Kumpas etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kumpas etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Şubat 2017 Pazartesi

SA3998/KY1-CÇ375: Kumpas/ Roman - Son Bölüm VIII-3; SON

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Sekiz-Son

-3-
Son

Yavru ve Kâtip Şendilya Cezaevinin ana kapısından birlikte içeri girdiler. Kimliklerini doğrulatıp içeri alındılar. Önce gardiyan olduklarına dair kimlik belgesini uzattılar küçük bir pencereden. Bir el –ki o elin yüzünü iki yıldır ikisi de görmemişti- uzatılan kimlik belgelerini aldı. Bir süre sonra geri verdi. Beyaz elektronik kapı açıldı. İki adım ötedeki el izine duyarlı bir başka kapıya vardılar. 

Kâtip, “Dün ben okutmuştum elimi. Bugün de sen okut!” dedi geri çekilip kısa boylu gardiyana yol verdi. Kısa boylu gardiyan istemeyerek öne geçmiş elini el işareti olan yere bastırmıştı. İşaret yeşile dönmüş kapı açılmıştı. İkisi birlikte geçtiler kapıdan. “Tek Kişilik Hücreler” yazan oku takip ederek TH yazılı bloğun iki adım genişliğindeki holde sessizce yürüdüler. Genelde bu holde konuşmak adetleri değildi. Fakat Yavru bu adeti bugün kırmak için sabırsızlanıyordu.

13 Şubat 2017 Pazartesi

SA3967/KY1-CÇ371: Kumpas/ Roman - Son Bölüm VIII-2

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Sekiz-Son

-2-

Artık ahtapotun tabutunun çivisini çakıyorum. Avukatım Talat’a görüşmek istediğimi bildirdim. Not olarak da –tuhaf bir zorunluluktu bu, avukatınıza gün öncesinden haber vermek zorundaydınız, bunda bir tuhaflık yoktu, tuhaf olan isteğinizi resmi bir kâğıtla bildirmek ve isteğinizin altına kısacık da olsa bir açıklayıcı bir not yazma zorunluluğuydu, bu zorunluluk yalnızca bana mı özgüydü, tüm mahkûmlar için miydi bilmiyorum- “Talat Bey Ahtapotun tabutunun çivisini kesinlikle çakacağız. O gün geldi.” diye yazdım. 

6 Şubat 2017 Pazartesi

SA3944/KY1-CÇ367: Kumpas/ Roman - Son Bölüm VIII-1

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Sekiz-Son

-1-

Uzun boylu gardiyan hemen yanı başında oturan kısa boylu gardiyanın yüzünü buruşturduğunu görünce bu durumun nedenini sorma gereği duymuştu. Sormazsa birlikte çalışmanın, birlikte bir kurumda bulunmanın ruhuna aykırı bir durum olduğuna inanırdı. Anlamını veremediği bir suçluluk duygusuyla dolar taşar, bu duygunun altında ezilirdi. Düpedüz acı çekerdi. O yüzden olanca içtenliğini takınarak ve yapmacık bir çekingenlikle:

“Hayırdır, yüzünü buruşturmuşsun? Ağrın falan mı var?” dedi.

Kısa boylu gardiyan “Kahretsin!” dedi içinden “Yakalanacağımı biliyordum. Şimdi sorularının ardı arkası kesilmez!” Bir cevap vermeliydi. Susmak çözüm değildi. Bunun, yani susmanın bir çözüm olmadığını çoktan öğrenmişti. Başka seçeneği yoktu ve ciddi bir tavırla:

30 Ocak 2017 Pazartesi

SA3921/KY1-CÇ365: Kumpas/ Roman - Bölüm VII-2

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Yedi

-2-

Kaan Ardıç makam aracında genç muhafızla birlikte Şendilya hava alanına doğru gidiyordu. 

Karşılıklı oturuyorlardı araçta. Güneş batmak üzereydi. Genç muhafız dik bir biçimde oturmuş, elleri dizinde bakışları zeminde bir heykel gibi duruyordu.

“Senin adın ne genç adam?” diye sordu Ardıç. 

Genç tok bir sesle “Oğuz Çentik” diye yanıtladı.

“Seni daha önce büroda görmedim. Yenisin galiba!”

23 Ocak 2017 Pazartesi

SA3895/KY1-CÇ362: Kumpas/ Roman - Bölüm VII-1

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Yedi

-1-

Alper Eken iç güvenlik yetkilileri ile toplantıya devam ediyordu. Aklı haber alma örgütü müsteşarının içişleri bakanı ve emniyet genel müdürü ile ilgili söylediklerine takılmıştı. Renk vermemeye, adamları kuşkulandırmamaya gayret ediyordu. Müsteşarın kuşkulu sözleri üzerine başkanlık araştırmadan her iki isim hakkında acil bilgiler istedi. Özellikle maddi durumları üzerine durmalarını istedi. 

İdris Kuzgun’dan fazla kuşkulanmasa da her zaman emniyet genel müdürünün yaşam biçimi kendisini kuşkulandırmıştı. Bir kere adamın dinsel bir yaşam sürmediği, dinsel kaygıları olan biri olmadığını bilmekle beraber bir zamanlar Nizarilerle çok fazla haşir neşir olmasına bir anlam veremiyordu. 

16 Ocak 2017 Pazartesi

SA3869/KY1-CÇ360: Kumpas/ Roman - Bölüm VI-4

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Altı

-4-

Müsteşarın makam odasından gelen silah sesleri üzerine kalabalık bir muhafız ordusu odaya doluşmuştu. Doktor Serpil Hanım kalabalığı yararak içeri girdi. Kaan Bey’i zırhlı odada oturmuş kahkahalarla gülerken buldu. Odadaki herkes şaşkınlık içindeydi. 

"Muhsin hain değilmiş, Muhsin hain değilmiş" diye sevinçten inliyordu. Doktor muhafız ekip liderine işaretle elemanları çıkarmasını söyledi. Ekip lideri başıyla anladığını işaret etti ve tok bir ses tonuyla "Odayı boşaltıyoruz!" emrini verdi. 

9 Ocak 2017 Pazartesi

SA3846/KY1-CÇ358: Kumpas/ Roman - Bölüm VI-3

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Altı

-3-

Kaan Ardıç Salih Çopur’un bulunduğu sorgu odasından on beş yirmi adım uzakta durup  kapı önünde rahat pozisyonunda duran muhafızı baştan ayağa dikkatle süzdü. Ağır adımlarla odaya yaklaştı. Muhafız müsteşarı görür görmez hazır ola geçti. Müsteşar çakı gibi genç muhafızın seri hareketleri karşısında gülmemek için kendini zor tutmuştu. İçinden, “Dayı, ah Dayı sen hep işin gırgırındasın. Bu adamı tören alayından mı bulup getirdin. Elime düşersin elbet, elbet elime düşersin!” diye geçirdi. Muhafıza iyice yaklaştı, "Hiç gelen oldu mu?" diye sordu.

Genç muhafız tok bir sesle "Hayır efendim!" yanıtını verdi.

"Güzel!” dedi dik dik muhafıza bakıp, “Kapıyı açacak mısın?" diye sordu.

2 Ocak 2017 Pazartesi

SA3819/KY1-CÇ356: Kumpas/ Roman - Bölüm VI-2

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Altı

-2-

Miraç, Ümit’ten telefon gelmeden önce eşiyle birlikte evlerinin salonunda oturmuş son canlı bomba olayı ile ilgili dertleşiyorlardı. Miraç söze nasıl başlayacağını bilemiyordu. Eşi Gülendam’ın nasıl tepki vereceğini kestiremiyordu. 

Tarikat her şeyden önce gelirdi ve tarikat mensupları gerektiğinde gözünü kırpmadan tarikata zarar verecek kişilerin önünü kesmek için her şeyi yaparlardı. Buna öldürmek de dahildi. Miraç ölüm eşiğini çoktan geçtiğini biliyordu. Bu saatten sonra ölümden korkmuyordu. Ve fakat eşini çok seviyordu. Eşinin başına bir şey gelme düşüncesi –isterse bunu kendi kendine yapsın- onu derinden yaralıyordu. 

26 Aralık 2016 Pazartesi

SA3794/KY1-CÇ353: Kumpas/ Roman - Bölüm VI-1

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Altı
-1-

SALİH'ÜL EMRE’NİN KARARGÂHI
PENİSİLİNYA, ŞENDİLYA SAATİ İLE 16:00

Salih’ül Emre yaşadığı konağın en büyük salonunu gerekli düzenlemeler yaparak kayıt odası haline getirmişti. Bir yanda kayıt yapan cihazlar bir yanda da düzenlenen, montajlanan kayıtların izlendiği dört dev ekran vardı. İki bölümü ayıran bir bölme vardı. Ekranların hemen karşısında tekli deri bir koltuk, koltuğun her iki yanında da yere atılmış minderler vardı. Koltuk Salih’ül Emre içindi. Minderler yardımcılar içindi. Koltuğun hemen önünde ayaklarını uzatıp koyduğu oturak vardı. 

Salih’ül Emre ve dört yardımcısı çalışan dev bir ekrana kilitlenmişler, zevkten kendilerinden geçmişçesine bir cehennemi andıran görüntülere bakıyorlardı. Sadece bugünkü patlamanın değil diğer üç patlamanın da bir birine eklenmiş görüntülerini izliyorlardı. 

19 Aralık 2016 Pazartesi

SA3772/KY1-CÇ351: Kumpas/ Roman - Bölüm V-11

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Beş
-11-

Alper Eken makam odasında İçişleri Bakanı İdris Kuzgun, emniyet genel müdürü Fuat Sansar ve diğer güvenlik birimi elemanlarından pazar yerindeki büyük çaplı patlamayla ilgili brifing alıyordu. Belli etmemeye çalışsa da oldukça öfkeliydi, öfkeliydi çünkü bu boyutta olmasa da iki ay içinde üç bomba patlamıştı başkentin göbeğinde. 

Öfkeliydi çünkü haber alma müsteşarı Kaan Ardıç’a ulaşamamıştı. Öfkesinin kabarmasında bu ulaşılmazlık daha etken gibiydi. Düpedüz bu bir sorumsuzluk örneğiydi ve böylesi bir sorumsuzluğu kabul etmesi mümkün değil, bunun yaptırımları ağır olacaktı. Belki de bugün şuan istifasını istemeliydi Kaan Ardıç’ın. Ülkeyi birlikte ifritlerden temizleyeceği söylenen adam telefonlarına çıkmamazlık yapıyordu, böyle bir şeye cesaret edebiliyordu. 

12 Aralık 2016 Pazartesi

SA3747/KY1-CÇ347: Kumpas/ Roman - Bölüm V-10

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Beş
-10-

On beş dakika sonra Kaan iki yardımcısı ve operasyon birim bölümü sorumlusu Dayı aynı odadaydılar.

Kaan Dayı’ya üstü örtük, “Misafir için söylediğim yapıldı mı?” diye sordu.

Dayı göz kırpıp, “Evet.. korkarım sizin için bile sizden izin alıp almadığınızı soracak kadar kılı kırk yaran birini bıraktım. İnan şefim ben bile, deyince hani şöyle bir şaşırır ya insan.. o şaşırdı gayet sıradan bir şey söylemişim gibi “anlaşıldı amirim!” dedi.” 

5 Aralık 2016 Pazartesi

SA3717/KY1-CÇ340: Kumpas/ Roman - Bölüm V-9

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Beş
-9-

Kaan Ardıç gerekli talimatları operasyondan sorumlu Dayı kod adlı elemana vermişti. Dayı, kuşu Colnar Aile Danışma Merkezi’nden çıktığı andan itibaren kameralarla gözetleyecekti. Asla birim aracı kullanılmayacaktı. Yuvaya kadar olan güzergah Allah’tan kamera açısından zengindi. Üç kör nokta vardı. Orada da araçlar hazırdı. Kamera menziline girene kadar izleyeceklerdi, çok uzaktan yapılacaktı izleme. Kamera alanına girdiğinde de izleme bırakılacaktı. 

Kuş binadan çıkmış bir süre etrafına bakınmış, gökyüzünü izlemiş sonra da parktaki arabasına binmiş ağır ağır sürmeye başlamıştı. Görünüşü sakindi kuşun. Hiçbir tedirginlik gözlenmiyordu. İlk kör nokta olaysız geçilmişti. Kuş yuvaya doğru geliyordu. En ufacık bir sapma göstermemişti. İkinci kör noktaya geldiğinde kuş kır kahvesinin önünde otomobilini durdurdu. Kahveden içeri girdi. İzlemekle görevli ikinci ekip dayıya durumu bildirdi. Hiçbir hareket yapılmayacaktı.

28 Kasım 2016 Pazartesi

SA3693/KY1-CÇ334: Kumpas/ Roman - Bölüm V-8

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Beş
-8-

Fuat Sansar görüşme biter bitmez, özel telefondan Salih Çopur’u aradı. Telefon uzun uzun çaldı. Neredeyse vazgeçip telefonu kapatacaktı ki bitkin bir ses yankılandı kulaklıktan.

“Benim müdürüm..” 

Bu deyişin anlamını biliyordu Fuat Sansar. Bu deyişin aynını kendisi çıkarmıştı. 25 yaşındaki oğlu Turgut’un feci bir trafik kazasında öldüğü haberini alınca, baş sağlığı için arayanlara bu ses tonuyla yanıt vermişti müdür. Bu bitkin, bu ölgün, bu hayret dolu ses bütün bir ay hatta bütün bir yıl sürmüştü. Bu sesi çok iyi tanıyordu. Gözlerinin önüne yaşadığı o anlar geldi. Oğlunun otomobili hızla bir tırın altına girmişti. Arabanın içinde ikiye katlanmış oğlunun cesedine bakmıştı.

21 Kasım 2016 Pazartesi

SA3668/KY1-CÇ328: Kumpas/ Roman - Bölüm V-7

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Beş
-7-

Kaan Ardıç makam odasında oturmuş gazeteleri gözden geçiriyordu. Tamim denen ifritlerin gazetesini didik didik etmişti. Birinci sayfada hemen hemen başka gazetede olmayan –bir iki gazetede daha vardı onlar da aynı grubun gazetesiydi- bir haber dikkatini çekmişti. 

Mafya tarafından infaz edilen genç bir güvenlikçi. İki kurşun sırtına bir kurşun da alnına sıkılmıştı. Hemen olayla ilgili detayları emniyetten istedi. Tanık yoktu. genç güvenlikçinin evinde adamın anasının bile haberdar olmadığı bir çanta bulmuşlardı, çantadan yüz elli bin dolar çıkmıştı. Çanta havalandırmaya ustaca gizlenmişti ve fakat emniyetten külyutmaz bir ekip eliyle koymuş gibi bulmuşlardı ilk üstün körü aramada.

14 Kasım 2016 Pazartesi

SA3643/KY1-CÇ323: Kumpas/ Roman - Bölüm V-6

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Beş
-6-

Adam kısık doğu aksanlı bir sesle:

“Hiçbir şekilde falso istemiyorum. Kırmızı ışıktan sola dönüyorsun. Ellerin direksiyondan ayrıldığında yaptığın son hareket olmuş olur bilesin. Unutma eğer öldürmek isteseydim şuan çoktan eşek cennetine boylamıştın. Yani yaşayıp yaşamamaya karar verecek olan sensin! Söylediklerimi anladıysan sadece başına salla. Ağzını açmayacaksın! Anladın mı?” dedi.

Yunus Alkış kafasını hafifçe salladı. Yeşil ışık yanınca söylendiği gibi sola saptı. Karanlık sokağa daldı. Sokağın başında siyah bir panelvan bekliyordu.

7 Kasım 2016 Pazartesi

SA3615/KY1-CÇ321: Kumpas/ Roman - Bölüm V-5

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Beş
-5-

Bürosunun kapısı tıklatılınca düşüncelerden sıyrıldı Yunus Alkış. Kapı açıldı. Çaycı kapıdan içeri başını uzattı:

"Efendim çıkacağım da bir emriniz var mı diye baktım!" dedi.


"Teşekkür ederim." dedi Yunus. "Çıkabilirsin, zaten ben de çok durmayacağım, birazdan çıkarım."

Sözlerini bitirdiğinde cebindeki telefon titredi. Çaycıya çıkması için işaret etti Yunus. Adam çekilince telefonu çıkarıp kulağına götürdü. Telefondaki bir erkekti.

31 Ekim 2016 Pazartesi

SA3597/KY1-CÇ320: Kumpas/ Roman - Bölüm V-4

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Beş
-4-

Alpaslan,“La devrem kubura düştün, sandım, seni beklerken uyuya kaldım, bak inan rüya bile görüyordum. Gerçi içine ettin rüyamın ama olsun.. Anamdan fırça yemektense rüyalarımı gözden çıkarırım daha iyi.” dedi gülerek. 

Cevdet sancısı varmış gibi yaptı:

“Say ki de kubura düştüm arkadaş.. içimi oyuyorlar sanki.”

“İyi değilsen doğruca eve git.. ben buradan bir taksi tutar eve giderim, tabi taksi parasını yarın senden alırım!” gülerek karşılığını verdi Alpaslan. 

24 Ekim 2016 Pazartesi

SA3572/KY1-CÇ318: Kumpas/ Roman - Bölüm V-3

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Beş
-3-

Yunus Alkış Cevdet’le görüşmeyi bitirir bitirmez yeni bir telefon numarası tuşladı. Telefonu açan bir kadın oldu.

Yunus "elfün elfi elfün" sözcüklerini söyleyip sustu. Karşı telefondan tuşlara dokunma sesleri çalındı kulağına. Sonra bayan mekanik bir sesle:

"Nasıl yardımcı olabilirim?" diye sordu.

"Acil temizlik elemanı ihtiyacım var. Nihai temizlik. Mafya tipi hesaplaşma. Samatya Bulvarı 54. Sokak. Eşkâli veriyorum; erkek, 30 yaşlarında, 1,90 boy, 80 kilo ağırlık, deri ceket, kot pantolon, spor ayakkabı, uzun saçlı. Temizlikçi 15 dakikadan önce orada olmalı, bu temizlikte süre çok çok önemli. On beş dakikayı geçmemeli!" 

17 Ekim 2016 Pazartesi

SA3547/KY1-CÇ316: Kumpas/ Roman - Bölüm V-2

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Beş
-2-

Cevdet tekrar Yunus’u aradı,“Abi en ufacık sezgi dedin, onun için.” dedi.

Merakla neredeyse bağırarak ,“Ne oldu?” diye yanıtladı.

“Şey.. lavabodan dönmüştüm, masamıza doğru yürürken ben far eder etmez cep telefonunu hızla ve fakat beceriksizce cebine sokmaya çalışıyordu. Belki de bana öyle gelmiştir diye düşündüm yine de kiminle görüştüğünü sordum, biraz tereddütle annem dedi. Tabi doğru olabilir zira annesi hemen her zaman nöbetçi olmadığı zamanlarda geç kaldığından arar da, bu kere biraz farklıydı, çünkü gevezeliği sevmeyen Alpaslan gevezeliğe heveslendi. Bir terslik olmalı, diye düşünüyorum!” dedi.

10 Ekim 2016 Pazartesi

SA3521/KY1-CÇ314: Kumpas/ Roman - Bölüm V-1

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Beş
-1-

Hippi kılıklı kasları bir vücut geliştiricisi gibi güçlü 30’lu yaşlardaki genç polis Alpaslan Kutlu, arkadaşı Cevdet Gülen’e:

"Devrem bu işte bir yanlışlık var!" dedi. 

Cevdet büyük bir ustalıkla evin içinde bulunması zor yerlere gerekli kanıtları yerleştirmiş, son olarak da şifresini kırdığı bilgisayara mafya babalarından biri ile ilgili yazışmalar, yapılacak operasyonlara ait dokümanları yüklüyordu. Alpaslan gözetleme işini yapıyordu. Girdikleri ev kalp krizinden ölen emekli komiser Serdar Akkuş’un eviydi. 

Seçkin Deniz Twitter Akışı