"Bu toprakları anlatıyordu, her dilden, her ırktan, her dinden insanını doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine kadar tanıyor ve anlatıyordu. Değerlerle bağları sıkıydı ve bu toprakların acılarının içinde kendisine benzeyen herkes gibi acı çekiyordu. 'Sana Benzemek' adlı kitabında da bunu görebilirsiniz, yaşayan, yaşamak için gerekli olan mineralleri elleriyle tutup yaşadığı topraklara ikram eden bir ruhtu sadece. Bu toprakların ruhunun bir parçasıydı Mustafa Ekici."
Bu toprağın çocukları, bu toprağın hem hizmetkârı hem de
hükmedenidirler, öyle olmalıydı, olmalıdır da... ancak iki yüz yıllık bir
esaret sürecinde bu böyle olmadı, olamadı, oldurmadılar; olmaya başladığı her
seferinde de küreye efendi, insanlığa hâkim olmak isteyenler bırakmadılar. Bu
topraklar 15 Temmuz 2016'da bütün öfkesiyle kükredi ve bu yapışkan, sömürgen,
eriten, adım adım yok eden kanseri kolları ve damarlarıyla söküp attılar.
Bu toprakların verdiği incelikle, asaletle, merhametle, direniş
ruhuyla, imanla ve artık sabrın son sınırında dünyaya ders verecek nitelikte bir
şahlanışla başkaldıran halk artık bu topraklara kendisinden başka efendi, hâkim
tayin edilemeyeceğini sömürgen yerli yabancı herkese öğretmiştir; gerektiğinde
tekrar öğretmeye devam edecektir.