28 Şubat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
28 Şubat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Ağustos 2019 Pazartesi

SA7879/KY13-AO291: Turgut Özal’ın ‘Zâyi Oluşu’, 28 Şubat ve Oligarşi




Yakın dönem siyasi tarihimizle ilgili tartışmalar uzun süre daha devam edeceğe benziyor. Üzerinde en çok konuşulan konulardan olan Özal’ın ölümü ve 28 Şubat konusunda yazarların değişik yorumları söz konusu..

Çeşitli konularda farklı bakış açıları olan Yalçın Küçük’ün de bu konularda 'Tekeliyet-1' adlı kitabında ileri sürdüğü ilginç iddiaları var;

25 Nisan 2018 Çarşamba

SA6014/KY38-SevDur139: Zaman Aşımı Tehlikesi



Takdim

28 Şubat davasında nihayet karar çıktı. Çıktı ama kimseyi tatmin etmedi. 103 sanıktan aralarında dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, Genelkurmay Harekat Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ve eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Halil Kemal Gürüz’ün de bulunduğu 21 kişiye müebbet hapis cezası verildi. Cezaya çarptırılmalarıyla tahliye edilmeleri bir oldu. 

Mahkeme, sanıkların yaş ve sağlık durumları ile ölçülülük ve orantılılık ilkelerini de birlikte değerlendirerek, adli kontrol kapsamında yurt dışına çıkışlarını yasakladı, ayrıca her ayın ilk günü ikametlerine en yakın güvenlik birimlerine imza verme şartı getirdi. 

10 Mart 2018 Cumartesi

SA5771/KY26-CA179: Ormana Atılan Kızlar

"28 Şubat’ı doğru anladıysak, ülkemizin içinde bulunduğu zor şartlara özgü duyarlıkları kişisel hesapları için kullananların söylemlerimizi işgaline izin vermemeliyiz."


Bir kez daha hatırladığımız 28 Şubat süreci, kendi hikayelerini yüksek sesle dillendirenlerle, geçmişi yeniden yazanların sesleri birbirine karıştığı için hep eksik konuşuluyor. Dönemin garip, tuhaf kurgusu içinde öne çıkan manşetlerin geçen yıllar içinde layıkıyla irdelenmeyişi, gerçeklerin geri planda kaybolmasının sebebi. Başka olaylar da oldu, zamanında fark etmedik, çünkü kahramanları ailelerine zarar gelebilir diye susmaya mecbur hissettiler kendilerini.

Bir çocuk, İlknur Daşdemir, Belgrad Ormanları’nda gerçekleşen altı yedi saatlik koşusunu daha sonra unutmaya çalıştı, pek az söz etti insanlara, ailesinin başına bir kötülük gelebilir diye. Ben orada yoktum, sen de yoktun, kim bilecekti.

4 Mart 2018 Pazar

SA5736/KY37-AZ259: Yeter, Kesin Sesinizi!

"Oysa gerçek ortadadır: 28 Şubat sürecinin tüm sivil unsurları, 2013 Gezi Parkı, 17-25 Aralık ve 7 Haziran 2015 seçiminin de aynı aktörleridir, yerleri değişmemiştir."


Bir 28 Şubat’ı daha idrak ettik. Duygular ön planda mıydı, evet. Fakat toplum, özellikle 15 Temmuz’dan sonra yakaladığı geleneksel “bilge” kimliğiyle 28 Şubat’ı bir ayrışma ve alışıldık hamaset sözleriyle değil, aksine, toplumsal uzlaşmaya geniş manevra alanı oluşturan kimlikle değerlendirdi. 

“Laiklik” diktatoryal hedefler doğrultusunda kullanıldı, “irtica ile mücadele” kılıf yapıldı, hepimizin ortak gururu “10’uncu yıl Marşı”, birlik değil bölmek için kullanıldı ama bugün fikrimiz, hatta 28 Şubat sürecindeki yerimiz ne olursa olsun bir konuda mutabakata varmış durumdayız: 28 Şubat, tıpkı, 15 Temmuz gibi ülkemize dönük “küresel müdahaledir...”

1 Mart 2018 Perşembe

SA5719/KY60-ES52: 28 Şubat’ın Babasız Çocukları



Bugüne kadar 28 Şubat darbesi hakkında çok şey yazıldı çizildi, söylendi. 28 Şubat dönemi, evet bin yıl sürmedi ancak yarattığı mağduriyetler de yok olup gitmedi. 28 Şubat sürecinde uydurma delillerle hapse atılan, hayatı karartılan, gençliği heba olan mahkumlar hala cezaevinde. FETÖ yargısının mağduru olan bir çok dosyada yeniden yargılanma yolu açılırken, 28 Şubat mahkumlarının davaları hala ele alınmadı. Olayın en tirajikomik yanı ise 15 Temmuz darbe girişiminden sonra kendilerine kumpas kuran hakim ve savcılarla yan yana hücrelerde kalmaları.

Bu mağdurların pek çoğu gencecik yaşlarında cezaevine girdiler. Bir kısmı bekardı. Bir kısmı ise yeni evliydi. Tutuklandıklarında çocukları 2-3 yaşlarındaydı hatta bazıları da anne karnında doğum zamanının gelmesini bekliyordu. 

20 Aralık 2017 Çarşamba

SA5354/KY38-SevDur108: 28 Şubat Mahkûmları: "Son Umudumuz Erdoğan"



Takdim

Suçsuz yere, delilsiz, ispatsız İslami davalardan hapiste yatan 600 mahkûmun 28 Şubat’ı hala bitmedi. Emniyet ve yargılama safhasında yer alan isimlerin yüzde 70’i FETÖ’den ihraç edildiği halde, 28 Şubat mahkumlarına yeniden yargılama bile yapılmadı. 

İslami Hareket Davası’ndan müebbet yatan Kamil Aşkın, İBDA-C Davası’ndan müebbet yatan Cihat Özbolat ve İlhan Doğan’la Kandıra F tipi cezaevinde konuştuk. Bir an önce ailelerine kavuşmak isteyen mahkumların tek umudu; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Serbest kalmak değil, yeniden yargılanmak isteyen mahkumlar “Biz buradayız, suçlu bulunursak, yatmaya devam ederiz” diyorlar.  

23 Ekim 2017 Pazartesi

SA5047/KY60-ES28: Kapı Kapı Gezip Öğrenci Aradılar



Önder İmam Hatipliler Derneği tarafından düzenlenen 14. İmam Hatipliler Kurultayı, geçtiğimiz hafta İzmir’in Çeşme ilçesinde yapıldı. Gerçek Hayat dergisinin de katıldığı kurultay “Samimiyetle” temasıyla gerçekleştirildi. 

Türkiye’nin 81 ilinden mezun dernekleri ve Öncü Spor derneklerinin yoğun ilgi gösterdiği kurultayın teması olarak samimiyet kavramının seçilmesi oldukça anlamlıydı. Çünkü halkımız İmam Hatipler kurulduğundan itibaren bu okulları bağrına bastı, samimiyetle her ihtiyacına koştu. Önder’in de kurulduğu günden bu yana hiçbir maddi menfaat gözetmeden, en sıkıntılı günlerde dahi bu okullara samimiyetle sahip çıktığını düşünürsek, belki de seçilebilecek en güzel temalardan biri samimiyetti. 

14 Eylül 2017 Perşembe

SA4865/KY35-YTK217: Anasını Geçen Darbe

“Yaşandı bitti saygısızca” deyip geçmek kolay bir şarkıya bağlayıp bu tartışmayı.


27 Mayıs’tır şüphesiz darbelerin anası. O olmasa diğerleri olur muydu, şüpheliyim. Sonrakilere bir prototip de oluşturmuştur üstelik hem biçim hem içerik olarak. Arada 12 Mart Muhtırası ve sonra da tabii ki 12 Eylül yine onun sayesinde yapıldı, yaşandı.

Ama 12 Eylül anasını da geçti. 27 Mayıs’tan kat be kat darbeydi.

Trenin yolundan çıkmasını, sapmasını sağlayan 27 Mayıs’tı ve trenin neredeyse uçurumdan aşağı düşmesine neden olansa 12 Eylül oldu.

7 Ağustos 2017 Pazartesi

SA4693/KY60-ES8: Direniş Ruhu Beyazıt’ta Doğdu

" Darbeye direnmek için, Cumhurbaşkanı Erdoğan sokağa çağırmadan önce sokağa çıkanların, Beyazıt eylemlerinden gelen tecrübeye sahip insanlar olduğu bu tespitlerden biri."


İsrail’in Mescid-i Aksa işgaline karşı Filistinli kardeşlerimize destek için geçtiğimiz hafta Beyazıt Meydanında düzenlenen eylem, 90’lı yıllarda “Türkiye Müslümanları” imzasıyla yapılan eylemleri hatırlattı. 

Seksenlerin sonu, doksanların başında kıyamın, direnişin, umudun diğer adıydı Beyazıt Meydanı. Burada haksız hukuksuz uygulamalara direnilirken, mazlum coğrafyalardaki Müslümanlara selam çakılırdı. Başörtüsü yasaklarına, Bosna, Çeçenistan, Filistin ve dünyanın dört tarafındaki zulümlere en sert tepkiler burada verilirdi. Bu meydandan yükselen her ses Anadolu’da fazlasıyla karşılık bulurdu.

29 Temmuz 2017 Cumartesi

SA4652/KY38-SevDur71: Darbe Hayalleri Bin Yıl Daha Sürecek



Takdim

Hürriyet gazetesi 25 Şubat 2017 tarihli Hande Fırat imzalı haberi, birinci sayfada “7 eleştiriye 7 yanıt”, iç sayfada ise “Karargah Rahatsız” başlığıyla verdi. Hürriyet bu haberiyle, darbe dönemlerini tarihe gömecek olan referandum arifesinde, darbeler hafızasını canlı tutmak istercesine yine “askeri kaynaklar”dan edindiği bilgilerle, 28 Şubat dönemi haberciliğine imza attı.  

31 Ekim 2013 Perşembe

SA463/KY6-SK3: Gezi, Şiddet ve Türban...

28 Şubat ve Psikolojik Şiddet

Star'da bir haber, ‘Paşaya Şiddet Sorusu’ başlığını taşıyor... ''28 Şubat'ta şiddet kullanılmadı'' diyen Genelkurmay harekat daire başkanı paşaya yönelik soruyu aktarıyor. 28 Şubat yargılamasına katılan Cumhuriyet savcısı Kemal Çetin, paşaya bu savunmasının üstüne ''gerekirse silah kullanırız'' manşetini sormuş. 

Bu açıklama direkt olarak şiddet kullanmak demek değil ... Şiddete başvurmadan, şiddeti metod olarak benimsememiş bir kesimin; hak ve özgürlük mücadelesinin, bu tehdit ile engellendiği bir gerçek. Bu psikolojik şiddet.

Seçkin Deniz Twitter Akışı