Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, Amsterdam Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde, pazar entegrasyonunun devlet dışındaki demokratik etkilerine yönelik araştırmalar yapan doçent Marija Bartl'a aittir ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un, “Avrupa sadece ekonomik bir pazar değil. Bu bir projedir." şeklindeki açıklamasına karşı geliştirilmiştir. Yazar, Macron'a itiraz etmekte, "AB'yi bir proje olarak sunmak, onu daha fazla inşâ çalışması gerektiren bitmemiş bir şey olarak çerçevelendirir. AB politikadan ziyade politikalarla ilgili bir varlık haline gelir; Macron’un “statüko ve istifa” korkusundan kaçınmak için daima ilerlemek ve büyümek gerekiyor." ve "Avrupa, ortak bir pazar oluşturmaya yönelik, “işlevsel” bir varlık olarak ortaya çıktı. Proje, ikincil plan ve umutlarla olsa da kalıcı barışı sağlamaktan siyasi bir birlik inşa etmeye kadar pek çok yatırım yaptı. Ve, hiç şüphesiz, çok ilerleme kaydetti." diyerek konuyu sınırlandırmayı ve sorunu netleştirmeyi tercih etmektedir: "Bununla birlikte, bu başarı karanlık yüzü olmadan gerçekleşmemiştir. Birçok yorumcu, son yıllardaki “yayılmanın”, AB’nin rekabet edebilirliği, kamu hizmetlerinin özelleştirilmesini veya “serbestleştirilmesini” ve entegrasyonun ana araçları olarak “işgücü piyasalarının esnekleştirilmesini” kullanması koşuluyla “neoliberal bir tat” edindiğini söylüyor." Başlangıçta bir pazar ve çıkar birliği olarak ortaya çıkan Avrupa Birliği'nin teknokratik ilerlemelerle amaçlanan rotadan uzaklaştığını söylüyor ve saydığı beş yolla elde edilmiş bir kombinasyonla Avrupa'yı politik bir topluluğa dönüştürmeyi teklif ediyor: "AB yaşadığı muazzam genişlemeye rağmen, niteliksel olarak değişmedi; bir projeden, yön veya hedef sorusunun anlamsızlaştığı politik bir topluluğa dönüşmedi." 26 Mayıs 2019'da yapılacak olan Avrupa parlamentosu seçimleri yaklaştıkça Türkiye karşıtlığının arttığı bir Avrupa Birliği'ne üye olmamakla ilgili kararımızı netleştirmemiz ve Avrupa Birliği'nin üyelik görüşmelerini, tazminata mahkum edilmememiz için tek taraflı olarak resmen sonlandırmasını beklememiz gerekiyor.
Seçkin Deniz, 30.04.2019
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, Amsterdam Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde, pazar entegrasyonunun devlet dışındaki demokratik etkilerine yönelik araştırmalar yapan doçent Marija Bartl'a aittir ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un, “Avrupa sadece ekonomik bir pazar değil. Bu bir projedir." şeklindeki açıklamasına karşı geliştirilmiştir. Yazar, Macron'a itiraz etmekte, "AB'yi bir proje olarak sunmak, onu daha fazla inşâ çalışması gerektiren bitmemiş bir şey olarak çerçevelendirir. AB politikadan ziyade politikalarla ilgili bir varlık haline gelir; Macron’un “statüko ve istifa” korkusundan kaçınmak için daima ilerlemek ve büyümek gerekiyor." ve "Avrupa, ortak bir pazar oluşturmaya yönelik, “işlevsel” bir varlık olarak ortaya çıktı. Proje, ikincil plan ve umutlarla olsa da kalıcı barışı sağlamaktan siyasi bir birlik inşa etmeye kadar pek çok yatırım yaptı. Ve, hiç şüphesiz, çok ilerleme kaydetti." diyerek konuyu sınırlandırmayı ve sorunu netleştirmeyi tercih etmektedir: "Bununla birlikte, bu başarı karanlık yüzü olmadan gerçekleşmemiştir. Birçok yorumcu, son yıllardaki “yayılmanın”, AB’nin rekabet edebilirliği, kamu hizmetlerinin özelleştirilmesini veya “serbestleştirilmesini” ve entegrasyonun ana araçları olarak “işgücü piyasalarının esnekleştirilmesini” kullanması koşuluyla “neoliberal bir tat” edindiğini söylüyor." Başlangıçta bir pazar ve çıkar birliği olarak ortaya çıkan Avrupa Birliği'nin teknokratik ilerlemelerle amaçlanan rotadan uzaklaştığını söylüyor ve saydığı beş yolla elde edilmiş bir kombinasyonla Avrupa'yı politik bir topluluğa dönüştürmeyi teklif ediyor: "AB yaşadığı muazzam genişlemeye rağmen, niteliksel olarak değişmedi; bir projeden, yön veya hedef sorusunun anlamsızlaştığı politik bir topluluğa dönüşmedi." 26 Mayıs 2019'da yapılacak olan Avrupa parlamentosu seçimleri yaklaştıkça Türkiye karşıtlığının arttığı bir Avrupa Birliği'ne üye olmamakla ilgili kararımızı netleştirmemiz ve Avrupa Birliği'nin üyelik görüşmelerini, tazminata mahkum edilmememiz için tek taraflı olarak resmen sonlandırmasını beklememiz gerekiyor.
Seçkin Deniz, 30.04.2019
From Europe-as-project to a real political community
"Europe 2025 seri yayınlarına devam eden Marija Bartl, Avrupa Birliği'nin bir 'proje' olma metaforunun pazar entegrasyonunu önlediğini ve bir Avrupa kamusal alanın ortaya çıkmasını önlediğini savunuyor."
Son dönemlerde Avrupa’nın geniş kapsamlı izleyicisi olan yüksek tirajlı bir programda, Fransa cumhurbaşkanı Emmanuel Macron şunları söylüyor: “Avrupa sadece ekonomik bir pazar değil. Bu bir projedir. ' Bunu yaparken, Avrupa Birliği'ni mevcut çıkmazının ötesine taşımayı; tehdit etmek yerine koruyan bir Avrupa'ya, tüm vatandaşları için bir ilerleme Avrupasına dönüştürmeyi umuyor. Oysa bu dil, paradoksal olarak Macron'un özlemlerini gerçekleştiren birliğin önünde duran Avrupa hayalimiz hakkında derinden sorunlu bir şey ortaya koyuyor.