31 Ağustos 2018 Cuma

SA6743/KY28-ATA380: KKTC-TC Savunma İşbirliği Anlaşması

"Türk Silahlı Kuvvetlerine ait Hava Kuvvetlerinin Geçitkale havaalanında, Deniz Kuvvetlerinin Gemi Konağında ve Kara Kuvvetlerinin de Kuzey sahili boyunca uygun bir lokasyonda askeri üsler kurmaları, KKTC’nin savunmasına büyük bir katkı koyacak."


ABD, İsrail Devletinin bağımsızlığını ilan ettiği 1948 yılından beridir fiilen İsrail’e kapağı atmakla kalmadı, ekonomik ve askeri olarak hep yanında yer aldı. Özellikle 6 Ekim 1973'te başlayan Yum Kippur savaşının ilk dört gününde Mısır ve Suriye ordularının kuzeyden ve güneyden eşzamanlı saldırıları karşısında büyük bir yenilgiye uğrayan İsrail, yenilgiden kurtulmanın yegane çaresini nükleer bomba kullanmakta bulmuştu. 

ABD buna izin vermemiş ancak uluslararası anlaşmalara, hukuka ve teamüllere aykırı olarak, Suriye ve Mısır’a savaş ilan etmeden, bir hava köprüsü kurmuş ve İsrail’e silah, cephane ve asker takviyesi yaparak, savaşın sonucunu İsrail’in lehine çevirmeyi başarmıştı.  

SA6742/KY1-CÇ536: Belki de Ben Değildim

"Duramazdım. Çıktım. Hışımla. Öfkeyle."


Evin içinde bir matem havası olacağını ummuştum. Ummak değil de beklemiştim mi, desem? Ummakla beklemek ayrı şeyler mi? Sözlüksel anlamda sormuyordum. Sanki derin bir farklılık varmış gibime geliyordu. Fazla takılmanın ne anlamı ne de gereği vardı. Apaçık ummuştum. Ve göremeyince de hayal kırıklığına uğramıştım.

Sanki yıllar geçmişti de unutulmuştu. Öğle ile akşamın karanlığı arasında ne kadarlık bir süre vardır ki unutturdu ölümü. Hem de herkesin sevgilisiydi güya. Demek bir ben gerçekten sevmiştim. Bir beni yaralamıştı zavallı “Tuti”nin apansız ölümü.

SA6741/KY27-ŞT78: Nobelli Yazar V. S. Naipaul'ün Eserlerinde Konuşan Kimdi: Hintli mi, Efendisi mi?

"Bilinen gerçektir; pasif direnişçi Büyük Hindî/Ghandi’nin sofrasına, mecbur olsun da yesin diye, Tanrısını kesip koyanlar da yine bu bilgiyi marabadan kıskanan efendilerden başkası değildir."


Son 25 yılın edebiyat yıldızlarından H. Kureishi ve Z. Smith gibi ‘öte yerler’den gelerek İngiliz edebiyatına eklenmiş ‘kırma/melez’ Hint asıllı yazar ve 2001 Nobel ödüllü alan Vidiadhar Surajprasad Naipaul geçtiğimiz hafta öldü. V. S. Naipaul de tıpkı kendinden sonrakiler gibi düpedüz İngiliz edebiyatına mensup bir yazardı. Hem de Nobelli...

Batı edebiyatı neredeyse 40 yıldır, efendilerinden öğrendikleri dili -çağın ‘lingua franca’sı / evrensel dil’ hükmündeki İngilizceyi- efendiden daha beceriyle kullanan bu melez evlatlarını nereye koyacağını bilemedi. Naipaul’ü de bir yere koyamayınca kendi içine almıştı.

SA6740/KY69-EY194: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA6739/KY48-SY69: "Parodi"

"Hiç olmazsa bu "iç sorunumuz" bizi biraz düşündürsün. Yıllardır derimizin altında farkedemediğimiz bu kangreni, ilk irini derinin üzerine sızdığında görelim bari."


03 Şubat 2000, Perşembe

Siyaset, toplumsal hayat, eğitim.. bütün yaşama alanlarımız, "kendi"liğinden sıyrılıp yavaş yavaş "film"leşiyor.

Gani Müjde''nin indimde Müjde Ar kadar değeri yok. İtibar ettiği sanatsal(!) anlayış, medet umduğu mizahî sefalet bence dikkatle irdelenmeye değil; sıkıntıyla gülmeye değecek bir durum. Ancak "parodiyi" öyle bir zamanlama becerisiyle ortaya sürdü ki, hakkaten tebrik etmek lazım. Çünkü parodi, şu sıralar Türkiye''nin tek gerçekliği olarak durmaktadır. (Parodi: kısaca, konusu filmler olan film.) Siyaset, toplumsal hayat, eğitim.. bütün yaşama alanlarımız, "kendi"liğinden sıyrılıp yavaş yavaş "film"leşiyor. Yaşamın bütün aktörleri, o yaşamı oluşturan ve sürdüren etten kemikten insanlar değil de, sinirleri ağır işiten, bön birer seyirci konumuna doğru gerilemiş bulunuyor.

30 Ağustos 2018 Perşembe

SA6738/KY47-OE20: Ekonomik Savaş; Tüketici Fiyat Endeksi Yönetimi ve Merkez Bankası

 "Yaşanan ekonomik savaşın doğrudan etkilediği veya etkilemediği mal ve hizmetlerde yaşanması muhtemel spekülatif ve manipülatif fiyat artışı hareketlerinin hanehalkı için doğrudan hayat pahalılığı anlamına geleceği çok açıktır." 


Son dönemlerde Lira'ya karşı doların silah olarak kullanılması ekonomik savaş olarak değerlendirilmektedir. 

Yabancı para birimi ile ithal edilen ana kalemlerin başında enerji tüketimi gelmektedir. Petrol ve türevleri, doğalgaz, elektrik gibi enerji ve yakıt kaynakları yabancı para birimi üzerinden ithal edildiklerinden kurdaki istikrarsız ve yukarı doğru hareketlenme ülkede yaşayan hanehalkı ile birlikte iş-üretim yapan tüm kesimleri etkileme gücüne sahiptir.

SA6737/DT38: Ansiklopedi Setlerimizin Tozları

"Tozu alınacak çok şeyimiz var, farkına varabilirsek eğer..."


Ansiklopedi setlerinin tozunu alıyor hanım; tahmin ediyorum söyleniyordur. Ama ben onları aldığımda internet yoktu; çocuklarım benim gibi, merak ettikleri basit veya karmaşık herhangi bir konuyu araştırmak için kütüphane kütüphane gezmesinler diye düşünmüştüm. 

Diyanet'in birkaç ansiklopedilik eserinden başka bütün olarak biri Hachette Axis ansiklopedi seti, diğeri Asım Köksal'ın İslam Tarihi ansiklopedi seti; bir de 1924 basım Ömer Rıza (Doğrul)'nın Osmanlıca Asr-ı Saadet seti var, diğer yüzlerce kitabı saymıyorum. Şu anda üniversitede olan şehzâdemiz her ikisini de kullanmış, ama küçüklerin kullandıklarını sanmıyorum. Merak ettikleri şeyi internetten kolaylıkla öğreniyorlar, kitapları ise okul ve heyecan için okuyorlar.

SA6736/SD1114: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 380 (11-15 Kasım 2016)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”


  
 (Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)

(11-15 Kasım 2016
)  (Kasım 2016: 4.451  Tweet+Önceki Toplam: 228.440 +4.451 = 232.891 Tweet)

Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
Ukrayna Devlet Başkanı Poroşenko, Donald Trump ile görüşmüş

Mehmet Akif Okur @MehmetAkifOkur
Dünyanın herhangi bir ülkesinden girip Türkiye'nin tezlerini "anlamak" için interneti araştırın. Kaliteli/ikna edici döküman bulamazsınız...
@Seckin_Deniz retweetledi

SA6735/KY69-EY193: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA6734/KY49-İTIĞLI121: Çay, Kahve ve Kakao

"Afrika’da her bitkinin bir tarihi vardır. Her bir bitki aslında insanın bir özelliğini temsil eder. Çay, kahve, kakao ise daha çok insanın birbiri ile eşitliğini, özgürlüğünü ifade eder."


Çay, Afrika’nın anavatanı olmasa da Kenya gibi ülkelerde oldukça yaygın bir şekilde tüketilir. Sudan, Etiyopya, Moritanya, Mısır, Mali’de çay içmenin özel bir keyfi vardır. Kuzey Afrika ülkelerinde içilen çay genellikle nane aromalıdır. İçerisine bolca şeker katarak tatlandırılır.  Çaydan çok şekerin tadını hissedersiniz.

Çay, Afrika’ya sömürgecilerin getirdiği bir içecektir. Bir bağlamda çayın sömürgecilikle de bir ilişkisi vardır. Kenya ve Güney Afrika’da İngilizlerin çay kültürünün etkisi yerlilere de sirayet etmiştir. Çaylar genellikle sütle birlikte verilir. Güney Afrika’da kaynatılmış sütün içerisine çay tomurcukları atılır.

29 Ağustos 2018 Çarşamba

SA6733/KY71-ATANTİK33: Küreselleşme ve Eğitim…

"Küreselleşmenin artık kurgusal bir zeminden hareketle kurgulandığını görmüş bulunuyoruz. Bu yüzden küreselleşme istendik bir durum değil, bilakis, yerellik insani ve doğal olana aidiyeti taşır. Ama küreselleşme üzerinden insanlık, tarihi boyunca bu kadar acımasızca sömürülmemiştir. Bu sömürüye dur demenin yolu küreselleşmeden geçmez. Bilakis yerliliğin ve farklılığın öne çıkarılması ile bu sömürü çarkı geriletilebilir."


Küreselleşme, bir olgunun, değerin ve biçimin dünya ölçeğinde genel bir kabule dönüşmesini sağlayan bir kavramsallaştırmadır. Bu çerçeve içinde kendi içinde bir eğitimi de taşır. Eğitimi, kişide istendik davranışın oluşmasına zemin oluşturma çabası olarak da betimleyebiliriz. 

Bu tanımlar üzerinden küreselleşme ve eğitim iç içe bir olguya işaret eder. Küreselleşmeyi sağlayan temel kültür ise ‘modern batılı kültür’ diye vurgulanan bir kültürdür. Bu kültürün oluşturduğu teknik üzerinden dünya çapında yaygınlaşması sağlanmıştır. Tarihte hiçbir dönemde olmayacak kadar bir kültür bu dönemde yaygınlık kazanmıştır. Bu gerçeği anladıktan sonra küreselleşme ve eğitim meselesini ele almakta yarar vardır.

SA6732/Sonsuz Ark-YD116: Kafası Karışanlar İçin Kuantum Fiziği

"Kuantum kuramı, elinizdeki akıllı telefonu akıllı yapan yonga da dahil olmak üzere, etrafınızdaki tüm teknolojinin temelinde yatar. Kuantum kuramı tuhaftır, doğrudur ve önemlidir."


Kuantum fiziği beyninizi mi eritiyor? Öncelikle panik yapmayın. Bu konuda yalnız değilsiniz. Ünlü fizikçi Richard Feynman’ın açıkladığı gibi; “Şundan emin bir biçimde söyleyebilirim ki; kuantum mekaniğini hiç kimse anlamamıştır.”

Yine de kuantum kuramı, dünyamızın nasıl birbirine perçinlendiğini açıklamak için hayati önem taşır. Bu nedenle kuantum kuramının ortaya koyduğu fikirleri, beş veya elli beş yaşındaki birinin işin özünü rahatlıkla kavrayabileceği şekilde basitleştirdik.

SA6731/KY38-SevDur162: Biz İyiyiz de Gençler Kötü mü?



Takdim


Bazı insanları sürekli konuşturmak ve cümlelerini kayıt altına almak gerekir. Meşhur âlim ve mutasavvıf Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin torunlarından Belkıs İbrahimhakkıoğlu da konuştukça nasipleneceğimiz insanlardan. Son zamanlarda ismini Kudüs platformundaki çalışmalarıyla duyursa da, günümüz gençliğinin sorunları ve onların eğitimi her zaman için aklının bir köşesinde. İrfan ve Medeniyet Hareketi’yle birlikte gençlere yönelik programlar geliştirdiklerini haber alır almaz sorularımızla birlikte kapısını çaldık. 

SA6730/KY69-EY192: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA6729/KY37-AZ311: Kıbrıs’ta Gerekirse Yine Savaşırız!.. Bilin…

"KKTC ile en kısa zamanda İngiltere’nin Kıbrıs’taki  Akrotiri Üssü benzeri bir “egemen üs” anlaşmasını imzalayın lütfen…"


Doğu Akdeniz’in stratejik adası Kıbrıs’a, 1974’te giderken, aklımızda ne doğalgaz yatakları vardı, ne de o adadan ekonomik fayda sağlama gayreti… Soydaşları kurtarmaya gittik. Kıbrıs’la ilgili en yüksek ekonomik hayal, turizm açısından zenginlik sembolü Maraş’ın Türkiye tarafından yönetilmesiydi, o bile olmadı, döneminin en güzel ve büyük otellerine sahip Maraş, Gazi Mağusa’nın yanı başında çürüdü gitti… 

Bugün Kıbrıs denilince akla, doğalgaz geliyor. Uluslar arası hukuka göre sahip olduğumuz bölgedeki doğalgaz Türkiye’nin 572 yıl enerji ihtiyacını karşılayacak boyutta.   

28 Ağustos 2018 Salı

SA6728/SD1113: Sonsuz Ark Sohbetleri 15

"Tarihin kırılma anlarından biri yaşanmaktadır ve Türkiye ABD-Rusya çekişmesinde üçüncü taraf olma hakkını bütün taraflara kabul ettirmelidir."


Türkiye'nin 10 Ağustos 2018'de yoğun bir şekilde saldırıya uğrayan ekonomisinde oluşan veya oluşacak olan tahribat Türkiye'nin bütün güvenlik operasyonlarını sona erdirmeyi ve elde ettiği kazanımların tümünü yok etmeyi hedeflemektedir ve bu saldırı sadece ABD'nin ve başkanı Trump'ın başlattığı, yönettiği bir saldırı değildir. Bu saldırı Satanist-siyonist küresel sermaye tarafından tasarlanmış ve dünyanın bütün gelişmiş ya da gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkelerinde konumlanmış olan piyonları vasıtası ile uygulanmıştır.

SA6727/SD1112: Erdoğan; İndirilmesi Gereken Bir Popülist mi, Desteklenmesi Gereken Bir Kahraman mı?

"Bizim için karar aldıklarını zanneden ahmaklar var. Bu karar ancak göklerde alınan karardır. Siz kimsiniz ki?" 
Recep Tayyip Erdoğan, 12 Mayıs 2016:



Türkiye, belgeli tarihle ilişkisini sağlıklı kuramamış olmanın acılarını yaşamaktadır; tahrif edilmiş olan tarihi gerçeklerin geleceğe yön veremediği, sonraki nesilleri neyin doğru olduğuna dair kuşku içinde bıraktığı ve tarihi kişiliklere yönelik duyguların çarpıtıldığı ve olayların anlatıldığı gibi gerçekleşmediği bilgisi güvensizliği-özgüven eksikliğini derinleştirmektedir. 

Stratejik bir 'Olgu'nun incelenmesi, 'Olgu'ya bağlı olarak kişilere ve olaylara yönelik çıkarların ya da saldırıların taraflarının bakış açılarının nesnel bir şekilde ortaya konması ve ayrıntılı bir şekilde analiz edilerek sonuçlandırılması, şimdiki zamanda yaşananları olduğu gibi anlamaya ve geleceğe güvenilir tarihi bir belge bırakmaya ve geçmişten gelen bilgiye güvensizliği azaltmaya yarayacaktır. 

SA6726/SD1111: Bangladeş Neden Coşuyor?

Sonsuz  Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz Dünya Bankası eski Baş Ekonomisti, Cornell Üniversitesi' İktisat Profesörü Kaushik Basu'ya aittir, Küresel Sermaye'nin işçi haklarını sonuna dek sömürdüğü planlamalarla nüfus artış hızı düşürülen Bangladeş'teki kısmi ekonomik gelişmeyi değerlendirmekte ve küresel sömürü sistemine kadınları ve kızlarıyla birlikte hizmet eden Bangladeşte'ki bu düzenin sürmeyeceğinden endişelenmektedir. Profesör Kaushik Basu'nun şu cümlesi işçi haklarını güvence altına alan yasanın olmayışını övgüyle karşılayan ve işveren sömürüsünü meşrulaştırması ve nimet olarak değerlendirmesi açısından dehşet vericidir: "Bangladeş'in işçileri mesleki tehlikelerden korumak için daha güçlü bir düzenlemeye ihtiyaç duymasına rağmen, işgücü piyasası esnekliğini açıkça kısıtlayan bir yasanın olmaması, iş yaratma ve üretim başarısı için bir nimet olmuştur." Bangladeş'te 2016 yılında yapılan bir araştırma, başkent Dakka'nın gecekondu mahallelerinde yaşayan binlerce çocuğun haftada ortalama 64 saat çalıştırıldığını ortaya koymuştur. Merkezi Londra'da bulunan Overseas Development Enstitüsünün yaptığı araştırmada, ülkede binlerce çocuğun, önde gelen markalar için üretim yapan konfeksiyon firmalarında çalıştırıldığı tespit edilmiş, Dakka'daki gecekondu mahallelerindeki 2700 hane halkı üzerinde yapılan araştırmada, buradaki çocukların yüzde 8'inin 10 yaşına, yarısının ise 14 yaşına geldiğinde çalışmaya başladığı belirlenmiştir. Araştırmaya göre, gecekondu muhitlerinde yaşayan 6-14 yaşlarındaki çocuklardan yüzde 15'i tam zamanlı çalışmak için okula gitmiyor. Araştırmacılardan Maria Quattri yaptığı açıklamada, çocukların okula gitmek istediklerini ancak ülkedeki yoksulluğun aileleri çocuklarını çalıştırmaya ittiğini söylemiştir. Çin'den sonra dünyanın en büyük ikinci tekstil endüstrisine sahip ülkede, 14 yaşın altındaki çocukların çalıştırılması yasak ancak çoğu fabrika, kimlik bilgilerini istemeden çocukları çalıştırmaya devam ediyor. Profesör Kaushik Basu, çalıştığı kurumun ilkeleri gereği bu sömürü düzenine karşı çıkanları köktendinci olarak tanımlıyor ve köle çocuklar düzenini sürdürmesi için Bangladeş hükümetine kredi desteği verilmesine yönelik lobi yapıyor. Aşağılık bu lobi faaliyetini ibretle okunması gereken bir analiz olarak yayınlıyoruz.
Seçkin Deniz, 28.08.2018

Why Is Bangladesh Booming?

"İlerici sosyal politikalar ve biraz da tarihi şanslar sonucunda Bangladeş, Güney Asya'nın en fakir ülkelerinden biri olmaktan çıkıp “kaplan” ekonomisine dönüştü. Fakat tarih boyunca dinamik ekonomileri raydan çıkarmış olan risk faktörlerinden kaçınabilir mi?"

Bangladeş son yıllarda Asya'nın en dikkat çekici ve beklenmedik başarı öykülerinden biri oldu. Pakistan'ın en fakir bölgelerinden biri olan Bangladeş, 1971'de kazandığı bağımsızlıktan sonra uzun yıllar boyunca yoksulluk ve açlıkla sarılmış kolu bacağı kopuk bir ekonomi olarak kalmıştır. Aslında, 2006 yılına gelindiğinde, Bangladeş'in Pakistan'dan daha hızlı bir büyüme kaydettiği dönemde koşullar çok umutsuz görünüyordu; bir şans yakalaması mümkün görünmüyordu.

SA6725/SD1110: "çırılçıplak kalmadan spor yapmalı kadın" /26.03.2005/ 336. patika



...kadınlar ve spor...
...soru, "kadınlar neden spor yaparlar?" değil; "kadınlar neden neredeyse çırılçıplak spor yaparlar?"...
...bu soruyu çok fazla derin analizler gerektirmeyen bir yaklaşımla, çıplak sporun erkek hegomonyasına dair bir zevk aracı olduğunu düşünerek cevaplayabiliriz...
...dar bölgeli ve ulusal turnuvalarla birlikte uluslararası turnuvaların kurallarını belirleyenler başlangıçta erkek yoğunluklu programcılardır...
...ve turnuva formundaki tüm sporların geçmişine dair yapılan araştırmalar, onların çoğunlukla gösteri ve eğlence amaçlı olduklarını göstermektedir...
...ve insanların erkek egemen hâlde yaşadıkları gözönüne alındığında, kadınların oyuncu/dansçı gösterilerinin geliştirilmesi ile bedensel aktiviteler içeren sporların da aynı cinsel içerikleri yansıtan gösterilere dönüşmesi gerektiğini düşünmek mümkündür...

SA6724/SD1109: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 379 (06-10 Kasım 2016)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”


  
 (Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)


((06-10 Kasım 2016
)  (Kasım 2016: 4.451  Tweet+Önceki Toplam: 228.440 +4.451 = 232.891 Tweet)


Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
Kaliforniya okumak ister misiniz biraz? tr.wikipedia.org/wiki/Kaliforni…

24 TV
    
@yirmidorttv
Sosyal medyada "ABD'den ayrılalım" sesleri yükseliyor pic.twitter.com/y8fmp7wxwD
@Seckin_Deniz retweetledi

27 Ağustos 2018 Pazartesi

SA6723/KY1-CÇ535: Güzel-Çirkin

"Çirkinin mahareti karşısında güzel her dem çaresizdir. Bir çirkinle ancak bir başka çirkin başa çıkar. Sen çirkinleşmeyi beceremeyeceğine göre onunla başa çıkmanın da bir yolu yoktur. Öyle ise çirkinle hiçbir şekilde bir sofrada oturup bal yeme!"


‘Güzelle taş taşı, çirkinle bal yeme!’ sözü kuşkusuz dış görünüşe değil, huya, mizaca kişiliğe bir göndermedir. Bu kendiliğinden açıktır. Huyu, mizacı, kişiliği çirkin olanla bal bile yenmez. Çünkü çirkin yenilmekte olan balda dahi bir kusur, bir eksiklik, yakınılacak bir yön bulmakta zorlanmayacaktır. Daha başlangıçta senin hem beden dilini hem gönül dilini acıya bulayacaktır yakınmalarıyla. 

Çirkinin sana baldaki kusurları –böyle bir şey olmadığı halde- gösterme gayreti senin kusurlardan ari bir bala ulaşman için değil, bir daha bala ulaşmaman içindir. Senin bal yemenden dahi mustariptir. Çirkin senin huzurundan, ağzının tadından, gönlünün ferahlığından dertlidir. Derdi senin esenlik içinde olmandır.

SA6722/KY13-AO199: Sorunlarla Mücadele Etme Potansiyelini Açığa Çıkarmak

"Eğer sapla samanı karıştırırsak sorunlarla ilgilenecek muhatap bulamayız ve hiçbir sorunumuz çözülmez."


Bir sorunu çözebilmek için önce onun bir sorun olduğuna dair kamuoyu ittifakı gerek. Eğer bir şeyi sadece bazı insanlar sorun olarak görüyorsa, öncelikle onların çevrelerini de sorunun varlığına ikna etmeleri gerek.

Bu yetmez, sorunu çözme noktasında olanların bu soruna yönelmesini sağlamak gerek.

Maalesef, insanlar sorunlar ancak kendilerine dokununca, onların gerçekten sorun haline geldiğini kavrayınca onu sorun ediyorlar. Ancak bu durumda da daha önce başkalarının sorun gördüğüyle ilgilenmedikleri için sessiz kalmayı, kaderine razı olmayı seçiyorlar.

SA6721/KY69-EY191: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA6720/KY58-GÖKA131: Tatile Şüphesiz Evet, ama…

"Tatil yapalım yapmasına da bunları da düşünelim. Düşünmeye başlayınca gerisi kolay…"


Ne dinlenmeye, yazın tadını çıkarmaya ne gezip görmeye, eğlenmeye, yemeye içmeye karşıyım. Sıla-i rahimi, akraba, eş-dost ziyaretlerini; bilerek, bilgimizi arttırmak, bilincimizi sıçratmak gayesiyle yapılan seyahatleri, sonuna kadar destekliyorum. Ama bu tür uğraşlar, önümüze konulan yaşam menülerinden birisini seçmeye zorlanarak yapılıyor, bizi hayat muhasebesinden alıkoyuyor ya da “işte hayat bu, varsa yoksa dolçe vita, gerisi boş!” hissi uyandırıyorsa orada biraz durmak lazım…

Bir tatil ideolojisiyle çepeçevre kuşatılmış durumdayız. Her nereye baksak tatil önerileri; gezip görme, eğlenme, heyecan, yeni zevkler, yeni tatlar çağrıları… Tatil aşağı, tatil yukarı; her şeyin başı tatilmiş, her dertten kurtuluşun sırrı tatildeymiş gibi…

26 Ağustos 2018 Pazar

SA6719/KY71-ATANTİK32: Kurbiyyet Meselesi

"Allah'a yakın olmak merhameti ve şefkati celbeder. Affedilmeyi kolaylaştıran yakınlık, insanın da diğer varlığa ve insana merhametli olmayı ve şefkatli davranmayı öğrenmesine vesile olur."


Kurbiyyet kurmanın farklı katmanları vardır. Allah'a yakın olmanın da farklı katmanları ve farklı nedenleri olabilir. Kurban,  insanların Allah'a yakınlık kesbetmeleri için sahip oldukları veya olacakları bir hayvanı onun yolunda keserek paylaşmayı eksene alan mali bir ibadettir. Allah'a yakınlığın fakir fukaraya yakınlık ve zaaf taşıyan insana yönelik gösterilen ihtiram ile ilişkisi olduğu bedihidir. Bu yüzden tekebbür günahın kaynağı, tevazu ise kurbiyyetin zemini olarak kabul edilir.

SA6718/SD1108: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 378 (01-05 Kasım 2016)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”


  
 (Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)


(01-05 Kasım 2016
)  (Kasım 2016: 4.451  Tweet+Önceki Toplam: 228.440 +4.451 = 232.891 Tweet)

Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
kendilerine saldırtır Clinton'u seçtirirler twitter.com/MBilalKenasari…

Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
rezalet.. vaktinde yahudileri eleştiren Mel Gibson: "Hollywood beni affet o zaman" twitter.com/Le_Figaro/stat…

SA6717/KY49-İTIĞLI120: Amerikan İmparatorluğu ile Hesaplaşma Zamanı

"Bugün artık öteki, Müslümanlar değil depresyona uğramış ABD imparatorluğudur. Bu imparatorlukla hesaplaşmak, geniş bir ittifak içerisinde yer almakla olacaktır. Bu ittifaka stratejik düşünebilen, geleceğini ABD’ye bağlamamış Avrupa devletleri olduğu kadar Rusya Çin, Hindistan da yer almalıdır."


ABD, -kim ne derse desin- tarihin en kötü, en zalim imparatorluklarından biri. Askeri güce, eğlence sektörüne ve ekonomiye dayanan, insanı adeta ekonomik-politik bir hayvana dönüştüren bir imparatorluk. Var oluşunu, Trump gibi daha fazla kazanmak için başkasını daha fazla yok etmek üzerine kuran bir sistem bütünü ABD’nin kendisi.

ABD, bazılarının söylediği gibi sonradan “şeytanlaştırılmış” bir uygarlığın adı da değildir. Kötülük her zaman onun içinde var olup, bir seçimi değildi. 1920 döneminin Amerika’sı, ne ise 1990’lı yılların Amerika’sı da aynısıydı. Komünistlere karşı savaşın sorumluluğunu yüklenmek, sanki bazılarınca iyilik dalgalarının bir göstergesiydi.

SA6716/KY69-EY190: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA6715/KY37-AZ310: Önce, Gazete Manşetleri Bozuldu…

"Babamın parmak izlerini taşıyan kitaplarda gezinmeyi seviyorum."


İlkokul üçe gidiyordum ve Nil’e deliler gibi aşıktım!.. Babama, onu gördüğüm zaman çevredeki hiçbir şeyi fark etmediğimi söylediğimde, gözlüklerinin arkasından mavi gözleriyle henüz 9 yaşındaki oğluna bakmış, başımı okşamış, hiçbir şey söylemeden, bir Mühürdar akşamını çerçevelemiş pencerenin kenarında kucağına alıp, sıkıca sarılmıştı… 

Kimbilir, o an aklından neler geçti, evladın yüreğindeki çocuk fırtınaları nasıl değerlendirdi bilemem, ama tam 10 yıl sonra bir başka kız için aynı şeyleri söylediğimde, gözlerimin içine bakmış, şöyle  cevaplamıştı: "Madem bu kadar seviyorsun, bir gün ne yap ne et, evlen Canan’la.. Aşk dediğin, insanın kapısını her zaman çalmaz, ıskalarsan, çorak yaşarsın.."

25 Ağustos 2018 Cumartesi

SA6714/SD1107: Kaybeden Amerika -America the Loser-

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız metin, Clinton dönemi Hazine müsteşar yardımcısı bir bürokrat olan Berkeley California Üniversitesi' Ekonomi Profesörü J. Bradford DeLong'a ait duygusal, fanatik ve partizan bir metin olarak Demokrat Obama dönemini yüceltmekte ve Cumhuriyetçi Trump'ın, Rusya'nın ve Seçim Kurulu'nun suistimalleriyle 8 Kasım 2016'da seçilmesinden sonra Amerikan Yüzyılının bittiğini iddia etmektedir. Oysa Trump, Obama'nın kan gölüne çevirdiği dünyada kendisinin başlattığı bir savaşa henüz neden olmuş değil ve Amerikan Yüzyılı 1989'da SSCB'nin kendini feshetmesiyle birlikte yıkılmaya başlamıştı. Metnin bir akademisyen tarafından kaleme alınmış olması onu bilimsel yapmıyor, ancak temel amacı Trump'ı görevden almak olan bir düşüncenin kullandığı değişkenler zayıf da olsa iddiası ters orantılı olarak büyük oluyor, bu tıpkı Türkiye'de Erdoğan gitsin de ne olursa olsun diyen hastalıklı düşüncenin zayıflığı kadar, benzerdir birbirine ve organik bir tepkidir... Metnin dikkatle okunması gerektiğini düşünüyoruz...
Seçkin Deniz, 25.08.2018

America the Loser

"Donald Trump'ın ikonik motosiklet üreticisi Harley-Davidson'a yaptığı son saldırılar, Amerikan demokrasisine yaptığı büyük saldırıyı damıtıyor. Demokratlar bu Kasım ayında bir ya da iki Kongre üyeliğini geri almayı başarabilseler de, Trump'ın ve Cumhuriyetçi liderlerin ülkenin küresel konumuna verdikleri zararlar telafi edilemez."

Washington Post'tan Catherine Rampell geçenlerde ABD Başkanı Donald Trump'ın Şubat 2017'de Beyaz Saray'da Harley-Davidson yöneticilerini ve sendika temsilcilerini konuk ettiğinde onlara "Amerika'da bir şeyler inşa ettikleri için" teşekkür ettiğini hatırlattı. Trump, ikonik Amerikan motosiklet şirketinin kendi döneminde genişleyeceğini belirterek “İşinizin şu anda çok iyi olduğunu biliyorum,” dedi ve “şu anda, son aylarda ülkede çok fazla şey yapmadığınıza dair bir inanış var."

SA6713/KY26-CA203: Dayanışma Ruhunu Geri Çağırmak

"Gençliğe yürekten kavrayacağı bir rol yüklemek, kuru kuruya olmayan, yükleyicinin hayatıyla da doğruladığı bir rol; bunun için de payı sürekli eksilenin payını verme çabasını hiç bırakmamak… Kendine ve ötekine yapıcı bir güven ve elbet dürüst bir bakış başka nasıl kazanılır ki…"

Hüznü, özlemi, sabrı, beraberliği, dayanışmayı, tevekkülü, azla yetinmeyi, sınırlara dikkati, ağır işçiliği, duayı kapsayan bir faaliyet ağı geçen yıllar içinde yapıcı gelişmeleri adımlarken zor zamanlarında verilen hizmetleri unutmadı Esenler. Yorgun bedenler ihmallerin açığını kapatmayı öğrenmişti ama çocukları için emin olmaya çalıştı. Böylelikle gecekonduya eklenen oda apar topar yükselen apartmanların arasındaki boşlukları doldururken betondan koridorlar oluştu Rüzgârlı Tepe’de.

SA6712/KY38-SevDur161: Tek Kutuptan Çok Seçeneğe



Takdim

ABD’nin başlattığı ekonomik savaştan çıkma yöntemleri, başta Türkiye olmak üzere Amerika’nın tahakkümünden kurtulmak isteyen diğer ülkeleri yeni arayışlara itti. Türkiye’nin yeni müttefikleri kimler olabilir sorusunu konunun uzmanlarına sorduk.

Terör örgütü adına suç işlediği gerekçesiyle tutuklu bulunan Rahip Andrew Brunson’ın tutukluluğunun ev hapsine çevrilmesiyle, Türkiye ile ABD arasında var olan kriz tırmandı. Brunson’ın salınması yerine ev hapsine mahkum edilmesine sinirlenen Trump, twitter üzerinden Türkiye’yi yaptırımlarla tehdit etti.

SA6711/ÇY11-HK39: Dolar Kuruna Takasla Meydan Okuyorlar




Ekonomik tedbirlerin revaçta olduğu şu günlerde, alternatifsiz olmadığımızın farkına varmak önemli. Daha az almak ve fazla olan her şeyden kurtulma isteği yeni bir mesele değil, ama güncelliğini de yitirmeyen bir konu. Bunları takas sistemiyle kullanılır hale getirmek de öyle. Ekonomide daralmayı öngörerek değiş tokuş sistemini ticarette hayata geçiren KOBİ’ler dolar kurundan etkilenmeden ticaretlerini sürdürüyorlar. Tüketmek istemeyen ya da fazla eşyalarının işe yaramasını isteyen insanlar ise eşyalarını takas ederek hem istedikleri ürüne sahip oluyor hem de paraları ceplerinde kalıyor.


Dolar kurunun yükselmesi iş adamından, işçisine ülkedeki herkesi tedirgin ederken, bir özeleştiri yapma zorunluluğunu da getirdi. Her yıl bir üst modele geçilerek yenilenen akıllı telefonlar, tabletler, kredilerle borçlanılarak alınan gereksiz ihtiyaçlar, alınıp sadece bir kez kullanılıp bir kenara atılan eşyalar birer birer gözlerimizin önünden geçti.

SA6710/KY69-EY189: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA6709/KY58-GÖKA130: Kurbanın Olalım…

"Bir canlının hayatına son verilmesinin ibadet olmasının künhüne sıradan bir bilinçle varılamaz. Kurban ibadeti ne öfke ve nefret ne de onlara benzer şiddet davranışına yol açan olumsuz hislerimizin ikamesi içindir. Böyle düşünülmesi ve söylenmesi bir ibadeti bırakın açıklamayı, onun ruhunun asla anlaşılmadığının delilidir. Kurban ibadeti, taş kalple değil ancak mahzunlukla yerine getirilebilir. Kurbana acı vermek değil, şefkat ve merhamet hisleri baskın olmadıkça ifa edilenin ibadet olduğundan söz edilemez."


Kabul etmek zor ama öyle; kurbanın manasını anlamanın giderek daha da güçleştiği zamanlarda yaşıyoruz. Neredeyse hayvanlara zulmetmeyle özdeş hale getirilmeye çalışılan, üzerinde sürekli kara propaganda yürütülen bir ibadet kurban. İslamofobinin dayandırılmaya çalışıldığı gerekçelerden bir tanesi… Oysa kurban, tüm ibadetler gibi her düşünüşte bize bambaşka ufuklar açan, yenilenen, gürleşen birçok anlam katmanına sahip. Ne ki akletmek, yeni nesillere bu anlamları onların anlayacağı dilden açmaya çalışmak lazım.

24 Ağustos 2018 Cuma

SA6708/KY28-ATA379: Güney Kıbrıs’ın Çarpık İlişkileri

"KKTC olarak varoluş yolumuzun sadece anavatanımız Türkiye ile birlikte olmaktan geçtiği kesin. Başka türlüsünde her haktan yoksun, illaki ikinci veya üçüncü sınıf vatandaşlar olacağımız apaçık gün gibi ortada…"


Türkiye’de gerçekleşen anayasal değişiklikten sonra Türkiye’ye yapılan ABD kökenli silahsız saldırıları anlamak için birkaç adım geriye çekilip o noktadan gelişmeleri izlemek ve neler döndüğünü anlamak gerekiyor.


Güney Kıbrıs uzun zamandır Rusya kökenli kara paranın aklanmasında kullanılan bir çamaşır makinesi görevi yapmakta. Kara para ile ilgili yapılan uluslararası araştırmalarda, Güney Kıbrıs ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Panama kayıtlarında ve Panama kökenli evraklarda tamı tamına 530 bin 937 kez, Güney Kıbrıs’ın en büyük bankası olan Bank of Cyprus (Kıbrıs Bankası) ise tam 4 bin 657 kez para hareketleri ile ilişkilendirilmiş.

SA6707/KY13-AO198: İsrail'in Wampir Kelebekleri(!) Rize'de

"Benim korkum, başka başka kılığa bürünebilen bu vampirlerin ilaveten başka yerlere de sızmış olma ihtimallerinin olması."


Rize'de meyve, sebze ve hatta çaylıklara musallat olan ve onların suyunu emerek kurutan bir kelebek türü var. Yöre halkı bu kelebeklerin İsrailliler tarafından üretildiğini ve bir tür biyolojik silah olduğuna inandırılmış durumda. Bu iddiayı dillendirenlere göre de bu kelebeklerin ortaya çıkışı yani hikayeleri yaklaşık beş yıl ve o tarihten sonra da İsrail'liler bölgeye gelmiyormuş.

Kısaca; İsrailliler kendileri gelmeyince, temsilen yerlerine kelebekleri bırakmışlar bölgede. Halk bu kelebeklerden haklı olarak çok şikayetçi. Ancak mevzû İsrail'le ilişkilendirilince konu uluslararası bir hal aldığı için sorunu masaya yatırmak zorlaşıyormuş. Muhtemelen bu konuyu ele almak için bakanlar kurulundan karar çıkması gerekliymiş ve 5 yıldır bu yönde bir karar alınamadığı için soruna el atılamıyormuş.

SA6706/KY27-ŞT77: Hüseyin Akın’ın Yan Tesir’li Şiirleri

"Her birinin bir işlevi, bir lüzumu olan sözler denilmiş. Kimi dize tornavida gibi, kimi pense, kimi testere, bıçak, kimi kaşık, çanak gibi kullanılışlı… Her dem işe yarar ve epeyce de hızlı söylenmiş dizeler vuruyor iki kaşımızın arasına."


Yan Tesir’de sınıfın en arka sırasında oturan ve girdiği her sınavdan 1 (evet yazı ile de bir) almaktan hiç yüksünmeden, aldığı bu 1 ile de yapacağı, diyeceği, edip eyleyeceği her ne var ise onu en iyisini yapıp işini gören bir şairin şiirlerini okuyoruz.

Uzun sözleri var ki, boş değil, yormuyor okurken. Kısa sözleri de var ki, baştan savmıyor, net, darası alınmış, saptan samandan arınmış sözler söylüyor. Baştan da uyarıyor okuru, yan tesirli sözler söylüyor çünkü. Kimi genç okurlara da -kitabın yan tesiri görülürse- peder- ü maderinize başvurunuz diye salık veriyor sevgili Hüseyin Akın.

SA6705/KY69-EY188: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA6704/KY48-SY68: Dizi Film Nedir, Nasıl Tatbik Edilir?

"Bu yazıyı bana, "Memoli''yi seyret. Mutlaka seyret. Seyret ki hayata bir ucundan alışasın. Ben Tarkan''ın sesini de beğeniyorum. Sen, biliyorum, nefret ediyorsun, ama ben seviyorum. Bunlar hayatın içinden şeyler. Senin gibi, kafasını bir kelb gibi olmadık yerlere sokup gizlemiş insanlar, hayatı başaramayan düşkünlerdir..." türünden cümleler kuran, hiç kıramayacağım bir insan için yazdım."

 

06 Şubat 2000, Pazar

Sıradan insanların (ki bütün toplumların ekserisi anlamına gelir) burnuna geçirilebilecek bir halka, sahibini zengin edecektir. "Sanatsal" ürünlerin birer "halka" haline gelebilmesi için yapılacak bütün iş, o ürün ile muhatapları arasında yakın ve içten bir bağın tesis edilmesidir. Yakın: Ürünün sürekli gündemde (sıradan insanın kafasının içinde) tutulması. İçten bağ: Seyirciyi ilgilendirmesi. Ancak bu ikinci husus, birincinin varlığıyla kaimdir, denilebilir. Bazen de tam tersi geçerlidir tabii. Göreceğiz. 

23 Ağustos 2018 Perşembe

SA6703/SD1106: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 377 (26-31 Ekim 2016)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”


  

 (Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)


(26-31 Ekim 2016
)  (Ekim 2016: 4.089  Tweet+Önceki Toplam: 224.351 +4.089 = 228.440 Tweet)

Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
Tasavvufu yeniden devranda hakim kılan yine Batı yani:))) 1946'dan sonra hem de:) twitter.com/Mustafa_Dmry/s…

Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
öldürüyor İsrail.... bütün dünya sağır... twitter.com/tvahaber/statu…

SA6702/KY49-İTIĞLI119: Güney Sudanlı Çocuk ve Bayram

Annem her zaman söyler, “umudu kaybetmek savaşta mağlup olmaktır”. Ben hiç umudumu kaybetmeyeceğim. Çünkü bayram yeni bir umuttur, yeni bir başlangıçtır hep…


Benim adım Akol. 12 yaşındayım. Güney Sudan’ın Lotuke şehrinde doğdum ama şu anda Sudan’ın Darfur eyaletinde bir mülteci kampında annem ve iki kız kardeşimle birlikte yaşıyorum. Kampa geçen sene iç savaştan kaçarak geldik.

Bizim kasabada iç savaş başladığından beri okul yoktu. Sadece 2 sene okula gidebildim ve kendisi bir papaz olan öğretmenimizden okuma yazmayı, İngilizceyi ve matematiği öğrendim. Okulda iken en sevdiğim ders matematikti. Sayıları çok seviyorum, sayıların gücü olduğuna inanıyorum. Eğer kalabalık bir nüfusumuz olursa iç savaşı sona erdireceğimizi düşünüyorum.

SA6701/KY69-EY187: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA6700/KY60-ES77: Selva Tor: "Amerika’nın Hedefi Suriye Kazanımlarımız"




Uluslararası Parasal İlişkiler, Küresel Ekonomi Politik ve Ulusal Güvenlik alanlarında çalışan Finansal Güvenlik Stratejisti Selva Tor, uğradığımız ekonomik saldırıyı değerlendirdi. Kur Manipülasyonu’nu Amerika’nın her zaman kullandığını, amacınınsa bizi IMF’den borç alma düzeyine getirerek isteklerini kabul etmeye mahkum hale getirmek olduğunu söylüyor. Tor’a göre Amerika’nın hedefinde Suriye’deki kazanımlarımız var.

-Bu yaşadıklarımız bir döviz saldırısı mı? Öyleyse nasıl anlıyoruz?

Seçkin Deniz Twitter Akışı