"Hem küçümserler pazardakileri, hem de pazardakilerin kendileri hakkında ne dediklerine kulak kesilirler. Bu teatral itiş-kakışta neşvû nemâ bulur insanlığın kültür ve medeniyet dedikleri."
Karanlık bir deliktir insan ruhu; kışkırtan nedenlerin cazgır şiddetine yahut sihrine kapılan her insan, bazen dalar oraya ve bir şeyler çıkarır. Çıkardıklarını kimi zaman büyük bir incelikle sunar sözlerinin sırtında, kimi zaman da büyük bir hoyratlıkla yüzlerine çarpar insanların.
Ne ki; her biri bir anlatıştır; bir haykırış veya inilti. Bazıları için bu bir zevktir, bazıları için de var olduğunu kanıtlama veya var olana karşı temkinsiz bir karşı duruş, bir cenktir. Keyfin işsiz müptelâları bu şiddetli cengi, edebiyata, felsefeye ya da başka türden kalıplara dökerler. Her ne kadar itseler de diğerlerini, diğerlerinin beğenisine sunarlar içlerinden dışlarına taşıdıkları hazinelerini. Bir sergi yeri, bir panayır neşesiyle düğün-dernek kurarlar; “Bakın, işte bulduklarım!” diye sek sek oynarlar orta yerde. Hem küçümserler pazardakileri, hem de pazardakilerin kendileri hakkında ne dediklerine kulak kesilirler. Bu teatral itiş-kakışta neşvû nemâ bulur insanlığın kültür ve medeniyet dedikleri.