31 Aralık 2018 Pazartesi

SA7341/SD1234: Asya'nın Jeopolitik Zorlukları: 2019 Tahminleri

Sonsuz Ark'ın notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız İtalyan Vizyon & Global Trends Uluslararası Global Analiz Enstitüsü Başkanı Tiberio Graziani ile yapılan röportaj Trans-Pacific View yazarı Mercy Kuo'ya aittir ve 2018'den 2019'a geçerek 2019'u ve sonrasını etkileyecek olan üç dönüştürücü ana eğilimle ilgili görüşleri yansıtmaktadır. Çoğunlukla nesnel bir yaklaşımla düşüncelerini ifade eden Tiberio Graziani, ortadoğuda her an gücü ve etkisi artan bir Türkiye'den bahsetmek yerine, Washington Moskova ve Tahran'dan bahsetmeyi tercih etmiş görünüyor... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD'nin himayesinde ve desteğinde Doğu Suriye'yi işgal eden terör örgütü PKK-YPG'ye askerî operasyon yapacağını ilan etmesinden sonra, operasyonun başlamak üzere iken, Trump'ın talebiyle 14 Aralık 2018'de yapılan Erdoğan-Trump görüşmesi sonrası, ABD askerlerinin Suriye'den tamamen çekilme kararı alması bile Tiberio Graziani'yi etkilemiş görünmemektedir. Resmi Amerika'nın Sesi (VOA)'nin haberine göre, "Amerikan haber ajansı Associated Press'in (AP) geçtiği habere göre, Başkan Donald Trump Suriye’den çekilme kararını aceleyle ve ulusal güvenlik ekibi ya da müttefiklerine danışmadan, IŞİD’e karşı savaşa dahil olan hemen hemen herkesin güçlü itirazlarına rağmen aldı. Ajans, haberini Amerikalı ve Türk yetkililere dayandırdı. Konuyla ilgili bilgi sahibi iki yetkili, Trump’ın, kendi üst düzey danışmanlarının tavsiyesini reddederek ve geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la telefon görüşmesinde Suriye’den çekilmeyi kabul ederek, kendi kabinesi, Kongre üyeleri ve dünyanın önemli bir kısmını sürprize uğrattığını söyledi." Cemal Kaşıkçı Cinayeti'ni açığa çıkarma çabası sonrası Suudi Arabistan'da değişim başlatan, Suriye'de İran etkisini azaltan, Türkiye'nin etkisini arttıran bir Ankara'dan bahsetmek bir italyanın Avrupalı kıskançlığı olarak sayılsa da 2019'da dünya hem bölgesel hem de küresel alanda daha etkin bir Türkiye görmeye devam edecektir...
Seçkin Deniz, 31.12.2018

Asia's Geopolitical Challenges: Outlook 2019


Tiberio Graziani'nin Tahminleri


Trans-Pacific View yazarı Mercy Kuo, ABD'nin Asya politikasına ilişkin konunun uzmanlarının, politika uygulayıcılarının ve dünya genelinde stratejik düşünürlerin düzenli olarak görüşlerini almaktadır. İtalyan Vizyon & Global Trends Uluslararası Global Analiz Enstitüsü Başkanı Tiberio Graziani ile yapılan bu konuşma “Trans-Pacific View Insight Series” de 169. sıradadır.

SA7340/KY1-CÇ570: Bihaber

"Kendi yolunu kestiğinden bile bihabersin."


Hazin hem pek hazin. Nesnelerin -canlı cansız- ayrımında olduğun kadar ayrımında değilsin kendinin. Hem kendinin hem içinde bulunduğun evrenin. 

Evrenin bir anlamı vardır, evrende oluşunun bir anlamı vardır. Sen bu anlamı çözemediğin için, bu anlamın ayırdına varamadığın için anlamdan öte olduğunu vehmetsen de bir anlamı olduğu açıktır. Evren ve sen bir anlama sahipken kendini anlamdan soyutluyorsun. Sonra da evreni soyutlamalarla çırılçıplak ediyorsun. Evren soyutlamalarının bir yapıtı olarak duruyor sende. Bindiğin dalı kesmektesin, evreni bir fahişe gibi görüp kullanmakta sakınca görmemektesin. Hem hoyratça kullanmaktasın. 

SA7339/KY59-MLÖZ60: Çocuk, Tutsaklık ve Sesleniş

"Nihayetinde bir şey yazıldıysa okunmayı, çizildiyse görülmeyi, söylendiyse duyulmayı, bir insan yaşıyorsa anlaşılmayı hak ediyor. Üstelik bu bir çocuksa..."


Ne ben o anda karşımda duran tabloyu çizen elin genç sahibini görüyordum, ne de o beni. Tuvalin üzerinde açtığı pencereden bana doğru seslenmeye çalışıyordu sadece, birbirine karışık binbir duyguyla. Bense onu anlamaya çalışıyordum, çizdiği resme bakarak.

Resim ondan sorulurdu. Çünkü resim yapmak çocukların işidir. Çocukların hemen hemen hepsi resim yaparlar, büyüklerin ise sadece bazıları. Dokunmuştu fırçanın ucuyla bembeyaz bir zemine, maviye, kırmızıya, sarıya ve yeşile boyamıştı; kuşları, balıkları ve gökyüzünü… Güneşi, arabaları ve insanları çizip, dokumaya çalışmıştı tuvale hayalindeki özgürlüğün tüm renklerini… İnsanların ellerini, gözlerini ve yolları nakşetmişti ve hasretini çektiği hayata dair ne varsa. 

SA7338/KY69-EY297: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA7337/KY58-GÖKA166: Azim ve Sebat, Hırs ve Tamahkârlık değildir

Mesela Müslümanlar olarak bizim için bu hayatta “iyi olmak ve kötülükten uzak durmak, insanları kötülükten uzak tutmaya, sakındırmaya çalışmak” esas olmalıdır. Bu, bizim tüm işlerimizdeki başarıyı ölçeceğimiz gerçek miyardır. 


Ne zaman azim ve sebattan bahsedilse, mutlaka hangi işimizde azimli ve sebatlı olmamız gerektiğini belirlemeliyiz. İyiliğe yol açması istenen, buna niyetlenmiş yani hayırlı işlerimizde azimli ve sebatlı olmaktır, temennimiz. Gayrisi tam tersi etki yapar, hayrımıza değildir.

Günümüzde en hatalı biçimde kullanılan, dolayısıyla aşındırılan kavramlardan birisi de “başarı”...

30 Aralık 2018 Pazar

SA7336/SD1233: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 432 (01-05 Ağustos 2017)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”


  
(Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)
(01-05 Ağustos 2017)  (Ağustos 2017: 5.498  Tweet+Önceki Toplam: 271.885 +5.498 = 277.383 Tweet

Sputnik Türkiye
   
@sputnik_TR
McGurk: Rakka'da kalan IŞİD militanları muhtemelen orada ölecek sptnkne.ws/fdHC pic.twitter.com/wuojn8sxDp
@Seckin_Deniz retweetledi

SA7335/KY49-İTIĞLI156: Sudan’da “Bir Şeyler” Oluyor

"Türkiye ile iyi ilişkileri olan Sudan’ın, her zaman dostumuz olan Sudanlıların akl-ı selim içinde hareket ederek Sudan’ı siyasi karışıklıklara sürüklemeden hele bir iç savaşa geçilmeden her kesimin kabul edeceği ortak bir çözümle geçişi sağlamaları önem taşıyor."


Sudan’da geçen Salı akşamından itibaren gösteriler yapılmaya başlandı. Arapların yoğun olarak bulunduğu Atbara şehrinde başlayan gösteriler, Sennar, Kadarif, Nyala, Kordofon, Bahri, Omdurman ve Hartum’a kadar yayıldı. Otuzun üzerinde Sudanlı gösterilerde hayatını kaybetti. Ümmet Partisi, Demokratik İttifak Partisi ve Komünist Parti’nin liderlerinin de aralarında bulunduğu 17 üst düzey muhalefet lideri gözaltına alındı.

SA7334/KY69-EY296: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA7333/KY37-AZ344: ‘Kirli’ İnsanlar ile Kalıcı Çözüm Olmaz, Harekatı Başlatın

"Pazarlık masasına sonra otururuz…"


George Nader, 1959 doğumlu Lübnan asıllı bir işadamı. Yıllardır, Suudi Arabistan başta Körfez ülkeleriyle İsrail arasındaki ekonomik-siyasi ilişkilerin oluşmasında aracılık yapıyor. 15 yıl önce, Prag Mahkemesi’nde erkek çocuklara cinsel taciz suçundan mahkum olmuş, Avrupa’ya ayak basamıyor. BAE Veliaht Prensi bin Zayed’in (MBZ) danışmanı, Suudi Arabistan Veliaht Prensi bin Selman’ın (MBS) yakın çalışma arkadaşı. 

29 Aralık 2018 Cumartesi

SA7332/KY26-CA221: Hepimizin Ömür Kolajı

"İnsan isterse sağır bir duvarda yankılanan çığlığı duyabilir. Şartlara teslim olanlar varlıklarını ele geçiren hissizleşmeyi türlü şekillerde izah ederek harcarlar varlıkta olgunlaşma imkanını. Çevresine yabancılaşsa bile aşk gibi, ilahi adalete dair hissedilen sorumluluk gibi sebeplerle çorak toprakları cennet bahçelerine dönüştürebilir kişi."


Bir dünya oluşturan, kurgusuyla size saran bir roman nasıl sürprizlerle dolu bir atölye… Evrenin ikizi bir kitap, demişti Mallarme. Evrenin ikizi bazen bir cümle, bazen o cümlenin getirdiği bir roman. Güray Süngü’nün İbrahim’in Kaybettiğini Bulmasıdır” isimli son romanı, dünyayı ve hayatı, sonsuzu ve Halik’i düşünen, düşündüren bir akışla ilerliyor.

SA7331/KY38-SevDur187: Câmi Sosyal Hayatın Tam Ortasında Yer Almalı



Takdim

Geçmişte sosyal hayatın tam ortasında yer alan camiler, günümüzde sadece namaz kılmak için kullanılıyor. Bu anlayış öylesine yaygınlaştı ki namaz dışında yapılan uygulamalar zaman zaman tepkilere yol açabiliyor. Günümüzde camilerin kullanımı nasıl olmalı? Sadece ibadet mi yapılmalı yoksa sosyal hayatın kabul edilebilir bütün etkinliklerine kapı mı açmalı sorularının cevabını aradık.

İlk yapıldığı günden itibaren camilerin öncelikli amacı namaz ibadetini topluca yerine getirmek olmakla beraber, camiler aynı zamanda sosyal hayatın merkezinde yer almıştır. Asrı Saadet döneminde bizzat Peygamber Efendimiz (sav)’in örnekliğinde ilim öğrenme, yabancı heyetleri kabul etme, ordugâh, karargâh, hatta bazı esirlerin hapsedilmesinde kullanıldığı bilinen camilerin işlevselliği Osmanlı döneminde etrafına yapılan külliyeler aracılığıyla arttırıldı. 

SA7330/ÇY11-HK61: Türkiye İslami Finans Merkezi Olmalı




Birçok ülkede İslam ekonomik sisteminin uygulandığını ifade eden Prof. Dr. Mehmet Asutay, Lüksemburg’un İslam finans merkezi olmaya çalıştığını söylüyor. Kripto paraların İslam ekonomisindeki yerinin farklı çerçevede tartışıldığının altını çizen Asutay, kimliğimizi bırakmadan literatürümüzü, kavramlarımızı oluşturmamız gerektiğini vurguluyor. Kendi kavramlarımızı oluşturmazsak kapitalizm ve sosyalizm içinde eriyebileceğimizi belirten Asutay, geçen sene yükseliş trendine girip popüler hale gelen kripto paraları da İslam iktisadı kapsamında değerlendirdi.

SA7329/KY69-EY295: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA7328/KY58-GÖKA165: Biraz da Caz!

Niye sözü Cahit abinin kitabına ve caza getirdik? Sizin için ey popüler müziğin “Müslüman” kulvarını oluşturmak için didinip duranlar, sizin için! 


Müzik için Allah vergisi bir yetenek ya da çok çalışıp çabalamak gerekiyor. Her ikisi de kahir ekseriyetimizde bulunmuyor. Sıradan bir dinleyici olarak kalmakla iktifa ediyoruz.

Zamanımıza haksızlık etmek istemem, müziğin en yaygın biçimde icra edilip dinlendiği bir tarih diliminde yaşıyoruz. Zira “güzel sanatların en çok maruz kaldığımız, en az anladığımız, üretilmesi en zor, yayılması en kolay türü” o. Modern teknoloji, sesi paketleyip konservesi mümkün hale getirdikten sonra müziğin yaygınlaşması inanılmaz boyutlara ulaştı. Şüphesiz her dönemde müzik tercihinin ilk bakışta sınıfsal bir görünümü vardı. Avam ve havas, farklı zevklere sahiplerdi ama müzik ilk kez modernlikle birlikte “popüler” hale geldi.

28 Aralık 2018 Cuma

SA7327/KY28-ATA397: Orta Doğu Yeni Oluşumlara Gebe

"İsrail, Türkiye ve İran, Orta Doğu kapsamının dışında bırakılmış Arap olmadıkları için. Nedense Batılı, Doğulu ve Afrikalılara, “Türkiye, İran veya İsrail Orta Doğu’da mıdır” diye sorarsanız, yanıtı ezici çoğunlukla “hayır” olmakta zira akıllarda Orta Doğu hep, Akdeniz’in doğusunda Arapların yaşadığı bölge olarak yer etmiş."


1914 yılında yaşanan I. Dünya Savaşında emperyalist (yayılmacı) Avrupalıların bitmeyen hırsları ve açgözlülükleri nedeni ile asırlardır huzur ve barış içinde yaşayan Orta Doğu’da uzun zamandan bu yana kan akmakta. Akan kana ilaveten de huzursuzluk, düşmanlık, katliamlar ve göçmenlik hat safhada, insanlığın doğduğuna inanılan bu coğrafyada.

Batı dünyasında ve Doğu’da Orta Doğu derken akla gelen ülkeler Lübnan, Suriye, Irak, Ürdün, Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Kuveyt. Sudan, duruma göre bazen Orta Doğu’nun bir parçası, bazen de değil. Bu devletlerin tümü de I. Dünya Savaşından sonra emperyalist Avrupalıların kurdukları ve sınırları dönemin İngiltere’nin Orta Doğu’dan sorumlu personeli MI5 ajanı Gertrude Bell adlı kadın ajan tarafından cetvelle çizilmiş Arap kabilelerinden oluşan yapay devletler. 

SA7326/KY1-CÇ569: Şaka Yaptım

"Başımı yere bastıran el gevşiyor. Çevremdeki kalabalık geri geri çekiliyor. Dizlerim üzerinde doğruluyor, bebeye bakıyorum."


İnsan son nefesini verme anına kadar, 'başıma daha neler gelebilir', türünden bir yargıda bulunmamalı. Hoş, son nefes anında verilecek bir yargının da bir anlamı olmayacağı aşikârdır.. neyse, yine de boşboğazlık olacağını bile bile dikkatli olmalı. Hele hele kesin yargılardan uzak durmalı. 

Örneğin dün başıma gelenler.. neredeyse altmış yaşımı geçtim, bu yaşıma kadar ne böyle bir şey yaşadım, ne böyle bir şey yaşadığına ilişkin bir rivayet işittim. İnsanın başına ölmeden her şey, şuan aklına sığmayan, aklının almadığı, alamayacağı ne varsa gelir. Gelir vallaha! Geldi nitekim!

SA7325/KY69-EY294: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA7324/KY48-SY86: Uçan Sandalye'yi Gördüm!

"Uçan sandalyeyi fırlatan kuvvet, dün hedefini kollarının arasında salavat çekerek ve musafahayla (niçin) sıkıyordu! Geriye doğru gidip, bu enstanteneyi yeniden okumalıyız."


18 Kasım 1999, Perşembe

Ununu elemiş eleğini asmış bir suratla bakıyorum, spikerin bir cesedi çiğner gibi konuşan ağzına. Yok canım, diye geçiriyorum içimden, o kadar da uzun boylu değil! Bu kadar matrak bir finali ne hak ediyordu bu film; ne de buna imkân vardı. Ama oldu. Gördük. Ekranın sağ alt köşesinden sol üst köşesine doğru sandalyeler uçuşuyordu!

Bu film, bizim yüreklerimizin de, beyinlerimizin de, heyecanımızın ve nefretimizin de doğup büyüdüğü ana rahmiydi. Her çocuk gibi ben de "doğmak" istemiyordum. Bu filmi Türkiye''nin kumaşından kesip almıştık. Kendi ilmeklerimizle, kendi desenlerimizle, kendi gücümüzle eğirip ördüğümüz ve yeniden var ettiğimiz bir kumaştı, öyle kuruyorduk kafamızda. 

27 Aralık 2018 Perşembe

SA7323/SD1233: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 431 (26-31 Temmuz 2017)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”


  
(Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)
(26-31 Temmuz 2017)  (Temmuz 2017: 5.332  Tweet+Önceki Toplam: 266.553 +5.332 = 271.885 Tweet

Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
Görmez, hangi saikle emekliliğini istedi bilen yok, Erdoğan kendi talebi dedi, gidip sorsaydınız ya.... Car car car... kesin zırıltıyı

Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
Sanki hep ömrünüzde iyi iş yapanları onayladınız da hepiniz harala gürele Görmez korosu oluşturdunuz be;kesin zırvalamayı; fikriniz bile yok twitter.com/Seckin_Deniz/s…

SA7322/KY49-İTIĞLI155: Sudan’da İsyan Sesleri

"Sudan’da Beşir’in devrilmesini, sadece bir yönetim değişikliği şeklinde algılamak yanlış. Çünkü Sudan’ın temsil ettiği derin anlamlar var. Bu yüzden sudan konusunda temkinli olunmalı, aceleci yaklaşımlardan uzak durulmalı."


Sudan’da bir süredir Atbara şehri başta olmak üzere yönetime karşı isyan sesleri yükseliyor. Halk Omdurman, Hartum, Dongola, Sennar, Kadarif, Port Sudan olmak üzere sokaklarda. Gösterilerde güvenlik güçlerinin müdahalesi sonucu onlarca kişi hayatını kaybetti. Bu gösteriler devam ederse belki de yüzlerce kişi hayatını kaybedebilir.

SA7321/KY69-EY293: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA7320/KY13-AO221: Sistem ve Kirli Yapılar

"Toplum farkında olmasa da bu kirli çevrelerde mevcut zemini güçlendirme, yeni mevzi kazanma, sisteme yerleşme kavgası var.. Bu kavga sistem içerisinde çeşitli görüntülere bürünerek yapılıyor. Bu durum nedeniyle bu yapılar kendini kolayca saklayabiliyor ve böylece gücünü korumayı sürdürüyorlar."


Türkiye’de derin yapıların varlığı hep tartışıldı. Kimilerine göre bu yapıların karşılığı sayılacak türden “derin devlet” iddiaları komplo teorisinden başka bir şey değil. Bunlara göre böyle bir şey yok ve Türkiye, kendi iç dinamikleriyle şekillenen bir ülke..

Oysa; Batılılaşma serüveninin bağımsızlık gövdesinden koparak tamamen kopyalamaya dönüştüğü Türkiye gibi bir ülkede devletin gidişatını belirleyen güçlerin varlığı bir yana, toplumsal hayatın tüm katmanlarının da taklit edilenin kirli elleriyle şekillendirilmesi kaçınılmazdır. 

26 Aralık 2018 Çarşamba

SA7319/Sonsuz Ark-YD133: Kuantum Şarkılar Bestelenmeyi Bekliyor

"Araştırmacılar, en enteresan kuantum görüngülerinden biri olan dolaşıklığı da müzik bağlamında ele almışlar. Dolaşıklık birbirinden çok uzakta bulunan kuantum nesneler arasında kurulu olabilen derin bir bağ."


Avusturya’da bulunan Viyana Teknoloji Üniversitesi‘nden kuramsal fizikçi Karl Svozil ve arkadaşı Volkmar Putz, kuantum kuramının ilginç özelliklerinden yararlanarak nasıl müzik yapılabileceğini konu alan çalışmalarını yayımladı. Ortaya çıkan sanat, müziğin kuantum eşdeğeri olup kuantum dünyasındaki tuhaf özelliklerin çoğunu barındırıyor.

SA7318/KY38-SevDur186: Din Aleyhtarlığı Câmi'nin İşlevini Azalttı




Takdim

Camiler Peygamber Efendimiz (s.a.v.) zamanında ibadet yeri olmanın ötesinde devletin merkezi, ordugâh, medrese, yardım müessesi gibi işlevler için kullanılmıştı. Müteakip devirlerde cami ile birlikte medrese, türbe, şifahâne, aşhâne, mektep, kütüphâne, çarşı, han, hamam, çeşme, sebil gibi binâlardan müteşekkil bir külliyeye dönüşen ulu ve salâtin camilerinin yanı sıra, mescidler de mahallenin kardeşlik merkezi olarak görev yapmaktaydı. 

Cumhuriyet yönetiminin milleti İslam’dan uzaklaştırmaya yönelik çabalarının bir neticesi olarak cami ve mescidler de asli görevinden uzaklaştırıldı. Süreçte kiminin kapısına kilit vuruldu, kimi satıldı veya yıkıldı, kimi ise müzeye çevrildi. Geriye kalanlar sadece namaz kılma mekânına dönüştürüldü. Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay ile camilerin hangi işlevler için kullanılması gerektiğini konuştuk. Cumhuriyet döneminden sonra batıya yönelişle birlikte din aleyhtarlığının arttığını söyleyen Bolay Hoca, “Din aleyhtarlığı başladıktan sonra camilerin itibarı da ortadan kalktı” dedi.

SA7317/ÇY11-HK60: Türkiye Amerika’nın Oyununu Bozdu



Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki hafta Fırat’ın Doğusuna operasyon yapabiliriz açıklaması ve ardından yaşanan gelişmeler Suriye konusunda yeni denklem ne olacak sorusunu akıllara getiriyor. Operasyon açıklamasından yaklaşık bir hafta sonra ABD’nin Suriye’den askerlerini çekeceğini duyurması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, operasyonun bir süre bekletileceğini söyledi.

Bu gelişmeler, ABD askerlerinin Suriye’den çekilmesine taraftar olmayan Savunma Bakanı Jim Mattis’in görevine mal oldu. Bir yanda bu gelişmeler yaşanırken diğer yanda ABD’nin Afganistan’daki 7 bin askerini geri çekeceği ileri sürüldü.

SA7316/KY69-EY292: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA7315/KY37-AZ343: Amerika’nın Bir Yere Gittiği Yok, Harekatı Hemen Başlatın…

"Rehavet yok, belalı öykümüz farklı bir paradigmada yeniden başlıyor, tavsiyem, harekatın ertelenmemesidir…"


ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’den 6 Aralık’ta gelen açıklamalar, “Rojava” diye adlandırılan PKK-PYD işgal bölgesini “uçuşa yasak bölge” ilan etmeden Amerikan askerlerinin çekilmeyeceğini gösteriyor. 

Jeffrey, “(Irak’ın kuzeyi için A.Z) Kuzey Gözleme Harekatı’nın 13 yıl süren başarısını hatırlatmam gerekir” lafıyla dikkat çekti. Saddam’ın Irak’ın kuzeyine dönük gücünü kıran o harekat, Türkiye’nin onayı ile gerçekleşti, bugünkü Kürt Otonom Yönetimi’nin temeli de o yıllarda atıldı. 

25 Aralık 2018 Salı

SA7314/SD1232: Sonsuz Ark; Stratejik Bir Roman-2019

"1 Ocak 2019 tarihi ve sonrasında Sonsuz Ark, günlük-haftalık periyotlar halinde değil, başlangıçtaki gibi serbest zamanlı yayınlar yapacak; Sonsuz Ark'ın varoluşundaki maksada matuf olmak üzere üretilen bütün çalışmaları yayınlamaya devam edeceğiz..."


Her stratejik kararın arka planında kendi gerekçeleri ve hedefleri vardır; Sonsuz Ark'ı tasarlarken ve 1 Temmuz 2012 tarihi itibarı ile yayın hayatına doğmasına karar verirken, gerekçelerim ve hedeflerim vardı, bu gerekçeleri ve hedefleri 'Gri İstanbul Gölgeleri / Medeniyet Çıkmazı Câri İstanbul' başlığı ile yayınladığım İstanbul Gezi Notlarım'da ve 'Sonsuz Ark Manifestosu'nda izah etmiştim. 

SA7313/SD1231: Sonsuz Ark Sohbetleri 32

"2019 ve sonrası dönemde Türkiye Osmanlı dönemi politikalarının kapsamlı ve çok boyutlu politik perspektiflerine ve araçlarına daha çok ihtiyaç duyacaktır; ancak bahse konu politikaları tekrarlamak yerine onların çalıştığı patikaları ve temel aldığı yol haritalarını yeniden incelemeli,  imparatorluğu çöküşe sürükleyen hataları tesbit etmeli ve neyi tekrarlamayacağını belirginleştirmelidir..."


Dünya ve Türkiye için çok uzun, yorucu ve yıpratıcı bir yılı geride bırakıyoruz; ancak yaşanan bütün olumsuzlulara karşın elde edilen sonuçlar dikkate alındığında 2018 önceki yıllara oranla daha olumsuz bir sonraki yıla hazırlık yapmadı, Türkiye ve Dünya emperyal güçlere karşı verdiği mücadeleden güçlenerek çıktı ve geleceğe dair umut üretmek adına başarılı oldu. Her şeyden önce yer küreyi kan gölüne döndüren neocon-siyonist politikalar genel olarak durduruldu ve bu politikaların üreticileri, hangi politik araçları kullanırlarsa kullansınlar geçmişe oranla çok da güçlü ve etkili olamadıklarını anladılar. 

SA7312/SD1230: Avrupa'nın Doların Hakimiyetine Meydan Okuma Planları

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız metin, Bloomberg 'den Viktoria Dendrinou-Nikos Chrysoloras'ın ortak çalışmasıdır ve Avrupa Birliği'nin ABD'nin tek taraflı yaptırımlarının neden olduğu ekonomik kayıplara karşı korunma odaklı bir çaba içerisine girdiğini, enerji anlaşmaları ve ödeme sistemleri dahil Eruo'nun hareket alanını genişletmeyi ve küresel dolarizasyon risklerinden uzaklaşmayı tartışan Avrupa Birliği komisyonunun çalışmalarını irdelemektedir. Türkiye'nin 10 Ağustos 2018'de yaşadığı  Dolar merkezli saldırı sonrası Avrupa Birliği ile ortak bir ödeme sistemi kurma çalışmalarının da sürdüğü bu dönemde, Dolar'ın saldırgan Trump yönetimi dolayısıyla küresel hareket alanını daralacaktır... Yerel para birimleri ile ticareti genişleten Türkiye Dolar'a kaşrı başkaldıran ilk ülke olarak anılacaktır. Bütün bunlara karşılık  Dolar hegemonyasına karşı atılacak birçok adım vardır ve bunlar gecikmeksizin tartışılmalıdır.
Seçkin Deniz, 25.12.2018


Here's How Europe Plans to Challenge the Dollar's Dominance
 AB, varsayılan olarak Euro cinsinden enerji sözleşmeleri önerecek. AB Komisyonu bu hafta (3-9 Aralık 2018) Euro'nun rolü konusunda teklif sunacak

Avrupa Birliği kendi para biriminin uluslararası rolünü güçlendirmek ve transatlantik ilişkilerinde derinleşen uçurumdan faydalanarak ABD'den daha bağımsız hale gelmek istiyor gibi, enerji dahil küresel pazarlarda, doların hakimiyetine meydan okuma planlarını açıklamayı düşünüyor.

Avrupa Komisyonu tarafından bu hafta yayınlanacak olan bir dizi taslak çalışmasına göre AB, finansal piyasalarda “tam güvenilir faiz oranı kriterleri” ve tam entegre ödeme sistemi geliştirmelidir. Birliğin yürütme kolu, döviz piyasasında Euro'nun rolünün daha da geliştirilmesi olasılığını da araştıracak.

SA7311/SD1229: "kirleriniz sizin, gelecek onun olsun!" / 23.02.2005/ 319. patika



...yeni bir nefes salmak hayata, yeni gelen bir insan yavrusu için ne kadar anlamlıdır, bilir misiniz?...
...bilirsiniz elbette; o nefes daha nice nefesleri haber vermektedir...
...tecrübe ettiğiniz hayat içinde, hangi nefesinizden haberdârsınız peki?...
...ve o bebek ne kadarından haberdâr şimdi, ne kadarını bilecek sizin gibi?...
...tüm başlangıçlardaki güzellik, kirlenmiş yeryüzü gibi, darmadağınık gökyüzü kadar gri olacaksa bir gün, ne düşünürseniz düşünün, alınan diğer nefeslerle ilk nefes arasındaki fark çok büyüktür...
...bu sebeple bebeler nefeslendikçe hayattan, renkleri görmez olurlar...
...sizler gibi; şaşırmadan...
...neden değiştiklerini düşünmeden...

SA7310/SD1228: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 430 (21-25 Temmuz 2017)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”


  
(Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)
(21-25 Temmuz 2017)  (Temmuz 2017: 5.332  Tweet+Önceki Toplam: 266.553 +5.332 = 271.885 Tweet

Faruk 🇹🇷🇵🇸 @farukonalan
Wanted! (Awarded... Up to 4 million turkish liras) (GIF by #AA) Feto(Fetulah terrorist organisation) pic.twitter.com/Ze8wZoVubY
@Seckin_Deniz retweetledi

Faruk 🇹🇷🇵🇸 @farukonalan
O gün İsrail'e karşı çıkan biri daha vardı. Önceki Arjantin DB Kirchner. İsrail ordusuna katılanlar vatandaşlıktan çıkarılacak dedi ve.. pic.twipic.twipic.twitter.com/XA6Hv01kuG
@Seckin_Deniz retweetledi

24 Aralık 2018 Pazartesi

SA7309/KY1-CÇ568: Sıradanlığın Sıradanlığı Üzerine Sıradan Olmayan Bir Yazı

"Kuşkusuz bu hâl yığınlar için geçerli. Yoksa olanı olması gereken kılmak için ölçütler olan hem kendini hem kendisi olmayanı rahatlıkla değiştirip dönüştürebilmekte ve yığınların ‘sıradan-olağanüstü’ sınıflamasına bir yenisini, yenilerini kolaylıkla ekleyebiliyor."


İnsan –etten kemikten olan varlık olarak insan- oldum olası olağanüstülükler peşinde koşmuş, koşmakta. Sıradanlığa burun kıvırmakta pek acul. Hepsi iyi hoş da bu sıradan ve olağanüstü sınıflaması nesnesiyle örtüşen bir şey midir? Sanmıyorum. Sıradanlık da olağanüstülük de insana ait bir vehim, bir onulmaz yanılgı, içinden çıkamadığımız bir yanılsama, anlağımızın ya da sezgimizin gözlerini alan bir birsam.

SA7308/KY59-MLÖZ59: Eminönü’de Bir Kuyruk

"Aynı hayal uğuruna toplanmışlar. Altı üstü bir zenginlik hayali. Kendi hayalini bile bedavaya kuramayan, satın almak zorunda kalan insanlar. Parayı vermeden hayal kurmaktan aciz olan, karşılıksız bir iş yapar mı? Heyhat, her şeyleri paraya endeksli..."


İstanbul’da bir kış günü. Yoğun bulut kütleleri gökyüzünü kaplayıp güneşi perdeledi. Güneş kaybolunca renkler de saklanmış adeta; bir gri kaldı, bir de kirli beyaz. Az ötedeki denizin yeşilimsi maviliğinden de eser kalmadı, o da renklendirilmemiş siyah-beyaz film karelerini andırıyor.

Vapurları döven dalgalar bugün daha haşin, martılar aç ve daha çığırtkan. Havanın soğuk olduğu, insanların nefeslerinin buhara dönüşmesinden anlaşılıyor. Yaz aylarından değişmeyen bir şey varsa, o da Eminönü’nün her zamanki kalabalığı. Tramvay yolunun karşısında, caminin tam yanı başında, parke taşlarıyla döşeli meydan, meydanı ortadan bölen ve kıvranan yılana benzeyen uzunca bir sıra kuyruğu…

SA7307/KY60-ES97: Yeni Hasankeyf Zeugma’yla Yarışacak



Hasankeyf’te tarihi eserlerin taşınması çok yakında tamamlanacak. Arkeopark alanına yerleştirilen tarihi eserler ve yapılan Hasankeyf müzesi 12 bin yıllık tarihi yansıtacak ve bölgedeki en önemli müzelerden biri olan Zeugma müzesinin ayarında bir açık hava müzesi olacak.

12bin yıllık tarihe sahip Hasankeyf’te yer alan tarihi eserlerin taşınma çalışmaları gece gündüz devam ediyor. Geçtiğimiz hafta ziyaret ettiğimiz eski ve yeni Hasankeyf’te günlük hayat taşınma çalışmaları ile iç içe devam ediyor. 

SA7306/KY69-EY291: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA7305/KY58-GÖKA165: Günümüz Müslümanlarının Estetik Kaygıları?

"Geleneğimizi yeniden üretemezsek benzerliklerle övünmekten başka çaremiz kalmıyor."


Geçenlerde özellikle Müslüman dünyada olmak üzere dünyamızda derin düşünce ve estetik yargının giderek irtifa kaybettiğinden oysa Kur’an-ı Kerim’de sanata ve güzelliğe verilen önemden bahsetmiştik. Buradan sözü Immanuel Kant’ın estetiğe Kur’ani bakışı andıran anlayışına getirmiş ve yazımızı “Müslüman düşünürler de sanat ve güzelden bahsederken hep temaşa, seyir zevki ve gördükleri, duydukları karşısında şaşkınlık, hayret, acz ve hayranlıktan bahsediyorlar. Peki ya günümüz Müslümanlarının estetik kaygıları?...” diye bitirmiştik

23 Aralık 2018 Pazar

SA7304/SD1227: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 429 (16-20 Temmuz 2017)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”


  
(Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)
(16-20  Temmuz 2017)  (Temmuz 2017: 5.332  Tweet+Önceki Toplam: 266.553 +5.332 = 271.885 Tweet


Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
Türkiye'nin henüz sertleşmeye başlamamış bir milyon adımı var, haberin olsun DW twitter.com/dw_turkce/stat…

Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
Siz iki şovmene saatlerinizi ayırırken Mccain Trump- muhalifler-silahlanma-Kudüs aa.com.tr/tr/dunya/mccai…

SA7303/KY49-İTIĞLI154: Beşir’in Suriye Ziyaretinin Arkasında Neler Var?

"Sudan halkı, güney Sudan’ın ayrılmasına, ekonomik sıkıntılar yaşamalarına rağmen Beşir’e desteklerini devam ettirdiler, Acaba şimdi ne yapacaklar? Göreceğiz…"


Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir, Suriye’ye kısa süren bir ziyarette bulundu. Ömer el-Beşir, 2011’de Suriye’de iç savaşın başladığı günden beri Şam’ı ziyaret eden ilk Arap lider oldu.

Sudan Haber Ajansı (SUNA), ziyarette öne çıkan başlıkların iki ülke arasındaki karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesi, bölgedeki gelişmelerin ele alınması şeklinde olduğunu bildirdi. Fakat bu görüşmenin söylenenden daha uzun sürdüğü ve birçok konunun ele alındığı daha sonra ortaya çıkacaktır. Bu ziyaretin sadece Sudan adına yapılmadığı çok açık. Beşir’in Suudi Arabistan’ın bilgisi dâhilinde Suriye iç savaşında yeni roller kapmaya çalışan Arap ülkeleri adına da orada olduğu bir gerçek.

SA7302/KY69-EY290: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA7301/KY37-AZ342: TSK’nın Son 45 yılını Sorgulamak Zorundayız…

"Yalnız TSK mı, hayır. Sivil bürokrasi, üniversiteler, siyaset, medya… İhanetin hesabını sormazsanız, ihanetin ortağı, yani, hain olursunuz… Beka mücadelemizde kimseyi tanımayacağımız açıktır…"



Amerikan derin devletinin 45 yıllık süreçte içimize yerleştirdiği bir emperyalist işbirlikçisi örgütün toplum ve devlet yaşamımızda açtığı derin yaraların kapanması hayli zaman alacak. 

15 Temmuz’da genelkurmay başkanlığı görevinde olan, bugünün milli savunma bakanı hakkında çıkan tartışma, Türk vatanının sarsılmaz bekçisi olarak tanımladığımız TSK’nın bu örgüt eliyle ne hale getirildiğini gösterdi. 

22 Aralık 2018 Cumartesi

SA7300/KY26-CA220: “Seattle Ruhu”ndan Sarı Yelekliler’e

“Seattle ruhu” da geçen zaman içinde küreselleşmenin sızma/kapsama yeteneğinin etkisiyle bir hayli kırılganlaşmış gibi geliyor bana. Sarı Yelekliler ise küreselleşme konusunda ciddi problemleri yansıtmadan öte gidemeyecek bir dağınıklık sergiliyorlar ki bu rolü de küçümsememek lazım.


Sarı Yelekliler’in protestoları küreselleşmenin gidişatından muzdarip herkeste bir heyecan oluşturdu ilk duyulduğunda. Bir açıdan 1999’da Seattle’da gerçekleşen küreselleşme karşıtı protestoları hatırlatırken aynı zamanda 2005’de Paris varoşlarından yükselen göçmen ayaklanmalarının sahnelerini de çağrıştırıyordu. Dönemin İçişleri Bakanı Sarkozy, göçmen ayaklanmacıları “ayaktakımı” diye nitelendirmişti.

SA7299/KY38-SevDur185: 500 Kelimeyle Ders Kitabı Yazılmaz



Takdim

“Sadeleştirmek yerine ‘çocuğum şu on kelimeyi öğren’ demeliydik” diyor Büyük Türkçe Sözlük’ün yazarı D. Mehmet Doğan. Yazar, fikir adamı, Türkiye Yazarlar Birliği Şeref Başkanı olan Doğan’ın kelimelerle ilgili derdi büyük. Doğan, “Kelime dağarcığımızı genişletmeye önce ders kitaplarıyla başlamak lazım. İlk ve ortaokulda ders kitapları 500-600 kelimeyle yazılıyor. Lisede de hadi 1000 kelime olsun. İlköğretimden itibaren batı ülkelerinde 1500-2000 kelimelik ders kitapları yazılıyor” diyerek de bir çıkar yol sunuyor. 

SA7298/KY60-ES96: 150 Yıllık Kesintisiz İyilik



Kızılay Başkanı Kerem Kınık ile Kızılay’ın 150 yıllık ilkelerini ve çalışma mantığını konuştuk. Kınık, günümüzden 150 yıl geriye doğru baktığında Kızılay tarihinde gördüğü şeyin zaman zaman yavaşlamalar olsa da kesintisiz merhamet ve iyilik olduğunu söylüyor.

Kızılay’ın 150. Yılı sebebiyle Kızılay Başkanı Kerem Kınık ile bir röportaj yapmak için sözleşmiştik. Ancak mahkemeden kayyum kararı çıktığı haberi üzerine röportajımızın bir bölümünü kayyum olayına ayırdık. Kapatılan şubelerin başkanlarının olağanüstü kongre için mahkemeye başvurduğunu anlatan Kınık, “15 Temmuz sürecinde milletinin yanında yer almayan kimi şubeler ile milletinden emanet aldığı bağışları hakkıyla yerine ulaştırmayan şubeleri kapattık. Bu talep ve karara karşı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuruda bulunacağız. Kızılayımızı Fetöcülere yedirtmeyeceğiz” diyor.

SA7297/KY58-GÖKA164: “Tek Dişi Kalmış Canavar” mı?

"Şöyle bir formül var kafamda: Medeniyet ve medenilik iyidir ve dahi kaçınılmazdır; zira bir kültürün entelektüel ve maddi-teknik gelişimi, eninde sonunda, toplumsal iş bölümünün artmasına ve karmaşıklaşmasına, hukuk anlayışının yerleşmesi ve incelmesine ve yaşamın estetize edilmesine doğru yönelir."


İbrahim Kalın’ın “Barbar, Modern, Medenî” kitabı, “içinde bulunduğumuz durumu tasvir etmeyi amaçlıyor. Bugün barbarlığı, modernliği ve medeniliği aynı anda tecrübe ediyoruz. İstediğini zorla ve rasyonel ahlaki olmayan yöntemlerle elde etme çabası olarak barbarlık, farklı biçimlerde yaşamaya devam ediyor. Modernlik, ilerleme, kalkınma, ulusal çıkar, uluslararası düzen, ekonomik fayda ve verimlilik vs. adı altında insana ve tabiata karşı yapılan barbarlıklar uzun bir liste oluşturuyor.”

21 Aralık 2018 Cuma

SA7296/KY28-ATA396: Kıbrıs’ta Çözüm İçin Yeni Fikirler Gerekli

"Şimdi sıra bizde, yani Kıbrıs Türklerinde. Tarihi iyi okuyarak, geçmişten ders alarak, dünya konjonktür ve siyasetini iyi takip ederek, haklarımızı koruyacak, mevcudiyetimizi tehdit eden boşlukları tıkayacak bir çözümle geleceğimizi şekillendirmemiz gerektiği gerçeğinin, “Rum’a arka çıkma, Rum’un avukatlığına soyunma” fikriyle değişmesi gerek ki, Kıbrıs Türklerinin çoğu bu görüşte."


Kıbrıs Müzakerelerinin Crans Montana’da kopmasına ve çökmesine neden olanın, Anastasiadis’in isteklerinin hiç bitmemesi olduğunu söylemiştim geçen haftaki yazımda. Karşısında her istediklerini vermeye hazır bir muhatap görünce, bir türlü isteklerinin sonunu getirmeyip, aldıkları ile yetinmedi. İşledikleri hunharca cinayetleri, yaktıkları köyleri, yağmaladıkları Türk mallarını unuttuğumuzu sanıp “Sıfır garanti, Sıfır Güvenlik” isteyince de masa Anastasiadis’in başına çöküverdi. “Görüşmelerin çökmesine neden olan adam” olarak itham edilen Rum lider, şimdi “Ben masaya oturmaya ve müzakereleri sürdürmeye hazırım” diye dört dönüyor etrafta.

SA7295/KY1-CÇ567: İtimat

Ben Gülendam’a karşı sorumluyum, dedi kendi kendine. Hatalı olan ailelerdi. Bu kesindi. Kesin olan bir başka şey de –en önemlisi- Gülendam’ın ilan-ı aşk etmemiş olmasıydı.


1977 yılının zemherisinin en haşin günlerinden bir gündü. E. Lisesi Altı Edebiyat D sınıfı başkanı Salih öğleden sonraki son dersin teneffüsünde sınıfının pencerelerinden sondakinin pervazına iki elini dayamış kısacık ders arasında yağan karın zevkini büyük bir iştahla çıkaran öğrencileri izliyordu. 

Lapa lapa ‘Elhan-ı Şita’ adlı şiirde betimlenenden daha albenili, daha bengin yağan kar onu çağırsa da canı gitmek istememişti. Tuhaf bir huysuzluk vardı üzerinde. Anlam veremediği bir tutukluk. Kartopu oynayan, karlar içinde yuvarlanan yaşıtları erkeklere, kayıp düşmemek için dikkatle adım atan yaşıtı genç kız öğrencilerin haline gıpta ile bakıyor ‘Keşke ben de çıksaydım!’ diyordu kendi kendine. 

SA7294/KY48-SY85: Sadık Battal

Sonunda bir tanesi, başını yavaş yavaş tavana dikti ve masanın üzerine çıktı. Elini uzattı ve lambayı, olgunlaşmış bir meyva gibi yerinden koparttı: ''Benim!..''


21 Kasım 1999, Pazar

Bakışlarında belli belirsiz bir karanlık, parıltıların kim bilir ne zaman bırakıp gittiği bir boşluk var. Gözleri, insana besbelli ağır gelecek bir yüksekliğin dibinde kırılan camların yığılmasıyla birikmiş, durgun, yassı...

Sustuğunda yere bakıyor. Gözlerini kirpiklerinden değil; kaşlarından kırpıştırıyor. Sürekli bir acil gündemi var, sürekli! Ruhunun derinliklerine bakabilmeyi ne kadar isterdim, oralarda bir yerde olacak sebebi, Alman romantiklerinin deyimiyle; ruhu sürekli bir "fırtına ve durgunluk" içinde yüzüyor. Toparlamaya çalışıyor! Toparlamaya, toparlamaya, toparlamaya çalışıyor. Sürekli toparlıyor.

20 Aralık 2018 Perşembe

SA7293/SD1226: Distopya'dan Çıkış; Suriye'de ABD'siz Yeni Dönem

"Türkiye ABD'yi Suriye'den kovdu; tarihe geçecek olan sonuç net olarak budur."


19 Aralık 2018 günü (Türkiye'de akşam) sabah saatlerinde, Beyaz Saray Suriye'deki koalisyon güçlerinin DAEŞ (IŞİD) karşısında zafer kazandığını belirtti ve Amerikan dışişleri personelinin 24 saat içinde Suriye'den çekilmeye başlayacağını, askeri geri çekilmenin 60-100 günde tamamlanacağını açıkladı.

Türk-ABD ilişkilerinin Suriye'de ABD'nin PKK-YPG terör örgütüne verdiği destek yüzünden kilitlendiği ve Erdoğan'ın Doğu Suriye'deki PKK güçlerine düzenlenecek olan askerî operasyonun her an başlayacağını ilan ettiği günlerde Beyaz Saray'ın Suriye açıklaması şöyleydi: 

Seçkin Deniz Twitter Akışı