkedilmiş)
Not 5- Azıcık soluklanmanın kimseye bir zararı dokunamaz. Ya da dokunmamalıdır.
Not 6- Kırtik; parça 

KIRTİKSEL YAŞAMLARIN NAİF BAŞKALDIRIMININ APOLİTİK ÇIKARIMLARI
VE İCTİMAİ YETKE KARŞISINDAKİ KONUMLARININ TEMELLENDİRİLMESİNE İLİŞKİN APRİORİ YAKLAŞIMLAR
- ya da kalburüstü olmak için ergence tutumların bir tahlili-

Kimi zamanlar mahkukluğun serencamı hakkında ileri geri bir takım sözler duyduğun bize meçhul değil. Hem meçhul olması için bir sebep olmadığı gibi meçhul olmasının imkânları da gerekli değil. 

24 Nisan 2016 Pazar

SA2797/KY1-CÇ235: Pazar Yazıları 22

"Sevgili kârîlerimin (okuyucularımın) inanılmaz baskıları karşısında yelkenleri indirip yazmam isteklerine boyun eğdiğimi itirafla:)"


PAZAR YAZILARI -22-

Not 1- Vefasızlığa bulunacak her gerekçe “gerekçe mantığı"nı da kirletir.
Not 2- Abaküsle çözülecek matematiksel denklemlerin iğdiş edilip edilmediğine dair
gözlemlerin sağınlığı sağlanmadan yapılma tehlikesine karşı dikkatli olunmalıdır.
Not 3- Kalem traşı olan var mı ya da tükenmez kalemi olan? Benimki bitmek üzere.
Not 4- Ağladıklarına şaşıracağına çetelesini tut, boş zamanlarında nicel sayımlar için imkân bulursun.
Not 5- Yanıt vermeyeceğini biliyorum, o yüzden akıbetini sormayacağım.


İNTİHAL BİR YAŞAMIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİNE İLİŞKİN İÇREK TANITLAR
-ya da sen hiç özlemedin mi?-

Bir ermişin yürüdüğü yol boyunca karşılaşmayı umduğun tansık kendi gözbebeklerinde yansıyor doğduğun günden beri ve fakat ayrımında değilsin ne yazık ki. Sana bunu gösterecek bir ayna olmayı istememi hor görme. Seni sana buldurma hevesim çocukça belki ve fakat değil, çocukça bir heves değil, hem keşke çocukça bir heves olaydı tertemiz bir hevestir çocuktaki, tertemiz, duru ve yalın olandır çocuktaki. 

17 Nisan 2016 Pazar

SA2767/KY1-CÇ230: Pazar Yazıları 21

"Sevgili kârîlerimin (okuyucularımın) inanılmaz baskıları karşısında yelkenleri indirip yazmam isteklerine boyun eğdiğimi itirafla:)"


PAZAR YAZILARI -21-


Not 1- Âşinası olunan bir sesin bozunumun kişiyi tedirginliğe sürüklemesi doğal olduğu kadar olağandır da.
Not 2- Baklagilleri zerzevat sınıfından bilmek yahut zerzevat sınıfına sokmaya kalkışmak beyhudelikten öte saçmalıktır 
Not 3- Her saçmalık istendik sonuçlara gebe değildir.
Not 4- Olası bir ihtiyatsızlığı cama çarpıp duran bir sineğin eyleminin doğurabileceği kadar bir sonuç bile doğuramaz sanısı belki de insanlığın tek yanılgısı olagelmiştir, olagelecektir.

COŞUMSALLIK ÜZERİNE AYKIRI OLMAYAN TEZLER
- ya da beklentiler üzerine yapılacak uslamlamaların yerindeliği üzerine öneriler-

İmdi muhterem kârî (okuyucu) bilesin ki ne ki yarım kalmıştır bir şey ve o şey ve ahlayıp ahlatılmaya neden olmaktadır sende yazıklanacak, kınanacak, ötelenecek, kaçınılacak, görmezden gelinecek durumdasın demektir. 

10 Nisan 2016 Pazar

SA2739/KY1-CÇ227: Pazar Yazıları 20

"Sevgili karîlerimin (okuyucularımın) inanılmaz baskıları karşısında yelkenleri indirip yazmam isteklerine boyun eğdiğimi itirafla:)"


PAZAR YAZILARI -20-

İSTİKBALDEKİ KARİLERE (OKUYUCALARA) YAZILMASI MUHTEMEL
ÖNSÖZ
-ya da BELKİ’nin koynunda olası devinimsiz kıpırdanışa dair söylenebilecekler-

Belki atta özlemi, atta hasreti söyletmektedir gönüllere söylenmesi gerekeni dipsiz kuyulara söyleten. Belki almaşık kapılışların yozlaşmasıdır içimizi beklenti çöplüğüne çeviren. Belki istikbalde muhalin tahayyülüdür gözlerin atiye çevrilmesi. Günün unutulmuş gibi olmasında düş kurma özleminin başa güreşmesi yatmaktadır belki. Belki ati sevdası açmazların, çıkmazların, uğraşsız çabaların, amaçsız hayıflanmaların, yoldaşsız yola koyulmanın, erdemsiz sunguların, eleğimsağmasız yağmurların duyumsattığıdır. İçlerde kabuk bağlamayan yaradandır belki gözlerin atiye saplanıp kalması.. Belki!

3 Nisan 2016 Pazar

SA2711/KY1-CÇ225: Pazar Yazıları 19

"Sevgili karîlerimin (okuyucularımın) inanılmaz baskıları karşısında yelkenleri indirip yazmam isteklerine boyun eğdiğimi itirafla:)"


PAZAR YAZILARI -19-

Not 1- Ahtapotun kollarında olası bir şefkatten söz etmek av açısından olanaksız iken her hangi bir sıradan gözlemci için kuşkusuz olanaklıdır.
Not 2- Sıradan gözlemci hipotezlerini oluştururken olgulardan hareket ederek oluşturmak yerine aykırılığı seçtiğine daha varsıl vargılara varabilir, ki bunu çeşitli uzamlarda gözlemek olasıdır.
Not 3- Bilmediği dilde bir müzik yapıtı kişi de duyurduklarıyla sınırlı değildir.
Not 4- Müzik yapıtının etkisi hakkındaki bu yargı renkler için de içkindir.


İMLER İMLEDİĞİNİ İMLER Mİ?
-ya da kırılganlık üzerine ad hoc hipotezler-

"Ölüler yaşıyor?" Burada bu tümcenin sonuna konan soru iminin yersizliğini söyleyeceklerin haksız olmadığı yargısında bulunacakların sayısının azımsanmayacak bir çoğunlukta oluşu sizi ürkütse de bende aynı etkiyi doğurmayacağını hemen baştan belirteyim.

27 Mart 2016 Pazar

SA2681/KY1-CÇ223: Pazar Yazıları 18

"Sevgili karîlerimin (okuyucularımın) inanılmaz baskıları karşısında yelkenleri indirip yazmam isteklerine boyun eğdiğimi itirafla:)"


PAZAR YAZILARI -18-

KÜTÜK YONTMANIN İNCELİKLERİNE DAİR OLASI BİR ÖNSÖZ
- ya da cinnetin cenneti-

Nice kâtib-i dircanlar kelam-ı kudretin keleşleri hakkında ta kablelmilâttan günümüze kadar ciltler dolusu kitaplar derç etmişler etmektedirler ve dahi edecekler de. Ancak ne hikmetse lazım olduğuna inandığımız bir nakkaş titizliğini bunlar da görmemekteyiz. Ne vardıkları hükümler hakkında ne yapıtlarının hacimler hakkında bir titizlik gözlemlemek olası değil. Adeta lakaytlık kanlarına işlemiş. Doğalarında lakaytlık olmuş olmalı ki böyle pespaye davranmayı içlerine sindirmiş olsunlar. Yoksa niçin böyle davranmış olsunlar?

20 Mart 2016 Pazar

SA2654/KY1-CÇ221: Pazar Yazıları 17

"Sevgili karîlerimin (okuyucularımın) inanılmaz baskıları karşısında yelkenleri indirip yazmam isteklerine boyun eğdiğimi itirafla:)"


PAZAR YAZILARI -17-

ATALETİN KRONOLOJİK TETKİKİ ÜSTÜNE DİLE GETİRİLECEK SKEPTİK HÜKÜMLERİN LEGALİTESİ ÜZERİNE ÖRNEK BİR USLAMLAMA
- ya da kolaycılığın albenisine kapılmamak için öneriler-

Hiç kimse inkâr edemez ki nesneler adlarıyla var olurlar. Adı olmayan bir nesnenin varlığından söz edemeyiz. Bu böyle iken yani isimlendirilen isimlendirilene kadar durduğu yerde ya da olduğu yerde var olmayı beklerken uzamda bir yer işgal ederken isimler de ad olacağı nesneyle buluşuncaya kadar nerde durmakta ve ne yapmaktadırlar? 

Kuşkusuz onlar da bir nesneye ad olmadan var olmamalılar ancak olmayışları ad oluncaya kadar olan bir süreçtir. Aksi takdirde ataletin mutlaklığından söz edilir ki bu da gözler önünde olan devingenliğin bir yadsınması olur. Öyle ise adların uzamı neresidir? Gelişigüzel zihinsel bir edim midir? Yahut varlar da biz onları var oldukları yerden alıp – kuşkusuz keşfettiğimiz nesneye uygunluğunu göz önünde bulundurarak- öyle mi kullanmaktayız? 

13 Mart 2016 Pazar

SA2618/KY1-CÇ214: Pazar Yazıları 16

"Sevgili karîlerimin (okuyucularımın) inanılmaz baskıları karşısında yelkenleri indirip yazmam isteklerine boyun eğdiğimi itirafla:)"


PAZAR YAZILARI -16-

Not 1- Tecime elverişli her nen’in imitasyonunun muhtemel bir imkânı olduğu inkâr edilemez. 
Not 2- Tecimsel duyguların darası alınmadan söylenecek her nen apaçık bir saçmalıktır.
Not 3- İlk iki notta vurgulanan gerçeklik o kadar açıktır ki, bu konuda başkaca bir izaha gerek yoktur.
Not 4- Not 3’teki koyutun belgitlenmesinin olasılığından söze edemeyiz. O bizatihi öyledir.
Not 5- Üzerimde tuhaf bir yorgunluğun aksülamelini sezinlemekteyim. Bu durumda siz de dinlenmeyi hakkediyor olmalısınız.

GÖKLERİN YUTTUĞU ADAM
-ya da kılgısal olanın kurgusal olana baskınlığı üzerine apriori temelli bir genellemenin yapılabilme olasılığı üzerine sağın olmayan bir yaklaşım-

İmdi, bir takım muhterem karîlerimden (okuyucularımdan) aldığım kimi betikler (mektuplar) zaman zaman bizce öncelikli olmayan sorunların ivedi sorunlar olarak algılandığı ve bu hususta bir tür yerinde olan ikazlar –gerçekten işaret edilen sorunların öncelikli oluşuna ilişkin öyle karineler, öyle kuvvetli deliller sunulmaktadır ki, bu karinelere ve muhkem delillere yönelik karşıt bir görüş belirtmek kelimenin tam anlamıyla züldür- muvacehesinde kendimizin öncelikli gördüklerini erteletecek bir keyfiyette olduğunu keşifle –bu keşiflerde kuşkusuz betik gönderen muhterem karilerimizin büyük payı vardır- ve muhterem karilerimin yerinde ikazlarını her dem gördüğümüzün de bilinmesi arzusuyla bu hususlara öncelik vermeyi münasip bulduğumu belirteyim. 

6 Mart 2016 Pazar

SA2581/KY1-CÇ208: Pazar Yazıları 15

"Sevgili karîlerimin (okuyucularımın) inanılmaz baskıları karşısında yelkenleri indirip yazmam isteklerine boyun eğdiğimi itirafla:)"


PAZAR YAZILARI -15-

YALANA DAİR PSİKOMETRİK AÇINLAMALAR
- ya da Pitho’nun yolundan gidişin ayrımsanması için bir katkı-


Yeknesak bir iyi yeknesak bir kötü yoktur yeryüzünde. Yeryüzünden kasıt insanın yaşama uzamıdır. Etten kemikten insandır bu uzamda söz konusu olan. Ve etten kemikten bu insan iyiyi de kötüyü de içinde barındırır. İyi ve kötü bir kişiye, bir kavme, bir cinse, bir türe bir devre özgü olan değildir. 

İnsan kuşkusuz iyi peşinde koşan olandır. Kötüden, kötülükten kaçındıkça insan olduğunu, insan olacağını fıtraten bilir insan. Kötülüğün at başı kendisiyle birlikte olduğunu, kötülüğün çeşitli hilelerle kendisini albenili hale getireceğini bilir insan ya da sezer insan ve kaçınmaya gayret eder. Bu yüzden tövbe vardır. Bu yüzden pişmanlık insanca olandır. Suçluluk duyup pişman olup bir daha öyle yapmamayı kendisine seçebilme yetisi fıtraten insanda mevcuttur.

28 Şubat 2016 Pazar

SA2548/KY1-CÇ202: Pazar Yazıları 14

"Sevgili karîlerimin (okuyucularımın) inanılmaz baskıları karşısında yelkenleri indirip yazmam isteklerine boyun eğdiğimi itirafla:)"


PAZAR YAZILARI -14-

DİRİMSELLİĞİN KENDİ OLARAK SÜRDÜRÜLMESİNİN ÖNEMİNE DAİR KILGISAL KANITLARIN PEKİNLİĞİ
- ya da canlı olmanın kavaidi-

Diri olmanın kolaycılığı saçıp savuruyor seni, beni, onu, sizi, bizi, onları. Bir miras yedi gibiyiz. Öylesine har vurup harman savuruyoruz ki diriliği, öyle kolay tüketiyoruz ki. Öyle kolay tüketiliyor ki. Var olmanın bir adım ötesinde olmak demek olan diriliğe böyle hoyratça davranışımızın altında ya olan bitenin ayrımında olmamak ya da ürkünç bir yazgıcılığa kapılmışlık yatıyor.

Seçkin Deniz Twitter Akışı