Yasalar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yasalar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Mayıs 2014 Cuma

SA661/ÇY3-BŞ6: Global Bela; İnternetin Karanlık Yüzü

“Görünen o ki çok yakın bir gelecekte kanunların teknolojinin hızı karşısında düştüğü zavallı durum, internet ağının kendi yasa uygulayıcılarını oluşturmasına sebep olacak.”

İleri Teknolojinin Kontrol Edilemez Karanlık Çocuğu

İnsanoğlunun varoluşundan beri süregelen bilme isteği, bilimin oluşmasında ve gelişmesinde en önemli etken olduğu gibi, teknolojinin de baş döndüren derecede ilerlemesinin en belirgin gerekçelerindendir. İnsanın edindiği bilgiyi topluma sunma/paylaşma devinimi, bilgiye hâkim olma sürecinin de doğal bir sonucudur. Birçok düşünür "sanayi devrimi" ile "ileri teknoloji devrimi"ni yeni bir çığır açma konusunda kıyaslamaktadır. İleri teknoloji devrimi ve bu devrimle bütünleşik olan ‘İnternet Teknolojisi’ geleneksel alışkanlıkları altüst etmektedir. İnternet teknolojisini diğer teknolojilerden ayıran en büyük fark internetin zamansız ve sınırsız bir yapı olmasıdır.

İnternet, teorik olarak kısıtlamalardan uzak, özgürlük (!) alanı olarak algılanan kitlesel bir iletişim aracıdır. İnsanların internet sayesinde her çeşit bilgiye kolay erişiminin, insanlığa yararları olduğu gibi zararları da olduğu yadsınamaz. Filtrelen(e)memiş her türden bilgiye kolayca ulaşabilsen her yaştan birey "kirli bilgi toplumu" diye adlandırabileceğimiz teknolojinin korkmamız gereken yüzü olarak karşımıza çıkıyor.

4 Şubat 2014 Salı

SA541/ME28: Yasalar ve Yarasalar

“Bir oluş, bir bitiş sendromu içinde herkes. Sokaklar kan gölü, ruhlar kan gölü, dudaklar irin fısıldıyor.”


Ben onu gördüğümde, gözlerinde derin bir karanlık vardı. Yemek yiyemiyordu, kitap okuyamıyordu, yazı yazamıyordu, dışarı çıkamıyordu, öksürüyordu hem. Mide bulantılarıyla yaşıyordu. Bunalımdaydı: namaz kılıyordu, namazın hangi rekatında olduğunu unutuyordu, konuşmuyordu kimseyle.  

Bir kez konuştu benle. Ben onun zihnindeki akyuvarlarda saklanıyordum. Bana anlattı derli toplu diyebileceğim kadar, onu bunalıma sürükleyen nedenleri. Akyuvarlara saklanmıştım, çünkü gözlerindeki derin karanlık, derin bir yalnızlığın eseriydi, zihnindeki ak noktalara tutunacaktı; başka çaresi yoktu: geldi, içini döktü.

Seçkin Deniz Twitter Akışı