Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz,
Myanmar merkezli bağımsız bir analiste aittir ve Naw Theresa takma adıyla yayınlanmıştır; Myanmar (Burma)'da ülkenin modern kurucusu Aung San'ın kızı Aung San Suu Kyi'nin liderlik ettiği Ulusal Demokrasi Birliği (NLD) hükümetine karşı hükümete karşı Tatmadaw (Myanmar'ın ordusu)'ın 1 Şubat 2021'de gerçekleştirdiği
askeri darbe (2 Şubat 2021'de Myanmar Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing başkanlığında, 8 üst düzey askerden ve 3 sivilden oluşan ve yürütme yetkisine sahip olan Devlet İdare Konseyi kuruldu) sonrası iç savaşa giren ülkenin genel durumuna odaklanmaktadır.
ABD kontrolünde, yarı demokratik yarı askeri bir rejim ile yönetilen Myanmar hükümetinin Müslüman Rohingyalara uyguladığı
soykırım, hem ABD'nin hem de Avrupa-İngiltere'nin desteği ve kışkırtmasıyla gerçekleşmişti. Amaç Çin sınırında Çin için
güvensiz bir bölge oluşturmaktı. Şubat 2021'de yapılan askerî darbe de Çin ile ilişkileri artan yönetimin devrilmesini amaçlayan bir
ABD-İngiltere-Avrupa ortak girişimidir. Analiz'in çektiği genel fotoğrafta,
"Acı verecek kadar uzun bir 12 aydan sonra, ülke neredeyse eşi görülmemiş bir şiddet ve ülke çapında iç savaş dönemine girerken, sevinçli meydan okuma seslerinin yerini silah sesleri, patlamalar ve muazzam acılar aldı. Cunta kendisini yapılandırırken Devlet İdare Konseyi (SAC) güçleri tarafından en az 1.560 protestocu öldürüldü ve yaklaşık 12.000 kişi tutuklandı. Ordu kendi vatandaşlarına ahlaksızca şiddet uygularken, işkence ve yargısız infazların gerçekleştiğine dair güvenilir raporlar bulunuyor." cümleleri ile
"Eylül ayındaki “Ulusal Savunma Devrimi”nin başlamasından bu yana, her gün düzinelerce cunta askerinin PDF birimleri tarafından öldürüldüğü iddia ediliyor. Verilen sayılara göre, 7.000'den fazla cunta askeri ve polis öldürüldü, PDF birimlerinin ise yalnızca birkaç yüz ölüme maruz kaldığı bildirildi." cümlesi muhalif kanadın yorumlarını içerirken, "
Cunta, PDF birimleri tarafından bölge yöneticileri, memurlar, keşişler ve askeriye bağlantılı partilerin üyeleri de dahil olmak üzere yaklaşık 2.000 sivilin öldürüldüğünü ve yaklaşık 5.000 “teröristin” tutuklandığını iddia etti." cümlesi de darbecilerin iddialarını yansıtmaktadır. Myanmar'daki küresel durumunun özeti ise analizdeki iki bağlamla ortaya konulduğu gibi çok nettir:
"Dünya COVID-19, iç sorunlar ve daha büyük jeopolitik çatışmalarla meşgulken, yarı yarıya çökmüş bir devlette 55 milyon insanın iç savaşa doğru sürüklenmesi çoğu ülkenin radarından kaybolmuştu. Şu anda hem cunta hem de NUG, çatışmayı çözmenin tek yolu olarak askeri zaferi görüyor. NUG, uluslararası toplumun müdahale etmemesinin bir sonucu olarak silahlı devrime başvurmasını haklı çıkardı." , "İnsanlık dışı bir tiran ve aşırı hırslı muhalifleri birbirlerine sözler ve mermiler aracılığıyla saldırırken, insanlar giderek daha fazla arada sıkışıp kalıyor. Bu anlamsız çatışmayı gerçekte kimin “kazandığına” bakılmaksızın, ne kadar kısa bir süre olursa olsun, Myanmar halkı gelecek nesiller için 2021 olaylarının bedelini ödeyecek." Analistin, Arakan'daki Müslüman Rohingya'lara uygulanan insanlık dışı nefret, şiddeti, katliamları ve sürgünü görmezden gelerek kurduğu
"Myanmar halkı gelecek nesiller için 2021 olaylarının bedelini ödeyecek." cümlesi, aslında tam olarak şöyle kurulmalıdır:
"Budist rahiplerle birlikte, hükümeti, devleti ve halkıyla Müslümanları palalarla parçalayan, canlı canlı yakan Myanmar halkı bunun bedelini şimdiden ödemeye başlamıştır." 1990 yılından itibaren sistematik olarak Müslümanlara yönelik baskı 2001 yılından sonra daha da şiddetlenmiştir. 2005'ten sonra artarak süren canavarca saldırılar sonrasında, Rohingya Dayanışma Organizasyonu (RDO) Başkanı Dr. Muhammed Yunus'un
DÜNDEN BUGÜNE ARAKAN başlıklı akademik çalışmasında ifade ettiği gibi,
"Budist fanatikler ve Burma polisi Müslüman avına çıktı. Müslüman köy ve kasabalarına baskınlar düzenlenmeye başladılar. Çoğu Müslüman köy suçluları barındırdıkları gerekçesiyle ateşe verildi. Üç yüzün üzerinde Müslüman köy tamamen yakıldı. Cami ve Medreseler ateşe verildi. Cuma namazlarında Müslümanların camiye girmemeleri için Budist Fanatiklerce kuşatıldı. Bağımsız insan Hakları kuruluşlarına göre 1000 civarı Müslüman bu son olaylarda katledildi. Binlerce Müslüman evlerinden ve köylerinden sürülerek ormanlarda yaşamaya başladı. Binlerce Müslüman komşu Bangladeş'e sığınmak için teknelerle Naf nehri ve Hint Okyanusuna açıldı. Bangladeş Hükümetinin mültecileri kabul etmemesi sonucu yüzlerce Müslüman nehirde ve okyanusta boğularak öldü." (
2017) BM’nin
“dünyanın en çok eziyet gören etnik gruplarından biri” diye tanımladığı Arakanlı Müslümanlara yönelik insanlık dışı şiddet, katliam ve tecavüzler 1 Şubat 2021'de askerî darbe ile devrilen Nobel Barış Ödüllü lideri Aung San Suu Kyi tarafından yönetilen Myanmar'da gerçekleşmiştir; asıl sorumluluk kendisine ait iken hiçbir uluslararası kuruluş onu sorumlu tutmamıştır ve hükümet güçlerine yönelik eleştirileri göz ardı eden Aung San Suu Kyi utanç verici bir tutumla Müslümanları suçlamıştır (2017,
Sonsuz Ark) Myanmar'ın bugün yaşadığı iç savaş ödeyeceği bedellerin başlangıcına işaret etmektedir. Türkiye, Bangladeş'le işbirliği halinde Rohingyalara destek vermeye devam etmelidir.
Seçkin Deniz, 10.03.2022, Sonsuz Ark
Myanmar: From Hopeful Spring to Scorching Summer Kalabalıklar bir yıl önce 1 Şubat'ta, ordunun küstah güç gaspını protesto etmek için Myanmar'ın kasaba ve şehirlerinde toplanmaya başladığında, yaygın olarak paylaşılan coşkulu bir meydan okuma duygusu vardı. Karnaval benzeri bir atmosferde, arabalardan daha önceki bir dönemin neşeli protesto şarkıları yayılırken, gençler yürüyor, sloganlar atıyor ve esprili pankartlar taşıyorlardı. Onlarca yıl öncesindeki kendi hallerini anımsayan yaşlı Burmalılar, gençleri ilerlemeye çağırırken aynı zamanda ordunun kendi içinde belirlediği “asla havaya ateş etme” uygulaması konusunda onları uyarıyordu.