Türk Dış Politikası ve Ortadoğu Günlüğü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türk Dış Politikası ve Ortadoğu Günlüğü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Şubat 2018 Cumartesi

SA5589/KY64-ZTK52: 2018'in Hikâyesini Anlatan Beş Harita ve Grafik

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analizin içerdiği tahminlerin ya da tezlerin  ne kadar sığ, temelsiz ve ikna edici olmaktan uzak olduğunu gördüğünüzde şunu düşüneceksiniz; Batı artık düşünce üretemiyor ve gelecek stratejilerine dair yüksek ve kaliteli perspektifler ve tahminler ya da planlar yapamıyor... Herhangi bir dikkatli medya okurunun da söyleyebileceği şeylerin yapacağı tahminlerin çok daha yüksek oranda isabet kaydedebileceğini dikkate aldığınızda bu metnin Batı'nın düşünce kuruluşlarındaki derin hastalığın en büyük kanıtlarından biri olduğunu da anlayacaksınız... Batı tanrılık iddiasını acziyet içinde kalarak terk ediyor, çünkü bu elinde değil.
Seçkin Deniz, 03.02.3018

Five Maps and Charts That Tell the Story of 2018

Harita 1:  Çin ile Japonya arasında Yaklaşan çatışma 

2017’de (…) Kuzey Kore’nin nükleer programına karşı ABD’nin önalıcı bir saldırı düzenleyeceğini öngörmüştük. Ancak bu saldırı, büyük ölçüde, ABD’yi Kim Jong Un’un füze menzilinden uzak tutacak diye kendi başkenti Seul’u feda etmek istemeyen Güney Kore yönetiminin itirazları yüzünden gerçekleşmedi.

31 Ocak 2018 Çarşamba

SA5570/KY64-ZTK51: Nato Türkiye'nin Afrin'e Müdahalesinden İstifâde Ediyor

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız, pragmatist ve fırsatçı bakış açısıyla yazılmış analiz Türkiye'nin Afrin'e yaptığı operasyonun, Suriye'de 2011'den beri her türlü acıyla sınanan masum Suriye halkına barışı getirmek adına gerçek bir Zeytin Dalı uzatıldığını kanıtlamaktadır.. Bu operasyonla Türkiye, ABD-AB-İsrail Triosunun kan emici politikalarına ve uydurma bir Mesih'i gelmeye zorlamayı amaçlayan(!) Armageddon hazzına darbe vurmuş, Rusya-İran-Esad triosuna da çaresizlik hissi yaşatmıştır. NATO halkın engellediği 15 Temmuz FETÖ-NATO darbesiyle durduramadığı Türkiye'yi parçalayamamış, Pentagon albaylarının hazırladığı ve dört ülkeden çalınacak olan topraklarla kurmayı düşündüğü ateist Kürdistan'ı kurduramamış olmanın ezikliği ile Türkiye'nin Afrin operasyonundan nemalanmaya çalışmaktadır. Oysa bir NATO üyesi olarak Türkiye Afrin'de  NATO ülkelerinin verdiği siyasî, askerî ve ekonomik destekle 30 bin kişiye çıkarmaya çalışılan PKK-PYD-YPG terör örgütünün yerli-yabancı militanlarıyla savaşmaktadır. Bu gerçek açıktır, gizlenemez ve ABD-Rus çıkar koalisyonunda malzeme olarak kullanılamaz...
Seçkin Deniz, 31.01.2018

Turkey Invades, NATO Benefits

(…)

NATO’nun açıklaması altta yatan bir gerçeğe ışık tutuyor: NATO Türkiye’nin [Afrin’e] müdahalesinden istifade ediyor. NATO genel sekreter yardımcısı, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu tehdidin terörizm kaynaklı olduğunu söylese de NATO’nun asıl korkusu Rusya. Eğer ki Rusya’nın müttefiki Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esed ülkesinin tamamı üzerinde kontrolü sağlayacak olursa bu, Moskova’yı Ortadoğu’da çok daha güçlü bir konuma yerleştirecektir. 

27 Ocak 2018 Cumartesi

SA5549/KY64-ZTK50: Sisi, Niçin İsrail'in Tercihidir?

"Eğer ki Doğu Kudüs’ü İsrail’e teslim etme politikası büyük bir engelle karşılaşırsa bu, modern Arap devletleri elitlerinden değil Arap sokaklarından gelecektir."

Why Sisi is Israel's choice

Mısır’da bugünlerde telefon görüşmelerini tahmin edebilirsiniz. [Bu yıl yapılacak] Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarışmak üzere üçüncü bir ağır top ortaya çıktı ve o da eski bir genelkurmay başkanı: General Sami Anan. [Z.T.K. Mursi, 2012’de onu görevinden alarak yerine Sisi’yi getirmişti] Mevcut Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’ye sadık Askeri İstihbarat, medyadaki kuklalarına talimat ve bilgi vermek için şu sıralar fazlaca mesai yapıyor. İşte size bunlardan biri:

24 Ocak 2018 Çarşamba

SA5533/KY64-ZTK49: ABD'nin Ortadoğu'daki Stratejik Menfaatleri

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıdaki Rand Raporu, 20 Ocak 2017 cumartesi günü saat 17:00'da başlayan ABD destekli terör örgütü PKK-PYD-YPG yatağı Afrin'e yönelik Zeytin Dalı Operasyonu'nun ne kadar zorunlu ve gerekli olduğunun ve bu operasyonun Türkiye'nin menfaatlerinin, sürekli kendi menfaatlerinden bahsederek dünyanın her yerini savaş alanına çeviren ABD'ye karşı ne kadar önemli olduğunu gösterdiğinin anlaşılması açısından önemli bir metindir. ABD'nin tek kaygısı petrol değildir, petrol arkasına saklanmış bir insanlık ve İslam düşmanlığıdır. Türkiye Fırat Kalkanı ile başlayan, Afrin ve sonrasına yönelik Zeytin Dalı Operasyonu ile devam eden bütün müslümanların ihtiyacı ve hakkı olan bir başkaldırının önderliğini yapmaktadır... Artık tarih Amerikan çıkarlarından bahsetmenin suç sayılacağı bir döneme girmiştir.
Seçkin Deniz, 24.01.2018


U.S Strategic Interests in The Middle East and Implications for The Army

Bugüne kadar birçok Amerikan yönetimi Ortadoğu’ya müdahilliğini sınırlı tutmaya çalıştı. Daha önceki müdahalelerin muazzam maliyetleri, politika üretenlerin bölgedeki çatışmalara girme riskine bakışlarını derinden etkiledi. “Bu başkasının savaşı değil mi?” sorusu, sözkonusu çekincenin yaygın ve amiyane ifadesi oldu.

Aynı tartışma, Amerikan ordusuna da yansıdı; ABD’nin Avrupa (EUCOM) ve Pasifik (PACOM) Komutanlıkları, ordunun kuvvet yapılanmasını planladığı doğal “adımlama senaryoları”nı hazırlamaya başladı. Stratejistler ve analistler, spesifik olarak Kuzey Kore’nin çöküşüyle baş etme hazırlıklarının ve [Avrupa’da] Rus saldırganlığını caydırma veya hezimete uğratmanın artık ordunun odaklanması gereken konu olduğunu savunuyorlar. (...)

20 Ocak 2018 Cumartesi

SA5510/KY64-ZTK48: Trump'ın İslam'a Karşı Savaşı

Sonsuz Ark'ın Notu:
Flynn ve Bannon gibi iki fanatiğin Trump'ın çevresinden uzaklaşmış olması Trump'ın İslam'a karşı savaşından vazgeçtiği anlamına gelmemektedir. Trump Ocak 2017'de Irak, Suriye, Yemen, İran, Sudan, Somali ve Libyalı mültecilerin Amerika’ya girişine ilk etapta 120 günlük yasak getirdi. Suriye’den daha sonra alınacak sığınmacıların ise Hristiyan olmasına öncelik tanınacağını ilan etti.  Katar ve Arap ülkelerini birbirine düşürdü. Kudüs'ü israil'in başkenti olarak ilan etti. Pakistan'ı terörizme destek vermekle suçladı. Irak'ta PKK teröristlerine 4000 tırdan fazla silah gönderdi. İran'da ayaklanmaları destekledi. Tunus'ta ikince kez ayaklanma başlattı. Mısır'da Müslüman kardeşler seri bir şekilde idam ediliyorlar. Türkiye'ye karşı Vize Yasakları uyguladı, 15 Temmuz darbecisi FETÖ üyelerini korumaya devam ediyor.
Seçkin Deniz, 20.01.2018


Trump’s coming war against Islam

Donald Trump, 15 yıldır devam eden İslami aşırıcılık tehdidini etkisizleştirme arayışının üçüncü ve en karanlık dönemine öncülük etmek üzere. İlki, George W. Bush’un özgürlük inisiyatifiydi; buna göre, Ortadoğu’nun çürümüş baskıcı yönetimlerinin siyaseten liberalleştirilmesi teröristlerin eleman kazanma imkanını kurutacaktı. İkincisi, Barack Obama’nın angajman politikasıydı; buna göre, Ortadoğu’yla saygılı ve düzeyli bir diyalog ve Müslümanların –özellikle de Filistinlilerin– adalet taleplerini nazarı dikkate almak Batı’yı daha az hedef haline getirecekti.

Her ikisinin de başarısızlığa uğradığı kanaati büyük ölçüde hâkim. Yeni başkan ise gerek Bush’un gerekse Obama’nın ahlaken yanlış ve pratik olarak da ters tepici addederek safdışı bıraktığı bir yaklaşımı benimseyecek: medeniyet çatışması.

17 Ocak 2018 Çarşamba

SA5495/KY64-ZTK47: Trump'ın Siyasal İslam'a Yaklaşan Cadı Avı

Sonsuz Ark'ın Notu:
Flynn ve Bannon gibi iki fanatiğin Trump'ın çevresinden uzaklaşmış olması Trump'ın İslam'a karşı savaşından vazgeçtiği anlamına gelmemektedir. Trump Ocak 2017'de Irak, Suriye, Yemen, İran, Sudan, Somali ve Libyalı mültecilerin Amerika’ya girişine ilk etapta 120 günlük yasak getirdi. Suriye’den daha sonra alınacak sığınmacıların ise Hristiyan olmasına öncelik tanınacağını ilan etti.  Katar ve Arap ülkelerini birbirine düşürdü. Kudüs'ü israil'in başkenti olarak ilan etti. Pakistan'ı terörizme destek vermekle suçladı. Irak'ta PKK teröristlerine 4000 tırdan fazla silah gönderdi. İran'da ayaklanmaları destekledi. Tunus'ta ikince kez ayaklanma başlattı. Mısır'da Müslüman kardeşler seri bir şekilde idam ediliyorlar. Türkiye'ye karşı Vize Yasakları uyguladı, 15 Temmuz darbecisi FETÖ üyelerini korumaya devam ediyor.
Seçkin Deniz, 17.01.2018

Trump's Coming Witch Hunt Against Political Islam

Donald Trump’ın seçim zaferinin ertesi günü kampanya danışmanlarından ve destekçilerinden biri bir tahminde bulundu. Emekli Korgeneral Jerry Boykin, Secure Freedom Radio podcast’inde Frank Gaffney’e dedi ki “Bir tasfiye harekâtı göreceksiniz.” Boykin’in tahminine göre Trump, başkanlığa geldiğinde “Müslüman Kardeşler’le ve onun paravan grupları ve ABD’deki oluşumlarıyla ilişkisi olduğu bilinen hükümetteki görevlileri” tasfiye edecek.

Bu tür yorumlar, Amerikan ordusunun elit harekât birliği Delta Kuvvetlerinin kurucularından olan Boykin’den beklenir. George W. Bush yönetiminde Donald Rumsfeld’in savunma bakanlığı sırasında Pentagon’da çalışırken kendi Tanrısının Müslüman teröristlerin taptığından çok daha kudretli/yüce olduğuyla övünmüştü. Ordudan emekli olmasından bu yana Boykin, bir medeniyet cihadı adını verdiği Amerikan toplumunu ele geçirmeye çalışan Müslüman ideologlar ağına karşı mücadele eden bir hareketin lideri.

13 Ocak 2018 Cumartesi

SA5477/KY64-ZTK46: Steve Bannon'a Göre "Batı, İslam'la Savaşta"

Sonsuz Ark'ın Notu:
Flynn ve Bannon gibi iki fanatiğin Trump'ın çevresinden uzaklaşmış olması Trump'ın İslam'a karşı savaşından vazgeçtiği anlamına gelmemektedir. Trump Ocak 2017'de Irak, Suriye, Yemen, İran, Sudan, Somali ve Libyalı mültecilerin Amerika’ya girişine ilk etapta 120 günlük yasak getirdi. Suriye’den daha sonra alınacak sığınmacıların ise Hristiyan olmasına öncelik tanınacağını ilan etti.  Katar ve Arap ülkelerini birbirine düşürdü. Kudüs'ü israil'in başkenti olarak ilan etti. Pakistan'ı terörizme destek vermekle suçladı. Irak'ta PKK teröristlerine 4000 tırdan fazla silah gönderdi. İran'da ayaklanmaları destekledi. Tunus'ta ikince kez ayaklanma başlattı. Mısır'da Müslüman kardeşler seri bir şekilde idam ediliyorlar. Türkiye'ye karşı Vize Yasakları uyguladı, 15 Temmuz darbecisi FETÖ üyelerini korumaya devam ediyor.
Seçkin Deniz, 13.01.2018



I Told Steve Bannon: ‘We Are Not At War With Islam.’ He Disagreed.

"Steve Bannon'a "Biz İslam'la Savaşta değiliz" dedim, karşı çıktı"

Mayıs 2016’da New York’ta bir eve sohbet için davet edilmiştim. Diğer birçokları gibi ev sahibi de İslam’ın Avrupa’da artan etkisinden endişeliydi ve benimle görüşmek isteme nedeni, 2005-2006’daki Danimarka karikatür krizinin tam da merkezinde yer almamdı. Bu krizi, İslam ile –ifade hürriyeti ve dinleri eleştirip istihza etme hakkı gibi– seküler değerler arasındaki nice çatışmadan sadece biriydi.
Daha evvel hiç görmediğim bir adam salona girip karşıma oturdu. (…)

Kendisini Steve adıyla tanıttı. Soyadının Bannon olduğunu sonradan öğrendim. O dönem alternatif bir Amerikan medya kuruluşu olan, en çok okunup takip edilen haber sitesine dönüşen ve son dönemde Avrupa’ya da yayılan Breitbart News’in başındaydı. Karşılaşmamızdan birkaç ay sonra Bannon, Donald Trump’ın başkan adaylığı kampanyasına baş danışman olarak katıldı. Gerisi zaten herkesin malumu.

10 Ocak 2018 Çarşamba

SA5461/KY64-ZTK45: Ortadoğu 2018: Önceki Gece'nin Sabahı

 2017’DEN 2018’E ZAFER SARHOŞLUĞUNUN MAHMURLUĞU


2018: The morning after the night before

Üç gelişme 2017 yılında Ortadoğu’yu tanımladı. Her biri askerî bir zafer veya cesurca reform adımları olarak ilan edildi. Başarı, saf alkol gibi muzafferlerin başına vurdu ama coşkuları kısa süre sürdü. Her biri bölgesel ittifaklarda benzeri görülmemiş değişimleri tetikledi. 2018’e girerken bu yeni Arap dünyasının gidişatını belirleyenler için ertesi sabah, önceki geceye kıyasla daha çekici görünmüyor.


Bir tercih savaşı


Yılın ilk zaferi, 2016’nın son günlerinde Halep’i geri alan Ruslara gitti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Lazkiye’de bulunan Hmeymim Askeri Üssü’ndeki zafer yürüyüşünde, imdadına yetiştiği Cumhurbaşkanı Beşşar Esed’in önünde arzı endam ederek Suriye’nin yeni emperyal yöneticiliği görevine başlama törenini yapmış oldu. Putin bu manzarayı belki de bilinçsiz bir şekilde Roma genel valisinden kopyalamış olabilir.

6 Ocak 2018 Cumartesi

SA5440/KY64-ZTK44: Trump ve Mattis; Son mu?

Sonsuz Ark'ın Notu:
Trump'ın ona seslendiği şekliyle 'Kuduz Köpek' Savunma Bakanı Jim Mattis, bu lakabı  2003'te vahşice işgal edilen Irak'ta insanlık dışı yöntemlerle müslüman öldürürken alan ve bu analizin yazarı David İgtanius'un ifadesiyle hem cumhuriyetçilerin hem de demokratların saygı duyduğu bir asker... Bugünlerde oldukça işlevsiz hale getirilmiş görüntüsü verilen Dışişleri Bakanı Tillerson'la Mattis'in ortak kullandıkları yöntem "hedefi yavaş yavaş nefessiz bırakıp boğmak", oysa Trump çok hızlı hareket eden, klasik amerikan sinsiliğini pek sevmeyen bir Başkan... anlaşıp anlaşamadıkları hakkında yüzlerce analiz yazılan bu üç ismin ortaya koydukları net işler var; Filistin'i yok ederek İsrail'e teslim etme, Suudi-İran savaşını çıkarmak için gerekli olan gerilimi üretme, Arap Ligi'nde geleneksel ilişkileri yıkıp, Suudi Hanedanınına, Katar-Filistin ve Lübnan liderlerine yapıldığı gibi, tamamen vahşice hakimiyet sağlama çabaları, arap ülkelerinden başka, Güney Kore, Japonya vb ülkelere yüz milyar dolarlarla ifade edilen silah satışları ve Obama'nın başlatıp getirdiği Türkiye karşıtı politikaları sessizce ve sinsice devam ettirme, Avrupa ile tehdit merkezli iletişim kurma biçimi... Toplamda ABD'nin dünyaya bakışında değişen pek fazla bir şey yok; sefil bir kibirle yürümeye başladığı bu günde dünya ile kurduğu geleneksel ilişki biçimini dışarıda bıraksa da ABD hiç değişmedi; bütün kirli organizasyonları ile yaşamaya devam ediyor, böyle devam ettiği için de ABD'nin tanınmış Cumhuriyetçilerinden, eski başkan adayı ve eski Teksas Senatörü Ron Paul'un ifade ettiği gibi "ABD'nin ani ve dehşet verici bir sona doğru sürükleniyor"
Seçkin Deniz, 06.01.2018


Can Trump and Mattis last?
(…)

2017 yılı sona ererken Mattis, Trump’ın solunda oturan ve –başkanlığın siyasi gürültü patırtılarından uzak durmaya çalışarak– onu yandan koruyan iyi asker olmaya devam ediyor. O, iktidara yakınlığıyla zarar görmemiş intibaı veren Trump’ın atadığı nadir isimlerden. Diğer birçok Amerikan kurumunun baskı altında olduğu bir dönemde, Mattis’in başında bulunduğu Pentagon bir istikrar unsuru olarak temayüz ediyor.

Mattis’in tek problemi her iki parti nezdinde de sahip olduğu itibar: Trump’ı sevmeyenlerce hayranlık duyulan ama onun atadığı resmî yetkililerden. Bu da bazı Trump hayranlarını sinirlendiriyor. Beyaz Saray eski danışmanlarından Stephen K. Bannon’un, Mattis’i geleneksel dış politika egemen çevrelerine fazlaca yakın bulduğu söyleniyor. Ancak Trump, “Kuduz Köpek” lakabıyla çağırmaktan hoşlandığı deniz kuvvetlerinden emekli generale saygı duyuyor.

3 Ocak 2018 Çarşamba

SA5427/KY64-ZTK43: Trump Yönetiminde Bölünen Bir Ulus

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız metin çöken imparatorlukların klasik fotoğrafını yansıtmaktadır... Her bir sözcüğü ve cümleyi dikkatle okumanızı öneriyorum; ABD'deki derin çürümeyi, bölünmeyi nasıl büyük bir acı çekerek anlattıklarını göreceksiniz... Keyifli okumalar...
Seçkin Deniz, 03.01.2018


One nation, divided under Trump, with perilous consequences

2017 ve 2018’e dair görüş almak için ülkemizin en tecrübeli birçok eski askerî komutanına başvurdum. Onlardan biri açık açık dedi ki:

“ABD siyaseten içeride o denli bölünmüş halde ki artık dışarıdaki hasımlarımızın saldırılarına açık haldeyiz.”

Bu emekli komutanın korkusu şu: Ülkemiz şu an o denli kutuplaşmış durumda ki –bir savaşa girmek gerektiğinde– halkı seferber etmek bile zor olabilir. Öyle veya böyle barış şartlarında, içerideki mevcut bölünmüşlüğe ve işlevsizliğe rağmen, ülkemiz hayatta kalır. Ama eğer ki ABD yurtdışından, diyelim ki nükleer silahları olan Kuzey Kore’den ciddi bir tehditle karşı karşıya kalırsa bu iç yarıklar bizi felç edebilir.

30 Aralık 2017 Cumartesi

SA5411/KY64-ZTK42: Hariri Niçin Suudi Arabistan'da Tuhaf Şekilde Bir Müddet Kaldı?

"Onlara göre net olan şu: Suudi Arabistan, içinde Hizbullah ile müttefiklerinin de bulunduğu Sayın Hariri’nin koalisyon hükümetini çökmeye zorlayarak, Hizbullah’ın gücünü azaltacak şekilde Lübnan siyasetinde safların yeniden belirlenmesini teşvik etmeye çalıştı."


Why Saad Hariri Had That Strange Sojourn in Saudi Arabia

(…)
Lübnan Başbakanı Saad Hariri, Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’la çölde kampa gideceğini düşünerek tişört ve kot pantolon giymişti.

Ama cep telefonuna el konup korumalarından biri hariç diğerleri yanından uzaklaştırıldı, Suudi güvenlik güçleri tarafından itilip kakıldı ve hakarete uğradı. Ardından da aşağılanmanın zirve noktası geldi: Daha önce yazılmış bir istifa metni eline tutuşturuldu ve Suudi televizyon ekranlarında okumaya zorlandı.

27 Aralık 2017 Çarşamba

SA5396/KY64-ZTK41: Trump, Abbas ile Ürdün'ün Abdullah'ına Nasıl İhanet Etti?

Sonsuz Ark'ın Notu:
David Hearst'a ait aşağıdaki analiz, Türkiye'nin müslüman coğrafya ile ilgilenen yetkin uzmanlarının olmayışının en acı örneklerini sunan detaylarla dolu... dikkatle okumanızı öneriyoruz.
Seçkin Deniz, 23.12.2017

It's personal: How Trump betrayed both Abbas and Abdullah of Jordan

21 Ağustos 1969’da Denis Rohan isimli bir Avustralya vatandaşı, Haçlılara karşı önderlik ettiği askeri seferberlikle Müslümanların kahramanına dönüşen Selahaddin-i Eyyubî (1137-1193)’nin Mescid-i Aksa’ya bir hediyesi olan 800 yıllık ahşap minberi ateşe vermişti. Akıl hastası olarak nitelenmekle birlikte Rohan ilahi emre riayet ettiği düşüncesindeydi. Bütün bunlar, Yahudilerin caminin yıkıntıları üzerine [Süleyman] Mabedini inşa etmesini sağlamak ve böylelikle İsa Mesih’in [yeryüzüne] ikinci gelişini çabuklaştırmak içindi.

Harekete geçirici bir etki

Kadim minberi ve tavanın bir kısmını yakan kundaklama eylemi [Müslümanları] harekete geçirici bir etki yaptı. Bir ay sonra Müslüman ülkelerin 12 lideri ve temsilcisi Fas/Rabat’ta bir araya gelerek İslam Konferansı Teşkilatı (İKT)’nın temellerini attı.

23 Aralık 2017 Cumartesi

SA5374/KY64-ZTK40: Derin Cepler, Derin Kapak: BAE, Körfez'de Bir Casus İmparatorluğu Oluşturmak İçin Eski CIA Yöneticilerine Para Yağdırıyor

"BAE İstihbarat servisini profesyonelleştirmek için Amerikalıları tuttu. Eski Amerikalı casuslar ne kadar uzakta olabilir?"

Deep Pockets, Deep Cover: The UAE Is Paying Ex-CIA Officers to Build a Spy Empire in the Gulf

Batılılar, Abu Dabi’nin kuzeydoğusundaki Zayid Limanı’ndan pek de uzak sayılmayan bir yerdeki tipik bir modern Körfez villasında BAE’lilere modern casusluğun araçlarını öğretiyorlar. İstihbaratın temel bilgilerini veren derslerle başlıyor. (…) Müteakip haftalarda (…) gibi çok daha ileri istihbarat eğitimleri veriliyor.

(…) Tesisler ve dersler, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’nin Batı’dakini model alan bir profesyonel istihbarat kadrosu yaratma çabasının bir parçası.

Eski CIA ve hükümet yetkilileri, ilginç bir görev ve belki çok daha önemlisi, ballı bir kariyer vaadiyle Körfez ülkelerine çekiliyorlar.  

20 Aralık 2017 Çarşamba

SA5358/KY64-ZTK39: Cumhuriyetçi Parti Nasıl 'İsrail Yanlısı' Bir Partiye Dönüştü?

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıdaki analiz bir yahudi analiste aittir ve berrak cümlelerle 'durumu' anlatmaktadır... Bu konularda derin bilgi sahibi olmayan herkesin somut bir şekilde anlayacağı ve okurken gerçeğin bütününü algılayacağı "Evangelik-Siyonist Hristiyanlar" sorununu netleştiren bu metinde en kapsamlı cümle şudur: "Aslında Kudüs konusunda Amerikan politikasında bir değişim için bastıran İsrail yanlısı şahin Yahudilerin yanı sıra bu konuda harekete geçenler, İsrail yanlısı Evanjelik cemaat ve bilhassa Papaz John Hagee’in 3 milyondan fazla üyesi bulunan İsrail İçin Birleşen Hristiyanlar hareketiydi."
Seçkin Deniz, 20.12.2017


How The GOP Became A ‘Pro-Israel’ Party

(…) Amerikan büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınmasına ilişkin tartışmalı kararın bir Cumhuriyetçi başkan tarafından hayata geçirilmesi olgusu, İsrail kurulduğundan bu yana Cumhuriyetçilerin bu ülkeye ilişkin pozisyonunda dramatik bir değişimin göstergesi.

Birçok Amerikalı Yahudi’nin nazarında Cumhuriyetçi Parti, bir zamanlar İsrail’i yeterince desteklemezken şimdilerde birçok Yahudi seçmenin pozisyonunun da ötesine geçen –ve Evanjelik seçmenlerin görüşleriyle uyumlu– politikalara arka çıkan bir partiye dönüştü. İsrail’e her iki partiden birden destek akması hali aşınırken bu tartışmalı hamlenin mevcut parti bölünmesine ivme katma riski var.  

16 Aralık 2017 Cumartesi

SA5332/KY64-ZTK38: Trump, Ortadoğu'daki Yeni İttifak'a Zarar Vermemek İçin Kudüs Kararını Hemen Veremedi

İsrail televizyonu i24 “Strictly Security” programı yapımcısı Barbara Opall-Rome'ın emekli tümgeneral, İsrail Savunma Bakanlığı Politika ve Siyasi-Askeri İşler Eski Direktörü Amos Gilead röportajı 


Birinci İntifada’nın 30. yıldönümündeyiz. Uzunca bir süredir donuk haldeki barış süreci ve hayati bir konu olan Kudüs üzerinden ABD’nin güvenilir bir arabulucu olup olmadığına dair ortaya çıkan yeni sorular dikkate alındığında, acaba önümüzdeki dönemde bir üçüncü intifadanın patlak verme ihtimali var mı?

Birinci İntifada tüm istihbarat servisleri için tam bir sürpriz olmuştu. Aldığımız ders şu oldu: Terör ve barış aynı anda olamaz, birlikte yaşayamazlar. Eğer terör yüzünden birçok İsrailli öldürülüp yaralanıyorsa ve İsrail bir av evine dönüştüyse ve bu terör Arafat’ın bir elinde barış bir elinde terörü taşıyabileceği algılamasından kaynaklanıyorsa… bu hatayı tekrarlamamız gerektiği sonucuna vardık.

13 Aralık 2017 Çarşamba

SA5319/KY64-ZTK37: Trump İçin Kudüs Küresel Kültür Savaşı'nın Bir Uzantısı

"Trump tabii ki Kudüs’ün statüsü meselesinin ne denli hassas olduğunun farkında; tanıma ve [büyükelçiliği] taşıma vaadini kararlılıkla sürdürme kararı, bundan sonra gelebilecek kaosa belki de [kasten] davetiye çıkardığı hissini veriyor."

For Trump, Jerusalem is an extension of a global culture war

(...)

Başkan Trump, [Amerikan büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınacağıyla ilgili] açıklamasında Kudüs’ü “kadim dönemde Yahudi halkının kurduğu başkent” olarak sitayişle niteledi ve ufukta bir çözümün görünmediği çatışmada “yeni bir yaklaşım” benimseme zamanı geldi dedi.

Buradaki ironi şu: Kudüs üzerinden yürüyen tartışmaya eşlik eden asırlık hak iddiasına rağmen mevcut anlaşmazlık aslında oldukça modern. Daha önceki seküler Siyonist nesil, sayısız mezhebin ve mutaassıp grubun vatanı olan kutsal şehre ilgi duymamış, bunun yerine Tel Avivi’i ve yeni İsrail devletinin diğer modern vizyonlarını inşa etmeye odaklanmıştı. Ancak onlarca yıl süren savaşta bu da değişti [Z.T.K. 1967 Savaşı bu noktada bir dönüm noktasıdır].

9 Aralık 2017 Cumartesi

SA5300/KY64-ZTK36: "Donald Trump'ın Arkasında Duran Arap Diktatörler Ekseni"

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıdaki analiz, Trump ve destekçisi diktatörleri öne çıkarmakta, yaklaşık 75 yıllık ABD-Arap Diktatörleri işbirliğini gözden uzaklaştırmayı amaçlamaktadır... 6 Aralık 2017'de Trump tarafından İsrail'in başkenti ilan edilmesi 1995'te çıkarılan bir yasanın başkanlar tarafından ABD'nin 'Ulusal Güvenlik' gerekçesiyle altı ayda bir erteleme geleneğinin terk edilmesi demek... Haziran 2017'de ilk kez erteleyen Trump sadece bir kez daha ertelemedi; bugünü hazırlayan süreç bizzat ABD tarafından hazırlanmıştır ve Trump gelenekselleşen ABD travmatik kararlarından birisinin, daha doğrusu ABD'nin müslümanlara ve araplara yönelik klasik tehditlerinden birinin önündeki engelleri kaldırdı, önceki başkanlardan ne daha az ne de daha fazla sorumluluğu var.  Trump Başkanlık'tan alınma risklerini ortadan kaldırmak için siyonist yahudilerin desteğini amaçlayarak bu kararı aldı. David Hearst, sadece ve sadece Trump'a yüklediği bu sorumluluğu, yine Trump'ı korkutarak açıklıyor, ancak bu açıklama anlamsız, çünkü bu gerçek bir Amerikan Komplosuydu, gerçekleşti:
"İster milliyetçi ister seküler ister İslamcı isterse Hristiyan olsun hiçbir Filistinli, başkentleri olarak Kudüs’ün kaybını kabullenemez ve biz bunun ne anlama geldiğini önümüzdeki günlerde ve haftalarda tam anlamıyla göreceğiz."
Seçkin Deniz, 09.12.2007



The axis of Arab autocrats who are standing behind Donald Trump

"Trump’ın ardındaki eksen Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve Bahreyn veliaht prensleri ile fiili yöneticilerinden müteşekkil."

Böylelikle Donald Trump, Kudüs üzerindeki tarafını ifşa etti. Bunu yapmakla ABD’nin İsrail ile Filistin arasında bir anlaşmaya arabuluculuk edebileceği müzmin yalanını/iddiasını da bir kenara itti. Şu an “tarafsızlık” sözkonusu olamaz. Başkenti Kudüssüz bir Filistin devleti de var olamaz. Bunsuz yeni bir isyanın patlak vermesi sadece bir an meselesi.

6 Aralık 2017 Çarşamba

SA5283/KY64-ZTK35: Değişen Enerji Jeopolitiği

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıdaki analiz bugün yaşanan savaşların, katledilen masum insanların Enerji'ye sahip olma ve dünyaya hükmetme mücadelesinin birer sonucu olduğunu yansıtan önemli bir kanıttır.
Seçkin Deniz, 06.12.2017


The Changing Geopolitics of Energy

2008’de ABD Milli Güvenlik Konseyi, Küresel Trendler 2025’i yayınladığında en kilit tahmin, dünyada daha sıkı bir enerji rekabeti yaşanacağı yönündeydi. Çin’in talebi artıyordu, Kuzey Denizi gibi OPEC örgütüne bağlı olmayan kaynaklar tükenmekteydi. 20 yıllık düşük ve görece istikrarlı fiyatların ardından 2006’da petrol fiyatları 100 doları aşmıştı. 

Birçok uzman, rezervlerin “tükendiği” fikrinden hareketle “petrol üretiminin zirve noktası”ndan bahsediyordu ve üretimin düşük maliyetli ama istikrarsız Ortadoğu’da yoğunlaşacağı, Suudi Arabistan’da bile bütün rezervlerin keşfedildiği, yeni dev petrol sahaları bulmanın artık pek de mümkün olmadığı beklentisindeydi.

2 Aralık 2017 Cumartesi

SA5260/KY64-ZTK34: 50 Yıllık ABD'li İstihbaratçı Trump Muhalifi James Clapper Röportajı

Sonsuz Ark'ın Notu:
2014 yılında Kuzey Kore'yi ziyaret(!) eden, Trump karşıtı olduğu halde Trump'a  "o büyük bir iletişimci" diyen, Trump'ın etrafında eski generallerin bulunmasından memnun olan, Ruslar'ın Trump'ın seçilmesinde rolü olduğunu düşünen, buna karşılık  Trump'ın görevden alınmasına karşı çıkarak, "Diyelim ki görevi kötüye kullanmak suçlamasıyla azledilirse veya daha düşük bir ihtimal de olsa suçlu bulunup hüküm giyerse– ancak ve ancak kutuplaşmanın ve bölünmenin artmasına hizmet eder." önleyici tesbit yapan,  Rusların seçim döneminde Twitter-Facebook gibi alanlarda etkili olduğunu iddia eden (Bu komik iddia için şu çevirimizi okuyabilirsiniz), "Havayı ve gidişatı belirleyen başkanlardır" iddiasıyla çelişik eleştiriler yapan, 50 Yıllık ABD'li İstihbaratçı Trump Muhalifi James Clapper'i okurken ABD'nin gerçekten 'problemli' insanlar tarafından yönetildiğini göreceksiniz...
Seçkin Deniz, 02.12.2017



James Clapper: The Full Transcript

Politico dergisi dış politika başyazarı Susan B. Glasser'in Amerikalı emekli general, Ulusal İstihbarat eski direktörü (2010-2017) ve Savunma İstihbarat Teşkilatı eski direktörü (1991-1995) James Clapper ile röportajı:

Susan B. Glasser: Bugüne kadar kamusal hayatta şahit olduğum en sürpriz başkalaşımlardan birini yaşadınız. ABD’nin en üst istihbarat makamındayken basına konuşmayı sevmemenizle meşhurken şu an Başkan Trump’ı belki de kamuoyu önünde en çok eleştirenlerden ve hâlihazırda yaşanan sıradışı olayları yorumlayanlardan birine dönüştünüz. Sizi değiştiren belirli bir an var mıydı?

29 Kasım 2017 Çarşamba

SA5244/KY64-ZTK33: Suriye'de İran; İsrail'in Kuzey İkilemi

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıdaki analiz neredeyse yarım yüzyıldır İran tehdidi ile yaygara yapıp hemen her gün Filistinlilerin topraklarını çalan ve evlerini yıkan İsrail'in, bunu yaparken de İran'ın İsrail'i hedef göstererek müslüman ülkeleri gergin tutarken gün geçtikçe güçlenmesi  ve sonuçta Irak, Suriye ve Yemen'de Pers imparatorluğunu tesis etmeye yaklaşması bu iki ülke arasında derin ilişkilerin var olduğunu göstermeye yeter. İsrail'in ve İran'ın birlikte çalışarak geldikleri noktada, İran'ın kullandığı şii terörist yapılar İsrail sınırlarına yaklaşarak İsrail'i herhangi çılgın bir gösteride haklı göstermeye çalışıyorlar. Ulusrlararası arenada hemen her gün İsrail'in Suudi Arabistan lehine İran'ı hedef alarak Lübnan'da şii Hizbe saldırmasına dair analizler yayınlanıyor. İlginç bir 'açık savaş sahnesi' var meydanda ve BMGK'ya rağmen herkes özgürce şov yapabiliyor.
Seçkin Deniz, 29.11.2017


Iran in Syria: Israel’s northern dilemma

(...)
İsrail’in kendisini yok etmeye adamış şeytani düşmanlar olarak tanımladığı İran, Hizbullah, Esed rejimi ve diğer güçler tarafından kontrol edilen, İran’dan başlayıp Lübnan üzerinden Akdeniz sahiline kadar uzanan eksene şimdilerde Rusya gibi bir gücün resmen ve alenen onay vererek meşruiyet kazandırmasından daha kötü bir senaryoyu tahayyül etmek İsrail açısından çok zor.

Seçkin Deniz Twitter Akışı