23 Şubat 2017 Perşembe

SA4011/KY49-İTIĞLI36: Musa bin Bik’in ülkesi: Mozambik

"Mozambik yakın gelecekte Afrika’nın en önemli ülkelerinden biri olacak. Turizm ve enerji potansiyeli bakımında oldukça verimli bir ülke. Mozambik’le ilişkilerin geliştirilmesi gerekiyor. Eğer bu ilişkiler geliştirilirse Mozambik eski günlerine tekrar dönebilir ve siyasi terim olarak kullandığımız Swahili İslam beldesi olabilir."


Afrika’da herkes bilir; Cebelitarık ismi Tarık bin Ziyad adlı bir Müslüman Arap kumandanının isminden gelir. Başka bir Müslüman kumandan ise adını başka bir ülkeye vermiş. Bu ülke, Afrika’nın güneydoğusunda yer alan Mozambik’ten başkası değil. 16. yüzyıl ortalarında bu bölgeye gelen kimilerine göre bir tüccar, kimilerine göre bir din alimi, kimilerine göre ise bir fatih olan Musa bin Bik, Mozambik’e kendi adını vermiş. Bu bölgenin Portekizlerin eline geçmesi ile Musa bin Bik’in ülkesi Mozambik’e dönüşmüş.

Mozambik; Angola, Gine Bisav, Cape Verde gibi Portekiz sömürgesi olan Afrika devletlerinden biri. 30 milyona yaklaşan nüfusunun neredeyse yarıya yakını Müslüman. Fakat her nedense Müslümanların ülkedeki nüfus oranı istatistiklerde hep yüzde 15-20 arasında gösterilir. Mozambik aynı zamanda İslam’ın en hızlı yayıldığı Afrika ülkelerinden biridir.

Mozambik’e Portekizlerden önce Müslüman tacirler geldi. Yerel halkla güçlü ilişkiler kurarak onların dış dünya ile bağlantı kurmalarında köprü rolü üstlendiler. Musa bin Bik yerel halk tarafından oldukça sevilen bir kişiydi. Bu yüzden yerli halk herhangi bir baskı ile değil kendi tercihleri ile İslam’ı kabul ettiler ve Swahili dilini kullanmaya başladılar. Swahili dili İslam’ın bölgede yayılmasında güçlü bir araç haline dönüştü. Neredeyse Tanzanya, Kenya ve Mozambik’te yerel halkın birbiri ile anlaştığı tek dil haline geldi.

Mozambikli Müslümanlar ülkenin kuzeyinde yaşarken Hıristiyanların büyük bir bölümü başkent Maputo olmak üzere güneyde yaşıyorlar. Kuzey bölgeleri güneye göre alt yapı, kalkınma sorunu yaşayan bölgeler. Müslümanların ekonomik gücü bu bölgelerde oldukça zayıf,  günlük 1-2 dolarla hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Güney bölgeleri ise batılı şehirlerden hiçbir farkı yok. İki bölge arasındaki ekonomik uçurum bariz bir şekilde anlaşılmakta.

Musa Bin Bik’in ülkesinin diğer bir özelliği ise doğal güzellikler bakımından Afrika’nın en yeşil ülkelerinden biri olması. Yeşilin tüm tonlarını bu ülkede görmek mümkün. Portekizler bu ülkeden çok miktarda keresteyi sömürge döneminde başta Avrupa olmak üzere diğer ülkelere götürmüşler.

Mozambik Kanalı Afrika’nın en stratejik deniz yollarından biri. Afrika ile Asya’yı bu kanal birbirine bağlıyor. Bu yüzden Portekizler Hindistan’ın Goa şehrinden Maputa’ya uzanan bir sömürge krallığı kurmuşlar.

 Geçmiş yıllarda Mozambik kanalı korsanların yoğun faaliyet gösterdiği yerlerden biriydi. Fakat şimdilerde korsanlık bölgede çok yaygın değil. ABD’nin bölgeye askeri olarak konuşlanmak istediği hatta Afrika ordusu AFRİCOM’un merkezini bu bölgeye taşımak istediği söylentileri var. Bu nedenle Afrika’nın küçük ülkelerinden biri olan Swazilan’da ABD görkemli bir büyükelçilik inşa etti.

Mozambik’in bir diğer farkı ise yabancı düşmanlığının bu ülkede hiç olmaması. Genelde Güney Afrika ülkelerinde yabancılara karşı bir düşmanlık varken Mozambik’te kendilerini uzun sure sömürmüş Portekizliler dışında beyazlara bir sempati var. Ayrıca Afrika’nın güvenlik sorununun olmadığı, akşam saatlerinde yalnız başınıza dolaşabileceğiniz ender Afrika ülkelerinden biri Mozambik.

Mozambik geçen yıllara kadar Afrika’nın en yoksul ülkelerinden biriydi. Fakat birkaç yıl önce zengin doğalgaz rezervlerinin bulunması ile ekonomide önemli bir sıçrama kaydetti. Ülkenin yer altı ve yer üstü kaynakları eğer doğru bir şekilde işletilebilirse, yakın zamanda Afrika’nın gözde ülkelerinden olabilir.

Mozambik’i uzun yıllardır FRELİMO hükümeti yönetiyor. Muhalif partinin ismi ise RENAMO. FRELİMO sosyalist kökenden gelen bir parti. Eğer ülkede toplumsal ve siyasal uzlaşma sağlanırsa problemler daha kısa sürede çözülebilir ve ortak bir kalkınma ve toplumsal refah amacında buluşulabilir.

1989’a kadar Mozambik dine karşı özellikle de İslam dinine karşı sert tepkileri olan bir ülkeydi. Ülkede camilerin açılması yasaklanmış, var olan camilerde ise ibadetler sınırlandırılmıştı. Fakat soğuk savaş sonrasında ülkede dindarlara yönelik bir özgürleşme gerçekleşti. Bugünlerde laik bir eğitim olmasına rağmen dini okulların da açılmasına izin veriliyor.

Mozambik’in başkenti Maputo’da üç cami dikkat çekiyor, Hz. Hamza Camii, Takva ve Cuma Camileri. Özellikle şehrin göbeğinde olan Takva Camisinin mimarisinin görkemi oldukça dikkat çekici. Mozambik’te camiye çok ihtiyacın olduğu cuma namazlarından anlaşılıyor. Cuma namazlarında insanlar camilere sığmadıkları için cadde ve sokaklarda namaz kılmak zorunda kalıyorlar.

Mozambik’in ilk camisi 1461’de Müslümanların ilk yerleştiği Nampula eyaletinde yapılmış olan Musa Camii. Şimdi cami terk edilmiş, virane olmuş durumda. Hint Okyanusu’nun hemen kıyısında olan bu camii 20. yüzyılın başlarına kadar hizmet vermiş, daha sonra kendi kaderine terk edilmiş. Bugün bu camiye tekrar sahip çıkılması ve restore edilmesi gerekiyor. Çünkü bu cami Mozambik’te İslam’ın ilk mirası. Bu miras doğal felaketlere ve Müslümanların duyarsızlığına rağmen hala ayakta duruyor.

Mozambik yakın gelecekte Afrika’nın en önemli ülkelerinden biri olacak. Turizm ve enerji potansiyeli bakımında oldukça verimli bir ülke. Mozambik’le ilişkilerin geliştirilmesi gerekiyor. Eğer bu ilişkiler geliştirilirse Mozambik eski günlerine tekrar dönebilir ve siyasi terim olarak kullandığımız Swahili İslam beldesi olabilir. 

Tabii ki ülke arasında ilişkiler kurarken yapıcı bir dil kullanmak, ayrıştırıcı değil birleştirici olmak gerekiyor. Gelin Musa bin Bik’in izinden giderek bu emanete sahip çıkalım.


İbrahim Tığlı, 23.02.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Afrika'dan
İbrahim Tığlı Yazıları




Sonsuz Ark'ın Notu: İbrahim Tığlı Beyefendi'den yazılarının yayınlanması için onay alınmıştır. Seçkin Deniz, 23.06.2016



Yazının İlk Yayınlandığı Yer: Gerçek Hayat

Seçkin Deniz Twitter Akışı