"Songül’ün ekmek almak için çıktığı eve, bir bacağını kaybederek dönmesinin trajedisi elbette bir yazıya sığmaz, cümleler eksik kalır; ama acı bir gerçek daha var ki, anlatılmayan her şey bizimle birlikte yok olup gider. Tam da bu yüzden acılar, “küçük hikayeler” anlatılmalı, yazılmalı ki, geçmişle yüzleşebilmeye cesaret edebilsin bizden sonrakiler…"
“Beni ilgilendiren, küçük insan. ‘Küçük büyük insan’, ben böyle derdim, çünkü zulme tabi olmak insanı büyütüyor. O, kitaplarımda kendi küçük hikayesini, ve kendi tarihini anlatırken büyük tarihi de anlatıyor. Başımıza gelmiş olanları, hala da gelmekte olanları henüz anlamlandırabilmiş değiliz. O yüzden anlatmak gerekiyor, başlangıçta önce dile getirmek gerekiyor. Bu bizi korkutuyor, henüz kendi geçmişimizle yüzleşecek durumda değiliz.”