Mısır etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mısır etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Ocak 2025 Perşembe

SA11225/AF52: Türkiye Afrika Boynuzu'nda Mısır ve ABD'yi Nasıl Alt Etti?

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, Demokrasileri Savunma Vakfı'nda (FDD) yerleşik olmayan kıdemli araştırmacı olarak görev yapan ve FDD'nin Türkiye Programı ile Askeri ve Siyasi Güç Merkezi'ne (CMPP) katkıda bulunan, aynı zamanda Command and Staff College-Marine Corps University ve Georgetown University School of Foreign Service'de Güvenlik Çalışmaları Doçenti olarak görev yapan Sinan Ciddi ile FDD araştırma analisti Mariam Wahba'nın ortak çalışmasıdır ve Erdoğan liderliğindeki Türkiye'nin Etiyopya ve Somali arasındaki çatışmaları sona erdiren anlaşmaya katkılarına odaklanmaktadır. Ortak yazarlardan birinin Türk ismine sahip olduğu görülen, ancak "ABD için Türkiye'nin manevrası bir uyandırma çağrısı işlevi görmelidir." diyerek Amerikalı strateji yapıcıları Türkiye'ye karşı açık bir şekilde kışkırtan analizin amaç cümlelerinden biri şudur: "Bu anlaşma Ankara'nın dünya sahnesinde artan iddiasını ve etkisini göstermektedir. Erdoğan, Türkiye'nin ayak izini Afrika'da ve ötesinde, hatta ABD'nin geleneksel nüfuz alanlarına doğru genişletmek istediğini açıkça ortaya koydu. Bu da Türkiye'nin geleneksel güç dinamiklerine, çoğu zaman ABD ve müttefiklerinin aleyhine olacak şekilde, aktif bir şekilde meydan okuduğunu hatırlatıyor." Ancak analistlerin Erdoğan ve Türkiye nefreti şu cümlede daha net görülmektedir: "Türkiye'nin Washington'un yokluğunda bir anlaşmaya aracılık edebilmesi, güç boşluklarının nasıl istismar edilebileceğinin altını çiziyor." 
 Seçkin Deniz, 23.01.2025, Sonsuz Ark 

How Turkey Outplayed Egypt and the U.S. In The Horn Of Africa

"Ankara'nın son jeopolitik kazanımları Suriye'nin ötesine geçiyor."

Türkiye, Etiyopya ve Somali arasında arabuluculuk yaparak iki Afrika ülkesi arasındaki yaklaşık on yıllık rekabeti sona erdiren bir anlaşmaya imza attı. Anlaşma bölgesel istikrar açısından memnuniyet verici bir gelişme olmakla birlikte, Kahire'nin bu çatışmaya aktif olarak müdahil olmaya devam etmesi nedeniyle Türkiye'nin arabuluculuğu Mısır'ın bölgesel stratejisini zorlaştırıyor.

20 Ağustos 2024 Salı

SA10923/SD3224: Büyük Orta Doğu Saatli Bir Bombadır: 2. Bölüm

  Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız bu iki bölümden oluşan analiz, S. Rajaratnam Uluslararası Çalışmalar Okulu'nda kıdemli araştırmacı, Würzburg Üniversitesi Taraftar Kültürü Enstitüsü'nün eş direktörü ve 'The Turbulent World of Middle East Soccer- Orta Doğu Futbolunun Çalkantılı Dünyası'' blogunun ve Dr. Teresita Cruz-Del Rosario ile birlikte yazdığı aynı başlıklı 'Comparative Political Transitions between Southeast Asia and the Middle East and North Africa- Güneydoğu Asya ile Orta Doğu ve Kuzey Afrika Arasında Karşılaştırmalı Siyasi Geçişler' kitabının yazarı Dr. James M. Dorsey'e aittir ve Orta Doğu'daki genel duruma odaklanmaktadır.
Seçkin Deniz, 20.08.2024, Sonsuz Ark 

The Greater Middle East is a ticking time bomb -Part 2

Birinci bölümde bölge geneline ve savaşın sekizinci ayında Hamas'ın Gazze'deki durumuna bakıldı. Bugünkü 2. Bölüm ise savaşın Ürdün, Suudi Arabistan ve Mısır'daki potansiyel etkilerine odaklanıyor.

13 Ağustos 2024 Salı

SA10910/SD3216: Büyük Orta Doğu Saatli Bir Bombadır: 1. Bölüm

  Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız bu iki bölümden oluşan analiz, S. Rajaratnam Uluslararası Çalışmalar Okulu'nda kıdemli araştırmacı, Würzburg Üniversitesi Taraftar Kültürü Enstitüsü'nün eş direktörü ve 'The Turbulent World of Middle East Soccer- Orta Doğu Futbolunun Çalkantılı Dünyası'' blogunun ve Dr. Teresita Cruz-Del Rosario ile birlikte yazdığı aynı başlıklı 'Comparative Political Transitions between Southeast Asia and the Middle East and North Africa- Güneydoğu Asya ile Orta Doğu ve Kuzey Afrika Arasında Karşılaştırmalı Siyasi Geçişler' kitabının yazarı Dr. James M. Dorsey'e aittir ve Orta Doğu'daki genel duruma odaklanmaktadır.
Seçkin Deniz, 13.08.2024, Sonsuz Ark 

The Greater Middle East is a ticking time bomb -Part 1

"Bu iki bölümlük dizi, otokratik Arap yöneticilerin ve ABD'li politika yapıcıların kendi tehlikeleri pahasına görmezden geldikleri gelişmeleri incelemektedir."

Bölgenin en belirgin barut fıçısı olan İsrail ve İran arasında ABD'yi ve Lübnan, Ürdün, Suriye, Yemen ve Körfez ülkeleri gibi bölge ülkelerini çatışmanın içine çekebilecek bölgesel bir yangın riski, politika yapıcıların ve kanaat önderlerinin en önemli gündem maddesi. Yıkıcı insani sonuçları olan Gazze'deki savaş da öyle.

26 Şubat 2024 Pazartesi

SA10602/EK13: Türkiye ve Mısır Neden Yeniden Dost?

   Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, Atina'daki Avrupa ve Amerika İlişkileri Araştırma Enstitüsü'nde uluslararası danışman olarak görev yapan, Türkiye analisti ve yorumcusu Robert Ellis'a aittir ve Türkiye'nin Batı Bloku tarafından terör ve askerî darbe ile birlikte finansal kuşatma altına alınmasına, Mısır'ın da askerî darbe ile demokrasiden koparılmasına hiç değinmeden, nesnellikten uzak bir dille yeni bir eksen oluşturacak olan Türkiye-Mısır ilişkilerine odaklanmaktadır. Neyin nasıl algılandığına dair iyi bir örnek sayılabilecek bu metnin kimi ürküttüğüne de dikkatle bakmak gerekmektedir. Türkiye-Mısır Ekseni tarihi değiştirecek bir güç birliğinin yollarını genişletebilir.
Seçkin Deniz, 26.02.2024, Sonsuz Ark 

Why Turkey and Egypt are Friendly Again

Erdoǧan ve Sisi arasındaki yakınlaşma, daha entegre bir bölgeye doğru yeni bir ivme üretebilir.

Geçtiğimiz hafta Kahire'de Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah El Sisi arasında varılan Sevgililer Günü anlaşması önemli bir diplomatik başarı olarak değerlendirilmelidir.

19 Ocak 2024 Cuma

SA10539/MT230: Dezenformasyon Tunus Devrimini Nasıl Ateşledi?

     Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, Harvard Üniversitesi Orta Doğu İnisiyatifi araştırma görevlisi Sharan Grewal'a aittir ve Tunus'ta, Muhammed Bouazizi adlı bir sokak satıcısının polisle girdiği aşağılayıcı bir tartışmanın ardından 17 Aralık 2010'da kendini yakmasıyla başlayan ve Arap Baharı'nın başlangıcı olarak kabul edilen halk ayaklanmasında elde edilen başarıda General Raşid Ammar liderliğindeki 'ordunun halkın yanında olduğuna' dair dezenformasyonun etkisine odaklanmaktadır. Ne var ki Tunus, Mısır ve Suriye dahil Arap baharının yaşandığı bütün ülkelerde diktatörler yerli yerlerinde durmaktadırlar ve ortada demokrasi adına bir başarı yoktur. Arap Baharı, bir CIA-Amerikan operasyonu olarak milyonlarca Müslümanın öldürülmesini 'sağlamıştır'.
Seçkin Deniz, 19.01.2024, Sonsuz Ark

How Disinformation Fueled the Tunisian Revolution

"Ordunun protestocuları bastırmayı reddettiğine dair bir söylenti direnişi cesaretlendirdi ve rejim içinde karışıklığa yol açtı."

Tunus Devrimi'nin nasıl başarıya ulaştığına dair sıkça duyduğumuz hikaye şu şekildedir: Haftalar süren protestoların ardından Devlet Başkanı Zeynel Abidin Bin Ali, ordunun başındaki General Raşid Ammar'a protestocuların üzerine ateş açmasını emretti. Ancak Ammar bunu reddetti ve ordu kendisini koruyamayınca Bin Ali ülkeden kaçtı. Ammar bu nedenle devrimin bir kahramanı olarak aslanlaştırıldı ve basın onu "hayır diyen adam" olarak adlandırdı.

24 Nisan 2023 Pazartesi

SA10137/SD2730: Egoların Savaşı mı? Sudan'daki Çatışmalar Tel Aviv'den Nasıl Görünüyor?

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yaptığımız İsrailli Gazeteci Barak Ravid'e ait (24 Nisan 2023'te, bugün eklenenle birlikte) üç analizi, ürettiğimiz 'A battle of egos? How does the conflicts in Sudan look from Tel Aviv?- Egoların Savaşı mı? Sudan'daki Çatışmalar Tel Aviv'den Nasıl Görünüyor? başlığı altında yayınlıyoruz. Uluslararası kamuoyunda ABD-Fransa-İngiltere-Rusya-Çin-İsrail-BAE-Suud rekabetinin en şiddetli çatışma alanlarından biri olan Sudan'da Ömer El-Beşir'i deviren iki isim, ordu komutanı General Abdülfettah El Burhan ile Hemedti olarak bilinen Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK-RSF) lideri General Muhammed Hamdan Dagalo arasındaki çatışmaların kökeni hakkında çok detaylı ve objektif analizler yayınlanmamaktadır. Sonsuz Ark okurlarının bu konuda, İsrail'in açık desteği ile Ömer El Beşir'in askerî darbe ile devrilmesinden sonraki son üç yılda Trump'ın arabuluculuğunda imzalanan Abraham Anlaşmaları gereği Sudan'la normalleşme süreci yürüten İsraillilerin bakış açılarından elde edebileceği çok net ayrıntılar olduğunu düşünüyoruz. Sivilleri dışlayan Sudan'daki askerî rejimin içerisinde yaşanan derin ayrışma İsrail'in kendi çıkarları için uygun olan mevcut kaotik ve karanlık ortamın ortadan kalkmasına neden olacaktır. Her zamanki gibi, İsrailli yetkililerin "çatışmaların ülkeyi harap edeceğinden, sivil bir hükümetin kurulmasını engelleyeceğinden ve İsrail ile Sudan arasında bir barış anlaşması ihtimalini sona erdireceğinden büyük endişe duymaları" olan bitenin anlaşılması için yeterince açıklayıcıdır ve en önemlisi analizlerden de görüleceği gibi, "İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın son yıllarda normalleşme süreci konusunda El Burhan ile, Mossad istihbarat teşkilatının da güvenlik ve terörle mücadele konularında Hemedti ile temas halinde olduğu" nettir ve İsrail'in Sudan'da istediği sivil hükümeti kurma çabalarının Sudan'daki çatışmaların temel nedeni olduğunu söylemek kesinlikle mümkündür, İsrail'in, ürettiği krizi 'Egoların avaşı' olarak tanımlaması ve "krizde taraf tutmamak ve ateşkes çağrısı dışında herhangi bir arabuluculuk çabasına dahil olmamak" şeklindeki resmî kararının tek anlamı da budur. Türkiye, BM, ABD, İngiltere, Fransa, Kanada, İsrail, BAE, Suudi Arabistan, Rusya vb, tarafından kaosa ve iç savaşa sürüklenen Sudan'ın çağrısı ile Barış gücü göndermenin temellerini atmalıdır. Sudan yalnız bırakılmamalıdır. 
(Son gelişmeler için Güncel Notlar'a bakınız)
Seçkin Deniz, 24.04.2023, Sonsuz Ark 



A battle of egos? How does the conflicts in Sudan look from Tel Aviv?
 Egoların Savaşı mı? Sudan'daki Çatışmalar Tel Aviv'den Nasıl Görünüyor? 

A- İsrail, Sudan'daki huzursuzluğun (Abraham) barış anlaşması ihtimalini ortadan kaldırmasından korkuyor. 

(Israel fears Sudan unrest could end prospects of peace treaty- Barak Ravid, Tel Aviv, Axios)

Üç İsrailli yetkili, İsrail'in Sudan ordusunu ve paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF) grubunu yöneten generallerle ilişkilerini kullanarak 270'ten fazla kişinin ölümüne neden olan çatışmalara derhal son vermeleri çağrısında bulunduğunu söyledi.

10 Mart 2023 Cuma

SA10075/MT140: Kağıdı Kim İcat Etti? Mısır'daki Yeni Bir Keşif Fikir Birliğini Altüst Etti

   Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz,  gazeteciliğin yanı sıra çatışma, terörizm ve kültür üzerine yazdığı akademik makaleleri Time, New York Review of Books, Nation, Times Literary Supplement ve diğer birçok yayın organında yayınlanan, Cambridge Üniversitesi Orta Doğu Çalışmaları Bölümü'nde misafir araştırmacı, Oxford Üniversitesi Çatışmaların Çözümü Merkezi'nde araştırma görevlisi, Dünya Bilim İnsanları Federasyonu'nda Terörizm ve Çatışma Daimi İzleme Paneli Başkanı ve Uluslararası Diyalog Girişimi'nde Volkan Bursiyeri olarak görev alan, Doğa Bilimleri lisans eğitiminin ardından Cambridge Üniversitesi'nde Bilim Tarihi ve Felsefesi alanında yüksek lisans ve Ortaçağ Arap felsefesi alanında doktora yapan, New Lines dergisi kültür editörü Lydia Wilson'a aittir ve kağıdın ilk kez Çin'de değil de Antik Mısır'da keşfedildiğine dair keşiflere odaklanmaktadır.
Seçkin Deniz, 10.03.2022, Sonsuz Ark

New Discovery in Egypt Upends the Consensus

"Uzun süredir ihmal edilen bir alanda yapılan son keşif, Çin'de ilk kez ortaya çıkmadan 2.000 yıldan fazla bir süre önce orada kullanıldığını ortaya koyuyor."

"Galerilerden birine girdiğimizde, sanki işçiler aletlerini daha dün bırakıp gitmiş gibiydi." Yıllar önce Mısır'ın Sina Yarımadası'nda birlikte seyahat ederken Mısırbilimci Pierre Tallet bana Wadi el-Jarf arkeolojik alanı hakkında bunları anlatmıştı. Ahşap destekler üzerine oturtulmuş bir tekneyi, duvara yaslanmış aletleri tarif etmişti; tekneyi kaldırmak için kullanılan ve yaklaşık 4.600 yıl önce yere bırakıldığından beri dokunulmamış bir ip bile vardı.

12 Kasım 2022 Cumartesi

SA9925/MT106: Bir Keçi Luksor'daki Eski Mısır Hazinelerini Nasıl Keşfetti?

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, "America’s First Female Serial Killer: Jane Toppan and the Making of a Monster- Amerika'nın İlk Kadın Seri Katili: Jane Toppan ve Bir Canavar Yaratmak" adlı kitabın yazarı Mary Kay McBrayer'e aittir ve Mısır/Luksor'da bulunan ilk kraliyet mezarlarının keşif hikayesine, Antik Mısır buluntularının başta Fransızlar ve İngilizler olmak üzere Avrupalılar ve Amerikalılar tarafından talan edilmesine odaklanmaktadır.
Seçkin Deniz, 12.11.2022, Sonsuz Ark

How a Goat Discovered Luxor’s Ancient Egyptian Treasures

"Komik bir kaza" sonrası bir aile, bir kraliyet mezarının gizli sahibi oldu ve yasadışı antika ticareti geliştirdi."

19. yüzyıl Mısır'ında, Ahmed Abdel-Rassoul, ailesinin arazisinde, ailesinin nesiller boyu kârını satıp geçinebileceğini düşündüğü eski antikalara rastladı. Abdel-Rassouller'in, sırf Fransız ve İngiliz sömürgecilerinin eserleri ele geçirip diğer Batılı uluslara vermelerini sağlamak için tarihi çalmakla suçlanmalarını bekleyemezlerdi, ama olan tam olarak buydu.

29 Ekim 2022 Cumartesi

SA9905/MT102: Kaçak Nazi Subayı Alois Brunner Suriyelilere ve Mısırlılara Sorgu Taktiklerini Öğretti

  Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, takma adı Ziad Khoury olan Suriyeli bir yazara aittir ve II. Dünya Savaşı sonrasında Mısır'a kaçan, orada Nâsır'ın işkencecilerini eğittikten sonra Suriye'ye kaçan ve orada da Hükümetin kontrolü altında Suriyeli işkencecileri eğiten Nazi Subayı Alois Brunner'a odaklanmaktadır. Suriye'deki Esad rejimlerinin ne tür bir vahşetin eseri olduğunu anlamamızı sağlayacak olan bu yayını dikkatle okumanızı öneriyoruz.
Seçkin Deniz, 29.10.2022, Sonsuz Ark


A Nazi Taught Interrogation Tactics to Syrians and Egyptians

"Kaçak, Arap milliyetçileri arasında güvenli bir sığınak buldu ve ardından bugüne kadar devam eden işkence yöntemlerini onlarla paylaşmaya devam etti."

Şam, 1988. Sivil giyimli güvenlik personeli, zarif bir konutun ana girişinin etrafında sürekli geziniyor. İkinci katta “önemli” bir Alman kaçağının yaşadığına dair fısıltılar var. O zamanlar gençler olarak, ne zaman o binaya çok yaklaşsak, güvenlik görevlileri dağılmamızı emrediyor ve kaldırıma sadece sakinlerin girmesine izin verildiğine dair uyarıyordu.

23 Temmuz 2022 Cumartesi

SA9758/MT74: Mısır'ın Mirası Nasıl Siyasi Bir Savaş Haline Geldi?

     Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, Mısır doğumlu yazar ve yayıncı Magdi Abdelhadi'ye aittir ve Diktatör Sisi'nin Mısır'ın Pan-Arabizm'ini ve İhvan İslamcılığı'nı reddederek Antik Mısır dönemini, Firavun kültürünü ve dilini yücelten politikalarına odaklanmaktadır. Yazarın, "Mısır milliyetçiliğinin (Arap'a karşıt olarak) dirilişi, özellikle Mısır'ın büyük Kıpti azınlığı ve liberal ya da laik seçmenler gibi kendilerini Arapçılık ve İslamcılık söyleminden dışlanmış görenler olmak üzere, birçok kişinin eski tarihleri hakkında gerçekten hissettiği gururdan faydalanıyor." şeklindeki tespiti dikkate değerdir; Türkiye'de de Antik Yunan'a yapılan atıflarla öne çıkan CHP merkezli 'Kült'e benzer bir arka plan ortaklığını ve diktatöryel genleri görmek mümkündür.
Seçkin Deniz, 23.07.2022, Sonsuz Ark


How Egypt’s Heritage Became a Political Battle
"İslamî, Firavunî veya ikisi birden mi? Yeni bir ulusal kimlik duygusu için geçmişe bakan Mısırlıların karşı karşıya oldukları ikilem bu."

Herhangi bir Mısır banknotunu alın, her iki tarafına da bakın ve ülkenin mirasının birbiriyle yarışan iki dalını göreceksiniz. Tasarımın bir yüzü İslam'ı, diğer yüzü Firavunları çağrıştırıyor. Her ikisinin de ulus tarihinde merkezi bir yeri var, ancak Ptolemaios hanedanlığının sona ermesinden 2.000 yıl sonra ve İslam'ın gelişinden yaklaşık 1.400 yıl sonra Mısırlılar hala her ikisinin ulusal kimliğe katkıları hakkında tartışıyorlar.

11 Haziran 2022 Cumartesi

SA9705/MT62: Arap Dünyası'nın Divaları

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız metin, çeviri, edebiyat, grafik romanlar, Orta Doğu ve çok kültürlülük hakkında yazan yazar, gazeteci ve editör Olivia Snaije'e aittir ve 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkan Arap feministlerin ve ülkenin sinemanın altın çağı olarak bilinen ve 1940'lardan 1960'ların sonuna kadar geçen sürede Mısır film ve müzik dünyasındaki kadın sanatçıların hayatlarına adanmış olan ve Mayıs'tan Eylül'e kadar Paris'teki Institut du Monde Arabe'de (IMA) açık kalacak olan sergi ile Mısır tiyatrosunda uzmanlaşmış bir akademisyen olan Raphael Cormack'in “Midnight in Cairo: The Female Stars of Egypt's Roaring '20s” (Kahire'de Gece Yarısı: Mısır'ın Kükreyen 20'li Yıllarının Kadın Yıldızları) adlı kitabını temel alarak Arap Dünyası'nın 'Divaları'na ve hayatlarına odaklanmaktadır. Okuyacağınız metin yıkılan Osmanlı sonrası egemen olan Küresel Satanist Sistem'in Arapları nasıl büyük bir onursuzluğa, sefalete, kaosa sürüklediğini; bugün 'diva' olarak anılan Arap kadınlarının yakından tutulan ışığın altında neler yaşadıklarını göreceksiniz... (Not: Feyruz ve diğerleri.. 'Diva' dediğinizde aslında neyi örtmüş ve ne demiş oluyorsunuz? 'Diva', İtalyanca'da 'tanrıça' anlamına gelmektedir. Lütfen SA10168/SD2748: İnsan Zihnindeki Teolojik ve Kültürel Çürüme: Şeyh, İdol, Diva ve Diğerleri başlıklı yazıyı okuyunuz)
Seçkin Deniz, 11.06.2022, Sonsuz Ark


The Divas of the Arab World
"Institut du Monde Arabe'de uzun zamandır beklenen bir sergi, 20. yüzyılın başlarındaki feminist şarkıcıların hayatlarını nasıl anıyor?"

Gerçek boyutlu siyah beyaz bir filmin kumaş panellere yansıtıldığı ve sizi 1930'ların Kahire'sine götürdüğü karanlık bir sergi alanına adım attığınızı hayal edin: Sokak arabaları, Doğulu ve Batılı kadınların ve erkeklerin olduğu kalabalık caddelerde dolaşıyor. Kırmızıya boyanmış, yan odalar ilk Mısırlı feministlere adanmıştır. 78 rpm'lik bir akustik gramofon, Birinci Dünya Savaşı'ndan önce ticari bir kayıt yapan ender kadınlardan biri olan Munira al-Mahdiyya'nın şarkılarının kaydını çalıyor. Bir kat yukarıda, kırmızı kadife perdeleri aralayarak 1920'lerden 1970'lere kadar büyük Ortadoğu'nun kültürel yaşamında önemli bir rol oynayan olağanüstü sinema ve müzik dünyasına giriyorsunuz.

7 Mayıs 2022 Cumartesi

SA9657/MT52: Tahrir Meydanı'nda Kafka'dan Kapitalizme

     Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, Mısırlı romancı, şair ve denemeci Youssef Rakha'ya aittir ve Şerif Arafa'nın 1992 tarihli “Terörizm ve Kebap” adlı filmi temelinde, Ocak 2011 devrimiyle ün salan Tahrir Meydanı'ndaki Otoriter Mısır Devleti'nin sembolü olan ve 'Mogamma' adı verilen Hükümet Binasının dönüşümüne ve bu binanın Mısır halkına anımsattıklarına odaklanarak, sistemin ulus aşırı kapitalizme hizmet etmek üzere tasarlandığını vurgulamaktadır: "Yani belki de Mogamma, başından beri kapitalist bir canavar olmaya mahkumdu, ancak bu, mevcut başkalaşımının şokunu ve dehşetini ne kadar iyileştirebilir? Mogamma bir anlamda Kahire'dir ve kaderi şehrin kaderidir. Çok geniş anlamda, devrime rağmen, Ahmed Fatehelbab ve arkadaşları Mısır halkının bir mikrokozmosudur; mirastan mahrum, çaresiz, ama aynı zamanda içinde yaşadıkları yozlaşma ve muhafazakarlığa da alışmışlardır."
Seçkin Deniz, 07.05.2022, Sonsuz Ark


From Kafka to Capitalism in Tahrir Square
"Kahire'deki Mogamma hükümet binası bir zamanlar kabus gibi olan bürokrasi için kullanılan bir kelimeydi. Şimdi farklı ama daha az distopik olmayan bir gelecekle karşı karşıya."

Her yerdeki Mısırlılara tanıdık gelen bir sahne. Sonsuz bir kalabalık, devasa hükümet binasının girişinde itişip kakışıyor. Yüzlerce insan, yük asansörü gibi görünen bir şeye tıka basa dolu koridorlarda ya da merdivenlerden aşağı inmeye çalışanlara karşı mücadele ediyor. Hepsinin burada halletmeyi umdukları acil evrak işleri var, ancak yozlaşmış ve beceriksiz bürokratların, dua etmek, yemek pişirmek için sebze hazırlamak ve telefonlarla kişisel aramalar yapmak için ofisi kullanmak dışında herhangi bir şey yaparken görüldüğü kafes benzeri odalarda hiçbirinin şansı yok.

8 Ocak 2022 Cumartesi

SA9513/MT29: Agatha Christie Mısır'da Gerçeğin İpuçları İçin Kazı Yaptı

  Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız eleştirel analiz, Toronto Üniversitesi'nde Mısırbilim alanında doktora yapan Jun Yi Wong'a aittir ve 2022 Şubat'ında vizyona girecek olan Kenneth Branagh'ın yönettiği Agatha Christie'nin aynı adlı romanından uyarlanan “Death on the Nile (Nil'de Ölüm)” filmi üzerinden Agatha Christie'nin hayatına ve eserlerine odaklanmaktadır. Dikkatli bir okuyucu İngiliz istihbaratının aktif olarak çalıştığı o yıllarda, uçarı bir genç kızın nasıl bir roman yazarına dönüştürüldüğünü görmekte zorlanmayacaktır.
Seçkin Deniz, 08.01.2022, Sonsuz Ark

Agatha Christie Dug for Clues for Real in Egypt
"Suç Kraliçesi, uzun kazı gezilerinde gizem ve arkeoloji tutkusunu birleştirdi."

Uzun bir gecikmeden sonra, Kenneth Branagh'ın “Death on the Nile (Nil'de Ölüm)” filmi nihayet 2022 Şubat'ında vizyona girecek. Nil gezisinde geçen cinayetin gizemi, Agatha Christie'nin en ünlü eserlerinden biridir ve uyarlama için favori olduğu kanıtlanmıştır. Suç Kraliçesi'nin Orta Doğu'ya ve onun kadim geçmişine olan hayranlığı birçok romanında belirgindir, ancak bölgeyle olan bağı çok daha derinlere iner. Bölgenin diğer ülkeleri gibi, Mısır da yaratıcı süreçleri için verimli bir zemindi ve Christie'nin hayatında ve yazarlık kariyerinde birkaç dönüm noktası oluşturdu.

29 Haziran 2021 Salı

SA9275/TG345: Globalistler ve İslamcılar: Yeni Bir Dünya Düzeni İçin 'Medeniyetler Çatışması'nı Kışkırtmak-XIV

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız metin, Red Moon Rising - The Rapture and the Timeline of the Apocalypse Paperback'in yazarı Peter D. Goodgame'ın 'The Globalists and the Islamists' adlı kitabına aittir. "Geçtiğimiz yarım yüzyıl boyunca dinin etkisi, dünyanın Batı kesiminde ve Doğu'nun çoğu kesiminde azaldı. Maneviyat, yaşam standartları yükseldikçe ve popüler kültür de neredeyse tamamen laik hale geldiğinden materyalizmle yer değiştirdi. Orta Doğu'da durum neden farklıydı? Yahudi-Hıristiyan etiği nasıl aşındı, buna karşılık İslam etiği bariz bir canlanma yaşadı mı? Bu çalışma, bu durumun tesadüfen meydana gelen bir şey olmadığını ve militan İslam'ın, uzun vadede bir dünya hükümeti kurulması hedefine ulaşmak için baskın Anglo-Amerikan kurumların küresel seçkinleri tarafından oynanan bir kart olduğunu açıklamaya çalışacaktır." şeklindeki sunumuyla geçmiş yüzyılların resmi tarih söylemlerinin arkasına sarkan ve günümüzdeki kaosun, yaygınlaşan dinsizliğin ve ahlaksızlığın temel nedenlerini, Globalistlerin  'Militan İslam' kavramını üreterek ve müslümanları satanist küresel bir devlet kurmak amacıyla kullanarak Yahudi-Hristiyan Etiğinin aleyhine İslam Etiği'nin lehine bir canlanma yaşayıp yaşamadığını sorgulamaktadır. Eylül 2013'te planladığım ve üzerinde çalıştığım ve 7 Ekim 2018 Pazar günü yayınladığım  'SA6940/SD1156: İslamcılık; Zehirli Maya (Aşı) ya da Masonik Kara Büyü' başlıklı çalışmamda 'İslamcılık' maskesi ve 'Masonluk' aracılığı ile Osmanlı İmparatorluğunun müslüman topluluklarının nasıl ayrıştırıldığını ve kurulan yapay ulus-devletlerin kukla yönetimler tarafından nasıl Satanizmin hizmetine sunulduğunu ve Satanist Masonların İslam'ın içini nasıl boşaltmaya çalıştığını incelemiş ve mason olduğu kesin olarak açığa çıkan câni Fetullah Gülen liderliğindeki dinî cemaat-nurculuk  maskeli FETÖ üyesi generallerce, 15 Temmuz 2016'da, ahlakı ve dinî değerleri önceleyen politikalara sahip Erdoğan liderliğindeki Türkiye'ye askerî darbe yapmaya çalışan ve halk tarafından durdurulan Masonik İslamcılığı şöyle tanımlamıştım: "İslamcılık, 1789'la Fransa'da egemen hâle gelen masonların, yer küredeki bütün imparatorlukları yıkma girişimlerini içeren bütüncül bir organizasyonun Osmanlı İmparatorluğuna yönelik olan hamlesinin adıdır ve Sultan III. Selim’den itibaren güçlenerek II. Mahmut, Abdülmecid, Abdülaziz ve II. Abdülhamid liderliğindeki Osmanlı İmparatorluğu'nu, İstanbul, İzmir, Selanik, Manastır, Mısır, Şam, Beyrut gibi merkezlerde kurulan gizli mason localarında olgunlaştırılarak parçalayan ve yıkan bir hançerdir. Günümüz tartışmalarının amacı da yeniden güçlenen, bölgesel ve küresel bütünleşik bir strateji izleyerek masonların hakimiyet alanlarını daraltan Türkiye Cumhuriyeti'nin Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki yönetimini hedef hâline getirerek yeniden parçalamak ve etkisiz hâle getirmekti", 06.09.2008 tarihli 'SA24/SD5: İslamcılık: Kara Büyü' başlıklı çalışmamda da Peter D. Goodgame'un "Yahudi-Hıristiyan etiği nasıl aşındı, buna karşılık İslam etiği bariz bir canlanma yaşadı mı?" şeklindeki sorusunu o sormadan (2014) 6 yıl önce (2008) cevap vermiştim: "İslamcılık anaforu, Müslüman zihinlerden sürekli yeni kurbanlar devşirmektedir. Geleneksel diye, dışlanan ve aşağılanan bozunmaya uğramış 17,18,19 ve 20. yüzyıl İslam algısına alternatif olarak ortaya konan ve  terakkîyi hedefler görünen İslamcılık kara büyüsü, daha fazla tahrif ve tahribe aracılık etmeden Müslümanların  düşüncelerinden uzaklaştırılmak zorundadır."  Satanistler, önce kendi topluluklarını, Yahudileri -Siyonist-Laik-Fanatik-Ortodoks diyerek parçaladılar ve Yahudi etiğini, tahrif edip etkisizleştirdiler, eş zamanlı olarak Katolik-Ortodoks-Protestan etiğini ve İslam Etiğini yetiştirdikleri profesyoneller aracılığı ile yok ettiler; bugün diktatör Arap liderleri, aynı satanist gücün birer piyonu olarak elde ettikleri dokunulmazlıkla hem İslam'a hem de Müslümanlara yönelik soykırım politikalarını acımasızca uygulamaktadırlar. Yayınladığımız bu çeviri seti, eksik bilinenlerle örtülmek istenen gerçeğin açığa çıkması için faydalı olacaktır diye düşünüyoruz.
Seçkin Deniz, 29.06.2021

The Globalists and the Islamists:
Fomenting the "Clash of Civilizations" for a New World Order

VIII. Kardeşlik Devrimi Devam Ediyor

Bin Ladin 1994 yılında İngiltere'ye yaptığı ziyaretten döndükten sonra Müslüman dünyasında işler ısınmaya başlamıştı. Suudi rejimi, Bin Ladin'in vatandaşlığını alenen iptal ettikten sonra, artan köktendinci huzursuzlukla karşı karşıya kalmıştı. Suud Hanedanı ince bir çizgide yürüyordu; cihadı ve İslam'ın dünya çapında yayılmasını destekliyor ve kutsal yerlerin koruyucusu rolünden yararlanıyordu ancak aynı zamanda ailenin çöküşü, yozlaşması ve kişisel ahlaksızlıkları daha da göze batar hale gelmişti. Bu ikiyüzlülüğün bir sorun haline gelmesi ve cihadın kendi yapıcısı aleyhine dönmesi an meselesiydi.

26 Haziran 2021 Cumartesi

SA9272/TG344: Globalistler ve İslamcılar: Yeni Bir Dünya Düzeni İçin 'Medeniyetler Çatışması'nı Kışkırtmak-XIII

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız metin, Red Moon Rising - The Rapture and the Timeline of the Apocalypse Paperback'in yazarı Peter D. Goodgame'ın 'The Globalists and the Islamists' adlı kitabına aittir. "Geçtiğimiz yarım yüzyıl boyunca dinin etkisi, dünyanın Batı kesiminde ve Doğu'nun çoğu kesiminde azaldı. Maneviyat, yaşam standartları yükseldikçe ve popüler kültür de neredeyse tamamen laik hale geldiğinden materyalizmle yer değiştirdi. Orta Doğu'da durum neden farklıydı? Yahudi-Hıristiyan etiği nasıl aşındı, buna karşılık İslam etiği bariz bir canlanma yaşadı mı? Bu çalışma, bu durumun tesadüfen meydana gelen bir şey olmadığını ve militan İslam'ın, uzun vadede bir dünya hükümeti kurulması hedefine ulaşmak için baskın Anglo-Amerikan kurumların küresel seçkinleri tarafından oynanan bir kart olduğunu açıklamaya çalışacaktır." şeklindeki sunumuyla geçmiş yüzyılların resmi tarih söylemlerinin arkasına sarkan ve günümüzdeki kaosun, yaygınlaşan dinsizliğin ve ahlaksızlığın temel nedenlerini, Globalistlerin  'Militan İslam' kavramını üreterek ve müslümanları satanist küresel bir devlet kurmak amacıyla kullanarak Yahudi-Hristiyan Etiğinin aleyhine İslam Etiği'nin lehine bir canlanma yaşayıp yaşamadığını sorgulamaktadır. Eylül 2013'te planladığım ve üzerinde çalıştığım ve 7 Ekim 2018 Pazar günü yayınladığım  'SA6940/SD1156: İslamcılık; Zehirli Maya (Aşı) ya da Masonik Kara Büyü' başlıklı çalışmamda 'İslamcılık' maskesi ve 'Masonluk' aracılığı ile Osmanlı İmparatorluğunun müslüman topluluklarının nasıl ayrıştırıldığını ve kurulan yapay ulus-devletlerin kukla yönetimler tarafından nasıl Satanizmin hizmetine sunulduğunu ve Satanist Masonların İslam'ın içini nasıl boşaltmaya çalıştığını incelemiş ve mason olduğu kesin olarak açığa çıkan câni Fetullah Gülen liderliğindeki dinî cemaat-nurculuk  maskeli FETÖ üyesi generallerce, 15 Temmuz 2016'da, ahlakı ve dinî değerleri önceleyen politikalara sahip Erdoğan liderliğindeki Türkiye'ye askerî darbe yapmaya çalışan ve halk tarafından durdurulan Masonik İslamcılığı şöyle tanımlamıştım: "İslamcılık, 1789'la Fransa'da egemen hâle gelen masonların, yer küredeki bütün imparatorlukları yıkma girişimlerini içeren bütüncül bir organizasyonun Osmanlı İmparatorluğuna yönelik olan hamlesinin adıdır ve Sultan III. Selim’den itibaren güçlenerek II. Mahmut, Abdülmecid, Abdülaziz ve II. Abdülhamid liderliğindeki Osmanlı İmparatorluğu'nu, İstanbul, İzmir, Selanik, Manastır, Mısır, Şam, Beyrut gibi merkezlerde kurulan gizli mason localarında olgunlaştırılarak parçalayan ve yıkan bir hançerdir. Günümüz tartışmalarının amacı da yeniden güçlenen, bölgesel ve küresel bütünleşik bir strateji izleyerek masonların hakimiyet alanlarını daraltan Türkiye Cumhuriyeti'nin Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki yönetimini hedef hâline getirerek yeniden parçalamak ve etkisiz hâle getirmekti", 06.09.2008 tarihli 'SA24/SD5: İslamcılık: Kara Büyü' başlıklı çalışmamda da Peter D. Goodgame'un "Yahudi-Hıristiyan etiği nasıl aşındı, buna karşılık İslam etiği bariz bir canlanma yaşadı mı?" şeklindeki sorusunu o sormadan (2014) 6 yıl önce (2008) cevap vermiştim: "İslamcılık anaforu, Müslüman zihinlerden sürekli yeni kurbanlar devşirmektedir. Geleneksel diye, dışlanan ve aşağılanan bozunmaya uğramış 17,18,19 ve 20. yüzyıl İslam algısına alternatif olarak ortaya konan ve  terakkîyi hedefler görünen İslamcılık kara büyüsü, daha fazla tahrif ve tahribe aracılık etmeden Müslümanların  düşüncelerinden uzaklaştırılmak zorundadır."  Satanistler, önce kendi topluluklarını, Yahudileri -Siyonist-Laik-Fanatik-Ortodoks diyerek parçaladılar ve Yahudi etiğini, tahrif edip etkisizleştirdiler, eş zamanlı olarak Katolik-Ortodoks-Protestan etiğini ve İslam Etiğini yetiştirdikleri profesyoneller aracılığı ile yok ettiler; bugün diktatör Arap liderleri, aynı satanist gücün birer piyonu olarak elde ettikleri dokunulmazlıkla hem İslam'a hem de Müslümanlara yönelik soykırım politikalarını acımasızca uygulamaktadırlar. Yayınladığımız bu çeviri seti, eksik bilinenlerle örtülmek istenen gerçeğin açığa çıkması için faydalı olacaktır diye düşünüyoruz.
Seçkin Deniz, 26.06.2021

The Globalists and the Islamists:
Fomenting the "Clash of Civilizations" for a New World Order

VII. Bin Laden'in Para Problemleri

Bin Ladin, iki yıl boyunca el-Turabi ve Müslüman Kardeşler'e görev duygusuyla hizmet ettikten sonra, 1993'ün sonunda bir nakit sıkıntısı çekmeye başladı. BCCI’nın (The Bank of Credit and Commerce International) düşüşünden sonra kurulmasına yardım ettiği 'Kardeşlik Grubu' finans ağından istediği zaman para çekmesine izin verilmedi çünkü bu ağa dahil değildi. Bu fonları kendisine dağıtan efendilerine bağımlıydı ve o anda İhvan, Bin Ladin'in finansmana ihtiyaç duyması için herhangi bir neden görmemişti.

12 Haziran 2021 Cumartesi

SA9251/TG343: Globalistler ve İslamcılar: Yeni Bir Dünya Düzeni İçin 'Medeniyetler Çatışması'nı Kışkırtmak-XII

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız metin, Red Moon Rising - The Rapture and the Timeline of the Apocalypse Paperback'in yazarı Peter D. Goodgame'ın 'The Globalists and the Islamists' adlı kitabına aittir. "Geçtiğimiz yarım yüzyıl boyunca dinin etkisi, dünyanın Batı kesiminde ve Doğu'nun çoğu kesiminde azaldı. Maneviyat, yaşam standartları yükseldikçe ve popüler kültür de neredeyse tamamen laik hale geldiğinden materyalizmle yer değiştirdi. Orta Doğu'da durum neden farklıydı? Yahudi-Hıristiyan etiği nasıl aşındı, buna karşılık İslam etiği bariz bir canlanma yaşadı mı? Bu çalışma, bu durumun tesadüfen meydana gelen bir şey olmadığını ve militan İslam'ın, uzun vadede bir dünya hükümeti kurulması hedefine ulaşmak için baskın Anglo-Amerikan kurumların küresel seçkinleri tarafından oynanan bir kart olduğunu açıklamaya çalışacaktır." şeklindeki sunumuyla geçmiş yüzyılların resmi tarih söylemlerinin arkasına sarkan ve günümüzdeki kaosun, yaygınlaşan dinsizliğin ve ahlaksızlığın temel nedenlerini, Globalistlerin  'Militan İslam' kavramını üreterek ve müslümanları satanist küresel bir devlet kurmak amacıyla kullanarak Yahudi-Hristiyan Etiğinin aleyhine İslam Etiği'nin lehine bir canlanma yaşayıp yaşamadığını sorgulamaktadır. Eylül 2013'te planladığım ve üzerinde çalıştığım ve 7 Ekim 2018 Pazar günü yayınladığım  'SA6940/SD1156: İslamcılık; Zehirli Maya (Aşı) ya da Masonik Kara Büyü' başlıklı çalışmamda 'İslamcılık' maskesi ve 'Masonluk' aracılığı ile Osmanlı İmparatorluğunun müslüman topluluklarının nasıl ayrıştırıldığını ve kurulan yapay ulus-devletlerin kukla yönetimler tarafından nasıl Satanizmin hizmetine sunulduğunu ve Satanist Masonların İslam'ın içini nasıl boşaltmaya çalıştığını incelemiş ve mason olduğu kesin olarak açığa çıkan câni Fetullah Gülen liderliğindeki dinî cemaat-nurculuk  maskeli FETÖ üyesi generallerce, 15 Temmuz 2016'da, ahlakı ve dinî değerleri önceleyen politikalara sahip Erdoğan liderliğindeki Türkiye'ye askerî darbe yapmaya çalışan ve halk tarafından durdurulan Masonik İslamcılığı şöyle tanımlamıştım: "İslamcılık, 1789'la Fransa'da egemen hâle gelen masonların, yer küredeki bütün imparatorlukları yıkma girişimlerini içeren bütüncül bir organizasyonun Osmanlı İmparatorluğuna yönelik olan hamlesinin adıdır ve Sultan III. Selim’den itibaren güçlenerek II. Mahmut, Abdülmecid, Abdülaziz ve II. Abdülhamid liderliğindeki Osmanlı İmparatorluğu'nu, İstanbul, İzmir, Selanik, Manastır, Mısır, Şam, Beyrut gibi merkezlerde kurulan gizli mason localarında olgunlaştırılarak parçalayan ve yıkan bir hançerdir. Günümüz tartışmalarının amacı da yeniden güçlenen, bölgesel ve küresel bütünleşik bir strateji izleyerek masonların hakimiyet alanlarını daraltan Türkiye Cumhuriyeti'nin Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki yönetimini hedef hâline getirerek yeniden parçalamak ve etkisiz hâle getirmekti", 06.09.2008 tarihli 'SA24/SD5: İslamcılık: Kara Büyü' başlıklı çalışmamda da Peter D. Goodgame'un "Yahudi-Hıristiyan etiği nasıl aşındı, buna karşılık İslam etiği bariz bir canlanma yaşadı mı?" şeklindeki sorusunu o sormadan (2014) 6 yıl önce (2008) cevap vermiştim: "İslamcılık anaforu, Müslüman zihinlerden sürekli yeni kurbanlar devşirmektedir. Geleneksel diye, dışlanan ve aşağılanan bozunmaya uğramış 17,18,19 ve 20. yüzyıl İslam algısına alternatif olarak ortaya konan ve  terakkîyi hedefler görünen İslamcılık kara büyüsü, daha fazla tahrif ve tahribe aracılık etmeden Müslümanların  düşüncelerinden uzaklaştırılmak zorundadır."  Satanistler, önce kendi topluluklarını, Yahudileri -Siyonist-Laik-Fanatik-Ortodoks diyerek parçaladılar ve Yahudi etiğini, tahrif edip etkisizleştirdiler, eş zamanlı olarak Katolik-Ortodoks-Protestan etiğini ve İslam Etiğini yetiştirdikleri profesyoneller aracılığı ile yok ettiler; bugün diktatör Arap liderleri, aynı satanist gücün birer piyonu olarak elde ettikleri dokunulmazlıkla hem İslam'a hem de Müslümanlara yönelik soykırım politikalarını acımasızca uygulamaktadırlar. Yayınladığımız bu çeviri seti, eksik bilinenlerle örtülmek istenen gerçeğin açığa çıkması için faydalı olacaktır diye düşünüyoruz.
Seçkin Deniz, 12.06.2021

The Globalists and the Islamists:
Fomenting the "Clash of Civilizations" for a New World Order

VI. Dünya Ticaret Merkezi 1993 

Sudan, Hasan el-Turabi yönetiminde ABD'yi Somali'den çıkararak Müslüman Kardeşler için büyük bir zafer elde etti. Ancak, Somali angajmanından önce bile Müslüman Kardeşler, Birleşik Devletleri'n kalbinde büyük bir saldırı olayına karışmıştı. 26 Şubat 1993'te Dünya Ticaret Merkezi bombalaması meydana geldi; altı kişi öldü ve bin kişi yaralandı ve 250 milyon doları aşan hasar gerçekleşti.

27 Kasım 2020 Cuma

SA8961/TG317: Globalistler ve İslamcılar: Yeni Bir Dünya Düzeni İçin 'Medeniyetler Çatışması'nı Kışkırtmak-XI

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız metin, Red Moon Rising - The Rapture and the Timeline of the Apocalypse Paperback'in yazarı Peter D. Goodgame'ın 'The Globalists and the Islamists' adlı kitabına aittir. "Geçtiğimiz yarım yüzyıl boyunca dinin etkisi, dünyanın Batı kesiminde ve Doğu'nun çoğu kesiminde azaldı. Maneviyat, yaşam standartları yükseldikçe ve popüler kültür de neredeyse tamamen laik hale geldiğinden materyalizmle yer değiştirdi. Orta Doğu'da durum neden farklıydı? Yahudi-Hıristiyan etiği nasıl aşındı, buna karşılık İslam etiği bariz bir canlanma yaşadı mı? Bu çalışma, bu durumun tesadüfen meydana gelen bir şey olmadığını ve militan İslam'ın, uzun vadede bir dünya hükümeti kurulması hedefine ulaşmak için baskın Anglo-Amerikan kurumların küresel seçkinleri tarafından oynanan bir kart olduğunu açıklamaya çalışacaktır." şeklindeki sunumuyla geçmiş yüzyılların resmi tarih söylemlerinin arkasına sarkan ve günümüzdeki kaosun, yaygınlaşan dinsizliğin ve ahlaksızlığın temel nedenlerini, Globalistlerin  'Militan İslam' kavramını üreterek ve müslümanları satanist küresel bir devlet kurmak amacıyla kullanarak Yahudi-Hristiyan Etiğinin aleyhine İslam Etiği'nin lehine bir canlanma yaşayıp yaşamadığını sorgulamaktadır. Eylül 2013'te planladığım ve üzerinde çalıştığım ve 7 Ekim 2018 Pazar günü yayınladığım  'SA6940/SD1156: İslamcılık; Zehirli Maya (Aşı) ya da Masonik Kara Büyü' başlıklı çalışmamda 'İslamcılık' maskesi ve 'Masonluk' aracılığı ile Osmanlı İmparatorluğunun müslüman topluluklarının nasıl ayrıştırıldığını ve kurulan yapay ulus-devletlerin kukla yönetimler tarafından nasıl Satanizmin hizmetine sunulduğunu ve Satanist Masonların İslam'ın içini nasıl boşaltmaya çalıştığını incelemiş ve mason olduğu kesin olarak açığa çıkan câni Fetullah Gülen liderliğindeki dinî cemaat-nurculuk  maskeli FETÖ üyesi generallerce, 15 Temmuz 2016'da, ahlakı ve dinî değerleri önceleyen politikalara sahip Erdoğan liderliğindeki Türkiye'ye askerî darbe yapmaya çalışan ve halk tarafından durdurulan Masonik İslamcılığı şöyle tanımlamıştım: "İslamcılık, 1789'la Fransa'da egemen hâle gelen masonların, yer küredeki bütün imparatorlukları yıkma girişimlerini içeren bütüncül bir organizasyonun Osmanlı İmparatorluğuna yönelik olan hamlesinin adıdır ve Sultan III. Selim’den itibaren güçlenerek II. Mahmut, Abdülmecid, Abdülaziz ve II. Abdülhamid liderliğindeki Osmanlı İmparatorluğu'nu, İstanbul, İzmir, Selanik, Manastır, Mısır, Şam, Beyrut gibi merkezlerde kurulan gizli mason localarında olgunlaştırılarak parçalayan ve yıkan bir hançerdir. Günümüz tartışmalarının amacı da yeniden güçlenen, bölgesel ve küresel bütünleşik bir strateji izleyerek masonların hakimiyet alanlarını daraltan Türkiye Cumhuriyeti'nin Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki yönetimini hedef hâline getirerek yeniden parçalamak ve etkisiz hâle getirmekti", 06.09.2008 tarihli 'SA24/SD5: İslamcılık: Kara Büyü' başlıklı çalışmamda da Peter D. Goodgame'un "Yahudi-Hıristiyan etiği nasıl aşındı, buna karşılık İslam etiği bariz bir canlanma yaşadı mı?" şeklindeki sorusunu o sormadan (2014) 6 yıl önce (2008) cevap vermiştim: "İslamcılık anaforu, Müslüman zihinlerden sürekli yeni kurbanlar devşirmektedir. Geleneksel diye, dışlanan ve aşağılanan bozunmaya uğramış 17,18,19 ve 20. yüzyıl İslam algısına alternatif olarak ortaya konan ve  terakkîyi hedefler görünen İslamcılık kara büyüsü, daha fazla tahrif ve tahribe aracılık etmeden Müslümanların  düşüncelerinden uzaklaştırılmak zorundadır."  Satanistler, önce kendi topluluklarını, Yahudileri -Siyonist-Laik-Fanatik-Ortodoks diyerek parçaladılar ve Yahudi etiğini, tahrif edip etkisizleştirdiler, eş zamanlı olarak Katolik-Ortodoks-Protestan etiğini ve İslam Etiğini yetiştirdikleri profesyoneller aracılığı ile yok ettiler; bugün diktatör Arap liderleri, aynı satanist gücün birer piyonu olarak elde ettikleri dokunulmazlıkla hem İslam'a hem de Müslümanlara yönelik soykırım politikalarını acımasızca uygulamaktadırlar. Yayınladığımız bu çeviri seti, eksik bilinenlerle örtülmek istenen gerçeğin açığa çıkması için faydalı olacaktır diye düşünüyoruz.
Seçkin Deniz, 27.11.2020

The Globalists and the Islamists:
Fomenting the "Clash of Civilizations" for a New World Order

V. Bin Ladin Sürgünde

2 Ağustos 1990'da Irak, Kuveyt'i işgal etti ve bin Ladin'in rahat yaşam tarzı sarsıldı. Birdenbire ilgilenilmesi gereken yeni bir tehdit ve üslenmesi gereken yeni bir görev ortaya çıkmıştı. Bin Ladin İşgal günü, Cidde'deki evinden özel jetle Riyad'ın başkentine uçtu. Doğrudan Kral Fahd'ın makamına gitti ve Prens Sultan tarafından karşılandı. Prens'e, Kuveyt'i kurtarmak ve Saddam Hüseyin'in ordusunu sürmek üzere, Suudi Arabistan ordusunu tamamlamak için savaşta tecrübeli 10.000 mücahit gaziden oluşan bir ordu kurmayı teklif ettiği el yazısı ile yazılmış on sayfalık bir not iletti. Biyografi yazarı Adam Robinson durumu şöyle anlatıyor:

15 Kasım 2020 Pazar

SA8945/TG315: Globalistler ve İslamcılar: Yeni Bir Dünya Düzeni İçin 'Medeniyetler Çatışması'nı Kışkırtmak-X

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız metin, Red Moon Rising - The Rapture and the Timeline of the Apocalypse Paperback'in yazarı Peter D. Goodgame'ın 'The Globalists and the Islamists' adlı kitabına aittir. "Geçtiğimiz yarım yüzyıl boyunca dinin etkisi, dünyanın Batı kesiminde ve Doğu'nun çoğu kesiminde azaldı. Maneviyat, yaşam standartları yükseldikçe ve popüler kültür de neredeyse tamamen laik hale geldiğinden materyalizmle yer değiştirdi. Orta Doğu'da durum neden farklıydı? Yahudi-Hıristiyan etiği nasıl aşındı, buna karşılık İslam etiği bariz bir canlanma yaşadı mı? Bu çalışma, bu durumun tesadüfen meydana gelen bir şey olmadığını ve militan İslam'ın, uzun vadede bir dünya hükümeti kurulması hedefine ulaşmak için baskın Anglo-Amerikan kurumların küresel seçkinleri tarafından oynanan bir kart olduğunu açıklamaya çalışacaktır." şeklindeki sunumuyla geçmiş yüzyılların resmi tarih söylemlerinin arkasına sarkan ve günümüzdeki kaosun, yaygınlaşan dinsizliğin ve ahlaksızlığın temel nedenlerini, Globalistlerin  'Militan İslam' kavramını üreterek ve müslümanları satanist küresel bir devlet kurmak amacıyla kullanarak Yahudi-Hristiyan Etiğinin aleyhine İslam Etiği'nin lehine bir canlanma yaşayıp yaşamadığını sorgulamaktadır. Eylül 2013'te planladığım ve üzerinde çalıştığım ve 7 Ekim 2018 Pazar günü yayınladığım  'SA6940/SD1156: İslamcılık; Zehirli Maya (Aşı) ya da Masonik Kara Büyü' başlıklı çalışmamda 'İslamcılık' maskesi ve 'Masonluk' aracılığı ile Osmanlı İmparatorluğunun müslüman topluluklarının nasıl ayrıştırıldığını ve kurulan yapay ulus-devletlerin kukla yönetimler tarafından nasıl Satanizmin hizmetine sunulduğunu ve Satanist Masonların İslam'ın içini nasıl boşaltmaya çalıştığını incelemiş ve mason olduğu kesin olarak açığa çıkan câni Fetullah Gülen liderliğindeki dinî cemaat-nurculuk  maskeli FETÖ üyesi generallerce, 15 Temmuz 2016'da, ahlakı ve dinî değerleri önceleyen politikalara sahip Erdoğan liderliğindeki Türkiye'ye askerî darbe yapmaya çalışan ve halk tarafından durdurulan Masonik İslamcılığı şöyle tanımlamıştım: "İslamcılık, 1789'la Fransa'da egemen hâle gelen masonların, yer küredeki bütün imparatorlukları yıkma girişimlerini içeren bütüncül bir organizasyonun Osmanlı İmparatorluğuna yönelik olan hamlesinin adıdır ve Sultan III. Selim’den itibaren güçlenerek II. Mahmut, Abdülmecid, Abdülaziz ve II. Abdülhamid liderliğindeki Osmanlı İmparatorluğu'nu, İstanbul, İzmir, Selanik, Manastır, Mısır, Şam, Beyrut gibi merkezlerde kurulan gizli mason localarında olgunlaştırılarak parçalayan ve yıkan bir hançerdir. Günümüz tartışmalarının amacı da yeniden güçlenen, bölgesel ve küresel bütünleşik bir strateji izleyerek masonların hakimiyet alanlarını daraltan Türkiye Cumhuriyeti'nin Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki yönetimini hedef hâline getirerek yeniden parçalamak ve etkisiz hâle getirmekti", 06.09.2008 tarihli 'SA24/SD5: İslamcılık: Kara Büyü' başlıklı çalışmamda da Peter D. Goodgame'un "Yahudi-Hıristiyan etiği nasıl aşındı, buna karşılık İslam etiği bariz bir canlanma yaşadı mı?" şeklindeki sorusunu o sormadan (2014) 6 yıl önce (2008) cevap vermiştim: "İslamcılık anaforu, Müslüman zihinlerden sürekli yeni kurbanlar devşirmektedir. Geleneksel diye, dışlanan ve aşağılanan bozunmaya uğramış 17,18,19 ve 20. yüzyıl İslam algısına alternatif olarak ortaya konan ve  terakkîyi hedefler görünen İslamcılık kara büyüsü, daha fazla tahrif ve tahribe aracılık etmeden Müslümanların  düşüncelerinden uzaklaştırılmak zorundadır."  Satanistler, önce kendi topluluklarını, Yahudileri -Siyonist-Laik-Fanatik-Ortodoks diyerek parçaladılar ve Yahudi etiğini, tahrif edip etkisizleştirdiler, eş zamanlı olarak Katolik-Ortodoks-Protestan etiğini ve İslam Etiğini yetiştirdikleri profesyoneller aracılığı ile yok ettiler; bugün diktatör Arap liderleri, aynı satanist gücün birer piyonu olarak elde ettikleri dokunulmazlıkla hem İslam'a hem de Müslümanlara yönelik soykırım politikalarını acımasızca uygulamaktadırlar. Yayınladığımız bu çeviri seti, eksik bilinenlerle örtülmek istenen gerçeğin açığa çıkması için faydalı olacaktır diye düşünüyoruz.
Seçkin Deniz, 15.11.2020

The Globalists and the Islamists:
Fomenting the "Clash of Civilizations" for a New World Order

IV. Usame bin Ladin: İlk Yıllar

Usame 1957 civarında, Yemenli inşaat ustası Şeyh Muhammed bin Ud bin Ladin'in on yedinci oğlu olarak doğdu. Yıllar geçtikçe Muhammed, Kral Abdülaziz'in ve ardından Suudi Arabistan Kralı Faysal'ın güvenilir bir arkadaşı haline geldi ve sahibi olduğu inşaat firması, Mekke'deki Ulu Camii de dahil olmak üzere, Mekke ve Medine'deki kutsal yerleri yenileme işlerini aldı. Ayrıca 1969'da Kudüs'teki El Aksa Camii'nin yenilenmesi ihalesini aldı.

27 Ekim 2020 Salı

SA8919/TG312: Globalistler ve İslamcılar: Yeni Bir Dünya Düzeni İçin 'Medeniyetler Çatışması'nı Kışkırtmak-IX

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız metin, Red Moon Rising - The Rapture and the Timeline of the Apocalypse Paperback'in yazarı Peter D. Goodgame'ın 'The Globalists and the Islamists' adlı kitabına aittir. "Geçtiğimiz yarım yüzyıl boyunca dinin etkisi, dünyanın Batı kesiminde ve Doğu'nun çoğu kesiminde azaldı. Maneviyat, yaşam standartları yükseldikçe ve popüler kültür de neredeyse tamamen laik hale geldiğinden materyalizmle yer değiştirdi. Orta Doğu'da durum neden farklıydı? Yahudi-Hıristiyan etiği nasıl aşındı, buna karşılık İslam etiği bariz bir canlanma yaşadı mı? Bu çalışma, bu durumun tesadüfen meydana gelen bir şey olmadığını ve militan İslam'ın, uzun vadede bir dünya hükümeti kurulması hedefine ulaşmak için baskın Anglo-Amerikan kurumların küresel seçkinleri tarafından oynanan bir kart olduğunu açıklamaya çalışacaktır." şeklindeki sunumuyla geçmiş yüzyılların resmi tarih söylemlerinin arkasına sarkan ve günümüzdeki kaosun, yaygınlaşan dinsizliğin ve ahlaksızlığın temel nedenlerini, Globalistlerin  'Militan İslam' kavramını üreterek ve müslümanları satanist küresel bir devlet kurmak amacıyla kullanarak Yahudi-Hristiyan Etiğinin aleyhine İslam Etiği'nin lehine bir canlanma yaşayıp yaşamadığını sorgulamaktadır. Eylül 2013'te planladığım ve üzerinde çalıştığım ve 7 Ekim 2018 Pazar günü yayınladığım  'SA6940/SD1156: İslamcılık; Zehirli Maya (Aşı) ya da Masonik Kara Büyü' başlıklı çalışmamda 'İslamcılık' maskesi ve 'Masonluk' aracılığı ile Osmanlı İmparatorluğunun müslüman topluluklarının nasıl ayrıştırıldığını ve kurulan yapay ulus-devletlerin kukla yönetimler tarafından nasıl Satanizmin hizmetine sunulduğunu ve Satanist Masonların İslam'ın içini nasıl boşaltmaya çalıştığını incelemiş ve mason olduğu kesin olarak açığa çıkan câni Fetullah Gülen liderliğindeki dinî cemaat-nurculuk  maskeli FETÖ üyesi generallerce, 15 Temmuz 2016'da, ahlakı ve dinî değerleri önceleyen politikalara sahip Erdoğan liderliğindeki Türkiye'ye askerî darbe yapmaya çalışan ve halk tarafından durdurulan Masonik İslamcılığı şöyle tanımlamıştım: "İslamcılık, 1789'la Fransa'da egemen hâle gelen masonların, yer küredeki bütün imparatorlukları yıkma girişimlerini içeren bütüncül bir organizasyonun Osmanlı İmparatorluğuna yönelik olan hamlesinin adıdır ve Sultan III. Selim’den itibaren güçlenerek II. Mahmut, Abdülmecid, Abdülaziz ve II. Abdülhamid liderliğindeki Osmanlı İmparatorluğu'nu, İstanbul, İzmir, Selanik, Manastır, Mısır, Şam, Beyrut gibi merkezlerde kurulan gizli mason localarında olgunlaştırılarak parçalayan ve yıkan bir hançerdir. Günümüz tartışmalarının amacı da yeniden güçlenen, bölgesel ve küresel bütünleşik bir strateji izleyerek masonların hakimiyet alanlarını daraltan Türkiye Cumhuriyeti'nin Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki yönetimini hedef hâline getirerek yeniden parçalamak ve etkisiz hâle getirmekti", 06.09.2008 tarihli 'SA24/SD5: İslamcılık: Kara Büyü' başlıklı çalışmamda da Peter D. Goodgame'un "Yahudi-Hıristiyan etiği nasıl aşındı, buna karşılık İslam etiği bariz bir canlanma yaşadı mı?" şeklindeki sorusunu o sormadan (2014) 6 yıl önce (2008) cevap vermiştim: "İslamcılık anaforu, Müslüman zihinlerden sürekli yeni kurbanlar devşirmektedir. Geleneksel diye, dışlanan ve aşağılanan bozunmaya uğramış 17,18,19 ve 20. yüzyıl İslam algısına alternatif olarak ortaya konan ve  terakkîyi hedefler görünen İslamcılık kara büyüsü, daha fazla tahrif ve tahribe aracılık etmeden Müslümanların  düşüncelerinden uzaklaştırılmak zorundadır."  Satanistler, önce kendi topluluklarını, Yahudileri -Siyonist-Laik-Fanatik-Ortodoks diyerek parçaladılar ve Yahudi etiğini, tahrif edip etkisizleştirdiler, eş zamanlı olarak Katolik-Ortodoks-Protestan etiğini ve İslam Etiğini yetiştirdikleri profesyoneller aracılığı ile yok ettiler; bugün diktatör Arap liderleri, aynı satanist gücün birer piyonu olarak elde ettikleri dokunulmazlıkla hem İslam'a hem de Müslümanlara yönelik soykırım politikalarını acımasızca uygulamaktadırlar. Yayınladığımız bu çeviri seti, eksik bilinenlerle örtülmek istenen gerçeğin açığa çıkması için faydalı olacaktır diye düşünüyoruz.
Seçkin Deniz, 27.10.2020

The Globalists and the Islamists:
Fomenting the "Clash of Civilizations" for a New World Order

III. Müslüman Kardeşler Yayılıyor

Müslüman Kardeşler, II. Dünya Savaşı'nın başında Mısır'ın nüfuzlu Azzam ailesinin üyeleriyle birleşince büyük miktarda prestij kazandı. Abdurrahman, bu Azzam ailesinin en ünlüsüydü ve tüm hayatı İngiliz İmparatorluğu'na hizmetle geçmişti. I. Dünya Savaşı'ndan sonra Libya'daki Senusi Kardeşliğinin siyasi çalışmalarını organize etmeye yardımcı olmak için İngiliz İstihbaratı ile birlikte çalıştı. (1) Çalışmaları çok başarılıydı ve 1951'de Birleşmiş Milletler töreninde Senusi Kardeşliği'nin başkanı Libya kralı ilan edildi (İlk başta Britanya İmparatorluğu'nun sevgilisi Kral İdris I, 1969'da Muammer Kaddafi tarafından devrilene kadar Libya'ya liderlik etti. Kaddafi'nin kendi devrimci örgütü 1966'da Londra'da kurulmuştu (2) ancak rejimi hızla İngilizlerin gözünden düştü.)

14 Ekim 2020 Çarşamba

SA8902/TG310: Globalistler ve İslamcılar: Yeni Bir Dünya Düzeni İçin 'Medeniyetler Çatışması'nı Kışkırtmak-VIII

  Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız metin, Red Moon Rising - The Rapture and the Timeline of the Apocalypse Paperback'in yazarı Peter D. Goodgame'ın 'The Globalists and the Islamists' adlı kitabına aittir. "Geçtiğimiz yarım yüzyıl boyunca dinin etkisi, dünyanın Batı kesiminde ve Doğu'nun çoğu kesiminde azaldı. Maneviyat, yaşam standartları yükseldikçe ve popüler kültür de neredeyse tamamen laik hale geldiğinden materyalizmle yer değiştirdi. Orta Doğu'da durum neden farklıydı? Yahudi-Hıristiyan etiği nasıl aşındı, buna karşılık İslam etiği bariz bir canlanma yaşadı mı? Bu çalışma, bu durumun tesadüfen meydana gelen bir şey olmadığını ve militan İslam'ın, uzun vadede bir dünya hükümeti kurulması hedefine ulaşmak için baskın Anglo-Amerikan kurumların küresel seçkinleri tarafından oynanan bir kart olduğunu açıklamaya çalışacaktır." şeklindeki sunumuyla geçmiş yüzyılların resmi tarih söylemlerinin arkasına sarkan ve günümüzdeki kaosun, yaygınlaşan dinsizliğin ve ahlaksızlığın temel nedenlerini, Globalistlerin  'Militan İslam' kavramını üreterek ve müslümanları satanist küresel bir devlet kurmak amacıyla kullanarak Yahudi-Hristiyan Etiğinin aleyhine İslam Etiği'nin lehine bir canlanma yaşayıp yaşamadığını sorgulamaktadır. Eylül 2013'te planladığım ve üzerinde çalıştığım ve 7 Ekim 2018 Pazar günü yayınladığım  'SA6940/SD1156: İslamcılık; Zehirli Maya (Aşı) ya da Masonik Kara Büyü' başlıklı çalışmamda 'İslamcılık' maskesi ve 'Masonluk' aracılığı ile Osmanlı İmparatorluğunun müslüman topluluklarının nasıl ayrıştırıldığını ve kurulan yapay ulus-devletlerin kukla yönetimler tarafından nasıl Satanizmin hizmetine sunulduğunu ve Satanist Masonların İslam'ın içini nasıl boşaltmaya çalıştığını incelemiş ve mason olduğu kesin olarak açığa çıkan câni Fetullah Gülen liderliğindeki dinî cemaat-nurculuk  maskeli FETÖ üyesi generallerce, 15 Temmuz 2016'da, ahlakı ve dinî değerleri önceleyen politikalara sahip Erdoğan liderliğindeki Türkiye'ye askerî darbe yapmaya çalışan ve halk tarafından durdurulan Masonik İslamcılığı şöyle tanımlamıştım: "İslamcılık, 1789'la Fransa'da egemen hâle gelen masonların, yer küredeki bütün imparatorlukları yıkma girişimlerini içeren bütüncül bir organizasyonun Osmanlı İmparatorluğuna yönelik olan hamlesinin adıdır ve Sultan III. Selim’den itibaren güçlenerek II. Mahmut, Abdülmecid, Abdülaziz ve II. Abdülhamid liderliğindeki Osmanlı İmparatorluğu'nu, İstanbul, İzmir, Selanik, Manastır, Mısır, Şam, Beyrut gibi merkezlerde kurulan gizli mason localarında olgunlaştırılarak parçalayan ve yıkan bir hançerdir. Günümüz tartışmalarının amacı da yeniden güçlenen, bölgesel ve küresel bütünleşik bir strateji izleyerek masonların hakimiyet alanlarını daraltan Türkiye Cumhuriyeti'nin Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki yönetimini hedef hâline getirerek yeniden parçalamak ve etkisiz hâle getirmekti", 06.09.2008 tarihli 'SA24/SD5: İslamcılık: Kara Büyü' başlıklı çalışmamda da Peter D. Goodgame'un "Yahudi-Hıristiyan etiği nasıl aşındı, buna karşılık İslam etiği bariz bir canlanma yaşadı mı?" şeklindeki sorusunu o sormadan (2014) 6 yıl önce (2008) cevap vermiştim: "İslamcılık anaforu, Müslüman zihinlerden sürekli yeni kurbanlar devşirmektedir. Geleneksel diye, dışlanan ve aşağılanan bozunmaya uğramış 17,18,19 ve 20. yüzyıl İslam algısına alternatif olarak ortaya konan ve  terakkîyi hedefler görünen İslamcılık kara büyüsü, daha fazla tahrif ve tahribe aracılık etmeden Müslümanların  düşüncelerinden uzaklaştırılmak zorundadır."  Satanistler, önce kendi topluluklarını, Yahudileri -Siyonist-Laik-Fanatik-Ortodoks diyerek parçaladılar ve Yahudi etiğini, tahrif edip etkisizleştirdiler, eş zamanlı olarak Katolik-Ortodoks-Protestan etiğini ve İslam Etiğini yetiştirdikleri profesyoneller aracılığı ile yok ettiler; bugün diktatör Arap liderleri, aynı satanist gücün birer piyonu olarak elde ettikleri dokunulmazlıkla hem İslam'a hem de Müslümanlara yönelik soykırım politikalarını acımasızca uygulamaktadırlar. Yayınladığımız bu çeviri seti, eksik bilinenlerle örtülmek istenen gerçeğin açığa çıkması için faydalı olacaktır diye düşünüyoruz.
Seçkin Deniz, 13.10.2020

The Globalists and the Islamists:
Fomenting the "Clash of Civilizations" for a New World Order

Bu çalışmanın Birinci Bölümünde anlattığımız gibi, Üçüncü Dünya'ya yapılan ilk saldırı, 1973 Yom Kippur savaşıyla bağlantılı olarak petrol fiyatlarında önceden planlanmış büyük bir artış şeklinde geldi. Ekonomiler enerji arzı olmadan gelişemez ve enerji fiyatlarının dört katına çıkmış olması Hindistan, Brezilya, Pakistan, Endonezya ve Meksika gibi ülkeler için büyük bir gerilemeydi. Daha sonra Pakistan Devlet Başkanı Butto, nükleer enerji geliştirerek durumu çözmeye çalıştığında Kissinger, "Sizi başkalarına ibret olsun diye cezalandıracağız!" diyerek onu tehdit etti. (9) İran Şahı da, ülkesinde bol miktarda petrol bulunmasına rağmen, nükleer enerji geliştirmek için bir program başlatmıştı. Her iki lider de hızla devre dışı bırakıldı.

Seçkin Deniz Twitter Akışı