Heca Ris etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Heca Ris etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Ağustos 2015 Cuma

SA1622/KY30-HR10: Serçekuş: "Sen İyi Ol"

"Serçekuş ağır yaralanmıştı.. Lanet Cadı'nın işi olmalıydı.."


Serçekuşun kırık kanadını sardı, yarasını temizledi.. Dağ evinin yanında kıvrılan dereden getirdiği serin suları içirdi, ormandan topladığı kırmızı böğürtlenleri yedirdi. Sonra ağrı kesici ilaçlar içirdi.. 

Serçekuş çok zayıf düşmüştü, çok kısa süreliğine uyanıyor, tekrar derin uykusuna dalıyordu.. Gözünü her açtığında, biricik dostuna  minnetle bakıyor, "İki gözüm" diyordu...

Serçekuş uyurken, küçük arkadaşı hiç boş durmuyordu..

3 Ağustos 2015 Pazartesi

SA1606/KY30-HR9: Serçekuş Ağır Yaralıydı

"Serçekuş ağır yaralanmıştı.. Lanet Cadı'nın işi olmalıydı.."


Sokakları, mahalleleri, yolları aştı.. Dereleri, tepeleri, amanvermez geçitleri geçti.... Lanetli Vadi'ye geldi.. Lanet Cadı'nın lanetlediği Lanetli Vadi'ye.. İğrenç bir koku kaplamıştı tüm vadiyi.. Plastik kokulu haplardan da, ekşimiş yemekten de, küflenmiş limondan da, çürümüş patatesten de berbat bir koku.. Bir eliyle burnunu kapattı.. Nefes almakta güçlük çekiyordu..

Başını kaldırdı.. Uzaktaki dağ evini gördü.. Serçeku'şun mütevazi yuvasını.. Az kalmıştı, çok az.. şu vadiyi de sağ salim bir geçse, Serçekuşu'na ne olduğunu anlayacak, hasret giderecekti..

29 Temmuz 2015 Çarşamba

SA1586/KY30-HR8: Kanlı İnci... Ya Serçekuş'a Bir Şey Olduysa?

"Kötü şeyler düşündükçe deliye dönüyordu.."


Serçekuş söz vermişti.. İnciler suya dönüştüğünde gelecekti..

Serçekuş'a söz vermişti, ağlamayacaktı.. ağlarsa Serçekuşu ölürdü.. Ona nasıl kıyardı? Yokluğuna nasıl dayanırdı?

Ondan hatıra kalan incileri bir ahşap oyma kutuya özenle yerleştirdi.. Kutunun tabanına  mavi bir saten kumaş döşemişti.. İnciler ıslanmaya başladığında fark etmek istiyordu.. İnciler suya dönüştüğünde Serçekuşu gelecekti.. 

26 Temmuz 2015 Pazar

SA1574/KY30-HR7: Serçekuş Söz Vermişti

"O kızıllığa doğru uçarken, son kez saçlarını savurdu, eteklerinin ucunu topladı, yere eğildi, taşları gözüne kestirdi, adımlarını kocaman açtı, artık düşse de, yaralansa da önemi yoktu.. "


Yıllarca canhıraş koştu durdu... Saçlarını savurdu, eteklerinin ucunu topladı.. adımlarını atarken özen göstermeye çalıştı, en azından öyle vehmetti.. dikenlere takıldı bazen, bazen taşlara.. düştüğü de oldu; dizleri ve avuç içleri kanadı mesela..

Temmuz sıcağında otuz altı derecede koştuğu bir günde, bir çeşme başında cik cik diye öten, uçmaktan yorulmuş, kanadı kırık gibi görünen bir serçekuşa rastladı.. halleştiler, dertleştiler.. onun cikcik'lerinden bir o anladı.. onun saçlarını da bir o tarar gibi yaptı.. vakit geçti; güneş batmaya, hava serinlemeye başladı..

7 Temmuz 2015 Salı

SA1499/KY30-HR6: Bu da Benim Hikayem -Bağnazlığın Yaşı Yoktu-

(Nişanlı bir kızın Hocaefendi de olsa, nihayetinde yabancı bir erkeğin resmini öyle kucaklayıp her namazdan sonra bakmasını bir türlü anlayamadım.)


Resim, Üniversite Öğrencileri için kurulan tuzakları temsil etmek üzere seçilmiştir. Sonsuz Ark

Bugün geçmişten bazı anılarıma gittim.. Üniversite yıllarıma.. Bazı anlar vardır, bazı anılar.. ruhunuzda derin izler yaparlar, bu izler siz ne yapsanız, ne etseniz geçmez.. Bu anlatacaklarım o kadar derinliği olan şeyler değil tabi.. Yine de üniversite, barınma, öğrencilik, fakülte yılları denilince ara sıra hatırlıyorum işte.. (İç açıcı bir şeyler anlatmak isterdim ama kazın ayağı öyle değil veya dışı seni içi beni derler ya.. İşte bu kapsama girecek türden bu anlatacaklarım…) Üniversite dönemimin ilk yılında kaldığım “X Cemaat Evi” ortamını hatırlamışken yazıya aktarmayı düşündüm..

Cemaatin hangisi olduğunu söylemeye gerek görmüyorum.. (Bence hemen hemen hepsi aynı minvaldeler.. Bence diyorum, gözlemlerim bu yönde çünkü.. Ama içlerinde iyi olan, alışılmışın dışında olan türde evler var mıdır, belki; bilemeyeceğim.. çok da umutlu değilim açıkçası...) Belki bu yazıyı okuyan ve çoluk çocuk sahibi olup  evladını lise veya üniversite yıllarında bir cemaat yanına barınmak için göndermeyi planlayan ebeveynlerin bir kez daha düşünmesine vesile olup küçük de olsa bir ışık tutabilirim.. 

5 Temmuz 2015 Pazar

SA1492/KY30-HR5: Ehven Bir Yazı: Kumar mı Ehven Casusluk mu?

"Son tahlilde “Ehven” kelimesi hakkında şu tanımı yineleyerek bitireyim: Ehven, “İki şey arasında göreli olarak iyi olan”dır."


‘Gülenci "abi-imam" Milletten (kısmen de zorla) toplanan Himmet paraları ile Kumar oynamış, yabancı servislere casusluk yapmaktan ehvendir’ diye bir tivit atmış AKP Şanlıurfa milletvekili Mazhar Bağlı... Kimdir bu vekil tanır mıyım? Yok valla, siyasetle de, milletvekilleriyle de hiç alakam yok desem yeridir… Tabi o böyle tivitleyince birileri de yorum yapmış. “Vekil lafı gediğine oturtmuş” diye.. 

Zaten sosyal ağlarda adettendir, biri yazar, diğeri ya över, ya yerer.. Bilirsiniz işte.. Bu aralar paralel örgütün himmetten sorumlu bakanının Kıbrıs’a aylık kumar oynamaya gitmesi, himmet paralarını harcaması ve bilmem kaç dolar parayı kumarda kaybetmesini yazıp çiziyorlar.. 

16 Haziran 2015 Salı

SA1428/KY30-HR4: Mahya Tadında Hoşgeldin Ramazan

"Bu ortak kollektif bilinç sürekli konuşur. Yetinmez, senin Ramazanına laf eder. Orucuna, iftar sofrana, sahuruna, neyi seyredeceğine, neyi düşüneceğine, nerde eğleneceğine, velhasıl-ı kelâm her şeyine karışır."


Herkesin uzmanlar, stratejistler ve araştırmacılar gibi ağız birliği edip söz söylediği, bundan da öte, söz söyleme zorunluluğu hissettiği durumlar vardır. Buna ortak akıl, toplum bilinci, evrensel kollektiflik diyebilirsiniz. Hatta gevezelik, başıboşluk, her yere burun sokmak veya her şeye maydanoz olmak da diyebilirsiniz. Ama ne derseniz deyin bu gerçeği değiştiremezsiniz. 

Şehrinize Suriyeli misafirler gelir, o her şeye maydanoz olan kolektif akıl konuşmaya başlar: “Suriyeliler zaten verdiğimiz yemeklerimizi beğenmeyip döküyorlar, nankör şeyler”, der. 

14 Haziran 2015 Pazar

SA1422/KY30-HR3: İnsanı Etkileme Sanatı 3

"Zaman zaman nasıl da isteriz değil mi, birileri bizimle ilgilensin, birileri bizi duysun, birileri bizi fark etsin, birileri bizi anlasın?..."


"İçinizden kendileri ile huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda sevgi ve esirgeme var etmesi de O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunlarda düşünen kavim için ayetler vardır." (Rum suresi-21.ayet)

Geldik tasnifimizdeki son maddeye…

3- Cinslerine göre: (Belki de etkileşim deyince ilk akla gelenler... Bunların arasında görünmez elektrik ve fay hatlarının olduğunu da farz edebiliriz) Kadınlar ve Erkekler… 

31 Mayıs 2015 Pazar

SA1379/KY30-HR2: İnsanı Etkileme Sanatı 2

"Zaman zaman nasıl da isteriz değil mi, birileri bizimle ilgilensin, birileri bizi duysun, birileri bizi fark etsin, birileri bizi anlasın?..."


"Allah'tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi." (Al-i İmran Suresi-159. ayet)

İnsanı etkileme sanatını konuşuyorduk. Kendimizce bir insan tasnifi yapmış ve küçük insanlar ve büyük insanlara değinmiştik.. "Nadide ve naif şahsiyetler yetiştirmek dünyanın en ulvi sanatı desek yeridir..” demiş ve bunun için ciddi bir şekilde (yüreğimizle ve emeğimizle) yola revan olmaktan söz etmiştik… Şimdi ikinci madde üzerinde duralım biraz…

24 Mayıs 2015 Pazar

SA1358/KY30-HR1: İnsanı Etkileme Sanatı 1

"Zaman zaman nasıl da isteriz değil mi, birileri bizimle ilgilensin, birileri bizi duysun, birileri bizi fark etsin, birileri bizi anlasın?..."


Kendimi bildim bileli iki tür kitaptan uzak durmaya çalıştım. Hem satın almayarak hem de okumayarak. Büyük büyük laflar ediyorlar, okuyucuya, yani bana habire talimatlar veriyorlar, sınır çizip kural koyuyorlar, kendilerini bilirkişi olarak- ahkam kesen de diyebiliriz- herkesten üstün görürcesine, "Bu işi biz senden iyi biliriz haddini bil, diz çök ve itaat et!" dercesine bezdirici bir edayla yazdıklarını hissettiriyorlar... Hangileri mi onlar? Birincisi 'Aşk' temalı olanlar, ikincisi ise 'Kişisel Gelişim' üzerine yazılmış olanlar...

Seçkin Deniz Twitter Akışı