30 Haziran 2016 Perşembe

SA3109/KY25-NO58: "Asiye Nasıl Kurtulur" mu yoksa "Er Ryan'ı Kurtarmak" mı?

"Bir şey yapmalı, bir şeyler yapmalı ama ne yapmalı? Durum vaziyet böyle iken ne yapmalı ki herkes için doğru olsun?! Veya herkes için doğru olan bir şey olur mu?"


Farzedelim komşularınızla huzur içinde bir mahallede yaşıyorsunuz. Derken uzaklardan bir aile yakınlarınızda bir eve taşındı. Gel zaman git zaman çevresindeki evlere tecavüz ederek bağına, bahçesine el koymaya, mahallenin garibanlarına zulmetmeye başladı. 

Dur durak bilmiyor ve devamlı yeni evlere el koyuyor ve çoluk çocuk, genç yaşlı, kadın erkek demeden öldürüyor, katlediyor zulmediyor. Siz de mahallenin öbür ucunda oturuyor ve bir yandan gücünüz yettiğince zalimi durdurmaya, elinizden geldiğince mahallenin öbür ucunda oturan garibanlara yardım etmeye çalışıyorsunuz. 

SA3108/KY13-AO81: İHH-Bülent Yıldırım, Mavi Marmara, Türkiye ve İsrail

"Bu ülkede İHH'yı baştacı eden hiç kimse İHH'nın neye güvenerek onca insanı gemilere doldurup, savunmasız bir şekilde rotayı İsrail'e çevirdiğini sormadı."


İHH (İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı) bugüne dek muhtaçların, mazlumların yanında olma gayreti güden en tanınmış ve en önemli yardım kuruluşudur.. İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı, yüzün üzerinde ülkede faaliyet gösteren, bir uluslararası sivil toplum kuruluşu olup 1995 yılında Bosna Savaşının mağduru Müslüman Bosnalılara yardım etmek için kurulmuştur. 

Kurum, Bosna savaşının ardından Çeçenistan, Filistin ve Kosova gibi savaş bölgelerine yardım götürerek faaliyetlerine devam etmiştir. Faaliyetleri sadece bu bölgelerle sınırlı kalmayıp Afrika'nın birçok ülkesine başta gıda olmak üzere eğitim ve sağlık alanlarında yardım faaliyetleri gerçekleştirmektedir. IHH İnsani Yardım Vakfı Sahara-altı Afrika'da on ülkeyi kapsayan Afrika Katarakt Projesi ile Afrika'daki körlükle mücadele faaliyetlerine destek vermektedir.

SA3107/KY1-CÇ280: Düşlerin İsyanı/ Roman-Bölüm 7-I

"Yaşamım düş kurmakla geçti ya!"

"Bize hatırlatın bunu
İnsanlar kadar zalim olduğumuzu"
Aragon

Bölüm Yedi
-I-

"Arı vital'ler geldi mi?”, dedi.

"Evet efendim!”, dedim.

"Bilgi İşlem Merkezi ne niye gönderilmemiş?” 

"Şehrazat Hanımla göndermiştim.” 

"Snop deodorantlar?” 

SA3106/KY35-YTK96: Dünya Bir Uçtan Diğerine

"Ta İngiltere'deki taze referandum sonucundan Akdeniz'deki doğalgaz potansiyeline oradan da son gelişmelere yol çıkar mı? Stratejistler çıkarıyordu."


İngiltere'nin çıkan sonuca kendisinin de inanamadığını görüyoruz sanki. Biraz pişmanlık var medyaya yansıyanlara göre. Yeniden oylama mı yapsalar? Londra krallıktan bağımsız AB'ye üye mi olsa?

Hele İrlanda ve İskoçya'nın “AB'de kalalım”cı oylara sahip kitlelerinin “O zaman biz sizden ayrılıp kendimiz AB'ye girelim” söylemi ciddi bir şey, sadece lâf değil.

SA3105/KY49-İTIĞLI2: Addis Ababa’nın Üç Câmisi

"Bu câmiler, ezansız şehirlerden biri olan Addis Ababa’da Müslümanların oruç ayında nasıl da yalnızlık içinde olmadıklarını görerek Yahya Kemal sendromunu tekrar yaşamaktan kurtardı."


Yabancı bir ülkeye gittiğinizde ilk görmek istediğiniz yer neresi olur? Benim için bu sorunun cevabı câmilerdir. Özellikle yeni bir ülkeye gittiğimde hep câmilerini merak ederim. Câmiler nerededir, mimari yapıları nasıldır, vs.

Aslında bu ilgimin arkasında yalnızlığımı giderme çabası vardır. Câmileri görünce kendimi yalnız hissetmem. Bir bakıma o ülkedeki, o şehirdeki yalnızlığımı bu câmiler giderir. Sanki câmide namaz kılanları, namaz için hazırlık yapanları tanıyormuşum, 40 yıllık anılarla bir dostluk hissim varmış gibi gelir bana.

29 Haziran 2016 Çarşamba

SA3104/KY38-SevDur16: Sena el-Biltaci Röportajı: ‘Kızım Esma’yı Bugün de Engelleyemezdim’



Sevda Dursun: Mısır’daki darbeden en çok etkilenenlerden biri de sizin aileniz. Biricik kızınız Esma, Rabia Meydanındaki gösterilerde şehit oldu. Eşiniz ve oğlunuz hala hapiste. Bu durumda Türkiye’ye gelmeye nasıl karar verdiniz?


Sena el-Biltaci: Eşimin hapse girmesiyle birlikte ailemizin her bireyine karşı ciddi baskılar uygulanmaya başlandı. Son olarak ailemizin en küçük bireyi Halit tutuklandı ve hakkında davalar açıldı. Diğer küçük oğlum Hüseyin’e de gelmeden önce bir dava açıldı. Biri 14, biri de 17 yaşında çocuklarımın. Orada kaldığım sürece hiçbir şey yapamıyordum. Eşimle oğlumu bile göremiyordum. Esma’nın davasını dünyaya duyurmak için buradayım. Normal şartlarda bizim Mısır’dan çıkmamız yasak. Ama Elhamdülillah Türkiye’ye gelebildik.

SA3103/KY37-AZ91: Orgeneral Akar Neden Hedefte?

"Hendek/barikat saldırılarıyla denediler, cevabını aldılar. Şimdi, farklı bir oyunun yeni saldırılarını şekillendiriyorlar. Göğüsleriz."


Aslında, Soğuk Savaş yıllarının “bizim çocuklar” grubundan olsaydı, hiç de hedefte olmayacaktı, çünkü, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve kuvvet komutanlarına dönük “algı operasyonu”nun perde arkasında “meşru siyasi otoriteye” neden, silahın namlusunu göstermedikleri gibi anti-demokratik hevesler/düşünceler var!..

Çıkış noktası nettir: ABD, Erdoğan kadar Akar’ı da sevmiyor!..

SA3102/KY36-CK82: Üzerinde Güneş Batan İmparatorluk

"Avrupa, İkinci Dünya Savaş'ından önce içinde bulunduğu durumu andıran bir eğilim içinde. Son on yıldır farklı vesileler ile alarm veren gidişat AB rüyasının sonunu getiriyor."


İngiltere'de gerçekleşen referandum sonrası tüm dünya çıkan sonuçları büyük bir şaşkınlık ile karşıladı. İngiltere'de AB'den çıkma yanlısı Brexit kampanyasının “başarısı” beklenmiyordu. Anketçiler bir kere daha yanıldı, tahmin edilmeyen bir dip dalgası sonuçları belirledi.

Lakin bu kazananı olmayan bir sonuç oldu.

Öyle ki Brexit kampanyasının en ateşli temsilcilerinden biri olan Londra eski Belediye Başkanı Boris Johnson bile referandum sonrasında yaptığı açıklamada bir zafer havası içinde değildi. Johnson'ın gerginliği ve bu sonucun İngiltere'nin hemen AB'den çıkması anlamına gelmediği yönündeki vurgusu, sanki sonuçların böyle olmasını kendisinin bile beklemediği şeklinde yorumlandı.

SA3101/KY13-AO80: İsrail Dersini Almış Olmalı

"İsrail, Erdoğan'ı tasfiye etmenin zorluğunu görünce dünyanın "olmaz "dediği şeye, yani Türkiye'nin ilişkilerin başlaması için ileri sürdüğü diğer şartları müzakere etmekten başka çarenin olmadığını gördü."

 

Türkiye'nin İsrail'le vardığı mutabakat bazı çevrelerin Ak Parti iktidarını ve Erdoğan'ı yıpratmak için istismar ettiği bir konu haline dönüşmüş durumda. Bunu sadece Erdoğan'ın tescilli düşmanları yapmıyor, dost denilen kimi çevrelerde başka açılardan eleştiriler yaparak istismara vesile oluyor. 

Öncelikle bir tespit yapmalı.. Varılan mutabakat nedir ve bu mutabakatın sonucunda ne olacak?

Türkiye, İsrail'le kopardığı ilişkilerinin yeniden başlaması için Türkiye'nin İsrail'den istediği, İsrail'in kendini temize çıkardığı Mavi Marmara yardım gemisine yaptığı saldırıyla ilgili hatalarını kabul etmesi ve bu hatasını onarmak için gerekli adımları atmasıydı. Türkiye bu konuda 3 şart ileri sürmekteydi.

SA3100/KY28-ATA180: Rumların Güvendiği Dağlar Yıkılıyor

İngiltere’deki Brexit sonucu, AB’deki şok ve sarsıntı, Türkiye-İsrail anlaşması politik toplu durumu aniden Rumların aleyhine çevirdi. Rumların bütün güvendiği dağlara “kar yağdı.” 


1972 yılında dönemin Rum lideri III. Makarios o zamanlarda Karpaz bölgesinin en büyük Rum köylerinden bir tanesi olan Rumca adı ile Yalousa, Türkçe adı ile Yeni Erenköy’de yaptığı Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik mitingde Anadolu’dan Kıbrıs’a borularla su getirilmesi konusuna değinmiş ve “Kıbrıs adasını fiziken asla Anadolu’ya hem bağlamayız, hem de Rum halkını Türk suyuna mahkum etmeyiz” dedikten sonra şu sözlerle dayılanmıştı: 

“Türkiye’nin en zayıf anını bekleyeceğiz ve kıçına bir de biz tekme attıktan sonra hem garantörlüğünden, hem de garantilerden kurtulacağız!” 

28 Haziran 2016 Salı

SA3099/SD471: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 91 (26-31 Ekim 2012)

“Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”

  (Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz)



(26-31 Ekim 2012)  ( 594Tweet)

31 Ekim
43.356. @papyonlumurteci Allah âdildir ve en büyük odur, demeliyiz.

31 Ekim
Der Spiegel 'Manhattan Taş devrinde' diye yazmış... Bush Pakistan'ı taş devrine döndürecekti, Allah da Amerika'yı taş devrine döndürdü

31 Ekim
@akif_emre Ona da israil ve ABD/AB triosu veriyor ya yıllardır... Ekonomik kriz mi var yoksa:)

SA3098/SD470: Telveler 2

"Red, sırrı bilmemekle mümkün..."



Gölgelerinizde yalnız kalmayınız. Dudaklarınızda asla duymak istemeyeceğiniz fısıltılar dolaşmasın. 

Her nefes sonradan, soğuyunca derlenir; pişmanlıklarınızla barışın. Eğer yüzleşmediyseniz hatalarınızla, mutsuzluklarınızın nedenini anlayamazsınız...

Korkmayınız; her korku, yeni korkular taşır içinde; açtıkça sonsuz korkuları tanırsınız...

İstemek, dilemek yaratılana aittir. Dilemek sınırsızsa, dilediklerinizi dilemekten kaçınmayınız. Onları hak edip etmediğinizi düşünmeniz yetecektir...

SA3097/SD469: "müsrif" /11.03.2006/ 449. patika


...sen, sana lâzım olanı gördüğünde alırsın...
...gördüğünde lâzım değilse...
...için aç ve susuz değilse ona...
...gördüğünde almaya kalkanların uğradığına uğrarsın; aldığın, bıraktığın yerde çürür...
...lüzuma için kanaat getirmediyse o demde, sadece müsrif olursun...
...müsrif her muammada veyahut muayyende bellidir...
...ki; bir tek okuyan için bu sıfatı kullanmak zordur...
...sen sana lâzım olmayanı okuduğun vakit, gelecekte lâzım olacak olanların yolunu bellemiş olursun...

SA3096/SD468: Değirmenler/ Kiler 31 (Denge)

    Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Elbette denge, elbette sağ ve sağlamlık demektir..."



Fikirleriniz ne kadar değerliyse, beyninizin içerdikleri o kadar değerlidir; bal küpü bal sızdırır... Beyniniz mekaniktir...

Ruhunuzu unutmayınız ama...

Eğer onu beyninizin emrinde tutarsanız farklı, beyninizi ruhunuzun emrinde tutarsanız farklı siz olursunuz...

27 Haziran 2016 Pazartesi

SA3095/Sonsuz Ark-YD30: AASRC, Akademisyenleri Antalya’da Buluşturdu

AASRC-AKDENİZ Üniversitesi Uluslararası çok dilli “Siyaset, Eğitim, Sağlık, Mühendislik ve Sosyoloji Araştırmaları”, III. SPEHES – ANTALYA Konferansı 24-25 Haziran 2016



Prof. Dr. Ata Atun’un Yöneticisi ve konferans kitapçığının editörü olduğu AASRC-AKDENİZ Üniversitesi Uluslararası çok dilli “Siyaset, Eğitim, Sağlık, Mühendislik ve Sosyoloji Araştırmaları”, III. SPEHES – ANTALYA Konferansı 24-25 Haziran tarihlerinde Antalya’da Akdeniz Üniversitesi, İletişim Fakültesi Konferans salonlarında gerçekleşti.

SA3094/KY1-CÇ279: Kumpas/ Roman - Bölüm III-1

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Üç
-1-

Servet bir çırpıda olan biteni anlatmıştı Ramiz’e. Gülerek. Her zamanki gibi alaycılığıyla, “Beni böyle tuhaf şeylerle niye uğraştırıyorsun anlamıyorum?” deyip bitirmişti konuşmasını. Bir süre sessizlik oldu. 

Ramiz anlatılanların hiçbirisini duymamış gibi ve fakat çekingen bir şekilde, “Seni sahil temsilcimiz olarak Şendilya’ya göndermek istiyorum, ne dersin?” diye sormuştu. 

SA3093/KY33-YO108: Seni ve Fikirlerini Sevmiyorum, O Hâlde Tutuklanabilirsin

"Her türlü fikri, siyasi tartışmanın içine polisi, savcıyı sokarak o fikri, siyasi mücadeleler kazanılmaz, daha önce de denendi, kazanılamadı."


Troçkizm, ana akım sosyalist damar içinde hep marjinal bir akım olarak kalmıştır. İngiliz kuramcı Tony Cliff öncülüğünde bir grup 1950’lerde SSCB’yi ‘devlet kapitalizmi” olarak nitelendirip o marjinal Troçkist gelenekten de koparak İngiltere’deki Sosyalist İşçi Partisi öncülüğünde Uluslararası Sosyalizm Akımı’nı kurar. 

Türkiye’de bu akımı yine sosyalist hareket içinde küçük bir grup olan Devrimci Sosyalist İşçi Partisi temsil eder. Sonra bir grup oradan da kopup Anti-kapitalist adıyla örgütlenir. Sonra bu grup önce Yeşiller Partisi’ne daha sonra onlarla birlikte kurucuları arasında oldukları HDP’ye katıldılar.

SA3092/KY28-ATA179: Hristiyan Dünyası'ndaki İslamofobi

 "İslamofobi neredeyse bir parayonaya dönüşmüş durumda ABD’de."


Hristiyan dünyasının başını çeken ve Batı olarak tanımlanan ABD ve AB’de, 11 Eylül 2001 tarihinde New York’taki ikiz kulelere yapılan saldırıdan sonra tohumları ekilen İslamofobi'nin son 15 yılda gösterdiği gelişme hızı inanılmaz büyüklükte.

Amerikalıların İslamofobi'den nasıl etkilendikleri, beyinlerinde İslamofobi'nin nasıl yer ettiği bu yılın Kasım ayında yapılacak Başkanlık seçimleri için adayların yaptıkları propaganda konuşmalarında net olarak belli olmakta. İslamofobi neredeyse bir parayonaya dönüşmüş durumda ABD’de. 

26 Haziran 2016 Pazar

SA3091/KY1-CÇ278: Pazar Yazıları 31

"Sevgili kârîlerimin (okuyucularımın) inanılmaz baskıları karşısında yelkenleri indirip yazmam isteklerine boyun eğdiğimi itirafla:)"


PAZAR YAZILARI -31-

GINDILLİK ÜZERİNE HATİL ÇEKMENİN KOREOGRAFİSİ ÜZERİNE MUHTEMEL BİR ÖNDEYİ
 -ya da gelecekte muhtemel bir tilmize kılavuzluk edebilmenin dolayımsız edimi-

Hoca- Bir daireye teğet çizilmesi istendiğinde yapanın yaptığının istenen olup-olmadığının testi çeşitli perspektiflerden bakarak yapılırsa anlamlı olur. Hemen her görüş alanını dikkate almadan yapılacak böyle bir eylemin sonucunda yani teğet çizme eyleminin sonucunda ‘Bu olmamış!’ karşı çıkışını göze alıyor demektir, ki gerçekten de istenenin gerçekleştirilmemesi gibi istenmedik bir sonuçla karşılaşmak her zaman olasıdır. Perspektif farklılığının yargılarımızın sağınlığı açısından önemli olduğu hiçbir dem gözden kaçırılmamalıdır.

SA3090/KY37-AZ90: Amerikan ‘Derin Devleti’ Karıştı

"Belki, 50 imzalı o iç yazışma, Washington’da yaklaşan temizliğin ilk adımıdır..."


Bir hatırlatmayla başlayalım: Filmlere konu olan Amerikan “derin devleti” bir gerçektir ve ABD Savunma Bakanlığı, Pentagon’un içindedir. Pentagon’un içindeki bu yapılanmanın adı, “Office of Net Assessment”tır. Adından çıkarım, yani, “Kesin Değerlendirme Bürosu...” 

Görevi, dünyanın yaşamakta olduğu gelişmeleri değerlendirmek ve Amerikan askeri yapılanmasını bu değerlendirmeler doğrultusunda 30-50 yıl aralığında izlenecek rota çerçevesinde şekillendirmektir. Orada çalışanların, bugün yaşanılanlardan çok 50 yıla dönük bir beyin fırtınasında olduğunu, aldıkları kararların da çocuklarınızın, hatta torunlarınızın geleceğiyle ilgili olduğunu bilin!..

25 Haziran 2016 Cumartesi

SA3089/SD467: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 90 (21-25 Ekim 2012)

“Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”

  (Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz)


(21-25 Ekim 2012)  (716 Tweet)

25 Ekim
42.762. cevaplar; anlamlı 6 tane, bütün dört harfliler 24 tane... anlamsızlar 24-6=18 tane:)

25 Ekim
@TlySrbyk 6. sı da peki:)

25 Ekim
@zeynebylmaz güzel sohbetti... çoklaştı mı zeyneb?

SA3088/KY26-CA61: Gönüllü Şehir

"Oturmuş doku konusunda sorumluluk almadığımız sürece şehrin hırpalanmasına dönük sorgulamalarımızın kıymeti harbiyesi yok şehir mahrumlarının nezdinde. Gönüllü şehir, hatır saymakla yapılanıyor. Betondan sınırları aşındıran da ucu açık sofraların bereketi."


Şehrin hal ve gidişatına dönük bir rahatsızlık yeni çözümlerin arayışına sevk ediyor şehir eleştirmenlerini son zamanlarda. Nasıl stresten arınmış bir hayat sunabilir megapol, bunun imkânı var mı? 

Medyada sıklıkla “akıllı” şehir üzerine haberler yayımlanıyor. Şehri her türlü kirlilikten arındırmaya dönük “çevre dostu” projelerle tarif ediliyor akıllı şehir. Teknolojiyi akıllıca kullanarak vatandaşın hayat kalitesini yükseltmek bu projeleri yönlendiren amaç. Beri taraftan daha fazla düğme ve otomasyonun şehri nasıl etkileyeceği üzerine yorumların eksikliği hissediliyor. 

SA3087/KY27-ŞT49: Goncası'na Kar Yağmış Gülün/ Muhsin Yazıcıoğlu

"Bir yolun olacak arkadaş; imanla inançla ve muhabbetle taş taş, parça parça ördüğün bir yolun, ondan başkasında yürüyemediğin, sapıp yalpalamadan yürüyüp geçtiğin bir yolun, bir menzilin olacak…"


Tarih: 26.03.2009: Muhsin Yazıcıoğlu ve 4 arkadaşını taşıyan helikopter K.Maraş-Çağlayancerit ile Yozgat-Yerköy arasında bir yerde düştü... 

Tarih: 29.03.2009: BBP Genel Sekreteri Yalçın Topçu, helikopterde bulunanlarla birlikte Muhsin Yazıcıoğlu’nun da vefat ettiğini duyurdu. 

Tarih: 31.03.2009: Muhsin Yazıcıoğlu Ankara`da kılınan cenaze namazının ardından Taceddin Dergahı`nın bahçesine defnedildi…

SA3086/KY32-YR51: Tatilde Büyümek: Sizin Hiç Babanız Öldü mü?

"Baba ölmüş, tatil bitmiştir."


Seyfi Teoman ekonomi okuduktan sonra Polonya’ya giderek sinema eğitimi almış genç bir yönetmen. 1977 doğumlu ve bir kaza sonucu 35 yaşında hayatını kaybetti. Minimalist sinema yeteneği çok şey vaat ediyordu. İlk uzun metrajlı filmi olan Tatil Kitabı (2008) kasabanın görünmeyen derinliğine ışık düşürmekle kalmıyor, konformizmi, babayı, otoriteyi, muhafazakarlığı suçlu aramadan, meseleleri ağırlaştırmadan nazara veriyor.

Genç yaşta çektiği ve üç haftada tamamladığı Tatil Kitabı’nda turist akınıyla bilinen bir Akdeniz kasabasının (Silifke) içlerinde ne olduğuna bakmaya çalışmış. Dışarıdan gelenlerin hızlı ve gürültülü dünyasına karşılık, sakin dalgalarla kıyıya vuran dip dalgalarla insanı içine çeken hayatlar.

24 Haziran 2016 Cuma

SA3085/KY47-OE8: Edirne III- Selimiye Câmii; Dış Çekim





Edirne, Osmanlı döneminde İstanbul’dan önce ve İstanbul’dan sonra önemini hiç yitirmemiş bir şehir. 

SA3084/TG197: Breaking the Silence - Sessizliği Kırmak: İsrailli Askerlerin İtirafları/ El-Halil 2005-2007/ 23. Bölüm

   “Bizimle gönül birliği bulunan, Batı Şeria, Gazze ve Doğu Kudüs’te Eylül 2000 tarihinden itibaren görev yapmış askerlerin itiraflarını topluyor ve yayınlıyoruz.” 
Taciz, Yağma, Aşağılama, Dayak, İşkence, Öldürme, Yaralama, Sûikastler, Özel Mülklere Verilen Zararlar…

“Bu, ayrıca var olan gerçekliği bildiği halde inkar eden inatçı çoğunluğa karşı da bir dik duruş. Bu, İsrail toplumuna ve liderlerine, çalışmalarımızın sonuçlarını değerlendirmek için acil bir çağrı.”

Askerler görev başında başlarından geçenleri anlatıyor:

İtiraf-61

El-Halil’den nasıl ayrıldınız? Neler hissediyordunuz?

Neler mi hissettim? Korku filmi gibiydi. El-Halil hala yerinde duruyor ve dünya orada olup bitene sessiz. Yani insanlar orada neler olduğunu bilmiyor.

Peki, siz bundan kimseye bahsettiniz mi?

SA3083/KY36-CK81: Çankırı'dan Brexit'e: İbretlik Bir Hikâye

"Brexit kampanyasının en önemli ideolojik mühimmatı ise temelsiz bir Türkiye korkusu ve Türk düşmanlığı."


30'lu yaşlarında bir genç Osmanlı münevveri İsviçre'de tatildeyken genç bir kadına âşık oldu. Babası Çankırı'nın Kalfat köyünde doğmuş bir azimli bir tüccardı. İşlerini büyütmek için İstanbul'a taşınmış, mum ticaretinden zengin olmuştu. Çankırılı baba oğlunun Batı tarzında bir eğitim almasını istedi, henüz gençken Avrupa'ya seyahatlere gönderdi. 

Avrupa'da eğitim alan bu parlak genç, dönemin Avrupa siyaset felsefesinden etkilendi. 20 yaşında İstanbul'a döndü ve öğrencileri bu fikirler etrafında örgütlemeye girişti. Bu çabalardan Abdülhamit memnun olmayacaktı. Önce hapse, daha sonra Halep'e sürgüne yollandı. Beş sene sonra Avrupa'ya gitmesine izin çıkmıştı. Sorbonne'da eğitimini tamamlarken, İstanbul'daki gazetelere yazmaya devam edecekti.

SA3082/KY28-ATA178: Yunanistan ve Garantiler

"Garantöre ve garantörlüğe gerek yokmuş…"


Geçtiğimiz hafta içinde Birlemiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon Yunanistan’ı ziyaret etti. Konu “Göçmenler ve Kıbrıs” veya “Kıbrıs ve Göçmenler” oldu.

Zaten Ban Ki Moon veya ABD’li veya AB’li bir üst düzey yetkili Yunanistan’a gelince ana konu ne olursa olsun, işin içine Kıbrıs sokulur ve ahkam kesilir geçmişte yapılanların tümünü unutarak veya da başkalarını aptal sanıp unuttuklarını farz ederek.

23 Haziran 2016 Perşembe

SA3081/KY49-İTIĞLI1: Eritre; Mutluluk ve Mutsuzluk Arasında Kalmak

"Mutluluğun zenginlik, konfor, refah gibi şeylerle ilgili olmadığını bir bakıma sunuyor Eritre."


Afrika’nın en fazla göç veren ülkesi İnsan Hakları Örgütü’nün raporuna göre Eritre. Bir ülkenin göç vermesi aslında o ülkedeki siyasi, ekonomik ortamın hiç iyi olmadığını, sosyal yapının oldukça kırılgan olduğunu gösterir. Fakat bağımsızlığından bu yana bu ülke hiçbir zaman açlık ölümleri ile gündeme gelmedi. Yanıbaşındaki Etiyopya’nın yüzde 20’lik halk kesimi yardıma bağlı yaşarken Eritre hiçbir zaman yardımlara bağlı bir politika izlemedi. 

Eritre’de tek partili bir yönetimin olduğu doğru. Ülke, uzun yıllardır eski gerilla lideri ve değişmez Devlet Başkanı İsaias Afeverki tarafından yönetilmekte. Sosyalist ve baskıcı bir yönetim hakim ama Eritre’de yaşayan insanlar her nedense mutluluk sıralamasında Afrika’da üst sıralarda.

SA3080/KY13-AO79: Yaşar Nuri Öztürk'e Dair

"Hüküm verici, bağışlayıcı olan Allah'tır."


Bayburtlu bir anne ile Sürmeneli bir babanın çocuğu olarak Trabzon'un Sürmene ilçesinin Küçükdere köyünde doğan Yaşar Nuri, ilk eğitimini babasından Kur'an okuyarak aldı ve dokuz yaşında hâfız oldu. 

Vaktiyle onunla beraber yatılı olarak kur'an kursunda okuyan bir arkadaşı bana Öztürk'ün müthiş bir zekaya sahip olduğunu, bir kez okuduğu metni ezberlediğini söylediğinde şaşırmamıştım. Bu kişinin anlattığına göre Y.N.Ö henüz 7-8' li yaşlarda Türkiye'de önemli bir isim olacağını iddia edermiş. Kur'an Kursu arkadaşları ise bunun imkansızlığına bakarak ona gülermiş..

SA3079/SD466: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 89 (16-20 Ekim 2012)

“Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”

  (Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz)



(16-20 Ekim 2012)  (385 Tweet)

20 Ekim
42.046. @azracoskun ama ustalık limon tuzu ile tuzun ve sirkenin ayarında

20 Ekim
@azracoskun nohutsuz turşu olmaz:)

20 Ekim
@azracoskun turşuyu terapiden değil keyiften yapıyorum...sevdiğim için... mutfak terapisi siz havvanın kızları için şart:)

SA3078/KY1-CÇ277: Düşlerin İsyanı/ Roman-Bölüm 6-VII

"Yaşamım düş kurmakla geçti ya!"

"Şehvet ahırı değil yeryüzü
Domuz ahırı değil yer toprak"
C. Zarifoğlu

Bölüm Altı
-VII-

Dipsiz ANTALYA!

"Senaryonun en güzel yerine geldik!", dedim. "Dinle bak!"

"Dinliyorum!", dedi.

"Cendel’in senaryodaki şaşırtmacayı kavradığı bölüme geldi sıra... Söylemek istediğim şey artık senaryonun büyüsü çözülüyordu. Aynı adreste daha önce böyle birinin oturduğunu kadından öğrendiğinde onun için senaryonun en önemli ipuçlarından birini ele geçirmek gibi bir şeydi. Ama Cendel, hiç de heyecanlanmadı, soğukkanlılığını korudu."

22 Haziran 2016 Çarşamba

SA3077/KY37-AZ89: Osmanlı’yı Kurabilir miyiz?

 "Osmanlı refleksi yeni sömürgeci ve hegemonyacıların gelişmiş bombalarından kaçanları aslında “halifenin topraklarına” kabul ediyor, tıpkı, benim Çerkes atalarımı bağrına bastığı gibi..."


Batı (ABD+AB) ile Rusya, küresel oyunu, kendi geleneksel zeminlerinde ve alışık oldukları süreçleri kullanarak oynadıklarına göre, Türkiye’nin refleksinin de tarihsel derinlik taşıması normaldir. Kuşkusuz, geçmişin hazırlıksız yakalanmış ve bedelini sömürgeleştirilerek ödemiş iki dev gücü Hindistan ve Çin’in de “yeni dünya düzeni” için söyleyecekleri bir çift laf vardır.

Öncelikle bir konuda Batılılar ve Rusya ile anlaşalım: Bu paradigmayı biz yaratmadık, onlar, dedelerinden kalan mirasla, insanlığın üzerine tarihin en sinsi ama en güçlü sömürü düzeni ve hegemonyacı zihniyeti ile geldiler, 400 yıl öncesinden farklı olan, bu kez, Türkiye, Hindistan ve Çin’in belaya hazırlıklı olmasıdır.

SA3076/KY28-ATA177: KTBK ve GKK Asker Sayısını Arttırmalı

"Şu anda 20 bine yakın paralı asker var Rum Milli Muhafız Ordusunda. Hepsi de Yunanistan’dan gelme. Şimdi bu 3 bin paralı asker daha mı ilave edilecek?"


Anastasiadis’in başkanı olduğu İşlevsiz Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Savunma bakanlığı oturmuş ve Kıbrıslı Rumların tehdit altında olduğuna kanaat getirerek Rum Milli Muhafız Ordusu’na uzman asker niteliğinde 3 bin kişilik yeni istihdam yapması yönünde bir karar almış.

Adada kapsamlı bir çözüme ulaşmak amacıyla müzakereler yoğunlaştırılmış şekilde devam ederken bir taraftan Dış işleri bakanı Kasulidis ABD’ye gidiyor ve asimetrik tehditten, yani Kıbrıslı Türklerin saldırısından dem vurup Profesyonel Rum Ordusu kurmak için hem ağız yokluyor, hem de izin istiyor. Diğer taraftan da Rum Savunma bakanlığı Rum Milli Muhafız Ordusunu güçlendirmek için 3 bin kişilik yeni bir istihdam yapmak istiyor.

SA3075/KY36-CK80: Gezi'nin Tek Kaybedeni Muhalefet mi?

"Gezi ile siyaseten kazanan AK Parti'nin, ideolojik olarak da kazanması için Gezi ile oluşan tahribat konusunda dürüst olmak gerekiyor. Böylesi bir tahribat yokmuş gibi davrananlar ise AK Parti'ye iyilik etmiş olmuyor."


2013'te gerçekleşen Gezi protestolarının hayaleti hâlâ Türkiye'nin üzerinde geziyor. Lise öğrencilerinin protestoları ile başlayan ve Firuzağa'da yaşananlar ile devam eden bir süreçte yeni bir Gezi hareketi çıkar mı sorusu hem muhalif, hem de hükümete yakın cenahta tartışılıyor.

Siyaseti sokağa taşımanın bugüne kadar muhalefete bir katkısı olmadı. Aksine Gezi ile muhalefet marjinalleşti, siyasetten uzaklaştı. İdeolojik olarak keskinleştikçe kitlelerden uzaklaştı. Gezi ile muhalefetin alan kazandığı tahlilleri boşa çıktı: Gezi ile muhalefet derinleşti ancak genişlemedi.

SA3074/KY38-SevDur15: Ülke TV GYY Hasan Öztürk Röportajı: "Cemaatin Sinsi “Zaman” Planı"

"Gazeteyi baskı makinesinden ilk eline alan kişi de benim. Sevinç çığlıkları atmıştım."



Sevda Dursun: Gazeteciliğe ilk başladığınız yer olan Zaman gazetesinde çalışmaya nasıl başladınız?

Hasan Öztürk: Ankara Üniversitesi Basın Yayın Fakültesi’nde birinci sınıf öğrencisiyken, dindar bir abimiz, “İslamcılar gazete kuruyor, başında Fehmi Koru, Nabi Avcı gibi isimler var. Git onlarla görüş, mesleği de öğrenmiş olursun” dedi. Böylece Rüzgarlı Sokak, Uçar Han’daki Zaman gazetesinin yerine gittim. 

SA3073/ KY29-YA65: “İngiltere’deki Referandumun Sonucu Türkiye İçin Önemli”

“Türkiye hükümetleri konuyu uzun vadeli olarak ele alıyorlar. ‘AB üyeliğinden vazgeçtik’ demenin ülkenin çıkarına olmadığını biliyorlar. Aynı şekilde AB de ‘Türkiye’yi hiç üye yapmayacağız’ demiyor. Türkiye’nin AB opsiyonunu açık tutması doğrudur”


Araştırmacı Yazar Dr. İsmail Kemal İngiltere’nin AB’de kalıp kalmaması konusunda yürütülen kampanyalarda Türkiye’nin malzeme olarak kullanılmasının Türkiye’yle ilgisi olmadığını, İngiltere’nin iç politikası olduğunu söyledi. 

Brexit taraftarlarının hitap ettiği “Türkiye AB’ye üye olacak, milyonlarca Türk ülkemize dolacak”, “Türkler geliyor” propagandasına inanan kesimlerin genelde eğitim düzeyi düşük, ekonomik krizden fazla etkilenmiş kesimler olduğuna dikkat çeken Kemal, o yüzden bu propagandaya inandıklarını kaydetti.

21 Haziran 2016 Salı

SA3072/SD465: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 88 (11-15 Ekim 2012)

“Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”

  (Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz)


(11-15 Ekim 2012)  ( 312 Tweet)

15 Ekim
41.661. @SamiYusuff @zuhal_leylo sonsuzark.blogspot.com/2012/08/sa29aa…

15 Ekim
@SamiYusuff @zuhal_leylo İran'ın akaidinde takiyye temel esastır... bu yüzden tuhaf gelmiyor onlara... bunu ibadet sayıyorlar

15 Ekim
@SamiYusuff @zuhal_leylo sonsuzark.blogspot.com/search/label/%…

SA3071/SD464: Telveler 1

 "Önemli olan anlaşmaksa; köprüler açıklamalarla kurulur."


Okyanus, hep keşfedilmeyi bekleyecektir; ama artık yaşlı bilge, keşfettiklerini anlatacaktır hayata ve dostlarına.

İnsanoğlu her karmaşada mutlaka, ama mutlaka bir çözüm bulmuştur; kaçmak ya da yön belirlemek, bunlardan ikisi sadece. Bir arada olmak mutluluk verdiği sürece güzeldir; dilerim, bir arada olmaktan mutluluk duyarız.

SA3070/SD463: "bulanık zehir" /13.03.2006/ 450. patika


...bir durak...
...dünya güzergâhında bir durak...
...acaip bir durak...
...o durakta...
...dizginlenemeyenlerin büyük bir öfkeyle gelip durduğu, durduğu yerde her şeyi, her yeri dağıtıp geçtiği anda...
...gözlerden fışkıran alevlerin, içteki kötülüğü dışarı vurduğu anda...
...bir tutumluk cana kasteder, kızgınlık...

SA3069/SD462: Değirmenler/ Kiler 30 (Sürprizleri Yadırgamak)

    Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"En büyük sorun bu, hayattan nasıl hâz alacaksınız?"


Yaşlılarla gençler arasındaki en büyük fark, deneyimler ve bilgilerdir...

Akılla yaşı bağdaştırmak pek mümkün değil, ama yaşla bilgi pekala bağdaştırılabilir...

En güzeli akıl ve yaşın, gençlik ve yaşlılık arasındaki büyük farkı oluşturduğunu söylemek...

Yaşlılar için sürpriz olarak kabul edilebilecek çok az şey vardır...

20 Haziran 2016 Pazartesi

SA3068/KY13-AO78: İdeolojik Partiler ve İktidar Arayışları

"Peki nasıl oluyor da MHP gibi erkek egemen bir partide teşkilattan gelen, partinin ideolojisine uygun erkek adaylar yerine Çiller'in bakanı Akşener öne çıkabiliyor?"


MHP'nin muhalifleri, organize ettikleri delegeleri toplayarak 19 Haziran'da tüzük değişimi için kurultay yaptılar. Kurultayda dikkati çeken şey; muhalifler arasında sadece öne çıkan ismin Çiller dönemi içişleri bakanı Meral Akşener olması. 

Medyanın arkasından estirdiği rüzgarla diğer adaylar arasında öne çıkan isim olan Akşener, başlangıçta başlı başına bir etki oluşturamazken diğer adayların da Bahçeli'ye başkaldırmasıyla tüm tepkilerden kendine güç oluşturmasını başardı. Eğer bugün tüzük kurultayı toplanabilmişse bu başarı Akşener'in değil, tüm adayların ortak çabalarının sonucudur. 

SA3067/KY1-CÇ276: Kumpas/ Roman - Bölüm II-2

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm İki
-2-

ŞENDİLYA KENTİ. ÖĞLEDEN SONRA SAAT 14

Hafif rüzgâr esintisinden sakınmak için korunaklı bir yer bakındı emekli komiser Serdar Akkuş, Bahar Kır Kahvesi'nde. Rüzgâr hafif de olsa yaşlı bedeninde ciddi olumsuzluklara neden oluyordu. Sırt ağrıları dayanılmazdı. “Eh.. Yaşlandık, bunu çoktan kabul ettik!” diye mırıldandı kendi kendine, kır kafesinde dalda bir yer bulup oturduğunda. 

Elindeki çantayı bacakları arasına sıkıştırdı. Cep telefonunu çıkarıp “Eski Limanın orada Bahar Kırk Kahvesi'nde girişte sağ tarafta dip masa!” tümcesini yazıp mesajı gönderdi. Geri yaslandı. Hafif dalgalı denize dalıp gitti.

SA3066/KY33-YO107: Bir Zamanlar Kadıköy’de…

"Siyaset ile ordu arasındaki güç savaşı artık görünür haldeydi. Siyaset ve gazetecilik bu haberlerin etrafında dönüyordu."


1998 yılında CNN’in yaptığı bir haber ABD’yi karıştırmıştı. Körfez Savaşı sırasında Bağdat’tan yaptığı yayınlarla tanınan meşhur savaş muhabiri Peter Arnett’in de aralarında bulunduğu gazetecilerin imzasını taşıyan “Ölüm Vadisi” adlı haber 1970 yılında Vietnam Savaşı sırasında ABD ordusunun  Laos’ta bir köyde yaptığı gizli bir operasyon hakkındaydı. 

Habere göre Tailwind adlı operasyonda CIA’nin de desteklediği Amerikan özel birlikleri, Vietnam Savaşı’ndan kaçan ABD askerlerinin saklandığı Laos’taki bir köye uçaklardan sarin gazı atmıştı. Ertesi gün köye giden askerler, 20 kaçak Amerikalı askerle birlikte aralarında çocukların ve kadınların da olduğu 100 sivilin cesetleriyle karşılaşmıştı

SA3065/KY36-CK79: Gerçek Suçlu Kim?

"Bu tür hadiselerin bir medeniyetler çatışması olarak algılanması radikal siyasetçileri güçlendirmeye devam edecek. ABD'deki son saldırıdan sonra Trump'ın oylarının arttığı yönünde anket sonuçları gelmeye başladı bile."


Eşcinsel insanların uğrak mekânı olarak bilinen bir barın müdavimi bir adam... Eski eşi ruhsal sorunlarının olduğunu, kendisine şiddet uyguladığını söylüyor. Hikâyede tuhaf bir baba figürü var. Barda içki içerken babasının baskısından bahsederek ağladığını söylüyor tanıklar.

Böylesi bir patolojik vak'a internet üzerinden, Suriye savaşında tarafların elinde bol sayıda olsa dengeleri değiştirecek kapasitede bir otomatik silahı alabiliyor. Nasıl aldın, niye aldın diye soran yok. Psikolojik sorunları ve şiddet geçmişi olan bir şahsın bu silahlara erişimi önünde bir engel yok. Ve bu silahla müdavimi olduğu barı basan manyak saldırgan onlarca masum insanı öldürüyor.

SA3064/KY31-FG3: Sıddık’ın Hayatının İzinde: BAE-Islah İlişkilerine Genel Bir Bakış

"BAE içeride Islah, dışarıda İhvan’a karşı tutumunda herhangi bir yumuşamaya gitmeyecek, ‘İslamcı’ gruplar ile girişilen kültürel ve siyasi savaş önümüzdeki dönemde de devam edecek."


Esma, Dua ve Ömer. Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) geçtiğimiz haftalarda vatandaşlıktan çıkardığı 20’li yaşlarındaki üç kardeş. En büyük suçları, 2013 yılında ‘hükümeti devirmeye teşebbüs’ suçundan tutuklanarak hapse atılan İhvan üyesi Muhammed Albulrezzak el Sıddık’ın çocukları olmaları... 

Sıddık’ın öyküsünü ilginç hale getiren, bugün rejim için tehdit kabul edilen ve 10 yıl hapse mahkum edilen bir adamın, çok değil yaklaşık 20 yıl kadar önce BAE’de önemli pozisyonlar işgal etmiş, ülkenin ilk modernleşme sürecinde ciddi katkılar sunmuş bir isim olması. Bu anlamda Sıddık’ın hayatı, BAE ve İhvan arasındaki ilişkilerin değişimine ve dönüşümüne dair önemli ipuçları taşıyor.

Seçkin Deniz Twitter Akışı