Ezoterizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ezoterizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ekim 2017 Çarşamba

SA5024/KY38-SevDur91: Maklube'den Askeri Darbe'ye Bir Radikalleşme Öyküsü



Takdim

15 Temmuz’un üzerinden bir yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen, FETÖ’nün şifrelerinin hala çözülememiş olması, örgütün farklı yöntemlerle aktif olmaya devam etmesinin sebepleri henüz bulunamadı. Hitit Üniversitesi Öğretim Üyesi, radikallik üzerine çalışmaları bulunan Prof. Dr. Hilmi Demir “Gülen Örgütü Ezoterik bir kült cemaatinin radikalleşmesi” kitabında örgütün radikalleşmeye giden adımlarını, bununla mücadele etmenin yollarını ve bir daha olmaması için alınması gereken önlemleri anlattı. Demir’le örgütün radikalleşmesinin ve onca polisiye tedbire rağmen hala dağılmamasının sebeplerini konuştuk. 

27 Mart 2016 Pazar

SA2680/KY5-PT103: Tasavvuf; Bir Düşünce Virüsü/ Din Dersi Öğretmeni Mehmet Erol-Özel Bir Değerlendirme 7

  بسم الله الرحمن الرحيم

Bismillahirrahmanirrahim

“Tasavvuf” İslâm dünyasına hicri II. asırdan itibaren girmeye başlamış bir “düşünce virüsü"dür. 

***


GÜNÜMÜZDE KUTUP İNANCINA ÖRNEKLER


1. ÖRNEK
ALTINOLUK DERGİSİ, ARALIK 1995, SAYI 118, SAYFA 32-33
           Tasavvuf Meseleleri – Doç. Dr. H.Kamil YILMAZ
            Ricalü’l-Gayb – Gayb Erenleri

Allah dünyanın cismani düzenini sağlamak için bazı insanların bir takım görevler üstlenmesini murat ettiği gibi, âlemdeki manevi ve ruhani düzenin korunması, hayırların temini, kötülüklerin giderilmesi için de sevdiği bazı kullarını görevlendirmiştir. Bunlar büyük peygamberlerin yerine, onlardan bedel kişilerdir. Allah’ın yeryüzünü kendilerine muahhar kıldığı kimseler olarak değerlendirmiştir. Onlar âlemin intizam sebebidir. İnsanların işlerini tanzim ettiklerine inanılır.

20 Mart 2016 Pazar

SA2651/KY5-PT102: Tasavvuf; Bir Düşünce Virüsü/ Din Dersi Öğretmeni Mehmet Erol-Özel Bir Değerlendirme 6

 بسم الله الرحمن الرحيم
Bismillahirrahmanirrahim

“Tasavvuf” İslâm dünyasına hicri II. asırdan itibaren girmeye başlamış bir “düşünce virüsü"dür. 

***

MEHMED ZAHİD KOTKU İLE BULUŞMAM

Sene 1974. Elime ‘Kitab'ül-ibriz’ diye bir tasavvuf kitabı geçti. Kitap, 01.11.1969’da Abdullah Arığ diye biri kişi tarafından İzmir'de yayınlanmış. Kitabı açar açmaz karşıma Erbakan'ın şeyhi Mehmet Zahid Kotku çıktı. Takdim yazısını şeyh yazmış. 

Ben nurcu iken dershanemize bazı haftalar Mehmet Zahid Kotku'nun müridleri gelirdi. O tarihlerde aramızda pek muhalefet yoktu. Çünkü hiç kimse gittiği yolun ne olduğunu bilmiyordu. Herkes gittiği yolu hak biliyordu. Bu uyanmalar, Kur'an mealleri, yeni Türkçe anlamı ve Kur'an tefsirleri yayınlandıktan son­ra anlaşılmaya başladı.

13 Mart 2016 Pazar

SA2617/KY5-PT101: Tasavvuf; Bir Düşünce Virüsü/ Din Dersi Öğretmeni Mehmet Erol-Özel Bir Değerlendirme 5

 بسم الله الرحمن الرحيم
Bismillahirrahmanirrahim

“Tasavvuf” İslâm dünyasına hicri II. asırdan itibaren girmeye başlamış bir “düşünce virüsü"dür. 

***


TASAVVUF ADI ALTINDA PUTPERESTLİK (KUTUPLAR)

Sene 1971 tasavvuf eserlerini incelemeye aldığım senedir. İlk elime geçen Tasavvuf Kitabı Miftah-ül-Kulub (Kalplerin Anahtarı). Yazan Mehmet Nuri Şemseddin Nakşibendî. Demir Kitabevi 1968 İst.
Önsöz:

Kitabımızın yazarı Şeyh Mehmet Nuri Şemseddin El-Nakşibendi, 1216 Hicri yılında İstanbul'da doğdu. 1231'de Beyazıd Camiinde devrin ünlü dersiamlarından Baltacı Hasan Efendi’nin talebeleri arasına katıldı. 14 yaşında Kur'an-ı Kerim'i ezberlemiş oldu. 1257'de tekrar hacca gitti. 1259 senesinde "Miftah'ül-Kulub" adlı kitabını yazmağa başla­dı. 1280 senesinde 64 yaşında vefat etti.

6 Mart 2016 Pazar

SA2580/KY5-PT100: Tasavvuf; Bir Düşünce Virüsü/ Din Dersi Öğretmeni Mehmet Erol-Özel Bir Değerlendirme 4

 بسم الله الرحمن الرحيم
Bismillahirrahmanirrahim

“Tasavvuf” İslâm dünyasına hicri II. asırdan itibaren girmeye başlamış bir “düşünce virüsü"dür. 

***



GAYB BİLGİSİ

Kur'an'da varlık; bilgiye konu olması itibariyle iki ana kategoriye ayrılır: Şehadet (görünen âlem) ve gayb (görünmeyen âlem). Bu bakımdan gayb kelimesi yer yer görünmeyen şeklinde çevrilmiştir. Kur'an’da, Allah'ın peygamberlere vahiy yoluyla verdiği bilgiler dışında, hiç kimsenin gaybı bilemeyeceği ve Allah’ın da bildirmeyeceği konusu ısrarla vurgulanmaktadır. Bu noktada gaybın tanımı önem arz etmektedir. 

Gayb kelimesi, müşahede alanı dışında kalan her şeyi ifade etmekle birlikte, Allah'tan başka kimsenin bilemeyeceği gayb, ahiret ahvali, melekut (ruhlar) âleminin mahiyeti ve istikbalde (gelecekte) vuku bulacak olaylar şeklinde belirmektedir.

28 Şubat 2016 Pazar

SA2545/KY5-PT99: Tasavvuf; Bir Düşünce Virüsü/ Din Dersi Öğretmeni Mehmet Erol-Özel Bir Değerlendirme 3

 بسم الله الرحمن الرحيم
Bismillahirrahmanirrahim

“Tasavvuf” İslâm dünyasına hicri II. asırdan itibaren girmeye başlamış bir “düşünce virüsü"dür. 

***

SAİD NURSİ (SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBİ)
HZ. ALİ'YE (R.A) SUHUF İNDİ Mİ?
  -ON SEKİZİNCİ LEM'A-

Gizlidir herkese gösterilemez. Otuz birinci mektubun onsekizinci lem'ası Risale-i Nur şakirtlerine (talebelerine) işaret eden Hz. Ali (r.a.)nin bir keramet-i gaybiyesidir. (Gaybi, bilinmeyenleri bildirmesidir[1] Said Nursi'nin, Hz. Ali'ye suhuf indiğine dair bazı iddiaları mevcuttur. Bu iddialarını on sekizinci lem'ada şöyle ifade ediyor: Hazret-i Gavs-ı Azam Şeyh Geylani'nin sarahat (açıklık) derecesindeki keramet-i gaybiyesini te'yid ve takviye eden (sağlamlaştıran) Hazret-i Esedullah-ul Galib Ali ibn-i Ebu Talib (r.a.) ve keremullahu vechehü (Ebu Talib'in oğlu olan galip ve üstün Allah'ın arslanı Hz. Ali (r.a.). (Allah, Hz. Ali'nin şahsını muhterem kılsın) kaside-i Ercüze-i Meşhuresinde aynen İhbarat-ı Gavsiyeyi tasdik edip işaret ediyor.

21 Şubat 2016 Pazar

SA2514/KY5-PT98: Tasavvuf; Bir Düşünce Virüsü/ Din Dersi Öğretmeni Mehmet Erol-Özel Bir Değerlendirme 2

 بسم الله الرحمن الرحيم
Bismillahirrahmanirrahim

“Tasavvuf” İslâm dünyasına hicri II. asırdan itibaren girmeye başlamış bir “düşünce virüsü"dür. 

***


ABDULKADİR GEYLANİ

Tasavvuf dininin mezhepleri olan tarikatların kurucuları bütün mutasavvıflar En'am suresi 93.âyetin şümulü içine girmişlerdir. Böyle inanan kimselerin hakkında nazil olmuştur. Beyazıd-ı Bestami ve Hallac-ı Mansur'dan Said Nursi'ye kadar geçen bütün mutasavvıflar ayetin dediği gibi inanmışlardır. Bazıları açıktan vahiy geldiğini ve eserlerinin vahiy ile yazdırıldığını söyledikleri halde, bazıları ise insanların tekfir etmesinden korktukları için eserlerinin ilhamla yazdırıldığını söylemişlerdir. Bunlardan bir iki örnek verebiliriz.

14 Şubat 2016 Pazar

SA2488/KY5-PT97: Tasavvuf; Bir Düşünce Virüsü/ Din Dersi Öğretmeni Mehmet Erol-Özel Bir Değerlendirme 1

 بسم الله الرحمن الرحيم
Bismillahirrahmanirrahim

“Tasavvuf” İslâm dünyasına hicri II. asırdan itibaren girmeye başlamış bir “düşünce virüsü"dür. 

***




İncelemelerime Başlayışım

1971 yılından başlayarak 2000 yılına kadar 466 tarikat inceledim. Her tarikatın öz kaynakları temin edilerek bir kütüphane meydana gelmiş durumda. Hiç kimseye iftira edilmiş değildir. İftiradan Allah'a sığınırım. Okuyanlar göreceklerdir ki, tasavvufçulara bir iftirada bulunmadım. Ve kendi inançlarını kendilerine göstermekten başka bir şey yapmadım. Haklarında şu veya bu kişilerin söylediklerine değil, bizzat tasavvuf kitapla¬rından inançlarını açıkça ifade eden metinlere ve sözlere yer verdim. Bunları Kur'an-ı Kerim âyetleri ve Resulullah'ın (s.a.v.) sünnetiyle karşılaştırdım. Böylece hiçbir tasavvufçu Allah'a (c.c.) birer iftira olan kendi sözlerini kendilerine aktarmamın dışında her¬hangi bir iftirada bulunduğumu iddia edemez.

7 Şubat 2016 Pazar

SA2458/KY5-PT96: Tasavvuf; Bir Düşünce Virüsü/ Tefekkür

 بسم الله الرحمن الرحيم
Bismillahirrahmanirrahim

“Tasavvuf” İslâm dünyasına hicri II. asırdan itibaren girmeye başlamış bir “düşünce virüsü"dür. 

***



TEFEKKÜR

Herhangi bir mesele hakkında düşünme, zihni yorma, derin düşünme ve işin şuuruna varma. Tefekkere fiili, üç harfli olan "fekere" fiilinden türemiştir. Fekere kök fiili ve ondan türemiş olan tefekkere, efkere, fekkere ve iftekere fiilleri aynı anlamdadırlar. Tefekkürün zıddı, fikirsizlik ve düşüncesizlik demektir.

Tefekkür, insana mahsus bir özelliktir. İnsan, tefekkür sayesinde diğer varlıklardan ayrılır ve üstün olur. Tefekkür ancak kalpte tasavvuru mümkün olan şeyler hakkında yapılabilir. Onun için, Allah'ın yarattığı varlıklar hakkında tefekkür mümkündür. Fakat Allah'ın zatı hakkındaki tefekkür mümkün değildir. Çünkü Allah hiç bir şekilde suret olarak vasıflandırılamaz ve şekil olarak hayal edilemez.[1]

1 Şubat 2016 Pazartesi

SA2431/Sonsuz Ark-YD-26: Masonluk- Kabala-Tasavvuf'un Kökeni ya da Yahudiliğin, Hristiyanlığın ve İslam'ın Tahrif Tarihi

"Yeni Dünya Düzeni aslında kendilerini dünyanın efendisi gören bir avuç insanın dünyaya hükmetme ve yön verme düzenidir. Kendini hükümranlıklarının önünde engel teşkil eden her türlü din devlet ve organizasyonu tasfiye çalışmaları hızla sürmektedir."



Seçkin Deniz'in Notu:
Aşağıdaki analizi ve Kabala İncelemesi'ni okumadan önce "Özgürleşme; Kabala, Ruhbanlık ve Tasavvuf Prangalarından Kur'an'a Sığınarak Kurtulmak" başlığıyla Sonsuz Ark'ta yayınladığım kişisel analizimi okumanızı tavsiye ederim. 01.02.2016
***
Kabala sözcüğünün anlamı, "sözlü gelenek"tir. Yahudi inanç dünyasının tasavvufu, mistik ve bâtınî / ezoterik inanç koludur. Eski çağlardan gelen pagan bir öğretidir. Yahudi Tevrat kaynaklı olmasına rağmen, Hermetizm, Pisagorcu Orfik, Neoplatonizm ve Panteizm gibi ilk çağ Pagan Mısır, Babil ve Yunan kökenli bilgileri de içerir. Sezgiye dayalı bilgi edinme metotlarıyla (Aydınlanma yoluyla) inisiye olunarak Tanrısal bilgiye ulaşmayı esas kabul eder.

31 Ocak 2016 Pazar

SA2424/KY5-PT95: Tasavvuf; Bir Düşünce Virüsü/ Tasavvuf'ta Sapmalar

 بسم الله الرحمن الرحيم
Bismillahirrahmanirrahim

“Tasavvuf” İslâm dünyasına hicri II. asırdan itibaren girmeye başlamış bir “düşünce virüsü"dür. 

***


Tasavvufta Sapmalar 

Tasavvuf beden-ruh, zahir-batın, lafız-mana ayırımı yapar ve daima bunlardan ikincilere ağırlık verir, fakat birincileri de ihmal etmez. Bununla birlikte tarihî seyir içinde zaman zaman zahir ile batın, zahirî-şer`î ilimlerle batini-manevî ilimler arasındaki mesafe açılmış, uçurum derinleşmiştir. 

Açılan mesafeyi kapatmak için şeriatla tasavvufu bağdaştıran ve kaynaştıran Ebû Nasr es-Serrâc, Ebû Tâlib el-Mekkî, Kuşeyrî, Hücvîrî ve Gazzâlî gibi büyük mutasavvıf âlimler değerli eserler yazmışlar, böylece zahir ehli ile batın ehli arasındaki zıtlaşmaları ve anlaşmazlıkları ortadan kaldırmaya veya en aza indirgemeye çalışmışlardır. Tasavvufun Ehl-i sünnet arasında daha fazla yaygınlaşmasının önemli bir sebebi söz konusu mutasavvıf bilginlerin bu tür çalışmalarıdır. 

24 Ocak 2016 Pazar

SA2389/KY5-PT94: Tasavvuf; Bir Düşünce Virüsü/ Tasavvuf Dünyası'ndan Hezeyan Örnekleri 14

 بسم الله الرحمن الرحيم
Bismillahirrahmanirrahim

“Tasavvuf” İslâm dünyasına hicri II. asırdan itibaren girmeye başlamış bir “düşünce virüsü"dür. 

***


96. Hıristiyan kadınına yapılan bir iftira (S.174) 

Davud-ı Tai hazretleri kibar-ı meşayih, ehl-i tasavvuf, İmam-ı Azam hazretlerinden yirmi yıl ilim okumuş, ilminde fakihü'l fıkıh olmuşur. Hazret-i Fudayl bin İyad, İbrahim Edhem hazretlerini görmüş, Habib-i Rahi ve Habib-i Acemi'nin de müridi olmuştur. Davud-ı Tai Hazretleri bir gün oturmuş yemek yerken yanından bir Hıristiyan geçiyordu. Adab-ı muaşeretten yemeğe davet etti. Hıristiyan geldi, Davudi-ı Tai hazretlerinin yanında doyasıya yedi, içti. O gece Hristiyanın Hanımı Maruf-ı Kerhi hazretlerine hamile kaldı.

17 Ocak 2016 Pazar

SA2357/KY5-PT93: Tasavvuf; Bir Düşünce Virüsü/ Tasavvuf Dünyası'ndan Hezeyan Örnekleri 13

 بسم الله الرحمن الرحيم
Bismillahirrahmanirrahim

“Tasavvuf” İslâm dünyasına hicri II. asırdan itibaren girmeye başlamış bir “düşünce virüsü"dür. 

***



94. Önce günahkar bir Müslüman iken sonunda müşrik oldu. (S.133–137) 

Şimdi tövbe ederek bu yola girmiş iki kardeşimizle yaptığımız söyleyişini veriyoruz. İlk kardeşimiz Konyalı olup adı Cengiz idi. Bugün ismini Âdem olarak değiştirdi. Almanya'da 19 senesini dolduran Adem kardeş Hamburg'da oturuyor ve gemi tersanesinde boyacılık yapıyor.

—Âdem kardeş, sen bu kapıya gelmeden önce nasıldın? Kendini bize tanıtır mısın?

—Eskiden elektronik makinelerle kumar oynama müptelası idim.

—Kaç sene oynadın?

—16 sene oynadım.

—Bir günde en çok ve toplam 16 yıl boyunca ne kadar kaybettin?

10 Ocak 2016 Pazar

SA2324/KY5-PT92: Tasavvuf; Bir Düşünce Virüsü/ Tasavvuf Dünyası'ndan Hezeyan Örnekleri 12

 بسم الله الرحمن الرحيم
Bismillahirrahmanirrahim

“Tasavvuf” İslâm dünyasına hicri II. asırdan itibaren girmeye başlamış bir “düşünce virüsü"dür. 

***



93. Nakşi tarikatına bağlı mutasavıfların batıl rabıta izahları (S.129-133) 

"Tekrar rabıtaya dönüyoruz. 6 ve 7 inci sohbetlerimizde rabıtanın şeriatta helal olduğunu ayetlerle izah etmiştik. Rabıta vasıtadır. Rabıta, şeyhin suretini, siretini, ahlakını kalpte zabtu rabt edip hatırdan çıkarmamaktır, demiştik. Bütün evliya-i izam rabıtadan geçmiş olup milyonlarca müridlerinin rabıta yaptığını ve bu rabıtalarla kemal sıfatlar kazanarak ahirete intikal ettiklerini görüyoruz. Bu da rabıta ile insanın Allah'a yaklaşabileceğini gösterir. Rabıta tasavvuf yolunun en önemli bir hükmü olup, insanın murada ermesine ve nefsini terbiye etmesine vesiledir." 

3 Ocak 2016 Pazar

SA2289/KY5-PT91: Tasavvuf; Bir Düşünce Virüsü/ Tasavvuf Dünyası'ndan Hezeyan Örnekleri 11

 بسم الله الرحمن الرحيم
Bismillahirrahmanirrahim

“Tasavvuf” İslâm dünyasına hicri II. asırdan itibaren girmeye başlamış bir “düşünce virüsü"dür. 

***



92. Müslüman şahadetini bozan tasavvuf masalları (S.114–120)
 
Tarikat-ı Nakşiye'de rabıtanın sağladığı menfaat çok fazladır. Rabıta ile mürid, kalbine giren vesveseleri çıkartır, kalb huzurunu bulur. Şeyhin rabıtası ilahi nuraniyet kazandırır. Böylece zikrin faziletinin bereketi kalbe daha tesirli olur. Tarlayı sürdük, çapaladık, tohumu attık. Hazır tarlaya yağan rahmet nasıl menfaat verirse, evliya-i izamın feyz-i Rabbanisi de müridin kalbine yağmur gibi gelir. Allah'ın feyzi yalnız evliyaya değil bütün Varlıklara yağar. Kainattaki herşey Allah'ın feyzi ve inayeti ile ayaktadır.

Şeyh Muhammed Raşid hazretlerinin sağlığında, kardeşi ve halifesi Abdülbaki hazretlerine soruluyor: "Ya seyidim, bir insanın rabıta zamanında dünya işi olsa, bu rabıtayı sonra kaza mı edecek, ne yapacak?" Şöyle cevap verdi: "Bizi birisi çağırırsa, 25 estağfirullah çekip gözümüzü açarız. Giderken gözler açık olduğu halde rabıta devam eder. Mecbur olmadıkça konuşmayız, elimiz işte olsa da gönlümüz rabıtada olur."

27 Aralık 2015 Pazar

SA2253/KY5-PT90: Tasavvuf; Bir Düşünce Virüsü/ Tasavvuf Dünyası'ndan Hezeyan Örnekleri 10

 بسم الله الرحمن الرحيم
Bismillahirrahmanirrahim

“Tasavvuf” İslâm dünyasına hicri II. asırdan itibaren girmeye başlamış bir “düşünce virüsü"dür. 

***


90. Tasavvufta müşrik olmanın bir örneği ‘Rabıta’ (S.90–99) 

Rabıta:

Rabıta 'nın lügat anlamı, iki şeyi birbirine bağlamaktır. Tasavvuf ıstılahatında rabıta, ilahi ve zati sıfatlarla muttasıf şuhud makamına ulaşmış kamil bir şeyhe kalbi bağlamaktır. Yani bu müridin şeyhine bağlanması demektir. Bu bağlanma şeyhin huzurunda, şeyhin gıyabında suretini, siretini, nuraniyetini, kudsiyetini hayalen kendisi ile birlikte/ muhafaza etmek; yanında bulunduğu zaman edebe bürünüp himmet ve inayeti Allah'dan niyaz ederek mürşidden beklemektir. Mevlana Halid Zülcenaheyn hazretlerinin bildirdiğine göre rabıta, müridin, fenafillâh nakamına ulaşmış olan şeyhinin suretini hayalinde saklayarak Ruhaniyetinden istimdad dilemektir.

20 Aralık 2015 Pazar

SA2223/KY5-PT89: Tasavvuf; Bir Düşünce Virüsü/ Tasavvuf Dünyası'ndan Hezeyan Örnekleri 9

 بسم الله الرحمن الرحيم
Bismillahirrahmanirrahim

“Tasavvuf” İslâm dünyasına hicri II. asırdan itibaren girmeye başlamış bir “düşünce virüsü"dür. 

***



81. Bunlar Allah’ın velisi değil, Şeytan'ın Evliyası (S.9)

Mevlana Halidi Bağdadi (k.s.) hazretlerinin halifesi Seyyid Taha hazretlerine Ermeni komşusu geldi: "Sizin dininizde komşu hakkı vardır, Hristiyan olan komşuya da vardır. Benim sana bir işim düştü. Bizim hiç çocuğumuz olmuyor. Sen Muhammed (a.s.)'in varisisin. Bir dua ediver de çocuğumuz olsun." Seyyid Taha hazretleri yanındaki sofiye: "Bizim sürüye git, koyunlardan iki tane kıl kopar da getir." dedi. Sofi istenileni getirdi. Seyyid Taha hazretleri Ermeniye: "Şu iki kılı al, yumuşak bir şeye sar. Hanımın, karnına bağlasın. İnşallah çocuğunuz olur." dedi. Ermeni kılları aldı gitti. Her sene ikiz çocukları oldu.

13 Aralık 2015 Pazar

SA2186/KY5-PT88: Tasavvuf; Bir Düşünce Virüsü/ Tasavvuf Dünyası'ndan Hezeyan Örnekleri 8

 بسم الله الرحمن الرحيم
Bismillahirrahmanirrahim

“Tasavvuf” İslâm dünyasına hicri II. asırdan itibaren girmeye başlamış bir “düşünce virüsü"dür. 

***


71. Şerefli vücudun mucizevi hallerde yalanı (S.105–106) 


Halk, bu adî vücudunun kuvvetiyle uykuda iken bulduğu şeyi, Seyyar uyku ile yakaza arasında bulunurken bu maddî ve adî vücudunun zayıf oluşu diğer manevî ve şerefli vücudunun kuvveti ile bu gücü kendinde bulabilir.

Sonra bu şerefli vücut kuvvetlenir, (artık âlem-i gaybta olduğu gibi) âlem-i şehadette de (bu tip) fiil (ve hareketler) vaki olur. Netice olarak havaya uçar, su üzerinde yürür, ateşe girdiği halde zarar görmez, yanmaz. Görür, işitir, alır, çıkar, iner, himmet eliyle tasarrufta bulunur! Onunla beraber bulunan bir şahıs kesif vücutla örtülü olduğu için bunu bulamaz ve göremez.

6 Aralık 2015 Pazar

SA2147/KY5-PT87: Tasavvuf; Bir Düşünce Virüsü/ Tasavvuf Dünyası'ndan Hezeyan Örnekleri 7

 بسم الله الرحمن الرحيم
Bismillahirrahmanirrahim

“Tasavvuf” İslâm dünyasına hicri II. asırdan itibaren girmeye başlamış bir “düşünce virüsü"dür. 

***

Tasavvuf Dünyası'ndan Hezeyan Örnekleri 7

61. Çölde Hızır’la karşılaşma yalanı (S.40)

Nitekim Ebu Mansur, İbrahim Havvas'a (öl. 291/903) «Nefsini hangi makamda tutuyorsun» diye bir soru sormuştu.

Mutasavvıflar içinde iki tane meşhur İbrahim vardır. Bunlardan biri İbrahim b. Edhem, diğeri İbrahim Havvas'tır. Bu ikincisi çölde Hızır'la karşılaşmış ve «hangi davranışım sebebiyle seninle karşılaş­tım» diye bir soru sorunca, Hızır «Annene karşı iyi davranman se­bebiyle», şeklinde karşılık almıştı. Evet Ebu Mansur'un yukarıdaki sorusuna İbrahim şöyle cevap verdi: Otuz yıldan beri nefsimi tevekkül makamında bulunduruyorum. Otuz yıldan beri, tevekkül makamında riyazetle nefsimi düzelt­meye ve tashihe çalışıyorum. Tevhid-î sıfatın gayesi rızâ olduğu gibi tevhid-i efâlin gayesi de tevekküldür. Tevhid-i efâi ise kulun kendi fiillerini Hakk'ın fiilleri olarak müşahede etmesidir. Çünkü Kur'ân'-da «...Rabbin ne dilerse onu hakkıyla yapandır», (Hûd, 11/107) buyurulmuştur. Bu müşahede anlayışı kuvvet bulsa halka itiraza yer kalmaz. 

29 Kasım 2015 Pazar

SA2111/KY5-PT86: Tasavvuf; Bir Düşünce Virüsü/ Tasavvuf Dünyası'ndan Hezeyan Örnekleri 6

 بسم الله الرحمن الرحيم
Bismillahirrahmanirrahim

“Tasavvuf” İslâm dünyasına hicri II. asırdan itibaren girmeye başlamış bir “düşünce virüsü"dür. 

***


Tasavvuf Dünyası'ndan Hezeyan Örnekleri 6


51. Abdülkadir Geylani’nin şirk ve küfür manzumesi (S.57–62)

 Gavs-ı A'zam'ın Vesile Adlı Manzumesi (Bu manzume, zikirden sonra okunur).

Düşünce gözüyle Hazretinin merhametine baktım,
O'nu gönüllere tecelli edip şefkatli bir dost olarak gördüm!
Sevgisinin dolu kabından bir kâse bana içirdi,
Böylece benim sarhoşluğum o kâseyi sunandan oldu!
O artık her gün ve her gece bana bu şerbeti sunup durdu.
Ve beni tam bir sevgi gözüyle koruyup gözetti.
Benim kabrim Beytullah'dır, gelen onu ziyaret eder,
Ona seğirtir de izzet ve Rıfat ile yüce makama erişir.

Seçkin Deniz Twitter Akışı