"Dedim ya herkesin bir 15 Temmuz’u var. Bir yandan bedel ödeyen ve bedelini bile haya ettiği için söylemekten imtina edenler… Öbür gün yanda şahsi ve grup çıkarları için selden kütük çalmaya çalışan şerefsiz, alçak hatta çukurların en ön saflarda gerdan kırdığı pardon kıvırdığı…"
15 Temmuz’da ülkeyi büyük bir kaosun içinden çekip çıkaran, çok uluslu konsorsiyumlardan almış olduğu ihale ile “anahtar teslimi işgal, imha ve istila girişiminde” bulunanlara karşı; “Bana ne olur?” diye düşünmeden, “Ölecek miyim? kalacak mıyım?” diye düşünmeden akın akın sokaklara meydanlara çıkan, kolunu bacağın kaybeden yiğitlerin de bir 15 Temmuz’u var.
O gece 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde hem ayağına yediği iki kurşun yüzünden sağ dizine platin takılan ve belki aylarca yürüyemeyecek olan ve hem de işgal askerlerinin üzerine sürdüğü motosikletten düşerek yüzü, gül yüzü, çenesi parçalanan, eski haline gelmesi en az 10 estetik ameliyat daha olması gereken daha gelinliğini bile giyememiş F.B. Öğretmen'in de bir 15 Temmuz’u var hikayesini yazmamın yasak olduğu…