Sosyal Kaos etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sosyal Kaos etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Şubat 2020 Cuma

SA8376/AŞ107: Karanlık Tünel'deki Azap Üzümleri

"Şaşırmamak lazım; eğer tek başlarına bir anlam ifade etselerdi millette bir karşılıkları olurdu. Şimdi ise siyasî mezarlıkta birer çıkma parça olarak yer alma çabasındalar."


Osmanlı Hanedanı’nda gelenek gibi aktarılan çok derin anlamları olan bir söz vardır: “Hanedan erkeklerinden yaşı 40’ı bulan çok azdır." Bu derin anlamların en bâriz olanı da entrika ile tahttan indirilmek ya da tahtta veya tahta çıkmadan evvel zehirlenerek veya boğularak idam edilmek. 

Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi hayatı da bu mirasa mebnidir. Kimi zaman aynıyla, kimi zaman zıddıyla. Câri maslahata uygun davranan uzun ömürlü oluyor, milletin ve devletin menfaatlerine öncelik atfeden kısa ömürlü oluyor. Erdoğan bunun bir istisnâsı olarak, acılarla dolu geçmişi ve derin izler bırakan tarihiyle aşırı farkında olan milletin desteğiyle on sekiz yıldır yürüyor.

17 Ocak 2020 Cuma

SA8297/AŞ106: Erdoğan Karşıtı Yerli-Yabancı Kara Propaganda Faaliyetleri ve CHP

"Erdoğan’dan bunu bekliyoruz, çocuklarımızın saf zihinlerinin bulandırılmasını engellemesi onun Cumhurbaşkanı olarak başat görevlerinden biridir."


Şu anda, 17 Ocak 2020 Cuma günü saat 11:26’da, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ‘CHP Parti Meclisi Toplantısı’ öncesi konuşuyor TRTHaber, NTV, CNNTürk, Habertürk ekranlarından da izliyor ve dinliyor insanlar. (Bu yalanların iğrenç bir resmini Habertürk internet sitesinde görebilirsiniz.) Demokrasi, haber alma hakkı, düşünceleri ifade etme özgürlüğü falan filan geçelim bir kalem ve soralım; “Yalan söylemek de bir hak mıdır, milyonlarca insanı çarpıtılmış gerçeklerle aldatmak bir hak mıdır? Siyaset, yalan söyleme sanatı mıdır?” 

10 Ocak 2020 Cuma

SA8280/TG275: How America Ends-Amerika’nın Sonu-III

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, Atlantik Enstitüsü Fikirler bölümü kıdemli editörü Yoni Appelbaum'a aittir ve Amerikan toplumunda ve siyasetinde yaşanan kaotik durumu ele almaktadır. Sonsuz Ark olarak 'ABD'nin Çöküşü' etiketi ile yayınladığımız bir çok yayına ek olarak, doğrudan 'How America Ends- Amerika’nın Sonubaşlığını taşıyan bu analiz, ABD dışında yaşayanların bir temennisi beklentisi olmaktan ziyade, ABD'nin çöktüğünün somut bir gerçek olduğunu tescil etmektedir. Yazar Yoni Appelbaum'un şu cümlesi yeterince net ve nesneldir: "Amerika Birleşik Devletleri, belki de hiçbir zengin ve istikrarlı demokrasinin tecrübe etmediği bir geçiş dönemi yaşamaktadır: Tarihsel olarak baskın olan grup politik bir azınlık olma yolunda ilerlerken, azınlık olan gruplar ise eşit hak ve menfaatlerini savunur hale geldiler. Böyle bir geçişin emsalleri varsa; o emsaller, Beyaz İngilizler’in başlangıçta baskın olduğu ve baskın grubun sınırlarının o zamandan beri müzakere edildiği Amerika Birleşik Devletleri'ndedir. Ancak bu emsaller pek de teselli edici değildir. Bu yeniden müzakerelerin çoğu siyasi çatışmaya veya açık şiddete yol açmıştır ve çok azı şu anda devam etmekte olan kadar derindir." Türkiye, bu gerçeğin ışığında dış politika hedeflerini belirlemeli, temkinli ve tereddütsüz ilerlemelidir.
Seçkin Deniz, 10.01.2020

How America Ends
"Tektonik bir demografik değişim sürüyor. Ülke bir arada kalabilecek mi?"

Siyasi Sağ ve ülke bu durumdan geri dönebilir. Geçmişimiz, demokratik ilkelere olan bağlılıklarını, sahip oldukları gücü muhafaza etme adına kaybeden, ancak bunda başarısız olduktan sonra çok korktukları siyasi düzen içinde de başarılı olabileceklerini keşfeden etkin gruplarla doludur. Federalistler, yönetimlerine yönelik eleştirileri suç sayan Yabancı ve İsyana Teşvik Yasaları’nı uygulamaya geçirdiler; kefaret dönemi demokratları siyahî seçmenin elinden seçme hakkını aldılar ve İlerici Cumhuriyetçiler belediye yönetimini göçmen seçmenlerden uzaklaştırdılar. 

3 Ocak 2020 Cuma

SA8261/TG274: How America Ends-Amerika’nın Sonu-II

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, Atlantik Enstitüsü Fikirler bölümü kıdemli editörü Yoni Appelbaum'a aittir ve Amerikan toplumunda ve siyasetinde yaşanan kaotik durumu ele almaktadır. Sonsuz Ark olarak 'ABD'nin Çöküşü' etiketi ile yayınladığımız bir çok yayına ek olarak, doğrudan 'How America Ends- Amerika’nın Sonubaşlığını taşıyan bu analiz, ABD dışında yaşayanların bir temennisi beklentisi olmaktan ziyade, ABD'nin çöktüğünün somut bir gerçek olduğunu tescil etmektedir. Yazar Yoni Appelbaum'un şu cümlesi yeterince net ve nesneldir: "Amerika Birleşik Devletleri, belki de hiçbir zengin ve istikrarlı demokrasinin tecrübe etmediği bir geçiş dönemi yaşamaktadır: Tarihsel olarak baskın olan grup politik bir azınlık olma yolunda ilerlerken, azınlık olan gruplar ise eşit hak ve menfaatlerini savunur hale geldiler. Böyle bir geçişin emsalleri varsa; o emsaller, Beyaz İngilizler’in başlangıçta baskın olduğu ve baskın grubun sınırlarının o zamandan beri müzakere edildiği Amerika Birleşik Devletleri'ndedir. Ancak bu emsaller pek de teselli edici değildir. Bu yeniden müzakerelerin çoğu siyasi çatışmaya veya açık şiddete yol açmıştır ve çok azı şu anda devam etmekte olan kadar derindir." Türkiye, bu gerçeğin ışığında dış politika hedeflerini belirlemeli, temkinli ve tereddütsüz ilerlemelidir.
Seçkin Deniz, 03.01.2020

How America Ends
"Tektonik bir demografik değişim sürüyor. Ülke bir arada kalabilecek mi?"

Doğu Avrupa ve Latin Amerika demokrasileri üzerine çalışan bir siyaset bilimcisi olan Adam Przeworski, demokrasilerin ayakta kalabilmesi için demokratik kurumların; “i̇lgili tüm siyasi güçlere, çıkar ve değer rekabetinde zaman zaman kazanma şansı vermesi gerektiğini” söylüyor. Przeworski ayrıca, bu kurumların eşit öneme sahip başka bir şey daha yapmaları gerektiğini ifade ediyor; “demokrasi altında kaybetmeyi bile demokratik olmayan bir gelecekten daha çekici hale getirmeliler.”

27 Aralık 2019 Cuma

SA8240/TG273: How America Ends-Amerika’nın Sonu-I

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, Atlantik Enstitüsü Fikirler bölümü kıdemli editörü Yoni Appelbaum'a aittir ve Amerikan toplumunda ve siyasetinde yaşanan kaotik durumu ele almaktadır. Sonsuz Ark olarak 'ABD'nin Çöküşü' etiketi ile yayınladığımız bir çok yayına ek olarak, doğrudan 'How America Ends- Amerika’nın Sonu' başlığını taşıyan bu analiz, ABD dışında yaşayanların bir temennisi beklentisi olmaktan ziyade, ABD'nin çöktüğünün somut bir gerçek olduğunu tescil etmektedir. Yazar Yoni Appelbaum'un şu cümlesi yeterince net ve nesneldir: "Amerika Birleşik Devletleri, belki de hiçbir zengin ve istikrarlı demokrasinin tecrübe etmediği bir geçiş dönemi yaşamaktadır: Tarihsel olarak baskın olan grup politik bir azınlık olma yolunda ilerlerken, azınlık olan gruplar ise eşit hak ve menfaatlerini savunur hale geldiler. Böyle bir geçişin emsalleri varsa; o emsaller, Beyaz İngilizler’in başlangıçta baskın olduğu ve baskın grubun sınırlarının o zamandan beri müzakere edildiği Amerika Birleşik Devletleri'ndedir. Ancak bu emsaller pek de teselli edici değildir. Bu yeniden müzakerelerin çoğu siyasi çatışmaya veya açık şiddete yol açmıştır ve çok azı şu anda devam etmekte olan kadar derindir." Türkiye, bu gerçeğin ışığında dış politika hedeflerini belirlemeli, temkinli ve tereddütsüz ilerlemelidir.
Seçkin Deniz, 27.12.2019

How America Ends
"Tektonik bir demografik değişim sürüyor. Ülke bir arada kalabilecek mi?"

Demokrasi, kaybedenlerin rızasına bağlıdır. ABD'deki partiler ve adaylar, 20. Yüzyılın büyük bölümünde, seçim yenilgilerinin ne kalıcı ne de dayanılmaz olduğu anlayışıyla seçimlerde yarıştı. Kaybedenler, sonucu kabul ederek fikirlerini düzeltip koalisyonlarını ayarlayabilir ve bir sonraki seçimlerde savaşmaya devam edebilirdi. 

24 Aralık 2019 Salı

SA8232/SD1573: İklimle İlgili Devrilme Noktaları Kitlesel Göçleri ve Sosyal Kaosu Nasıl Tetikleyebilir?

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, Pennsylvania küresel angajman merkezi Perry World House adına hazırlanmıştır ve çevresel değişimler ve göç arasındaki etkileşimleri inceleyen bir araştırma merkezi olan Belçika Liège Üniversitesi Hugo Gözlemevi direktörü, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin baş yazarı François Gemenne’e aittir. Analiz İklim değişikliklerine bağlı olarak gelişmesi muhtemel göçlere ve bu yeni durumu tartışmak için gerekli olan kavramlara ve girişimlere odaklanmaktadır. Sonsuz Ark olarak, 'İklim değişikliği' sorunsalının yapay olarak üretildiğini ve çöken neoliberalizm sonrası yeryüzündeki insanları baskı altına almak, tehdit etmek ve  bunların bir sonucu olarak yönetmeye ve sömürmeye devam etmek üzere araçsallaştırıldığını düşünüyoruz. Çünkü iklim değişikliklerinin temel nedeni olarak sayılan karbon salınımlarının ve çevre felaketlerinin asıl sorumluları olan ABD, Avrupa Birliği, Rusya, Hindistan, Japonya, Çin gibi sanayi ülkeleri, iklim değişiklikleri üzerinden oluşturulabilecek bir yeni savaş alanı tesis etmeye çalışmaktadırlar. Çevre tehdit altındadır, ancak çevreyi tehdit eden ülkeler sanayi artıklarını çevreye zarar vermeyecek bir şekilde yok etmek yerine birbirlerine baskı uygulamaya çalışmaktadırlar. Trump başkanlığındaki ABD yönetimi, 2017 yılında çekileceğini duyurduğu Paris İklim Anlaşması'ndan ayrılmak için 5 Kasım 2019'da BM'ye resmi başvuru yapmıştır. ABD, 4 Kasım 2020’de anlaşmadan tamamen çekilerek 200 ülkenin imzaladığı anlaşmanın dışında kalan tek ülke olacak. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, "ABD, tüm emisyonları azaltmada, direnç geliştirmede, ekonomimizi büyütmede ve vatandaşlarımız için enerji sağlamada elde ettiği rekorla dünya lideri olarak yaptıklarıyla gurur duyuyor. Bizimki gerçekçi ve pragmatik bir model" diyerek yaptığı başvuruyu ilan etmiştir. Aşağıdaki analiz de ABD merkezli bir çalışmadır. Dünya 1900'lerin başında 2 milyar ton karbondioksit gazı açığa çıkarırken 2018 yılında bu miktar 16 kat artarak 36.2 milyar tona ulaşmış durumdadır. Avrupa Komisyonu ve Hollanda Çevre Değerlendirme Ajansı'nın son verilerine göre Dünya'yı en çok yıllık 10.5 milyar ton karbondioksit salınımıyla Çin kirletmekte, Çin'i 5 milyar tonu aşkın emisyon oranıyla ABD, 3,5 milyar ile Avrupa Birliği (AB) ülkeleri takip etmektedir. İlk üçten sonra, ilk 10'u tamamlayan ülkeler sırasıyla Hindistan, Rusya, Japonya, Almanya, İran, Güney Kore ve Kanada. Çevreyi kirleten ilk 10 ülke 100 yıldan fazla bir süredir çıkardıkları savaşlar, iç savaşlar, terör, darbeler ve ayaklanmalarla milyonlarca insanı göçe zorlamış olmakla yetinmeyerek bu kez iklim değişiklikleri gibi manipülatif sorunları gerekçe göstererek insanları yaşadıkları coğrafyalardan uzaklaştırmayı planlayan satanizmin  tetikçisi olarak çalışmaya devam etmektedirler. İnsanlığı Satanizm'in mevcut ve gelecekteki tehditlerine karşı uyarıyoruz.
Seçkin Deniz, 24.12.2019

How climate-related tipping points can trigger mass migration and social chaos

Gazete başlıklarında hızlı tarama yapan herkesin görebileceği gibi, iklim değişikliği büyük sosyal dönüşümleri tetikleme potansiyeline sahiptir. Bomba siklonları gibi aşırı hava olayları gıda güvensizliğine, isyanlara ve toplu göçlere yol açarak birçok etkiye yol açabilir.

20 Aralık 2019 Cuma

SA8222/TG272: Amerikan Elit Yığını Nasıl Oluştu?-3

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, John Hopkins Üniversitesi Paul H. Nitze İleri Uluslararası Çalışmalar Okulu (SAIS) profesörü ve Dünya Bankası, USAID, Dışişleri Bakanlığı, OECD ve Afrika Kalkınma Bankası gibi kuruluşlara danışmanlık yapmakta olan ve halen, sosyal bozulmanın nasıl tersine çevrilebileceği ve buna nasıl ulaşılabileceğine dair bir kitap üzerinde çalışan Seth D. Kaplan'a aittir. 'Karşılaştırmalı Tarih' etiketi ile yapılan bu analiz, toplumların değişiminde elitlerin etkisine odaklanırken, İbn-i Haldun'dan Samuel Huntington'a kadar bir çok ünlü batılı 'elit'in görüşleri eşliğinde Amerikan Elitleri arasında bir kıyaslama yapmaktadır. Yazarın düşüncelerindeki sorunsalın başlangıç noktası elbette Amerikan toplumunun dağılması ve ABD'nin çöküşüdür. Seth D. Kaplan'ın oldukça nesnel bir yaklaşımla yaptığı analizin en çarpıcı cümlelerinden biri şudur: "Bu nedenle, birçok bilim adamı, toplumların şekillenmesi; elit erdeminin oluşumu; halk arasında güçlü değerlerin teşviki ve kahramanca hareketlere ilham vermede din faktörünün çok önemli olduğunu düşünmektedir. Ancak toplumlar geliştikçe inancın da etkisini yitirerek toplumun gerilemesine katkıda bulunduğu konusunda da uyarıda bulunmaktadırlar. Rasyonalizm ve materyalizm öne çıkarken elitleri toplumlarına bağlayan ortak eğilimleri ve toplumun yükselişini arttıran değer ve inançları zayıflatır. Sosyal rahatsızlıklar ve dağılma riski artar." Ateizm'in yaygınlaştığı Avrupa-Amerika'dan oluşan Batı'da toplumun gerilemesinde 'Din' faktörünün ve elitlerin  etkisinin önemine değinen düşünür sayısı çok azdır. Bugün Batılı medya ve kültür araçlarının dünyanın her tarafını istila ettiği ve değersizleşmeyi arttırdığı düşünülürse, Türkiye'nin çıktığı büyük yolculuğun ne kadar küresel bir etki üretebileceği de hesaplanabilir. İnsanlık ciddi bir buhranla yüz yüzedir ve İslam en saf ve en büyük kurtuluş umudu olarak, insanların ulaşabileceği her yerde olmalıdır... Türkiye'nin sorumluluğu budur.
Seçkin Deniz, 20.12.2019

How Do America’s Elites Stack Up?-3
"Elitler sadece, nüfusun geri kalanının endişelerine yatırım yapıp, "tarihin doğru tarafı" anlatımı hakkında alçakgönüllü davranır ve ayrıcalıklarını "kontrol etmek" yerine yönlendirmeye açık olurlarsa Amerikan toplumunu güçlendirebilirler."

Sorumlu bir Elitin Kazanılması

Max Weber'in iddia ettiği gibi, kitlesel demokrasi her zaman büyük ve karmaşık toplumlarda elit egemenliği sağlar. Kitlesel demokrasi gücü merkezileştirir, hükümetin idari bürokratik “makinelerine” güvenerek büyür ve kitlelere hitap edebilecek karizmatik liderlerin ortaya çıkmasını teşvik eder. Bunlar, devletin güçlenmesini ve nüfuzun “yönetici azınlık” da toplanmasını sağlar. Bu nedenle, Birleşik Devletler'in böyle bir elit tarafından yönetilmesi şaşırtıcı değildir.  Bu gerçeklik göz önüne alındığında, ABD nasıl daha iyi ve daha sorumlu seçkinler üretebilir?

13 Aralık 2019 Cuma

SA8205/TG271: Amerikan Elit Yığını Nasıl Oluştu?-2

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, John Hopkins Üniversitesi Paul H. Nitze İleri Uluslararası Çalışmalar Okulu (SAIS) profesörü ve Dünya Bankası, USAID, Dışişleri Bakanlığı, OECD ve Afrika Kalkınma Bankası gibi kuruluşlara danışmanlık yapmakta olan ve halen, sosyal bozulmanın nasıl tersine çevrilebileceği ve buna nasıl ulaşılabileceğine dair bir kitap üzerinde çalışan Seth D. Kaplan'a aittir. 'Karşılaştırmalı Tarih' etiketi ile yapılan bu analiz, toplumların değişiminde elitlerin etkisine odaklanırken, İbn-i Haldun'dan Samuel Huntington'a kadar bir çok ünlü batılı 'elit'in görüşleri eşliğinde Amerikan Elitleri arasında bir kıyaslama yapmaktadır. Yazarın düşüncelerindeki sorunsalın başlangıç noktası elbette Amerikan toplumunun dağılması ve ABD'nin çöküşüdür. Seth D. Kaplan'ın oldukça nesnel bir yaklaşımla yaptığı analizin en çarpıcı cümlelerinden biri şudur: "Bu nedenle, birçok bilim adamı, toplumların şekillenmesi; elit erdeminin oluşumu; halk arasında güçlü değerlerin teşviki ve kahramanca hareketlere ilham vermede din faktörünün çok önemli olduğunu düşünmektedir. Ancak toplumlar geliştikçe inancın da etkisini yitirerek toplumun gerilemesine katkıda bulunduğu konusunda da uyarıda bulunmaktadırlar. Rasyonalizm ve materyalizm öne çıkarken elitleri toplumlarına bağlayan ortak eğilimleri ve toplumun yükselişini arttıran değer ve inançları zayıflatır. Sosyal rahatsızlıklar ve dağılma riski artar." Ateizm'in yaygınlaştığı Avrupa-Amerika'dan oluşan Batı'da toplumun gerilemesinde 'Din' faktörünün ve elitlerin  etkisinin önemine değinen düşünür sayısı çok azdır. Bugün Batılı medya ve kültür araçlarının dünyanın her tarafını istila ettiği ve değersizleşmeyi arttırdığı düşünülürse, Türkiye'nin çıktığı büyük yolculuğun ne kadar küresel bir etki üretebileceği de hesaplanabilir. İnsanlık ciddi bir buhranla yüz yüzedir ve İslam en saf ve en büyük kurtuluş umudu olarak, insanların ulaşabileceği her yerde olmalıdır... Türkiye'nin sorumluluğu budur.
Seçkin Deniz, 13.12.2019

How Do America’s Elites Stack Up?-2
""Elitler, giderek artan oranda psikolojik ve finansal olarak genel nüfustan kopmakta, başkalarını düşünmeden kendilerine menfaat sağlayacak seçimler yaparak öfke ve tepki ile karşılaşmaktadırlar."

Amerikan Toplumundaki Elitler

Amerikan elitleri kimlerdir? “Elit” terimi tartışmalı olabilir. Maksadımıza binaen bu terim; hepsi bilgi üretmek ve işlemek için uğraşan kesimi oluşturan; hükümet, akademi, iş dünyası, medya, eğlence ve kar amacı gütmeyen kesimdeki profesyonellerin üst düzey kadrosunu oluşturur. Politikaya ve Occupy Wall Street gibi sosyal hareketlere konu olan “yüzde bir”(*) hakkındaki tartışmalar, elitlerin sahip olduğu orantısız zenginlik ve güç üzerine yoğunlaşmaktadır. 

6 Aralık 2019 Cuma

SA8186/TG270: Amerikan Elit Yığını Nasıl Oluştu?-1

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, John Hopkins Üniversitesi Paul H. Nitze İleri Uluslararası Çalışmalar Okulu (SAIS) profesörü ve Dünya Bankası, USAID, Dışişleri Bakanlığı, OECD ve Afrika Kalkınma Bankası gibi kuruluşlara danışmanlık yapmakta olan ve halen, sosyal bozulmanın nasıl tersine çevrilebileceği ve buna nasıl ulaşılabileceğine dair bir kitap üzerinde çalışan Seth D. Kaplan'a aittir. 'Karşılaştırmalı Tarih' etiketi ile yapılan bu analiz, toplumların değişiminde elitlerin etkisine odaklanırken, İbn-i Haldun'dan Samuel Huntington'a kadar bir çok ünlü batılı 'elit'in görüşleri eşliğinde Amerikan Elitleri arasında bir kıyaslama yapmaktadır. Yazarın düşüncelerindeki sorunsalın başlangıç noktası elbette Amerikan toplumunun dağılması ve ABD'nin çöküşüdür. Seth D. Kaplan'ın oldukça nesnel bir yaklaşımla yaptığı analizin en çarpıcı cümlelerinden biri şudur: "Bu nedenle, birçok bilim adamı, toplumların şekillenmesi; elit erdeminin oluşumu; halk arasında güçlü değerlerin teşviki ve kahramanca hareketlere ilham vermede din faktörünün çok önemli olduğunu düşünmektedir. Ancak toplumlar geliştikçe inancın da etkisini yitirerek toplumun gerilemesine katkıda bulunduğu konusunda da uyarıda bulunmaktadırlar. Rasyonalizm ve materyalizm öne çıkarken elitleri toplumlarına bağlayan ortak eğilimleri ve toplumun yükselişini arttıran değer ve inançları zayıflatır. Sosyal rahatsızlıklar ve dağılma riski artar." Ateizm'in yaygınlaştığı Avrupa-Amerika'dan oluşan Batı'da toplumun gerilemesinde 'Din' faktörünün ve elitlerin  etkisinin önemine değinen düşünür sayısı çok azdır. Bugün Batılı medya ve kültür araçlarının dünyanın her tarafını istila ettiği ve değersizleşmeyi arttırdığı düşünülürse, Türkiye'nin çıktığı büyük yolculuğun ne kadar küresel bir etki üretebileceği de hesaplanabilir. İnsanlık ciddi bir buhranla yüz yüzedir ve İslam en saf ve en büyük kurtuluş umudu olarak, insanların ulaşabileceği her yerde olmalıdır... Türkiye'nin sorumluluğu budur.
Seçkin Deniz, 06.12.2019

How Do America’s Elites Stack Up?-1
"Kibirli, soğuk ve çıkarcı -veya mütevazi, köklü ve kişisel- fedakarlık mı? Tarih, toplumların yaratıcı seçkinlerinin karakterine dayanarak yükselip alçaldığını göstermektedir."

Amerikan elitlerinin birçok endişesi var; jeopolitik istikrarı sağlamak, eşitsizliği azaltmak, ayrımcılığa son vermek ve benzeri. Fakat ABD için en büyük tehdit, bunlar değil de bilhassa, sorumlulukları toplumun koruyucusu olarak kabul etmedeki isteksizlikleri ve toplumun diğer kesimlerinden ayrılmaları nedeniyle elitlerin bizzat kendileri ise? 

Seçkin Deniz Twitter Akışı