30 Kasım 2018 Cuma

SA7200/KY28-ATA393: Rumların Algı Operasyonları Gene Başladı

"Ne yazık ki daha başından birçok eski ve yeni siyasi bu oyuna düşmüş. Tabi burada bizim yapmamız gereken, uluslararası camiaya ne istediğimizi anlatmak zira Rumların bizim adımıza başlattıkları bu algı operasyonu oyunu bozmamız, sesimizi gür çıkarmamızla mümkün."


Rumlar, Türklerle silahlı çatışma ile başa çıkamayacaklarını anlayınca daha bir asır öncesinden mücadele yöntemlerini politik savaş olarak belirlediler. Başta ABD Senatosu ve Kongresi olmak üzere çeşitli ülkelerin Meclisleri ve sivil toplum örgütleri içinde faaliyet alanları yarattılar.

Bunun en güzel örneği 1974 Barış Harekatından hemen sonra ABD Kongresinde Menendez, Billirakis ve Joe Biden’in başını çektiği Yunan lobisinin çalışmaları ile Türkiye’ye silah ambargosu konmasını başarmaları. Aradan uzun bir zaman geçtikten sonra bu Yunanlıların istekleri doğrultusunda, politik amaçlı olduğu ve ABD’nin bölgesel çıkarlarına zarar verdiği ortaya çıkınca gene ABD Senatosunun aldığı karar ile kaldırıldı.

SA7199/KY1-CÇ561: Bahar ile Füsun

"Bahar kös kös duruyor, eline nerden geçtiğini anlamadığı biraz önce bitirdiği danteli yumruluyordu."


77 yılının zemherisine ait puslu bir hava. Erzurum’un en eski mahallelerinden Ali Paşa'ya ait Çamurlu sokakta –sokağın adı çamurlu sokaktır, adını yaz kış eksilmeyen çamurdan mı almıştır, yoksa adını yalancı çıkarmamak için mi çamuru hiç eksik olmaz bu sokağın bilinmez, yazarın böylesi bir ikilemden söz etme gereksinimi duymasının nedeni söz çoğaltmaktan öte, yaz kış hiç eksilmeyen sütçülerin Pamuk Nenesi ile Alaftarların –ki evleri karşı karşıyadır- Koca Anası arasındaki bitmeyen –biteceğe de benzemeyen- dilbazlık, sözlü atışmadır. Pamuk Nene'ye sorarsanız sokak adını eksilmeyen çamurdan almıştır, Koca Ana'ya sorarsanız işgüzarın verdiği isimden öte bir isim değildir, öyle ya duyan da sanır ki çamur bir bu sokakta var, Allah için Koca Ana'nın akıl yürütmesi hiç de yabana atılır cinsten değil - iki katlı kâgir bir evin ikinci katında pencere önünde –perdenin sağ ucu hafif açık- hem dışarıyı seyreden hem de elindeki danteli bitirme gayretinde genç kız derin bir nefes alıp usulca bırakır. Adı Bahar’dır kızın. Nalbantların kızı Bahar. 

SA7198/KY73-PH8: Fatihler Değil Okuduğunu Anlayan Çocuklar!

"Evet, en küçüğünden en büyüğüne kadar herkes işini iyi yapmalı; en başta da anneler…"


“İşini en iyi yapan vatanını en çok sevendir” sözünü sıklıkla duyarız. Hayat hakkında özet ve gerçekçi bir ders veren, askerlik kaynaklı bu sözün anonim olduğu sanılıyor. Ama İslam medeniyetinde; Hz. Muhammed’e atfedilen “Allah işini en iyi yapanları sever ve işini iyi ve güzel yapmak ibadettir” anlamında pek çok tavsiye (hadis) ayrıca Kuran’da da bu mealde ayetlerin olduğunu biliyoruz.

SA7197/KY69-EY272: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA7196/KY48-SY82: Elvis: Bir Güvenlik Meselesiydi

"Tokalaşmadan, elbette melez bir tür doğdu: Rock''n Roll!"


02 Aralık 1999, Perşembe
  
NTV''yi tebrik ediyoruz. Seviyeli yayıncılığının bir nişanesini daha ortaya koyuyor ve Yüzyıl Belgeseli''ni seyircilerine sunuyor. Geçtiğimiz Pazar Elvis Presley belgesini izledik. Elvis''i, yaşadığı dönemle ve aura''sıyla birlikte anlamak, bugünkü Amerika''yı anlayabilmek açısından önemlidir. Onun için, programın boş bıraktığı yerlere birkaç tuğla da biz koyalım dedik...

Domestic Hapiness (evcil mutluluk) 1950 sonrası Amerika''sının, özellikle devletin, elbette üzerine titrediği sosyal bir olguydu. ABD savaştan yeni çıkmış bir ülkeydi ve konjonktür, iplerin muhafazakar psikoloji tarafından çekilmesi için son derece müsaitti. 

29 Kasım 2018 Perşembe

SA7195/ÂA34: ABD-Rusya-Çin'in Tampon Ülkeler Stratejisi ve Türkiye

"Tampon Bölgeler ve Tampon Ülkeler Stratejisi 20.yüzyıldan kalma klasik bir strateji; ancak sonuç alabildiği için sürüyor. Türkiye bu stratejiyi, tarihe gömebilen ilk ülke ama sonuncu olmayacak."



Ukrayna-Rusya gerilimine farklı bir perspektiften bakıldığında masadaki temel stratejilere uygun adımların atıldığı açıkça görülebilir. O 'Kanlı Masa'daki bütün aktörler kendi senaryolarını ya da ortak senaryolarını uygulamak için her seferinde dünyanın farklı coğrafyalarındaki tampon ülkeleri kullanıyorlar. Gerilimlerin ya da krizlerin her biri petrol ya da silah ihracatı, kur savaşları klasörlerinde değerlendirilen stratejilerin karşılıklı gizli anlaşmalar doğrultusunda hayata geçirilme çalışmasından başka bir şey değil.

SA7194/SD1207: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 419 (26-31 Mayıs 2017)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”


  
(Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)
(26-31 Mayıs 2017)  (Mayıs 2017: 4.195  Tweet+Önceki Toplam: 256.821 +4.195 = 261.016 Tweet

Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
kovun bu alçakları twitter.com/Hurriyet/statu…

Newsweek
   ✔
@Newsweek
Turkey loses more friends as EU nations, Canada move NATO summit bit.ly/2rVbF9n pic.twitter.com/00MDMZv2tF
@Seckin_Deniz retweetledi

SA7193/KY49-İTIĞLI147: Sessiz Direnişin Romanını Yazmak

"Achebe’nin romanlarını farklı kılan Afrika insanının sömürgecilere değil kendilerine bakmaları, kendilerini yargılamalarıdır. Sömürgecilere karşı çok açık bir tavır almadığı için eleştirilse de, onun yaklaşımı sömürüye uğrayan halklardır."


Nijerya edebiyatı deyince benim aklıma gelen ilk isim Chinua Achebe’dir. Afrika edebiyatı ondan söz etmeden eksik bir edebiyat olarak kalır. Achebe bir roman yazarı olarak tanınsa da aslında o Afrika ruhunu bütün yönleriyle temsil eden bir düşünce ve aksiyon adamıydı.

Achebe’nin tüm dünyada tanınmasını sağlayan Things Fall Apart “Parçalanma” adlı romanıdır. Haklı ününü de bu kitapla yapan Achebe, Afrika’nın ruhunu tüm dünyaya bu eseri ile tanıtmıştır. Parçalanma aslında canlı cesetler gibi yaşanmışlıkları anlatmaktadır. Romanda siyah adamın yaptıklarına karşı sessiz bir öfke vardır. Ayrımcılığın, inkâr etmenin yok saymanın getirdiği anlayış parçalanmalara neden olmuş, Afrika’nın en yaşanması zor ülkelerinden birini ortaya çıkarmıştır.

SA7192/KY69-EY271: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA7191/KY60-ES93: Kaşıkçı Cinayetini İslam İşbirliği Teşkilatı Soruştursun



Türkiye’nin Kaşıkçı cinayetinin uluslararası kurumlar tarafından soruşturulması çağrısının ardından olasılıklar konuşulmaya başlandı. Birleşmiş Milletler bu tür soruşturmalar için heyet oluşturabiliyor. Diğer yandan uzmanlar hem Türkiye hem de Suudi Arabistan’ın üyesi olduğu İslam İşbirliği Teşkilatı’nın da bu soruşturma için bir heyet oluşturabileceğini söylüyor.

28 Kasım 2018 Çarşamba

SA7190/AŞ96: Şer Koalisyonu Tarihi Hezimete Hazır mı?

"Erken konuşmak diye bir şey yok  bu dünyada... Kara propagandaya karşı mücadele etmek de var..."


Kimsenin dikkatini CHP-HDP-İP-SP Şer koalisyonunun belediye başkan adayları çekmiyor nedense... Erdoğan 24 Kasım cumartesi ve 27 Kasım salı günleri birçok ilin belediye başkan adaylarını açıkladı, kalanları da peyderpey açıklamaya devam edecek, ama Şer koalisyonu henüz şer ittifakının adaylarında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olduğu gibi uzlaşamamış olacaklar ki ortalıkta ses seda yok... Çok çabaladıkları da belli, sessiz ve derinden gidiyorlar.

SA7189/Sonsuz Ark-YD129: 6.500 Işıkyılı Uzaklıktaki Pulsar Üzerinde Benzersiz Bir Detay Keşfedildi

"Nature dergisinde yayımlanan araştırmanın başyazarı Robert Main, kahverengi cücenin gaz kuyruğunun, atarcanın önünde büyüteç camı görevi gördüğünü belirtiyor ve atarcaya doğal olarak ortaya çıkmış bir büyütecin arkasından bakabilmenin, periyodik olarak iki bölgeyi de ayrı ayrı görebilmelerini sağladığını belirtiyor."


Bir grup gökbilimci, astronomi tarihindeki en yüksek çözünürlüğe sahip gözlemlerden birini gerçekleşirdi ve Dünya’dan 6500 ışıkyılı uzaklıkta bulunan bir pulsarda, aralarında 20 kilometre olan iki çok şiddetli radyasyon alanının varlığını tespit etti. Araştırmacılara tarafından bu gözlem, Dünya üzerinden bir teleskop ile Plüton’un yüzeyindeki bir pireyi görmeye eşdeğer olarak değerlendirildi.

SA7188/KY38-SevDur178: "Kendi Başkentimize Adım Atamıyoruz"



Takdim

Büyük Dönüş Yürüyüşü’nde İsrail’in sakat bıraktığı Gazzeli gazeteci Dua Zeğrab, tedavi için gittiği Kudüs’te ilk kez Mescid-i Aksa’yı ziyaret etti ve herkesi ağlatan bir video paylaştı. “İşte burası yaşamaktan alıkonulduğumuz yer. İşte burası görmeden uğrunda küçük bir kafeste yaşadığımız yer” diyen Zeğrab, fiziksel olarak acılarının bitmediğini, ancak ilaçların fiziksel acıları dindirdiği gibi bu ziyaretin de psikolojisini iyileştirdiğini söylüyor. Kendi başkentlerini ziyaret etmek için 55 yaşını beklemeleri gerektiğini açıklayan Zeğrab, herkesi kendisi gibi yaralanmadan, tekerlekli sandalyede değil de ayaklarının üzerinde yürüyerek Mescid-i Aksa’yı ziyarete çağırıyor. “Kudüs’ten mahrum bırakılmış bir Gazzeli olarak bu hayalimi gerçekleştirmiş oldum” diyen Zeğrab ile Mescid-i Aksa ziyaretinde hissettiklerini ve Gazze’deki yaşamını konuştuk.

SA7187/ÇY11-HK55: Mekke İşgal Altında



Geçtiğimiz hafta İslami İlimler Araştırma Vakfı (İSAV) tarafından düzenlenen Yeni usûllerle “İslâmî Teblîğ Ve Temsîl” sempozyumunda tebliğ ve İslam’ın temsili gibi sorunlar tartışıldı. Ulusal ve uluslararası birçok akademisyen ve araştırmacının katıldığı 22. uluslararası programda “Davet ile Deizm Arasında Sıkışan Gençlik”, “İslâm’ı Tebliğde Yeni Yaklaşımlar”, “Müslüman Kimliğine Sahip Olmak İslâm’ı Temsil Etmeye Kâfi midir?” başlıklarının yanı sıra, İslam’a Davet, Farklı Ülkelerde İslam gibi konular konuşuldu. Hem sempozyumu takip ettik hem de farklı ülkelerden gelen katılımcılarla konuştuk.

SA7186/KY69-EY270: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA7185/KY37-AZ336: Emperyalizm Varoşlardan Saldıracak, Dikkat!..

"Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Osman Kavala üzerinden Sorosgillere ve Selahattin Demirtaş üzerinden de Avrupa’daki tüm terör sevici lobilere mesajlarını bu istihbaratlar üzerinden değerlendirin."



Yeni bir “hibrid savaş” planı ile karşılaştık. (Hibrid Savaş: Düşman unsurların devlet gücünü kullanmadan terörizm, gerilla taktikleri, suç örgütleri ve siber saldırıları organize ederek gerçekleştirdikleri saldırı türü.)

15 Temmuz öncesinde yaşanılan “hendek-barikat savaşı” Türkiye’yi Suriyelileşme sürecine sokma gayretiydi. Devlet güçleri tarafından püskürtüldü.Emperyalizm şimdi Türkiye’yi Meksikalılaştırma planını uygulamaya sokuyor.

27 Kasım 2018 Salı

SA7184/SD1206: Sonsuz Ark Sohbetleri 28

"Türkiye yeni konumu dolayısıyla vatandaşlarını da birinci grup devletlerin vatandaşlarının etkilenme aralığına taşımaya odaklanmalıdır. Dış politik stratejiler, iç politik stratejilerden ayrılmalı ve Türkiye iç politik sorunlarını bugüne dek doğrudan dış politik etkilere açık olarak ele almaktan vazgeçerek farklı bir zemine taşımalıdır."


Türkiye, İngiltere'nin ayrılması ile etki alanı yok olan ve yaşadığı medeniyet travmasının sonuçlarını ekonomik, sosyolojik ve psikolojik çöküş olarak ödeyen ve tarihsel sömürü mirasının tam karşıtı olarak ABD-Çin-Rusya'nın etki alanı olmaya mahkum olan Avrupa Birliği'nin küresel sahneden geri çekilmesi ile birlikte artık Rus-Çin-ABD kutuplaşmasında belirginleşen 'Güvenli Alternatif Güç' özellikleri dolayısıyla farklı bir algısal alana girmiş durumdadır. 

Türkiye'nin dünyada 'Güvenli Alternatif Güç' olduğu gerçeği her geçen gün daha da yerleşik bir algı haline dönüşmektedir. Doğal olarak da bu algının iç politik yansımalarında görmek istediğimiz bazı temel sonuçları vardır.

SA7183/SD1205: Nazizm Yeniden İsimlendiriliyor -Rebranding Nazism-

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, Moskova ve Berlin'de yerleşik bağımsız bir gazeteci olan Josephine Huetlin'e aittir ve Almanya'da aşırı sağın yerine aşırı uç sağın yerleştiğini ve tehlikeli bir şekilde geliştiğini belirtmektedir. Josephine Huetlin, "2018'e yaklaştıkça Almanya’nın en acı dolu tarihlerinden bazıları yeniden pazarlanıyor." derken, son yerel seçimlerde büyük oy kaybı yaşayan ve bundan dolayı Başbakanlık için tekrar aday olmayacağını açıklayan Merkel'e teşekkür eden aşırı uç sağcıların gösterileri ivme kazanıyor; Avrupa ordusu kurulması gerektiğini söyleyen Fransa Cumhurbaşkanı Macron'a tepki olarak organize edilen göstericiler, yakıt fiyatlarındaki artışı bahane ederek Paris'te gösterilerine devam ediyorlar. ABD, Avrupa ülkelerini sarsmaya devam ediyor... ABD'nin kontrolünde olan Alman ordusunun darbe planlarına yapmasına yönelik (Bakınız; Haber notu) Amerika'nın Sesi (VOA) haberi şu şekilde: "Berlin merkezli TAZ gazetesinin yayınladığı bir haber, ırkçı Nazi örgütlenmenin devleti ve demokrasiyi tehdit eden bir boyut kazandığını ortaya koyuyor. Gazetenin Federal Savunma Bakanlığı ve Askeri İstihbarat Servisi kaynaklarına dayandırdığı habere göre, Alman ordusu içinde örgütlü bir aşırı sağcı ağı yöneten, suikast ve terör yoluyla idareyi ele geçirmeyi planlayan bir Nazi örgütlenmesi son anda çökertildi." 
Seçkin Deniz, 27.11.2018

Rebranding Nazism

"Almanya'nın Chemnitz kentinde, aşırı sağ, aşırı uç sağ ile yer değiştirmiştir."

Alman Başbakanı Angela Merkel, Pazar günü (18 Kasım 2018) doğu Saksonya'daki Chemnitz şehrine geldiğinde, iki ay önce şehre taşınan bir Türk tıp öğrencisi olan Mustafa B., yolun karşısına geçmenin güvenli olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. Onun tutuklanmasının sebebi caddenin karşısına uzanıyordu: Bütünüyle siyah giyinen bir grup adam kaldırımdan aşağı yukarı yürümeye başlamıştı. “Teşekkürler Merkel!” diye bağırdı neo-Nazi Blood and Honor (neo-Nazi Kan ve Onur) hareketinin eski bir üyesi olan liderleri, mikrofonla daha fazla slogan attı.

SA7182/SD1204: "kuyruk farkı, çerçiler, ayaksız tüccarlar... /04.03.2005/ "323. patika



...çerçiliğin nadide bir meslek olduğu vakitlerle artık sıradan ayaklı tüccarlara dönüşen zamanlar arasında çok uzun bir kuyruk farkı varmış...
...çerçilerin adem'e kadar uzanan geçmişiyle, ayaksız tüccarların -ayaklarını kullanmadıkları için ayaksız- belirsiz bir ileriye gidecek gibi görünen gelecekleri, kuşku yok ki bilinmiyor ve aslında kuyruk farklarını da bilmek mümkün değil...
...belki de kuyruk farkını düşünmek yerine, çerçiliğin ne zaman öldüğünü, ayaksız tüccarların ne zaman var olup çoğaldığını belirlemeliyiz...
...sonra oturup yas tutmalıyız bu ayrım zamanına...
...ve her yıl o vakit törenlerle, ağıtlarla ağlamalıyız...

SA7181/SD1203: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 418 (21-25 Mayıs 2017)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”


  
(Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)
(21-25 Mayıs 2017)  (Mayıs 2017: 4.195  Tweet+Önceki Toplam: 256.821 +4.195 = 261.016 Tweet


Selim Atalay @SelimAtalayNY
Riyad'da İslam Dünyasına nasihat vermeyeceğini söyleyen Trump NATO üyelerine ayar verdi İlgili ülke liderlerinin yüz ifadeleri .. pic.twipic.twipic.twitter.com/2VmyrWuGyg
@Seckin_Deniz retweetledi

Sabah Gazetesi
    ✔
@Sabah
FETÖ'ye bir ülke daha savaş açtı sabah.im/od4iFi_sm pic.twitter.com/OycQ02lUbI
@Seckin_Deniz retweetledi

26 Kasım 2018 Pazartesi

SA7180/KY1-CÇ560: Kendime Serzeniş

"Dürüstlük şiarındı şimdi hinlik sıfatın. Hinlikte, tuzak kurmada uğrulardan geri değilsin. Hakikati örtmede, hakikate giden yolu kesmede kalpazanlardan ayırtlı değilsin." 


Görmeyi öğrenmelisin yeniden. Görme yetin tarafgirlikle zehirlendi. Sözcük dağarcığın dünden yoksul. Zehirlenen görme yetinle birlikte sözcük dağarcığın dolayısıyla düşünce dünyan da yoksullaştı. Dilinde pelesenk dört sözcük. Vird edinmişsin o dört sözcüğü. Söylenen sözün, varılan vargının, yazılan yazının içeriği derdin olmaktan uzak. 

Derdin kimlik. Derdin sözü söyleyenin, varılan vargının, yazılan yazının sahibinin durduğu yer, olduğu klik.. kendin gibi düşünmeyen, yazmayan, söylemeyen ya hain, ya satılmış, ya yobaz, ya meczup. Sabah akşam bu dört sözcükten birini söylemekte, haykırmaktasın bıkmadan usanmadan. Derdin anlamak, bir yerden bir yere varmak değil. Bir aymazlık içindesin ki rivayet muhtelif. Yoksullaştığının en bariz göstergesi ‘anlam’a karşıtlığın. 

SA7179/KY59-MLÖZ55: Alışveriş Psikolojisi ve Bayram Algısı

 "Bu tarz “kutlamaların” çocukların özel gün algısında nasıl yer edineceğini tahmin etmek zor değil, zira çocuklar ebeveynlerini taklit ederler. Birkaç nesil sonra değil, sadece birkaç yıl sonra özel günler, bayram günleri ile ilişkili her şey zihnimizde tamamen dönüşür, değişir ve yeni bir tasarıma bürünür."


“Tüm dünyada Black Friday olarak bilinen ve bu yıl 23 Kasım Cuma günü gerçekleştirilen alışveriş etkinliğinde İstanbul'da da izdiham yaşandı. İndirimli fiyatlardan yararlanmak isteyenler AVM daha açılmadan kapı önünde uzun kuyruklar oluşturdu. AVM açıldıktan sonra mağazalara hücum eden vatandaşlar da ilginç görüntüler oluşturdu. AVM’nin açıldığı saat 10.00'dan 11.00'e kadar geçen 1 saatlik sürede binlerce kişi AVM’ye giriş yaptı.” Bu, Cuma günü alışveriş merkezleri açıldıktan sonra çoğu gazetede benzer başlıklarla çıkan haberlerden biri. Günümüzde sıradan bir olay olduğundan, her sene yaşanan bu tür izdihamlar artık büyük bir haber değeri taşımıyor. 

SA7178/KY69-EY269: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA7177/KY58-GÖKA157: Akıllı Aygıtların Elinde Tutsak Gençlerimiz (IV)

"Ürkek-çekinik, kaygılı “İ-Nesli”, tahmin edileceği gibi siyasetle uğraşmayı sevmiyor, siyasi fanatizme uzaklar. Ama uyuşturucuların yasallaşmasını, çocuk aldırmanın serbest olmasını, ateşli silahların kontrol altına alınmasını savunuyorlar ve ölüm cezasına karşılar…"


“İ-Nesli” yazarı J. M. Twenge, 1995’ten sonra doğan ve akıllı telefonların dünya çapında yaygınlık kazandığı 2012 yılında ergenlik döneminde bulunan gençlerin özelliklerini saptamaya odaklanıyor. “İ-Nesli”nin bir özelliği de hayli hassas, kırılgan ve kaygılı oldukları için güvenli bir alanda durmaya, sıkıntılı-gerilimli olaylara hiç karışmamaya dikkat etmeleri…

25 Kasım 2018 Pazar

SA7176/KY13-AO217: Cumhur İttifakı'nın Ruhu'na Dair...

"Allah ülkemizi birlik ve dirlikten ayırmasın..."


Ak Parti ile MHP'nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaptığı ittifak Erdoğan'ı cumhurbaşkanı seçtirmenin yanı dura muhafazakar seçmene yön verme, adres gösterme ittifakıdır.

Bu ittifak Ak parti ve MHP’den kopma ihtimali belirip İYİ parti ve SP’ye gitme ihtimali olan oyları konsolide etme hedefliydi. Kısmen sonuç alındı. Ak Parti'den muhalefete gitme ihtimali olan oylar MHP’ye gitti. MHP’den İYİ partiye gidebilecek oylar da kısmen frenlendi..

SA7175/SD1202: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 417 (16-20 Mayıs 2017)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”


  
(Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)
(16-20 Mayıs 2017)  (Mayıs 2017: 4.195  Tweet+Önceki Toplam: 256.821 +4.195 = 261.016 Tweet


Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cübeyr,: "ABD ile varılan anlaşmaların toplam tutarı 380 milyar dolara ulaştı

Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
uploading error... CHP, AK Parti’nin kongre davetini reddetti: 'Erdoğan’ın adaylığı anayasaya aykırı' twitter.com/sputnik_TR/sta…

SA7174/KY49-İTIĞLI146: Yemen İçin Acele Edilmeli

"Yemen krizinin çözümünde Suudi yönetiminin ikna edilmesi yeterli mi? Kesinlikle değil. İran’ın da ikna edilmesi gerekmekte. Fakat Suriye’de savaşın sona erdirilmesinde İkna edilemeyen İran’ın, Yemen’de ikna edilmesi zor görünmekte."


Yemen’deki iç savaşa Suudi Arabistan ve müttefikleri ile birlikte İran’ın müdahil olması olayı içinden çıkılmaz bir duruma dönüştürdü.

Savaşın aslında iki aktörü var; biri Suudi yönetimi diğeri ise İran. Bu iki devlet yerel müttefiklerini kullanarak birbirlerine karşı savaşı devam ettiriyorlar. Sonucunda ise feci bir insanlık dramı yaşanıyor Yemen de. On binlerce sivil hayatını kaybederken yüzbinlerce Yemenli yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalıyor. Krizin daha da kötü tarafı ise, neredeyse 18 milyon insanın açlık tehlikesi ile karşı karşıya kalması.

SA7173/KY69-EY268: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA7172/KY37-AZ335: İsrail-Suud İttifakı İnsanlığı Kirletiyor

"Biliyoruz. İzliyoruz. Hazırlıklıyız." 


Takvimlerin 30 Ekim 1918’i gösterdiği gün Dersaadet’ten “artık savaşma, mütareke imzalandı” emrini alan Medine komutanı Fahrettin Paşa’nın cevabı tarihi kimlik taşır: Burada peygamberin kabri var, Türk bayrağını indirtmem!..

Fahrettin Paşa komutasındaki Türk askeri 2.5 yıldır İngiliz işbirlikçisi “Mekke Şerifi”(!) Hüseyin’in aşiret ordularının kuşatması altındaydı, bir milim yerinden oynamamış, İslam peygamberinin kabrinin olduğu Medine-i Müneverre’ye İngiliz/Haçlı postalının girmesine izin vermemişti. 72 gün daha savaştılar, sonra savaşacak mermi, yiyecek lokma kalmadı. 

24 Kasım 2018 Cumartesi

SA7171/KY26-CA216: Yeşilçam’da bir Sırça Köşk

"Kuşkusuz sanat geçmişte dolaşırken bile geleceğin sorularını önümüze koyarak ufkumuzu açar. Söz konusu sanat olduğunda birden yaşanan fışkırmaların bağışı bir tarafa, adım adım kendi içinde ilerlerken derinleşiyor bir çizgi."


Yücel Çakmaklı, yılların ardından düşündüğümde talihsiz bir savaşçı görünüyor bana. Sinemamızın yeni bir kimlik arayışına düştüğü bir dönemde, henüz eski sinemanın tabularıyla boğuştuğu için, o yeni dalganın öne sürdüğü sorularla ilgilenme fırsatı bulamadı. 60’ların başlarında kaleme aldığı Yeni İstanbul yazılarında yeni dalga içindeki dini ve ahlaki değerlere mugayir saydığı hususları eleştirmeye geniş yer ayırdığı fark ediliyor.

SA7170/ÇY11-HK54: Türkiye’ye Beyin Göçü



SETA’nın geçtiğimiz günlerde yayınladığı raporuna göre Türkiye’ye 106 ülkeden akademisyen geliyor. Çeşitli unvanlara sahip olan bu akademisyenler, hem kendi ülkelerine hem de bulundukları ülkeye katkı sunuyor. Uluslararası olarak nitelenen bu akademisyenler, iki ülke arasında yumuşak güç vazifesi de görüyor. Türkiye’de bulunan akademisyenlere bu ülkeyi tercih etme sebeplerini sorduk. Türkiye’nin İslam, bilim, kültür, uygarlık ve hilafet merkezi olduğunu söyleyen akademisyenler, farklılıkların her iki ülkeye de fayda sağlayacağını vurguluyor.

SA7169/KY60-ES92: Demir Kubbe İsrail’in Başına Çöktü




İsrail kendi başlattığı çatışmalarda, Hamas’ın yeni bir taktik kullanarak attığı füzelerin Demir Kubbe’yi aşması karşısında ateşkes istemek zorunda kaldı. Bunun üzerine Savunma Bakanı Avigdor Lieberman’ın istifa etmesi hükümetteki fikir ayrılıklarını ortaya çıkardı. İsrail şimdi erken seçime gitmeye hazırlanıyor.

Geçtiğimiz hafta İsrail ve Gazze’den karşılıklı atılan füzeler bölgedeki gerilimi birden yükseltti. Başta bu karşılıklı saldırıların nasıl başladığı anlaşılamadı. Ancak daha sonra İsrail’in Gazze’de düzenlediği daha doğrusu düzenlemek istediği, gizli bir operasyonun ortaya çıktığı, bunun üzerine çatışmanın başladığı, ardından füze saldırılarının geldiği anlaşıldı. İsrail askerleri kadın ve sivil kılığına girerek bir komutana suikast yapmaya çalışmıştı. 

SA7168/KY69-EY267: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA7167/KY58-GÖKA156: Akıllı Aygıtların Elinde Tutsak Gençlerimiz (III)

“İ-Nesli”nin tipik bir özelliği de din ve maneviyat alanında belirgin bir düşüş ve ilgisizlik… 2000 yılından itibaren gençlerin dine ve Tanrı’ya inançlarında, hatta genel maneviyat arayışlarında düşüş olduğunu biliyoruz, bu durum “İ-Nesli”nde daha da artıyor.


“İ-Nesli” kitabında Twenge, 1995 sonrası doğanların oluşturduğu bu neslin tipik özelliklerini anlatmaya çalışıyor. Bunu sadece kendi çıplak gözlemlerine dayandırmıyor psikolog Twenge, tezlerini ülke çapında gençlerin davranışlarını izleyen bazı kuruluşların verilerinden elde edilen parametrelere bağlıyor. 
Mesela bunlardan bir tanesi, ABD’de, 1975’te Michigan Üniversitesi’nin öncülüğünde yürütülen her yıl en az 14-18 yaş grubundan 50 bin öğrencinin inanç, davranış ve alışkanlık değişimlerinin izlenip kayda alındığı bir program. Yalnız bu değil, Chicago Üniversitesi’nin ve “Yüksek Eğitim Araştırma Enstitüsü”nün de benzer gençlik izleme programlarından faydalanıyor. Yetinmiyor; yüzlerce gençle telefon bağlantısı ve ev ziyaretleriyle doğrudan görüşmeler yapıyor.

23 Kasım 2018 Cuma

SA7166/KY28-ATA392: Türk Akımı ve Türkiye-Rusya İlişkileri

"Türk Akımı Projesinin Türkiye’ye getirisi sadece doğalgazdan hazineye girecek yıllık 526 milyon Dolar değil. Rusya’dan yapılacak ithalatın TL ile Rusya’ya yapılacak ihracatın da Ruble ile ödenecek olması çok önemli bir gelişme."


Hafta içinde son doğalgaz bağlantı borusu T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Viladimir Putin tarafından yerine konan Türk Akımı doğalgaz boru hattı Türkiye’nin yeni uluslararası siyasetinin bir başarısı ve yeni ufukların habercisi.

Türk-Rus İşbirliği

İkinci Dünya savaşı sonrasında Türkiye’ye, güya Türkiye’nin kalkınmasını sağlama amacıyla bir havuç gibi sunulan “Marshall yardımı” sonrasında Türkiye’nin sonuna kadar açtığı kapıdan ABD içeriye girmiş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin en mahrem noktalarına kadar ulaşmayı başarmıştı, hem de hiç kimselere hissettirmeden. Bu derin sızmadan ne dönemin bakanlarının ne de başbakanının haberi olmuştu. ABD’nin derin devleti, iki-üç yıl gibi kısa bir zaman dilimi içinde Türkiye Cumhuriyetinin tüm Bakanlıklarını, Müdürlüklerini, Türk Silahlı Kuvvetlerini, Milli İstihbarat Teşkilatını ve Kamu İktisadi teşekküllerini (KİT) yönetir duruma gelmişti. Türkiye Cumhuriyeti maalesef çok vahim bir durum içine düşmüş, tümü ile ABD’nin kıskacı ve denetimi altına girmişti.

SA7165/KY1-CÇ559: Tekâütler Kahvesi

Ekran açılıyor. Bir yudum daha alıyor kahvesinden. Titrek ellerle fareyi ileri geri oynatıyor. ‘Acaba kahvede kimler var?’ diyor gülerek. 



Sabah olmuştur. Yaşlı adam –lafın gelişi yaşlı adam, henüz altmışına bile varmamış, ellilerinin sonunda- yataktan çıkmayı hiç istemese de bedeninin zoruyla kalkacaktır. Kalktığında bir daha yatağa dönmeyecektir. Bunu biliyor. Bu bilişle de sinirleniyor. Sabahın köründe kalkıp ne yapacak? Hiç! Bir tekâüt –emekli sözcüğünü bir türlü içine sindirememiş, tekaüt sözcüğüne ise sözün gelişi vurgundu adeta- için yapılacak ne vardır ki? 

SA7164/ÇY4-DB140: Amerika’nın Kalıcı Savaş Kompleksi

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, Amerikan muhafazakarlarına ait bir site olan The American Conserative'e çalışan Gareth Porter adlı bir araştırmacı gazeteciye aittir. Analiz, birer itiraf niteliğindeki ayrıntılı tesbitleriyle Amerikan devletinin savaş bütçesinin yarısından fazlasının silah silah şirketleri ve taşeron savaşçıların bağlı olduğu şirketler tarafından emildiğini, bu durumun da ABD'nin hegemonyasının devam etmesi için bütün başkanlar tarafından sürdürüldüğünü belirtmektedir. Dünya artık bir savaş-ölüm makinesine dönen ve herkesi terörist olarak tanımlamaya meyilli politikaları nedeniyle ABD'ye karşı büyüyen bir nefret duygusuna sahiptir ve bu gerçek bazı Amerikalı araştırmacıların tepkisini çekmekte ve eleştirilerini arttırmasına neden olmaktadır...
Seçkin Deniz, 23.11.2018

America’s Permanent-War Complex

"Savunmacı mega-müteahhitler genişlemiş kalmamızı sağlamak için kokpite girdiğinde Eisenhower'ın en büyük kâbusu gerçekleşti." 

Başkan Dwight D. Eisenhower’ın “Askeri-sanayi kompleksi” olarak adlandırdığı kompleks, on yıllardır sürekli olarak gelişmekte ve uluslararası olayların yanı sıra ekonomik ve politik sistemdeki değişimlere ayak uydurmaktadır. Sonuç şimdi dünya çapında en az sekiz ülkede çatışmaya giren ve bunların hiçbiri geçici olmayan “daimi-savaş kompleksi”dir. 

SA7163/KY69-EY266: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA7162/KY48-SY81: Topa Sert Giren Bir Yazı...

"Sefa G. de en az bu edebiyat profesörümüz kadar dar bir kapıdan bakıyor dünyaya."


05 Aralık 1999, Pazar

İstanbul''a gitmişken, gazeteye uğrayıp internet adresine gelen e-mail''lere bir bakayım dedim. Baktım, okuyuculardan bayaa "meyil" var. (Öhö öhö!) evet, epeyi...

Mail''leri sırayla ve keyifle yukarıdan aşağıya doğru okurken, bir de ne göreyim; bilgisayarın imlecini büyük bir ünlemin, canıma okumak üzere taa yurtdışından yola çıkmış, büyük bir ünlemin üzerine getirmişim! Mezkur ünlem, ardına dev bir toz bulutu takmış, öyle Hun akınları felan gibi, üstüme üstüme geliyor! Okurum belki iyice anlarım diye, icabında katmerli olsun diye, mesajına İngilizce çevirisini de ekleyip öyle yollamış! İngilizce''si lazım değil, ama bu mail''in Türkçe''sini sizinle mutlaka paylaşmak isterim. Konu: İki hafta önce yazdığımız "Yeşil Pop Başörtüsü İçin Bir şeyler Yap" yazısı...

22 Kasım 2018 Perşembe

SA7161/KY13-AO216: İnsanı İyi Görüntülü Bir Canavar Haline Sokmak

"Kötülükle mücadele insanla başlar ve insan ancak iyi şeyler yaparak insani bir hale gelebilir."


İnsan, evrenin (kâinat) bütün özelliklerini taşır. O nedenle insan kimilerince “küçük evren” diye tanımlanır.

Bilindiği gibi evrende her şey ikilidir ve yaşam zıtlık yasasına dayalı olarak akıp, gider.

Ancak; yalın gerçek böyle olsa da, “iyi-kötü” zıtlığı içinde baskın olan kötüdür. Zira kötünün etkisi sarsıcıdır, yıkıcıdır. Onarıcı olan “iyilik” karşısında çok daha fazla etki gücüne sahiptir. Kötünün niteliği yoktur, iyi ise onca nitelikle donanmıştır..

SA7160/SD1201: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 416 (11-15 Mayıs 2017)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”


  
(Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)
(11-15 Mayıs 2017)  (Mayıs 2017: 4.195  Tweet+Önceki Toplam: 256.821 +4.195 = 261.016 Tweet


ANADOLU AJANSI

@anadoluajansi
DHKP-C'li 4 terörist dorsede bayılmak üzereyken yakalandı aane.ws/pO6 pic.twipic.twitter.com/XfPwNMEuH3
@Seckin_Deniz retweetledi

The Economist
 ✔
@TheEconomist
Timbuktu's story has always been told and re-told: a tapestry of half-truths and almost-truths econ.st/2q7nkjI
@Seckin_Deniz retweetledi

SA7159/KY49-İTIĞLI145: Güney Afrika’da Yeni Bir Apartheid Dönemi mi Başlıyor?

"Türkiye’nin apartheid rejimi tamamı ile sona erdirmiş Güney Afrika ile beraberliği, gökkuşağı ulusunun ve bizim daha da güçlenmemizi, ileriye gitmemizi sağlayacaktır. Güney Afrika’yla beraber olmak Afrika’daki sorunların büyük bir kısmını çözmek, karşılıklı refah ve kalkınmayı sağlamak anlamına geliyor."


Afrika kıtasını özetleyen ülke hangisidir denilse tereddütsüz Güney Afrika derim. Güney Afrika, Afrika’nın kalbi değildir ama başıdır, koludur. Güney Afrika’yı anlamadan Afrika’ya bütüncül bir şekilde bakamayız, anlayamayız. Her defasında Güney Afrika’nın Türkiye için önemini belirtiyorum ama karşılık buluyor mu, bu konuda emin değilim.

SA7158/KY69-EY265: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA7157/KY60-ES92: Görmez: "Dindarlığımız Gösterişin Kurbanı Oldu"




Türkiye’de iki egemenliğin kurbanı olduğumuzu söyleyen Prof. Mehmet Görmez, bunları ‘niceliğin egemenliği’ ve ‘gösterişin egemenliği’ olarak tanımlıyor. Görmez, gösterinin, imajın, propagandanın davet, irşat ve tebliğle karıştırıldığı, hayırseverin sponsora dönüştüğü, vakıfların STK’laştığı bir dönemden geçtiğimizi anlatıyor ve “Dindarlığımız, ahlakımız gösterişin egemenliğinde zayıfladı maalesef. Tasavvuf ve irfan geleneği dahi ilimden koparak bir gönül terbiyesi olmaktan çıktıysa, bu, dijital gösterinin kurbanı olmasından kaynaklanıyor” diyor.

21 Kasım 2018 Çarşamba

SA7156/Sonsuz Ark-YD128: “Adem Elması” Nedir, Neden Genellikle Erkeklerde Bulunur?

"Adem elması erkek çocukların gırtlaklarının (larynx) büyümesinin  bir sonucudur ve tiroid kıkırdağın çıkıntısıdır."


"Adem elması’’ olarak tabir edilen küçük kütleyi, erkeklerin boğazlarının ortasında kolaylıkla seçebilirsiniz. Adını incildeki bir hikayeden alan bu bölge acaba gerçekten de hikayede anlatıldığı gibi; erkek ‘’yasak’’ elmayı yediği için mi oluştu? Aslında cevap gayet basit; tabii ki hayır!

İncil'deki açıklamasını bir kenara bırakalım, gerçekte Adem elması erkek çocukların gırtlaklarının (larynx) büyümesinin  bir sonucudur ve tiroid kıkırdağın çıkıntısıdır. Adem elması farkedilebilir büyüklükte bir yumru haline gelmeye, larinksin büyüdüğü, ergenlik döneminde başlar. Bu büyüme, içerisinde ses tellerinin de bulunduğu larinksi korumasının yanında sesin de kalınlaşmasına neden olur.

SA7155/KY38-SevDur177: Türkçe Ezan'ın Hatırlattıkları



Takdim

Türkçe ezan denilince sadece ezanın Türkçe okunması değil, o dönemin bütün zulümleri akıllara geliyor. İnkılapların uygulanması uğruna idam edilenlerin yanı sıra, elif cüzüne suç unsuru muamelesi yapılması, kadınların üzerindeki çarşafların yırtılması, takke takanların eziyet görmesi bunlardan sadece bazıları. Geçmişi unutmamak ve ders çıkarmak için o günleri yaşayanlarla konuştuk. Ülkenin işgal altında olduğunu düşünen tanıkların anlattıkları, zulmün boyutunu gözler önüne sermeye yetiyor.

SA7154/ÇY11-HK53: “Ne Olursa Olsun” Okuyoruz



TÜYAP’a, kitap fuarlarına gösterilen ilginin gerçek olup olmadığı sorusuyla gittim. Salona girmeden bu tartışmayı arkamda bırakarak insanların bu konuda ne düşündüğünü sormaya karar verdim. Herkes okuyordu evet, yoksa insan bu kadar yorucu bir yolculuğa niçin çıksın?

Geçtiğimiz hafta sona eren 37. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı – TÜYAP, bu sene de dolu dolu geçti. Doluluğu her iki anlamda da kullanıyorum. Hem salonlar çok doluydu hem yayınların çeşitliliği açısından dolu bir fuardı. İlk defa TÜYAP’a gittim. Açıkçası bu kadar büyük bir fuarın kalabalık olacağından endişe duyarak yola çıkmıştım. Fuara hafta içi gittiğim için, korktuğum o kalabalıkla karşılaşmadım.

SA7153/KY69-EY264: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA7152/KY37-AZ334: Ülkeyi Yargı Kararlarına Teslim Edemeyiz…

"Siyasetin tartışmasını demokrasinin gereği olarak tabii ki, omuzlarımızda taşırız, yargı kararlarının oluşturduğu –andımız olayında olduğu gibi- anafora katlanmak zorunda değiliz."


Önce, gelişmelerin merkezindeki STK’lar ve isimler karşısındaki durumumu –bu mütevazi köşe yazısı sütununu izleyenler bilir- ifade edeyim: Ucu, neo-liberalizmin şaibeli karakteri George Soros’a uzanan hiçbir işe olumlu bakmam, bu nedenle, onun Avrasya coğrafyasında küresel emperyalizm adına çevirdiği dolapları takip eder, sağında-solunda yer alanlarla da siyasi birliktelik geliştiremem. 

Yani… Bir yıldır tutuklu bulunan Osman Kavala’yı tanımam, onun başında olduğu Anadolu Kültür’ün çalışmalarının görünen yüzünün ötesinde boyutları nedir bilmem… TESEV ne iş yapar, artık merak etmem, bilirim… 

20 Kasım 2018 Salı

SA7151/SD1200: Sonsuz Ark Sohbetleri 27

"Devlet, geçmişte yapılanın aksine, dileyenin dilediğine değer ve önem atfettiği, ancak birinin diğerini rahatsız etmeyeceği, düşman kabul etmeyeceği bir atmosferi inşâ etmek için bütün yeteneklerini ve güçlerini seferber etmek zorundadır... Devlet herhangi bir ideolojiyi, herhangi bir kişiyi ya da ait olduğu kesimi önemseyecek, öne çıkaracak politikalardan uzak durmalıdır."


Türkiye'nin önünde 2023 Haziran ayına kadar yaklaşık dört buçuk yıl var, Mart 2019'daki yerel seçimler dışında normal koşullarda seçim yok; Türkiye bu geniş zamanı çok verimli kullanmaya çalışmalıdır. Halkın çoğunluğu tarafından güçlü ve demokratik bir ülke olarak inşa edilmiş olan Türkiye artık birer handikap nesnesi olarak tanımlanabilecek ayrıntılarla gündeminin değişmesine izin vermemelidir. Bu ayrıntılar yakın tarihin temel ayrışma sebepleri olarak tahkim edilmiş olsalar bile günümüzde artık eski 'dayatma' niteliklerini kaybetmiş durumdadırlar. 

Seçkin Deniz Twitter Akışı