Bosna etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bosna etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Aralık 2022 Cumartesi

SA9956/MT112: 'Sarajevo Safari': Yabancıların Bosna'nın Başkentinde 'Sivil Av'a Katıldığı İddiası

  Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, The New Lines Magazine Stratejik Girişimler Editörü Riada Asimovic Akyol'a aittir ve 1990'larda aralarında Rusların, Kanadalıların, Amerikalıların ve İtalyanların da bulunduğu zengin ve nüfuzlu yabancılardan oluşan küçük grupların, kuşatma altındaki Saraybosna'da sivilleri "avlamaları" için Sırp milliyetçisi güçlerin mensuplarına baş döndürücü miktarlarda para ödediğine dair şok edici iddiaları ele alan Slovenyalı yönetmen Miran Zupanic'in  dehşet verici belgesel filmi "Sarajevo Safari-Saraybosna Safari"ye odaklanmaktadır. Avrupa'nın göbeğinde yaşanan bu insanlık dışı soykırımın bütün Batı tarafından nasıl bir Haçlı Seferi'ne dönüştürülerek gerçekleştirildiğini ve Müslüman Osmanlı'nın Avrupa'daki son temsilci milletlerinden Boşnakların sadece Müslüman oldukları için maruz kaldıkları bu vahşetin hesabının henüz sorulmadığını hatırlatmak isteriz.
Seçkin Deniz, 03.12.2022, Sonsuz Ark

Documentary Film Alleges That Foreigners Took Part in ‘Civilian Hunting’ in Bosnian Capital

"'Turist tetikçilerin' Sırp milliyetçi güçlere savaş zamanı Saraybosna'da sivillere ateş açabilmek için baş döndürücü miktarlarda para ödediği bildirildi"

"Soykırımı yazmak ve bu belaya karşı mücadele etmek bizim nesiller boyu görevimizdir. Bunu bizden öncekilere ve ebeveyni olduğumuz kişilere borçluyuz. Dünyanın bütün acısı hala Bosna'da.”

Bosnalı-Avustralyalı ünlü sosyal antropolog Hariz Halilovich, sık sık hayatı, haberleri veya ikimizi de ilgilendiren yeni akademik çalışmaları tartıştığımız son e-posta yazışmalarımızdan birinde bana böyle yazdı. Slovenyalı yönetmen Miran Zupanic'in tartışmalı ve dehşet verici belgesel filmi "Sarajevo safari-Saraybosna Safari"yi izlediğimde Halilovich'in sözleri her zamankinden daha fazla aklıma takıldı. 

2 Nisan 2022 Cumartesi

SA9611/MT42: Ukrayna Savaşırken Priştine'de Hayatta Kalanın Suçu

     Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, 2008'de, yaklaşık on yıllık uluslararası denetimin ve Sırbistan ile BM öncülüğünde yürütülen müzakerelerin ardından Kosova'nın bağımsızlık bildirgesini imzalayan, Kosova'nın eski ABD büyükelçisi (2015-2021) Vlora Çitaku'ya aittir ve Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı sonrası Ukraynalıların direnişlerine destek vererek Sırbistan'ın soykırım amaçlı saldırılarına karşı savaşarak direnen ve başaran Kosova'nın acılarından savaş kurbanı insanların acılarına odaklanmaktadır: "Hayatınız için savaşmanın romantik bir tarafı yok. Bu acımasızdır ve acı vericidir. Ama bazen hayatta kalmanın tek yolu budur."
Seçkin Deniz, 02.04.2022, Sonsuz Ark


In Pristina, Survivor’s Guilt as Ukraine Fights
"Eski bir diplomat, Kosova'daki evinden, çatışmanın yayılma korkusuna rağmen Rus saldırganlığına karşı verilen özgürlük mücadelesine duyduğu hayranlığı paylaşıyor."

Ukrayna'ya hiç gitmedim.

Ancak geçtiğimiz iki hafta boyunca, sosyal medyada viral olan o kadar çok yürek burkan fotoğrafa bakarken, sanki her şehre gitmiş, her sokakta yürümüş ve tüm insanlarla tanışmış gibi hissettim.

14 Ocak 2022 Cuma

SA9521/SD2298: Rusya Balkanlar'da Ateşle Oynuyor

  Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, American Enterprise Institute Jeane Kirkpatrick misafir araştırma görevlisi Ivana Stradner'a aittir ve Putin'in Balkanlara yönelik kaos politikasına odaklanmaktadır. Analistin neredeyse eksiksiz bir çerçevede analiz ettiği konuların her biri Putin'in Ortodoks Kilisesi üzerinden yürüttüğü yüzlerce yıllık Rus politikalarının yeniden icra alanında tedavüle soktuğunun göstergesidir. Avrupa Birliği ve NATO'nun zayıf ve yetersiz politikalarının ve Putin'in hırslarının bir sonucu olarak Balkanların, özellikle Bosna ve Kosova'nın yeniden kan gölüne dönmesi an meselesidir. Sırpların katil ve soykırımcı bir ırk olarak damgalanmasının önüne geçecek âkil liderlerden yoksun olması durumu daha da fazla riskli hale getirmektedir. Bosna Hersek Dışişleri Bakanı Bisera Turkovic'in Banya Luka'da yasadışı biçimde kutlanan "9 Ocak Sırp Cumhuriyeti Günü" programına temsilci gönderen Rusya, Çin ve Sırbistan'a diplomatik nota verildiğini açıkladı. Bu üç ülkenin dikkat çekici 'soykırım' destekçiliği, Rusya-Çin darbe-terör-işgal ve soykırım konsorsiyumunun da ABD liderliğindeki konsorsiyum gibi çalıştığını göstermektedir. Türkiye, Putin'in, Çin ve ABD Başkanlarının yeniden Kazakistan, Özbekistan gibi çoğunlukla Müslüman olan tampon bölgeler üzerinden çatışmalar ürettiği bu karanlık çağda, NATO ve Avrupa Birliği üzerinden politikalarını tahakkuk ettirme imkanlarını zorlamalıdır.
Seçkin Deniz, 14.01.2022


Russia Is Playing With Fire in the Balkans
Putin'in Güç Oyunu Avrupa'yı Nasıl Tehdit Ediyor?

Bu yıl, Avrupa'nın İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en kanlı çatışması olan Yugoslav savaşlarının başlamasının 30. yıldönümü. Balkan devletleri, savaşların hemen ardından demokratik yönetişim ve NATO ve Avrupa Birliği ile bütünleşme yolunda ilerlemiş olsa da, Batı'nın sürekli ihmali, son yıllarda dramatik bir gerilemeye katkıda bulunmuştur. Şimdi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bulduğu fırsatı değerlendiriyor ve eski Yugoslav devletlerini NATO ve Avrupa Birliği'ni zayıflatmak için bir sonraki savaş alanı olarak kullanıyor.

10 Aralık 2021 Cuma

SA9477/SD2263: Biden, Balkanlar'da ABD Otoritesini Yeniden Kurmalı

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, Baltimore Üniversitesi Kamu ve Uluslararası İlişkiler Okulu'nun yönetici direktörü Prof. Ivan Sascha Sheehan'a aittir ve Kosova-Sırbistan arasındaki tek yasal anlaşma olan Washington Anlaşmasının imzalanmasını sağlayan ABD'nin yeniden Kosova'daki etkisini sürdürmesine odaklanmaktadır. Analiz önemli bir karmaşayı ortadan kaldırmakta ve atılan adımları geriye doğru inceleyerek bugünkü gerilimin temel nedenlerinin net bir şekilde anlaşılmasını sağlamaktadır. Analistin, Kosova'nın kurtuluş kahramanı ve eski cumhurbaşkanı Hasim Thaçi ve diğerlerine savaş suçları iddiasıyla dava açan, Avrupa Birliği'nin finanse ettiği Lahey'deki Kosova Özel Mahkemesi (KSC)'nin amacını açıklayarak Balkanlar'daki gerilimin asıl sorumlularına işaret ediyor: "AB, Kosova kurtuluş liderlerini ülkelerinin siyasetinden silmek için Kosova Özel Mahkemesi (KSC)'den yararlanıyor gibi görünüyor." Sırbistan'ı cesaretlendirerek Kosova Kurtuluş kahramanlarını (daha önce başbakanlık görevini yürüten ve tutuklandığı güne kadar da cumhurbaşkanlığı yapmış olan Haşim Thaçi, eski UÇK istihbarat şefi ve bugün Kosova Demokratik Partisi’nin (PDK) başında bulunan Kadri Veseli, eski meclis başkanı Yakup Krasniqi ve halihazırda milletvekili olan Recep Selimi) yargılatan ve siyaset sahnesinden tasfiye eden Avrupa Birliği'nin 90'lı yıllarda olduğu gibi savaştan ve katliamlardan başka bir şey planlamadığı açıktır. ABD-AB arasındaki otorite çatışmasının kurbanları bir kez daha Müslüman Arnavutlar ve Müslüman Boşnaklar olmamalıdır. Erdoğan liderliğindeki Türkiye bu kaosun önündeki tek engeldir.
Seçkin Deniz, 10.12.2021


Biden Must Reestablish U.S. Authority in the Balkans
"ABD, Balkanlar'da kendisini yeniden görevlendirerek, son otuz yıldaki tek ulus inşa başarısını kurtarabilir."

On dört ay önce Kosova ve Sırbistan, Beyaz Saray'da Washington Anlaşmasını imzaladılar.

ABD'nin on yıllık etkin yokluğunun ardından Balkanlar'da barış ve refah için ileriye doğru atılmış büyük bir adımdı; son Amerikan müdahalesi, son otuz yılın tartışmasız tek başarılı ABD önderliğindeki ulus inşa projesi olan 2008 bağımsız Kosova deklarasyonunu desteklemek içindi.

2 Aralık 2021 Perşembe

SA9466/SD2254: Türkiye'nin Balkanlar'daki Pragmatik Politikasının Sınırları Var

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, Belgrad Güvenlik Politikası Merkezi (BCSP) araştırmacısı ve Londra Ekonomi ve Siyaset Bilimi Okulu'nun (LSE) bir dış politika düşünce kuruluşu olan LSE IDEAS'ın katılımcısı Vuk Vuksanoviç'e aittir ve Erdoğan'ın şahsında Türkiye'nin Balkan Politikasına odaklanmaktadır. Analistin, "Bosna'ya yönelik açılımlar, Erdoğan'ın sık sık AB'ye arka bahçesinde meydan okumasının bir yolu ve Erdoğan Brüksel'e hem Boşnak hem de Bosnalı Sırplarla iş yapabileceğini gösteriyor." şeklindeki cümlesinde 'AB'nin arka bahçesi tanımı çürük ve çarpıtıcıdır. Çünkü, Avrupa'da "Avrupa Birliği Batı Balkanları Kaybetti mi?" sorusuna verilen cevaplardan ve yorumlardan Batı Balkanların Avrupa Birliği üyeliği macerasını net bir şekilde görebiliyoruz: “AB üyelik teklif ediyormuş gibi yapıyor ve biz de katılmakla ilgileniyormuş gibi yapıyoruz." Avrupa Birliği'nin isteksizliği karşısında "Batı Balkanlar'a sızan ve nüfuz kazanan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping." diyen yorumculara karşı, "Kime kaybedildi? Batı Balkanlar'dan gelen vatandaşlar Çin, Rusya veya Türkiye'ye değil, Almanya, Avusturya ve İsveç'e göç ediyor." gibi yorumlar da olmasına rağmen "Bu, AB'nin Batı Balkan ülkelerinin reform gündemini dikte etme ve dış politika gündemini şekillendirme gücünü kaybetmesinin hikayesidir." cümlesiyle özetlenen gerçeğin ışığında görülmektedir ki, Batı Balkanlar yine Bosna-Hersek'de Sırp Milorada Dodik'e yüklenen savaş misyonuyla çatışmaya doğru sürükleniyor. Avrupa Birliği yine kan dökücü, katliamcı bir süreç tasarladığını artık net bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye 110 yıl sonra bugün Batı Balkanlara karşı ödemesi gereken borçları ödeme imkanına sahip... Boşnakların, 90'lı yıllardaki soykırımı hatırlatarak, kendi çözümsüzlükleri ve kaoslarıyla boğuşarak Bosna'ya gidemeyen Türkiye'ye, 'Bu sefer gelecek misiniz?" diye sorduğu soruların cevabının "Evet, Allah'ın izniyle geleceğiz" olması gerekiyor. Bugün Batı Balkanlarda yaşanacak muhtemel savaş senaryolarında ABD-NATO ve AB'nin nasıl rol alacağı belirsizdir. Türkiye'nin, Suriye, Libya ve Dağlık Karabağ'daki müdahaleleri katliamları kesin olarak durdurmuş olsa da karşısındaki suçlu ABD-AB-Rusya-Çin gibi devletlerin çıkaracağı engeller dolayısıyla, Bosna-Hersek'teki veya Kosova'daki herhangi bir Müslüman Soykırımını önlemesi için çok daha kapsamlı bir diplomatik çaba göstermesi gerekmektedir. Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Sırp üyesi Milorad Dodik'in Sırp Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını ilan edeceğini söylemesinin ardından yükselen savaş endişeleri sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan devreye girmiş ve 2 Kasım 2021'de Bosna Hersek Halklar Meclisi Başkanlık Divanı Üyesi Bakir İzetbegoviç ile görüştükten bir hafta sonra 9 Kasım 2021'de, ziyaret öncesi, Erdoğan için "Kendisi her zaman anlaşmadan yana ve bu nedenle de kendisine itimadım var. Türkiye’ye gidip durumu kendisine etraflıca izah etmek istiyorum" diyen Bosnalı Sırp Lider Dodik'i gerilimin azaltılması için Beştepe'de çalışma yemeğinde ağırlamıştı. Misafir edilen Dodik, “Cumhurbaşkanı Erdoğan'a savaşın bir seçenek olmadığı sözünü verdim. Başkası istedi diye savaşa gitmeyiz. Savaşmayacağız ve barışı tehlikeye atmayacağız” diyerek muhtemel savaş senaryolarının gündemden düşmesini sağlasa da, 30 Kasım 2021'de, Batı’nın yaptırımlarının kendisini durduramayacağını, Rusya ve Çin’in de sözde davasını desteklediğini iddia etti. Batı Balkanlar'da ABD, AB-Fransa, Rusya ve Çin'in kışkırttığı gerilim sürmektedir.
Seçkin Deniz, 02.12.2021

Turkey’s Pragmatic Policy in the Balkans has its Limits
"Bosna'daki son kriz, Balkanlar'daki Türk politikasının uyarlanabilirliğini -ve sınırlarını- vurguladı."

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde, Bosna'nın üçlü cumhurbaşkanlığının Sırp üyesi Milorad Dodik'i, Dodik'in devlet kurumlarını terk etme tehdidinin Bosna'da tetiklediği siyasi krizi görüşmek üzere Ankara'da ağırladı. Kasım ayının başında Bosna'nın Boşnak lideri Bakir İzzetbegoviç, aynı konuyu görüşmek üzere Erdoğan'ı İstanbul'da ziyaret etti.

25 Kasım 2021 Perşembe

SA9457/SD2247: AB'nin Bosna'daki Aşağılayıcı Başarısızlığı

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, Berlin merkezli bir düşünce kuruluşu olan the Democratization Policy Council (Demokratikleşme Politikası Konseyi)' nin kurucu ve kıdemli ortağı Kurt Bassuener'a aittir ve Bosna-Hersek'teki kaotik duruma ve sorumlularına odaklanmaktadır.  Analistin, ABD-AB-Rusya-Çin'den yansıyan niyetlere bağlı gelişmelerin Müslüman Boşnakları tedirgin edecek derecede tehlikeli olduğuna dair tespitleri önemlidir: "BH'deki ve Balkanların geri kalanındaki başarısız politikasını hesaba katmak istemeyen AB'nin siyasi liderliği, başarısızlığı kamufle etmek için bürokratik triyaja, barışı sağlamak için yerel etnik liderlerle işbirliği yapmaya yöneliyor. BH'de büyük kazanan Dodik oldu. Ancak Bosnalı Hırvat milliyetçi müttefiki Dragan Čović'e de iyi hizmet edildi. Dodik, Dayton Barış Anlaşmalarını doğrudan ihlal ederek bağımsızlık hamlesini radikal bir şekilde tırmandırdı. Bunlar arasında Ekim ayında Saraybosna üzerinde paramiliter manevralar ve Sırp Cumhuriyeti ordusunu yeniden kurma tehditleri yer alıyor. Ayrılma şiddetli bir tepkiye yol açacaktır. Bu arada, ABD tarafından desteklenen AB'nin yanıtı, "Dodik'e bir şeyler verecek" ve Čović'i tatmin edecek bir paket oluşturmaktır. Gelecek yıl yapılacak seçimlerde BH cumhurbaşkanlığında Hırvat koltuğunu tek başına kazanabilmesini sağlamak için yapısal değişiklikler istiyor ve tatmin olmazsa seçimi engellemekle tehdit etti. Tehditleri, sona ermeleri umuduyla ödüllerle karşılamanın bir adı vardır: yatıştırma." Türkiye'nin özellikle somut olarak ortaya çıkan çatışma ortamından sorumlu tutacağı ABD ve BMGK'ya ek olarak Avrupa Birliği'dir: "Bosna'nın korkuluklar olmaksızın potansiyel bir çatışmaya doğru kayması yalnızca AB'nin başarısızlığı değil, aynı zamanda üzerinde "AB'de üretilmiştir" etiketi de var."
Seçkin Deniz, 25.11.2021


The EU’s Humiliating Failure in Bosnia
"AB, Bosna-Hersek'te uzun süredir baskın oyuncudur, ancak ülkeye ve daha geniş anlamda Batı Balkanlar'a yönelik politikası başarısızlığa uğramaktadır. BM Güvenlik Konseyi'nde yakın zamanda yapılan bir oylama, birliğin güvenilirliğinden geriye kalanları yok etti."

AB, on buçuk yıldır yönlendirme sorumluluğunu üstlendiği Bosna-Hersek'teki (BH) lider rolünü kıskançlıkla korudu ve güçlendirmeye çalıştı.

7 Kasım 2021 Pazar

SA9433/SD2228: Avrupa Birliği Batı Balkanları Kaybetti mi?

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız metin, Amerika merkezli Carneige Europe araştırmacısı Judy Dempsey'in 10 ayrı uzmana ve (Dayton Anlaşması'nı tasarlayan ABD'nin eski Almanya Büyükelçisi John C. Kornblum dahil) diplomata yönelttiği "Avrupa Birliği Batı Balkanları Kaybetti mi?" sorusuna verilen cevaplardan ve yorumlardan oluşmaktadır. Batı Balkanların Avrupa Birliği üyeliği macerasını “AB üyelik teklif ediyormuş gibi yapıyor ve biz de katılmakla ilgileniyormuş gibi yapıyoruz.” şeklinde özetleyen ve Avrupa Birliği'nin isteksizliği karşısında "Batı Balkanlar'a sızan ve nüfuz kazanan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping." diyen yorumculara karşı, "Kime kaybedildi? Batı Balkanlar'dan gelen vatandaşlar Çin, Rusya veya Türkiye'ye değil, Almanya, Avusturya ve İsveç'e göç ediyor." gibi yorumlar da olmasına rağmen "Bu, AB'nin Batı Balkan ülkelerinin reform gündemini dikte etme ve dış politika gündemini şekillendirme gücünü kaybetmesinin hikayesidir." cümlesiyle özetlenen gerçeğin ışığında görülmektedir ki, Batı Balkanlar yine Bosna-Hersek'de Sırp Milorada Dodik'e yüklenen savaş misyonuyla çatışmaya doğru sürükleniyor. Avrupa Birliği yine kan dökücü, katliamcı bir süreç tasarladığını artık net bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye 110 yıl sonra bugün Batı Balkanlara karşı ödemesi gereken borçları ödeme imkanına sahip... Boşnakların, 90'lı yıllardaki soykırımı hatırlatarak, kendi çözümsüzlükleri ve kaoslarıyla boğuşarak Bosna'ya gidemeyen Türkiye'ye, 'Bu sefer gelecek misiniz?" diye sorduğu soruların cevabının "Evet, Allah'ın izniyle geleceğiz" olması gerekiyor.
Seçkin Deniz, 07.11.2021


Has the EU Lost the Western Balkans?
"AB, Batı Balkanlar'ın birincil ticaret ortağı ve yatırımcısı olmaya devam ediyor. Ancak angajmanı hızlandırmamak ve genişleme vaatlerini yerine getirmemek, yüksek maliyetli olacak ve Rusya ve Çin gibilere fayda sağlayacak."

Judy Dempsey Soruyor

DİMİTAR BECHEV, KONUŞMACI, OXFORD KÜRESEL VE ​​ALAN ARAŞTIRMALARI OKULU, OXFORD ÜNİVERSİTESİ

AB bölgedeki başlıca ekonomik oyuncu olmaya devam ediyor ve önemli bir diplomatik nüfuza sahip. Çin ve Rusya hakkındaki dedikodular bir yana, koronavirüs yardımının büyük kısmını sağlayan ve şimdi pandemi sonrası toparlanmayı finanse eden AB'dir.

30 Mayıs 2021 Pazar

SA9221/SD2086: İmparatorluk Siyasetçisi Joe Biden'ın Uzun Savaşı-13; 1990'lar- Irak'ta Uçuşa Yasak Bölge Bombalamaları ve Ekonomik Yaptırımlar, 1993-1995- Bosna

  Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz serisinin bu bölümündeki analizler, Afganistan, Irak, Somali, Yemen, Nijerya, eski Yugoslavya ve dünyanın başka yerlerinde savaş muhabirliği yapan The Intercept'in üç kurucu editöründen biri, kıdemli muhabiri ve Genel Yayın Yönetmeni olan Jeremy Scahill'e aittir ve ABD Başkanı Joe Biden'ın 50 yıla yaklaşan siyasi hayatına, daha doğrusu 'Kirli ve Çelişkilerle Dolu Siyasi Hayatı'na odaklanmaktadır. İnsanlık dışı kanlı politikaları tasarlamak, planlamak ve uygulamak olarak özetlenebilecek bir süreç sonunda 'bunama' belirtileri gösterdiği bir dönemde ödül olarak ABD Başkanlığı'na aday gösterilen ve seçilen Joe Biden ABD'nin Kanlı Uzun Savaşı'nın sorumlularından biri olarak ABD İmparatorluğu'nun çöküşünü de hazırlamıştır. Analiz serisinin dikkatle okunması ve bu acımasız şahsın temsil ettiği satanist gücün dünyaya ve insanlara neler yaptığının detaylarıyla bilinmesi gerekmektedir. Obama yönetimindeki ABD'nin Başkan Yardımcısı Biden, 5 Ekim 2014'te Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı telefonla arayarak, 2 Ekim 2014 günü Harvard Üniversitesi’nde yaptığı, IŞİD sorunundan Türkiye’yi de sorumlu tutan açıklamaları nedeniyle özür dilemişti. Biden,“Bölgedeki müttefiklerimiz, Suriye’deki en büyük problemimizdi” demiş ve Erdoğan’ın da kendisine “Siz haklıydınız” dediğini belirtmişti. Erdoğan ise  bu sözleri söylediğini reddederek Biden’dan özür beklediğini dile getirmişti. Sonsuz Ark, (IŞİD'ın gerçek organizatörlerinden biri olduğunu düşündüğü) eski ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'in sürekli yalan söylediğine ilişkin üç ayrı analizi içeren 'SA920/ÇY4-DB17: Joe Biden Yine Yalan Söylerken Yakalandı' başlıklı yayınıyla tarihe kayıt düşmüştü. Başkanlık seçimleri sürerken, Ağustos 2020'da ortaya çıkan konuşmasında Türkiye'yi izole etmekten ve Erdoğan'a karşı muhalefeti desteklemekten söz etmişti Joe Biden: "Bir yol haritamızın olduğunu açıkça göstermemiz lazım. Düşündüğümüz şeyle ilgili sesimizi yükseltmemiz lazım, bedel ödemeli. Nasıl çalışacaklarını anlamak için çevresinde F-15 savaş uçağı uçurdukları hava savunma sistemi olduğuna göre ona belli silahları satmaya devam edip etmeyeceğimiz konusunda bedel ödemeli. Yani çok endişeliyim. Ama benim yaptığım gibi onlarla doğrudan temasa geçip Erdoğan'ı yenecek duruma gelmeleri için hala var olan Türk liderliği unsurlarından daha fazla verim almalı ve onları güçlendirmeliyiz. Darbe ile değil, seçim süreci ile... Partisi, İstanbul'dan dışarı atıldı. Peki biz ne yapıyoruz? Burada oturup boyun eğiyoruz." Türkiye, kendisine soykırım iftirası atan bu kanlı ve soykırımcı geçmişe sahip ABD'nin Başkanı'na karşı çok dikkatli olmalı, ancak cesur adımlar atmakta tereddüt etmemelidir.
Seçkin Deniz, 30.05.2021


A Half-Century of Joe Biden’s Stances on War, Militarism, and the CIA
İmparatorluk Siyasetçisi: Yarım Asırlık Siyasetçi Joe Biden'ın Savaş, Militarizm ve CIA ile İlgili Duruşları
JOE BIDEN’S LONG WAR

1990'lar- Irak'ta Uçuşa Yasak Bölge Bombalamaları ve Ekonomik Yaptırımlar- No-Fly Zone Bombings And Economic Sanctions in Iraq

Sekiz yıl süren Clinton yönetiminde, Joe Biden’ın Irak’a ilişkin söylemi giderek daha kavgacı hale geldi. Başkan Bill Clinton, başkanlığının ilk beş ayında Irak'ı bombalamaya başladı ve Haziran 1993'te, Saddam Hüseyin'in eski Başkan George H.W. Bush'a suikast düzenleme iddiasına misilleme olarak Bağdat'a saldırı emri verdi. Irak'ın istihbarat karargahını hedef alan saldırılarda ölenler arasında Iraklı ressam ve Arap feminist Leyla al Attar ve kocası da vardı.

13 Temmuz 2018 Cuma

SA6485/Sonsuz Ark-DD2: Türk'ün Evladı, Unutma; Ben Aliya...

 “Kur’an edebiyat değil, hayattır; dolayısıyla O’na bir düşünce tarzı değil, bir yaşama tarzı olarak bakılmalıdır.”


Ben Aliya.

Aliya izzetbegoviç.

Bosna-Hersek'in Cumhurbaşkanıyım.

Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum.

Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın aslında ne olduğuna dair bazı tecrübelerimden bahsetmek istiyorum.

12 Temmuz 2018 Perşembe

SA6481/KY29-YA101: Türklerin Elindeki Silahları Alıp Rumlara Veren BM ve Srebrenitsa Katliamı

Tarihi iyi okumak nefreti körüklemek değil, geleceği güvenle şekillendirmemiz için alacağımız tedbirlerin en mühimidir. 
(Viyana surlarında bir top mermisi durur ve altında, 'tarihini/düşmanlarını unutma yazar.)


1995 yılının 11 Temmuz’unda, 8 bin 372 kişi Sırp ordusu tarafından -Birleşmiş Milletler Barış Gücünde görevli 35 Hollandalı askerinde göz yumması, hatta Sırplara teslim etmesiyle- dünyanın en orta yerinde, yine tüm dünyanın gözleri önünde katledildi. 

II. Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da gerçekleşmiş en büyük toplu insan kıyımı olarak adlandırılan bu katliamda hayatını yitirenler ne askerdi, ne isyancı. Binlerce masumu, çoluk çocuk yaşlı genç demeden katlettiler tıpkı Kıbrıs’ta, 1963-1974 yılları arasında olduğu gibi… Suçları sadece Boşnak-Türk ve Müslüman olmaktı bu kişilerin. 

1 Haziran 2016 Çarşamba

SA2976/KY16-EŞ2: Sırpların Priyedor Soykırımı; 31 Mayıs 1992

Bugün, Sırp olmadıkları gerekçesiyle öldürülen binlerce Boşnak ve Hırvat vatandaşının katledildiği Priyedor Katliamı'nın yıl dönümü. Hiçbir suçu olmayan insanları acımasızca ölüme götüren vahşi katliam, "Beyaz Kurdele" günü olarak da anılıyor.

Fotoğraf: TRTAvaz

Tarih; 31 Mayıs 1992… Boşnak nüfusun çoğunlukta olduğu Priyedor şehrinde, Sırp yetkilileri tarafından yerel radyoda bir emir veriliyor. Sırp olmayan bütün vatandaşlar evlerinin pencerelerine beyaz bayrak, çarşaf asacak, dışarı çıkanlar da kollarına beyaz bir bant takacak, böylece Sırp olmayanlar belli olacaktı. Priyedor’un acı hikayesi böyle başlamıştı. Bu bir planlı etnik temizlemenin başlangıcıydı. 

13 Temmuz 2015 Pazartesi

SA1526/ Sonsuz Ark-YD-15: Bosna’nın En Acılı Annesi

Bosnalı 76 yaşındaki Hava Tatareviç'in savaş sırasında Sırplar tarafından katledilen eşi ile 6 oğlunun kalıntılarına, 22 yıl aradan sonra Tomaşitsa'daki toplu mezarda ulaşıldı. 05 Mayıs 2014 

Şehit eşi ve Şehit altı Boşnak Oğul'un annesi Hava Tatareviç, Fotoğraf; AA

Bosna'daki savaş sırasında Priyedor ve çevresinde Sırplar tarafından sivil Boşnaklara yönelik işlenen katliamların acısı aradan 22 yıl geçse de hala devam ediyor. Katledilen yakınlarının cesetlerine ulaşmak ve onlara bir mezar yeri hazırlamak için çaba gösteren ailelerin, umutlu bekleyişleri ise hala devam ediyor.

Priyedor yakınlarındaki Tomaşitsa'da geçtiğimiz aylarda bulunan toplu mezarda çıkartılan ceset kalıntılarında yapılan DNA incelemelerinde kurbanlardan bazılarının kimlikleri belirlendi.

5 Temmuz 2015 Pazar

SA1493/KY23-NN17: Nehir Nil Soruyor: Turist mi, Gezgin mi?

"Yola çıkmadan karar vermek gerekir aslında. Siz bir turist misiniz, yoksa gezgin misiniz?"

Masai-Tanzania

18 yaşımda Konya İnce Minareli Medrese'ye yaptığım ziyarette gözüme spor,şık Batılı bir turist takılmıştı. Adam, medrese içindeki bir köşeye oturmuş, huşû içinde mekânı seyrediyordu, daha doğrusu içine sindiriyordu. Yüz ifadesinden çok etkilendiğimi hatırlıyorum. Geldiğimde orada olan adam, ben giderken hala o köşede oturuyordu..

Her insan maalesef ruhunu götüremiyor gittiği yere. Bazen ya fotoğraf makinesinin ya da ne bileyim, cüzdanının esiri olarak devam ediyor seyahatine. Ya görevmiş gibi habire resim çekiyor ya da alışverişi önceliyor. İki durum da turisti bir şekilde esir alıyor, dikkatini dağıtıyor. Bakıp göremeyebiliyor.

26 Mayıs 2015 Salı

SA1365/KY23-NN14: Nehir Nil Saraybosna'da; Mostar Köprüsü & Başçarşı - Dubrovnik

"Bosna'da belli bir yaş üstü insanların hikayelerini de dinlemeye gerek yoktur aslında, normal bir insanın hayal etmeye bile cüret edemediği yaşanmışlıklar sokaktaki insanın yüzünden kolaylıkla okunur."


''Çok iyi hatırlıyorum o günü.. Daha 12 yaşındaydım. Mostar İslam Birliği Başkanı olan babam 'Haydi, ailecek öğle namazımızı kılalım' demişti. Tam salonda namazımızı kılmaya hazırlanırken, birden fikrin değiştirip namazı bodrumda kıldırmaya karar verdi. Bodruma inip namazımıza tam başlamıştık ki, o sırada büyük bir patlama sesi geldi. Hırvatlar karşı tepeden evin salonuna bomba atmışlardı ve biz 5 dakikalık bir farkla kurtulmuştuk. O kadar kinlenmiştim ki, ertesi gün sokakta bulduğum ve bomba olduğunu düşündüğüm bir cismi, yıllarca beraber yediğimiz içtiğimiz Hırvat komşularımızın evine fırlatmıştım...''

20 Temmuz 2014 Pazar

SA786/KY16-EŞ1: Gazze'de Çocuk Olmak

“Ben binlerce Saraybosnalı savaş çocuklarından biriydim. Bugün benden Gazze’de binlercesi var.”


Savaşta çocuk olmak aklın alamayacağı bir güç demekti. O yaşta bile birkaç bidon taşıyabilmek, bidon dolusu kızağı çekmek, büyük bir hızla koşmak, kurşunlara yakalanmamak ve sık sık aç olmak, yıllar boyunca verilen aynı yemeğe hayır dememekti çocuk olmak.

Savaşta çocuk olmak okul defterlerine mümkün olduğu kadar küçük harflerle yazmak ki daha uzun kullanabilmek, demekti.

Savaşta çocuk olmak aslında yeni başlayan çocukluğu bitirmekti.

Oyuncaklarımızı değiştirdik. Kimin daha güzel bebeği veya arabası var düşüncelerinin yerini kim daha çok bombalar hakkında bilgiye sahiptir, kim daha iyi bombaları ayırt edebiliyor düşünceleri aldı. Mermi kovanlarının arkasında renkler olurdu bazen, renkleri sayıp kim daha çok renge sahiptir diye yarışırdık. Savaş çocuğu olmaya zorlandık ama, yine de beklemedikleri şekilde iyi göğüs gerdik.

Seçkin Deniz Twitter Akışı