Hukuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hukuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ağustos 2024 Perşembe

SA10940/AF31: Strasbourg'daki Yargıçlar Yeni İnsan Hakları Uyduruyorlar

    Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, 2023 yılında "Sığınma Hakkı: Demagoji ve İkiyüzlülük Arasında" adlı kitabı yayınlanan Belçika'nın önde gelen sığınma uzmanı olarak, yıllardır Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin sığınma davalarındaki içtihadına karşı eleştirel bir duruş sergileyen, Anayasa Mahkemesi Eski Başkanı ve Belçika Mülteciler Eski Genel Komiseri Emeritus Dr. Marc Bossuyt'a aittir ve AİHM'nin İklim değişikliğini gerekçe göstererek mülteciler lehine verdiği kararlara odaklanmaktadır.
Seçkin Deniz, 29.08.2024, Sonsuz Ark 

The judges in Strasbourg are just making up new human rights

9 Nisan 2024 tarihinde Strazburg'daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Verein Klimaseniorinnen Schweiz davasında İsviçre'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 8. Maddesinde yer alan herkesin özel ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkını ihlal ettiğine karar verdi. Konuya yabancı olanlar, Mahkeme'nin bu maddeyi, AİHS'ye Taraf Devletlerin iklim politikalarının bu maddeyi ihlal edebileceği şekilde yorumlamayı başardığını öğrenince hiç şüphesiz şaşıracaklardır.

8 Aralık 2023 Cuma

SA10477/MT218: Aydınlanmış Despot

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz,  ABD Yedinci Daire Temyiz Mahkemesi yargıcı ve Chicago Üniversitesi Hukuk Fakültesi kıdemli öğretim görevlisi Richard A. Posner'a aittir ve bir anayasası bulunmayan, bunun yerine 'temel yasalar' olarak tanımlanan sıradan yasalarla yasama ve yürütmenin bütün yetkilerini denetleme gücü elde eden; "Yüksek Mahkeme yargıcı bir ayna değildir. O, resmi kendi elleriyle yaratan bir sanatçıdır. O bir yasa koyucudur, yargısal yasama faaliyetinde bulunur." diyen; 1980'lerde, Yüksek Mahkeme'ye girdiği ve orada yavaş yavaş daha fazla güç ve etki kazandığı 1980'lerin ortalarından itibaren, istikrar ölçüsünü veya uzun ömürlülük ölçüsünü sağlayan devletin tüm farklı özelliklerini baltalayan daha fazla yargı müdahalesinde bulunan İsrail Yüksek Mahkemesi Başyargıcı Aharon Barak'ın, 'The Judge in a Democracy- Demokraside Yargıç' adlı kitabına ve kitabın içeriğindeki hukuk anlayışının çarpıklıklarına odaklanmaktadır. Amerikalı yargıç Richard A. Posner'in 'Aydınlanmış Despot' olarak tanımladığı İsrailli Başyargıç Aharon Barak, Müslüman Filistinlilere yönelik her türlü insanlık dışı uygulamalarını sahte bir 'hukuk devleti' çerçevesinde yürütmek, Filistin topraklarını çalmak, uluslararası hukuk normlarına aykırı kararlar alarak İsrail topraklarını genişletmek için Siyonist ideoloji tarafından kullanılmış basit bir yargı tetikçisi olarak bugün İsrail'in demokrasi isteyen kesimi tarafından eleştirilmektedir. Amerikalı yargıç Richard A. Posner'in şu cümlesi İsrail'deki yargıyı yeterince özetleyici niteliktedir: "İsrail olgunlaşmamış bir demokrasi, kötü yönetiliyor; siyasi sınıfı vasat ve yozlaşmış; ölümcül derecede düşmanca bir Müslüman denizinde tehlikeli bir şekilde yüzüyor; ve gerçekten bir anayasaya ihtiyacı var. Barak, siyasi ve hukuki bir boşluğa adım attı ve atiklik ve ustalıkla bir dizi (Laurence Tribe'in toz kapağındaki sözleriyle) "şaşırtıcı derecede hoş sonuçlar" düzenledi. O bir hukuk korsanıydı ve belki de İsrail'in ihtiyacı olan şey buydu."  İsrailli başyargıcın yaptıkları size tanıdık gelebilir; Türkiye darbe anayasası ile yönetilirken demokrasiye aykırı kararlar alan Anayasa Mahkemesi yargıçlarının tutum ve davranışlarını düşünmek isteyebilirsiniz.
Seçkin Deniz, 08.12.2023, Sonsuz Ark

Enlightened Despot

Bazı Demokratların Joe Biden'ı Kurtarabileceğini Düşündüğü Şaşırtıcı İsim

İsrail Yüksek Mahkemesi'nde uzun süre görev yapan ve yakın zamanda zorunlu emeklilik yaşına ulaşan yargıç (sonunda başyargıç) Aharon Barak üretken bir yazar ve bu onun son kitabı. Bu önemli bir belgedir, ancak özündeki değerlerden ziyade, Amerikalı yargıçların yabancı yargı kararlarına atıfta bulunma konusunda neden son derece dikkatli olmaları gerektiğine dair A Kanıtı olarak kabul edilmeye uygunluğu açısından önemlidir. 

3 Nisan 2023 Pazartesi

SA10106/SD2714: Demokrasi Büyük Bir Yalan mı?

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, ABD-Minnesota, Saint Paul'de yazan ve çalışan Nick Pemberton'a aittir ve 6 Ocak 2021'de (6/1) ABD-Washington'da halkın Kongre'ye yönelik işgal girişimleri temelinde Demokrasi'ye yönelik eleştirilere odaklanmaktadır. Analistin, şu cümleleri dikkat çekicidir: "6/1, ardından gelen Biden yönetimi gibi, demokrasinin kendisi ve kendi iyiliği dışında hiçbir şey vaat etmedi. Vurucu bir cümlenin olmaması ne kadar zayıf olduklarını gösteriyor. Ancak işçi sınıfını yabancılaştırırken 6/1'i ve demokrasiyi övmeye devam ettiğimiz için daha da zayıflamış olabiliriz. Bu propagandist anlayışa göre kapitalizm bir kez olsa bile tamamen adildir. Fikirler savaşını kaybediyoruz ve kendimizden başka suçlayacak kimsemiz yok."
Seçkin Deniz, 03.04.2023Sonsuz Ark 

Is Democracy The Big Lie?

"Bunu size söylemekten nefret ediyorum ama ortada büyük bir yalan yok. Sistem diye bir şey yok. Evren kayıtsızdır." Donald Draper

Anthony Dimaggio'nun geçtiğimiz günlerde Counterpunch'ta yayınlanan White Supremacy and January 6: What’s Missing from the Congressional Report- Beyazların Üstünlüğü ve 6 Ocak: Kongre Raporunda Eksik Olanlar başlıklı yazısını çok beğendim. Ayaklanmanın öncelikle beyazların üstünlüğünden kaynaklandığına tüm kalbimle katılıyorum ve elbette bunu destekleyecek rakamlara da sahip.

13 Mart 2023 Pazartesi

SA10079/SD2698: 1,5°C'den Vazgeçme Zamanı Geldi mi?

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, 2006-10 yılları arasında küresel ekonomik büyüme fırsatlarını analiz eden uluslararası bir organ olan bağımsız Büyüme ve Kalkınma Komisyonu'nun başkanlığını yapan, Hoover Enstitüsü Kıdemli Üyesi, General Atlantic'in kıdemli danışmanı ve Küresel Büyüme Enstitüsü başkanı, Luohan Akademisi'nin Akademik Komitesi'nde bulunan ve Asya Küresel Enstitüsü'nün Danışma Kurulu'na başkanlık eden, The Next Convergence: The Future of Economic Growth in a Multispeed World- Bir Sonraki Yakınsama: Çok Hızlı Bir Dünyada Ekonomik Büyümenin Geleceği (Macmillan Publishers, 2012) adlı kitabın yazarı, Stanford Üniversitesi Emeritus Ekonomi Profesörü ve Graduate School of Business'ın eski dekanı, Nobel ekonomi ödüllü Michael Spence'a aittir ve bugüne dek küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırmak gibi bir hedefe ulaşılamadığı için bu hedefi motivasyon bozucu olarak görmekte ve gerçekçi olmadığına odaklanmaktadır. 
Seçkin Deniz, 13.03.2023, Sonsuz Ark 


Is It Time to Give Up on 1.5°C?

"Dünya ekonomisinin karbon yoğunluğu, küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırmak için gereken oranın yakınından bile geçmiyor. Ancak gerçekçi olmayan bir hedefi öne sürmeye devam etmek, insanların motivasyonunun düşmesi ya da çabayı inandırıcı bulmayı bırakması nedeniyle ilerlemeyi engelleyebilirken, daha uygulanabilir bir hedef belirlemek de kendi başına riskler doğuruyor."

Net-sıfır taahhütleri çok moda. Dünya çapında ülkeler, şirketler ve diğerleri net sera gazı emisyonlarını belirli bir tarihe kadar - bazıları için 2030 gibi erken bir tarihe kadar - ortadan kaldırmayı taahhüt ediyor. Ancak net sıfır hedefleri, küresel ısınmayı Paris İklim Anlaşması'nın 1.5° Celsius hedefiyle ya da herhangi bir ısınma seviyesiyle sınırlandırmak anlamına gelmiyor. Tüm farkı yaratan net sıfır emisyona giden yoldur.

6 Mart 2023 Pazartesi

SA10070/SD2693: Hindistan'ın Yeni Süper Güç Olması Batı için Neden Sorun Üretebilir?

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, Nikkei Asia'nın kıdemli kadrolu yazarı Toru Takahashi'ye aittir ve Hindistan'ın 'Süper Güç' olmasındaki risklere odaklanmaktadır.
Seçkin Deniz, 06.03.2023, Sonsuz Ark 

Why India as new superpower could spell trouble for the West

"Dünyanın en büyük demokrasisi gücü arttıkça idealden uzaklaşıyor."

Belirsizliklerle dolu, acı bir şekilde bölünmüş bir dünyada Hindistan, Çin'i gölgede bırakabilecek bir süper güç olmaya çalışıyor.

Ukrayna'daki savaşın bataklığa saplanması ve Pekin'in büyük bir COVID-19 toparlanması olasılığıyla karşı karşıya kalmasıyla Yeni Delhi sessizce jeopolitik profilini yükseltiyor, ancak Hindistan'ın yükselişi Batı demokrasileri için hoş bir haber olmayabilir.

27 Şubat 2023 Pazartesi

SA10061/SD2688: Kimin Hukuk Devleti?

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, Harvard Üniversitesi misafir öğretim üyesi, Stanford Üniversitesi Davranış Bilimleri İleri Araştırmalar Merkezi eski araştırmacısı ve hukuk ve biliş üzerine Avrupa Araştırma Konseyi bursunda baş araştırmacı ve Cambridge Üniversitesi Ampirik Hukuk Çalışmaları Doçenti olan Antara Haldar'a aittir ve eski ABD Başkanı Trump'ın ABD sistemine verdiği tepkiyi temel alarak 'Birinci Dünya' olarak tanımlanan Batı egemenliğindeki Küresel Hukuk Sistemi'ne odaklanmaktadır... Analistin, "Özünde bir "Üçüncü Dünya sorunu" nasıl oldu da aynı zamanda bir "Birinci Dünya sorunu" haline geldi? Aslında her zaman böyleydi. Küresel Kuzey ve Küresel Güney arasındaki sözde farklılıklar, doğru bir bilimsel sınıflandırmayı yansıtmaktan ziyade, her zaman sömürgeci zaferciliğin bir ürünü olmuştur." şeklindeki cümlesi bir tür günah çıkarma olarak değerlendirilebilir.
Seçkin Deniz, 27.02.2023, Sonsuz Ark 

Whose Rule of Law?

"Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın seri hukuk ihlallerine dair artan kanıtlar, hukukun üstünlüğünün zengin, "olgun" ülkelerin güvenilir ve kalıcı bir özelliği olduğu fikrine son vermelidir. Bu şiarın ortadan kalkmasıyla birlikte, etkili hukuk sistemlerinin gerçek dünyadaki temellerini belirleme işi ön plana çıkabilir."

2000'li yılların başında, hukukun üstünlüğünün yokluğunun kesinlikle bir "Üçüncü Dünya sorunu" olduğu, yani Küresel Kuzey'in gelişmiş ekonomilerinin çözdüğü bir sorun olduğu konusunda akademik hukukçular arasında neredeyse bir fikir birliği vardı. Ancak on yıldan biraz daha uzun bir süre sonra ABD, Kongre Binası'nda ayaklanma çıkaracak, kaybettiği bir seçimi iptal ettirmek için komplo kuracak, Beyaz Saray'dan ayrıldıktan sonra gizli belgeleri kaçıracak ve ardından ABD Anayasası'nın "feshedilmesi" çağrısında bulunacak bir adamı başkan olarak seçti.

13 Şubat 2023 Pazartesi

SA10044/SD2678: Kurumsal Güç: Parçalanmış Bir Dünya'da Arbitraj

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı'nın (UNCTAD) Küreselleşme ve Kalkınma Stratejileri bölümünün makroekonomik ve kalkınma politikaları şubesinin başkanı Anastasia Nesvetailova'ya aittir ve "Dünyayı düzeltmek için Davos'takilerden çok sokağa yakın sesler gerekebilir" diyerek Davos'ta daha işbirlikçi bir dünyadan bahseden şirket elitlerinin kullandığı, farklı piyasalarda aynı menkul kıymetler için farklı denge fiyatları oluşmuş olması durumunda, menkul kıymetlerin ucuz olduğu piyasadan alınarak daha pahalı olduğu piyasada satılması demek olan Arbitraj boşluklarına odaklanmaktadır. 
 Seçkin Deniz, 13.02.2023, Sonsuz Ark 

Corporate power: arbitrage in a fractured world

"Davos'ta şirket elitleri daha işbirlikçi bir dünyadan bahsediyorlar; oysa arbitrajları(*) bu uçurumlara dayanıyor."

Bu hafta Dünya Ekonomik Forumu'nda bir araya gelen iş ve siyaset dünyasının liderleri 'parçalanmış bir dünyada işbirliğini' nasıl güçlendireceklerini düşünmekle görevlendirildiler. Eşitsizlikle mücadele etme, iklim adaletini sağlama ve mali istikrarı koruma yönündeki istekleri, girdilerinin arasına serpiştirilmiş olabilir. Ancak tek başına iyi niyet, küresel eşitsizlikleri hızlandıran ve küresel piyasalara olan güveni aşındıran bir sistemin işleyişini çözmek için yeterli değildir.

18 Aralık 2018 Salı

SA7283/SD1224: Sonsuz Ark Sohbetleri 31

"Kuzey Irak'ta ve PKK saflarında bulunarak, bu kanlı plana karşı duran Kürtleri Türkiyeci Kürtler olarak ayrıştıran ABD-AB-İsrail güdümünde kürt geçinenlere karşı Türkiyeli Kürtlerin elinin güçlenmesi gerekiyor. PKK'nın hangi aileden kaç kişiye nasıl zarar verdiğini devlet biliyor ve bugün devlet gücü ve imkanları ile bütün Kürtlerin aydınlatılması mümkün."


Türkiye tarihî günlerden geçiyor. Türkiye topraklarını bölerek Suriye, Irak ve İran'dan toprak alarak ABD-AB kuklası bir Kürdistan kurulmasını içeren yüz yıllık planı tam olarak çökertmek, ABD-PKK işgali altındaki Suriye topraklarına operasyon yapmak üzereyiz. 

Suriye ve Irak'ta göz koydukları topraklar Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeki topraklar gibi Osmanlı toprağıydı, İran sınırları içinde kalan topraklar tarih boyunca da İran sınırları içinde idi. İran ve Irak'ın bir kaç bölgesi dışında Kürtler bu coğrafyada hiçbir zaman salt çoğunluk olarak bulunmadı ve şu anda karşı karşıya kaldığımız plan sadece Türkiye-Irak ve Suriye sınırları içerisinde yine Kürtlerin çoğunlukta bulunmadığı Arap ve Türkmen nüfusun yoğunlukta bulunduğu toprakları da içerecek şekilde genişletilmiş bir amaca hizmet ediyor. 

11 Aralık 2018 Salı

SA7251/SD1218: Sonsuz Ark Sohbetleri 30

"Ancak asla unutulmamalıdır ki, Türkiye seçmeninin destekleyen %52,6'sına karşılık %47,4'ü Erdoğan'ı desteklememektedir ve bu durum Türkiye'nin daha da güçlenmesinin önündeki en büyük engeldir."


Dünya'da büyük bir değişim yaşanıyor; ancak bu değişim, Türkiye'deki ekonomi, tarım, inşaat, eğitim, teknoloji, sağlık, savunma, ulaşım, iletişim, sosyal devlet, adalet, insan hakları, inançlara, ırklara saygı ve demokrasi gibi temel alanlarda yaşanan pozitif gelişmelerin tam aksi yönde ilerliyor. Dünya, hegemonya sahibi ülkelerin bütün özellikleri ile çöküşünü izlerken Türkiye yükseliyor.

4 Aralık 2018 Salı

SA7220/SD1212: Sonsuz Ark Sohbetleri 29

"Kadına şiddet sorunu eğer kanunlarla, polisiye tedbirlerle çözülebilseydi, bugün Avrupa Birliği'nde kadınların üçte biri şiddete maruz kalmış olmazdı. Avrupalıların bu korkunç durumu gizlemeye çalışması Türkiye'yi kör etmemelidir..."


Türkiye yükselen 'kişilik' enerjisini doğru kullanması gereken bir dönemdedir. Eğer yüzlerce yıllık emeğin ürünü olan; kaybedilmiş, yenik, aşağılanarak yok edilmiş, baskı altındaki özgüvenin yeniden oluşum aşamalarının bu son döneminde, tarihin derinliklerinden beslenen ve zihinlerde sadece tortuları kalmış İslam'ın kazandırdığı bu 'kişilik' enerjisini toplumsal ve bireysel özgüvenin inşâsına harcama becerisini geliştiremezse, tıpkı taklit ettiği Batı ve medeniyeti gibi daha azgın şeytani bir kasırganın altında ezilerek yok olur.

27 Kasım 2018 Salı

SA7184/SD1206: Sonsuz Ark Sohbetleri 28

"Türkiye yeni konumu dolayısıyla vatandaşlarını da birinci grup devletlerin vatandaşlarının etkilenme aralığına taşımaya odaklanmalıdır. Dış politik stratejiler, iç politik stratejilerden ayrılmalı ve Türkiye iç politik sorunlarını bugüne dek doğrudan dış politik etkilere açık olarak ele almaktan vazgeçerek farklı bir zemine taşımalıdır."


Türkiye, İngiltere'nin ayrılması ile etki alanı yok olan ve yaşadığı medeniyet travmasının sonuçlarını ekonomik, sosyolojik ve psikolojik çöküş olarak ödeyen ve tarihsel sömürü mirasının tam karşıtı olarak ABD-Çin-Rusya'nın etki alanı olmaya mahkum olan Avrupa Birliği'nin küresel sahneden geri çekilmesi ile birlikte artık Rus-Çin-ABD kutuplaşmasında belirginleşen 'Güvenli Alternatif Güç' özellikleri dolayısıyla farklı bir algısal alana girmiş durumdadır. 

Türkiye'nin dünyada 'Güvenli Alternatif Güç' olduğu gerçeği her geçen gün daha da yerleşik bir algı haline dönüşmektedir. Doğal olarak da bu algının iç politik yansımalarında görmek istediğimiz bazı temel sonuçları vardır.

20 Kasım 2018 Salı

SA7151/SD1200: Sonsuz Ark Sohbetleri 27

"Devlet, geçmişte yapılanın aksine, dileyenin dilediğine değer ve önem atfettiği, ancak birinin diğerini rahatsız etmeyeceği, düşman kabul etmeyeceği bir atmosferi inşâ etmek için bütün yeteneklerini ve güçlerini seferber etmek zorundadır... Devlet herhangi bir ideolojiyi, herhangi bir kişiyi ya da ait olduğu kesimi önemseyecek, öne çıkaracak politikalardan uzak durmalıdır."


Türkiye'nin önünde 2023 Haziran ayına kadar yaklaşık dört buçuk yıl var, Mart 2019'daki yerel seçimler dışında normal koşullarda seçim yok; Türkiye bu geniş zamanı çok verimli kullanmaya çalışmalıdır. Halkın çoğunluğu tarafından güçlü ve demokratik bir ülke olarak inşa edilmiş olan Türkiye artık birer handikap nesnesi olarak tanımlanabilecek ayrıntılarla gündeminin değişmesine izin vermemelidir. Bu ayrıntılar yakın tarihin temel ayrışma sebepleri olarak tahkim edilmiş olsalar bile günümüzde artık eski 'dayatma' niteliklerini kaybetmiş durumdadırlar. 

13 Kasım 2018 Salı

SA7119/SD1194: Sonsuz Ark Sohbetleri 26

"Dış politik hareketliliklerle birlikte iç politik hareketlilikler de artarak sürecektir; ancak bugüne dek engelleyerek, aşarak geldiğimiz uygulamaya konmuş her türlü terör, kaos, iç savaş ve darbe senaryoları sahipleri tarafından asla rafa kaldırılmış değildir."


Doğal olmayan yollarla sistem değişikliği yaşayan toplumlarda, değişimi gerçekleştiren güçlü azınlıkların yeni sistemin yerleşmesi için değişikliklere muhatap kılınan toplumun bütününün onayını almak gibi bir sosyolojik kaygıya sahip olmadıkları açıktır. Türkiye, yönetim sistemi sorunlarıyla iki yüzyıldan fazla bir süredir (1808 ve sonrası) meşgul bir ülke olarak tarihte ilk kez 16 Nisan 2017 referandumuyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni kendi iradesiyle kabul etmiş geniş bir topluma sahiptir. 

27 Temmuz 2014 Pazar

SA798/SD155: Eski Türkiye'nin Engelleri/ Hukuk Bazlı Reformlar ve Ürken Fincancı Katırları

"Hukuksuzluğun içinde bataklananlar, hangi etik ölçeklere göre hukuktan bahsedebilirler ki?"

Bugüne dek elde edilmiş olan kişisel ve kurumsal rantların ve çıkar döngülerinin artık sürdürülebilir olmadığını anlayan bu mantık güdücülerinin esas derdi nedir?
.
Biraz sohbet edelim, tüm kurumlarıyla değişen ve gelişen Türkiye'de hakkında. AK Parti İktidarı'na saldıranların bol olduğu bir zamanda bu sohbet kesinlikle gerekli. Hayatınız boyunca bir şeylerin tarafı olmuşsanız, sohbetimizi anlamanız güç gelebilir, ama eğer; siz de siyâset'in ve kamplaşmaların berbat havasından bunalan bir neslin bunalan çocukları iseniz, gelişmiş ülkelerdeki hayat standartlarını hak ettiğinizi düşünüyorsanız ve bu düşüncelerinizin gerçekleşmesinin siyasetçiler ve partilerle mümkün olduğunun farkındaysanız sohbetimizden tad alacağınıza eminim.

Sohbetimizin ana konuları olacak. Bu ana konular üzerinde birer vatandaş olarak gezineceğiz; eksikleri, fazlalıkları, değişiklikleri, yenilikleri inceleyeceğiz; (Ben meslek birliklerine taktım kafayı. Her şeye karşı çıkıyorlar; dertleri ne görelim beraberce) taraf tutmayacağız, tutsak bile bu kendi tarafımız olacak, bizim için yapılan düzenlemelerin hakkını vereceğiz.

17 Nisan 2014 Perşembe

SA637/SD117: Ahlakî Deformasyon ve Hukukun Üstünlüğü

"Ahlakî deformasyona uğramış bir hukukçunun sosyal dokuyu bozma riski, diğer etkenlerden daha yüksektir."

Hukukun Üstünlüğüne Hâlel Getiren Gayr-î Meşru İlişkiler 

Bir ülkede kamu görevlileri olan hukukçuların (savcı, hakim) kanunların uygulanışında; özellikle suçun tesbitinde, delillerin değerlendirilmesinde ve nihâyetinde kararın verilmesinde mümkün olan en âdil tavrı göstermesi/göstermemesi hukuk sisteminin işlerliğini ve ülkedeki "haklar çatışması"nın sağlığını doğrudan etkiler. Kamu hukukçuları âdil ve tarafsız davranmadıkları zaman, sadece tâciz ettikleri tarafların değil, buna bağlı olarak o ülkede yaşayan insanların tümünün adalete güven duyma hassasiyetlerini de yıpratırlar. Güçlü olan haklı olur, haklı olan güçsüz mağdur olur.

Türkiye, gelişimini maksimum düzeylere taşımış sistemlere göre "hukukun üstünlüğü" kriterlerine maalesef yeterince uyuyor sayılamaz. Türkiye'de adalet hukukçuların özlük haklarından, kanunlardaki sistematik entegrasyon bozukluğuna ve bina/ödenek gibi maddi sebeplerin yetersizliğine kadar bir çok "ağır" sorunla boğuşmaktadır. 

1 Ocak 2014 Çarşamba

SA515/ KY6-SK8: Elinde Silah Olmayan Örgüt...

“Ve bu yazı, bir "sorular yazısı" aslında.”


Birilerinin Başbakan Erdoğan'a sopa gösterdiği açık...  Peki ya hukuk? Günlerdir çelişkilerin altından kalkamıyoruz. Altından kalkanlar var. Bazıları kesin çizgiler ile bir boyuta zaten inanmış sorgulamadan gidenler.

Samimi sorular var...  Günlerdir sorulan... Ve bu yazı bir "sorular yazısı" aslında... Zira doğru soru, doğru cevaplar için başlangıcın olmazsa olmazı.
****
Cemaat kullanıldı mı? Bugüne kadar veya referanduma kadar fiilen iktidarına, muktedirliğine şüphe ile bakılan (başörtü düzenlemesi vs nedeni ile) Ak Parti darbeler ile yüzleşmeyi, cemaat savcıları olduğuna inanılan yani bugün örgüt denilen yapı olmadan yapabilir miydi? Bu bir koalisyon muydu? Veya gönüllü bir koalisyon muydu? Eğer öyle ise bu süreç nasıl yürütüldü?  Malum davalardaki bazı hukukî itirazlara dair göz ardı edilen tutuma mecbur kalınmış gibi davranılmasının sebebi ne? Davalar prensipte haklı ve bugüne kadar müesses nizamın, hukukî zemine taşınmasına izin vermediği suçlarla yüzleşme olarak görülebilir. Ancak içine kısmî hukuksuzluk karıştıysa bugün dikkat çekilen bu hususlar neden o zaman görülmedi? İtirazlar neden şimdiye kadar yasal düzenleme ile cevap bulmadı da şimdi bu gündemde? Darbeler ile yüzleşebilmek için kısmî olarak hatalara göz yummaktan başka çare yok muydu? Eğer öyle ise yürütmenin bu durumdaki payı bugün nasıl değerlendirilir? Bugün yeniden yargılama gündemdeyken hükümetten isimlerin de dinlenmesi gündeme gelir mi? Genelkurmay Adli Müşavirliği bu itirazları, tapelere ekleme yapıldığı ve bazı çevrelerin avukatların uzun zamandır aktardığı nüansları tek tek yeniden inceliyor...

Seçkin Deniz Twitter Akışı