6 Ekim 2014 Pazartesi

SA920/ÇY4-DB17: Joe Biden Yine Yalan Söylerken Yakalandı

Sonsuz Ark'ın Notu: 

ABD Başkan Yardımcısı Biden, bugün (5 Ekim 2014) Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı telefonla arayarak perşembe akşamı (2 Ekim 2014) Harvard Üniversitesi’nde yaptığı, IŞİD sorunundan Türkiye’yi de sorumlu tutan açıklamaları nedeniyle özür diledi. Biden, “Bölgedeki müttefiklerimiz, Suriye’deki en büyük problemimizdi” demiş ve Erdoğan’ın da kendisine “Siz haklıydınız” dediğini belirtmişti. Erdoğan ise bu sabah yaptığı açıklamada bu sözleri söylediğini reddederek Biden’dan özür beklediğini dile getirmişti. Sonsuz Ark, (IŞİD'ın gerçek organizatörlerinden biri olduğunu düşündüğü) ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'in sürekli yalan söylediğine ilişkin üç ayrı analizle tarihe kayıt düşmektedir. 
Seçkin Deniz, 05.10.2014


“ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Türkiye’yi IŞİD terörünün sorumlularından biri olarak gösteren açıklamalarından dolayı Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı arayarak özür diledi.”

1. Joe Biden Yine Yalan Söylerken Yakalandı/ Joe Biden Sosyopatik Bir Yalancı mı, Yoksa Sadece Ahmak mı?

Joe Biden’ın sorunu ne? Aklı başında Amerikalıların, söylediği her şeyi internetten teyit edebildiğinin (onun durumunda doğrulamadığının) farkında değil mi? Yoksa kendi fantazi dünyasında kendi yalanlarına gerçekten inanıyor mu?

Ben hala Joe Biden’ın Başkan Yardımcılığı boyunca söylediği yalanların mantığını anlamaya çalışıyorum. Önce İstihbarat Grubunu ( Hillary) Bengazi’deki ölümcül hataları üzerinden eleştirdi, sonra İran’ın nükleer silah edinmesi konusunda endişeye gerek olmadığını söyledi. Çünkü; aynı (başarısız) İstihbarat, İran’ın nükleere yakın durmadığını söylemişti, o yüzden hepimizin Netanyahu’nun çağrısını görmezden gelmemiz ve sakin olmamız gerekiyor.

Ben bu adamın kendi uyduruk dünyasındaki yalanlara inanan ömrü boyunca yalancı bir adam olduğuna inanıyorum. Onun sosyopatik yalancılığı 1968’de Syracuse Hukuk Fakültesi’nde başladı.

İlk yılında bir kanun derleme makalesinde 15 sayfanın, 5 sayfasını intihalle suçlandı. 1987 yılında bir kampanya konuşmasını kopyalamakla da suçlandı. Eşinin ve kızının öldüğü kazada, aslında onlara çarpmamak için hayatını tehlikeye atan sürücünün sarhoş ve acemi olduğunu iddia etti.

Başkan Yardımcılığı tartışmalarında Biden, Sosyal Güvenlik Reformundaki rolünü abartıyor görünüyordu. ABC’den Jack Tapper’a göre:

“Başkan Yardımcılığı görüşmeleri sırasında geçen hafta, Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın, 1983’teki Sosyal Güvenlik müzakerelerindeki rolünü oldukça abarttığı görülüyor.

Sağlık Sigortası konusunda sorulan bir soruda, Biden, “ Bakın, 1983’te Sosyal Güvenlik yapılırken, ben de oradaydım. Ben, Başkan Reagan’la müzakere için Tip O'Neill  ile birlikte o masada oturan sekiz kişiden biriydim. Hep birlikteydik, herkes anlaşmak için, anlaşmaya varmak için, bir çıkış yolu bulmak için, herkesin bazı fedakarlıklar yaptığını söyledi.”

Bu yorum, Biden’ın o odada Sosyal Güvenlik Reformu için iki taraflı çalışan birkaç anahtar kişiden biri olduğunu gösteriyor.

29 Nisan 2007’deki basın toplantısında o zamanlar senatör olan Biden, “Bob Dole ve George Mitchell’la birlikte Sosyal Güvenliği 60 yıllığına yoluna doğru koyduğumuz o toplantıda ben de vardım, beş kişiden biriydim, en gençleri bendim” diyerek benzer bir iddiada bulundu.”

Ama tarihi kayıtlara göre Biden o odadaki ya da toplantıdaki küçük bir grup insandan biri değildi, ne de Sosyal Güvenlik reformunda anahtar bir rolü oldu.

Ohio Üniversitesindeki bir konuşması sırasında Biden dinleyicilere kendisinin de öğrenim gördüğü Delaware üniversitesinde bir futbol oyuncusu olduğunu, 1963’te bir futbol maçında Ohio Üniversitesine karşı oynadığını anlattı.

Biden dedi ki, “ Bilmenizi isterim ki; ben 19 Ekim 1963’te buraya geldim ve biz Bobcats’i 29-12 yendik.” İnternet kayıtları Delaware’in 19 Ekim 1963 tarihinde Ohio ile bir maç yaptığını yaptığını gösteriyor, ama o Biden kadroda yok.

Biden, dinleyicilere 2012 Üniversiteler arası futbol sezonunun ilk haftasında Ohio Üniversitesi’nin Penn State’i yenmesinden mutluluk duyduğunu söyledi. Çünkü; “ Penn State’i yendiniz, ben de şöyle söyleyebilirim, eh onlar Penn State’i yendi, ama 500 yıl kadar önce biz de onları yenmiştik.”

Biden 15 Ekim 2008 tarihinde Ohio Üniversitesi'ni bir ziyaretinde de benzer bir hikâye anlattı.

Sorun şu ki, hikâye tamamen doğru değil, ama kendi beyanlarına bakarsak, Biden’ın abartmaları ve süslemelerinin başka bir örneği.  http://www.breitbart.com/Big-Government/2012/09/27/Biden-Fibs-To-Ohio-Voters-About-Having-Played-College-Football ’ta daha fazlasını okuyabilirsiniz.

Bize yardımcı ol Joe, kendi gezegeninden dünyayı görebilir misin?!?

17 Ekim 2012 -  Lettingfreedomring

***

2- Gerçek Araştırma: Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın En Berbat 10 Yalanı

Bir kez daha, Joe Biden, Başkan Yardımcılığı yolunda - o 2008 yılında Sarah Palin ile yaptığı yarışmada yaptığı gibi- yalan söyledi. Bu kez medya onun en berbat saçmalıklarını rakibi Paul Ryan’a yaptığında yakaladı.

İşte tartışma sırasında Biden’ın söylediği en berbat 10 yalan:

Güncelleme-Onurlu söylem: “Onun .... planını onaylayan bir tek demokrat yok.”

Biden,- Paul’un Başkan yardımcısının müdahaleleri arasında da işaret ettiği gibi- Ryan’ın hem Demokratik Oregon Senatörü  Ron Wyden ve Clinton bütçe direktörü Alice Rivlin ile reformları gelştirme konusunda çalışmış olduğu gerçeği hakkında yalan söyledi. Hiç birinin Romney-Ryan biletinin ayrılma planını onaylamadığı doğruydu – ki Biden’ın değindiği demokratların onayladığı Ryan’ın kendi planı farklıydı- ve Biden bunu biliyor.

10. “ Saygısızlık, bir takım saçmalıklar...... söylediği hiç bir şey doğru değil.”

Tartışmanın başlangıcında Biden, Ryan’ı yalancı olmakla suçladı, aslında yalan söyleyen kendisiydi. Ryan şunlara dikkat çekmişti: 1) Beyaz Saray’ın Kahire elçiliğinin 9/11 ‘le ilgili özrüyle arasına mesafe koyduğuna ; 2) Obama’nın  2009 yılında İranlı protestoculara yönelik konuşmasının başarısız olduğuna; 3) Obama yönetiminin Suriye'nin diktatörünü bir "reformcu" olarak adlandırdığına, 4) Obama yönetiminin savunma kesintileriyle zayıflamaya sebep olduğuna. Tüm bunlar doğru.

9. “Başkan, Bibi’yle (Netanyahu) defalarca görüştü..... Bu, saçmalığın daniskası.”

Birkaç kez görüşmüşlerse bile –defalarca değil-  bu, Obama’nın İsrail Başbakanını Beyaz Saray’ın arka kapısından içeri soktuğu, onunla fotoğraf çektirmekten kaçındığı ve akşam yemeğinde yalnız bıraktığı bir görüşmeyi içeriyor. Özellikle Ryan geçen ay, Obama’nın New York’ta Netanyahu’yla görüşmeyi reddetmesini, sohbetlerinin kayda alınmasının açık bir hakaret olduğunu ve İsrail’in düşmanlarına yanlış işaretler verdiğini söyleyerek eleştirmişti.

8. “Vergilerin sadece milyonerler için mi olduğunu zannediyorsunuz.”

Biden’ın milyonerleri, yıllık geliri 250.000 doların üstünde olan, iki çalışanlı orta sınıf aileleri  ve iş kazançlarını bireysel  gelir olarak gösteren küçük işletme sahiplerini içeriyor. Biden ve Obama geliri 250.000’in üstündekilere “milyonerler, milyarderler” diyor ve vergi planları milyoner olmayan küçük işletme sahiplerini daha da sıkıntıya sokuyor.

7. “Biliyor musunuz, ben bu ölüm paneli argümanını Sarah Palin’den de duymuştum. Panellerle ilgili bu tip şeyler duyuyorum.”

Biden’ın Palin’e karşı bu ucuz çıkışı hem ona hem de karşısında oturan adamaydı. Fakat Palin ölüm panelleri hakkında hiç konuşmamıştı, çünkü Obamacare henüz teklif edilmemişti. Ryan da ölüm panellerinden bahsetmemişti, sadece Obamacare’in malyet kontrollerini zora sokacağı gerçeğine değinmişti.

6. “Kongre elçilik bütçelerini talep ettiğimiz 300 milyon doların altına çekti.”

Biden’ın yalanı Ryan’ın daha düşük elçilik bütçeleri için yaptığı bir girişimdi ve Obama yönetimi 9/11 saldırılarından birkaç gün sonra elçilik güvenliği için yeni kesinti çağrısı yaptı. Savunma-dışı ihtiyari harcamalarda% 19 azalma şeklindeki Ryan'ın önerisi elçilik güvenliğinden bahsetmiyordu.

5. “Hayır, nükleer bir silaha dört yıldan daha fazla yakın değiller.”

İran'ın nükleer programının göze batan gerçekliği hakkında Biden'in yalan girişimi başarısızdı. İran gerçekten de bir nükleer silaha dört yıl daha yakın ve Obama yönetimi buna inanarak Avrupa ve Orta Doğu'daki müttefikleri için hayal kırıklığına neden olarak, İran ile müzakerelerin tekrar rayına oturmasına uğraşıyor. Bu yıl yapılan toplantı üstüne toplantılar İran’a az bir zarar vererek başarısız oldu ve nükleer silahına engel olamıyor.

4. “Hiç bir dini kurum Katolik Kilisesi ya başkası ... gebelikten korunmak için sigorta aracı olmamalıdır. Bu bir gerçek.” 

Hayır, bu bir gerçek değil – gerçeğin tam tersi  ve "bu bir gerçektir" demek bir yalanı daha az bariz yalan yapmaz. Obama yönetimi kendi sigorta poliçelerinin kontraseptif ve kürtaj ilaç sağlaması için dini kurumları zorluyor.

3. “Bu, kredi kartına iki savaş koymak için oy veren adamdan geldi.... Ben oradaydım. Ve ona karşı oy kullandım.”

Biden, hem Irak savaşı ve hem de Afganistan savaşı için oy verdi. George W. Bush'un sağlık sigortası kapsama alanını genişletmek için reçeteli ilaçlar planı için oy vermedi (Benzer bir teklife daha önce oy vermiş olmasına rağmen).Ne de Bush'un vergi indirimleri için oy vermedi. Ama dün gece alay ettiği savaşların ikisi için de oy verdi. Bill Clinton’dan alıntı: “Yaptığınız şey için başkasını suçlamak cesaret ister.”

2. “Yaptığımız şey 716 milyar dolar biriktirmek ve onu yerine koymak....Sağlık sigortası için.”
Biden bu yalanı Obamacare 2010 yılında geçtiğinden beri söylüyor. Bugüne kadar yapılan kesintiler programın ömrünü uzatmak içindi. Aynı 716 milyar dolar Obamacare’e ödenmeseydi, olurdu. Ryan’ın dün gece ve 2010’da da belirttiği gibi, aynı şeyi çifter çifter sayamayız. 716 milyar doları sigorta kapsamının dışına çıkarmak yardımcı olmuyor, zarar veriyor.

1. “ Eh, bize daha fazla güvenlik istedikleri söylenmemişti.” 

Biden yine dişlerinin arasından Libya'da yerel güvenliğin ve özellikle Bingazi'de, yetersiz olduğunun tekrar tekrar söylenmesi konusunda yalan söylüyor. Bir gün önce, Libya saldırıları hakkındaki Kongre duruşmalarında eski bölgesel güvenlik Müdürü Eric Nordstrom , istekleri nin devlet bürokrasisi tarafından geri çevrildiğini ve hayal kırıklığını anlattı: “ Benim için Taliban, binanın içinde."

Joel B Pollack- 12 Ekim 2012- breitbart

***

 3- Joe Biden Bir Aptal, Bir Taklitçi ve Bir Yalancıdır

Ben Başkan Obama’nın sırf kendisini iyi gösterdiği için Biden’ı Başkan Yardımcılığı’na getirdiğine inanıyorum. Biden’ın Başkanı gölgelemek gibi bir sorunu yok. Obama, John Mccaine ve liberal medyaya karşı yarışında kaybediyordu ve kimi başkan yardımcısı seçtiğinin bir önemi yoktu. Obama’nın kaderi onun üzerine yazılmış.

Biden belki de gerçeği çarpıtma ve hatta yalan söyleme konusunda sıkıntı çekmediği için de seçilmiş olabilir. Etrafta bu adamlardan fazla yok.

Biden intihalle suçlanmıştı ki, Rand Paul intihal yapmakla suçlanıyor. Biden’ın rekoru göz önüne alındığında Paul’un Başkan Yardımcısı büyük şans olurdu. Syracuse Hukuk Fakültesindeyken:

“İlk yılında bir kanun derleme makalesinde 15 sayfanın, 5 sayfasını intihalle suçlandı. Biden, alıntı kurallarını bilmemesinden kaynaklanan bir yanlışlık olduğunu söyledi, daha sonra kayıtlardan düşecek olan bir “F” aldı ve dersi tekrar almasına izin verildi.”

1987 yılında, “Biden,  İngiliz İşçi Partisi lideri Neil Kinnock tarafından bu yılın başlarında yapılan bir konuşmayı kopyalamakla suçlandı." Başka intihal olayları da vardı. Robert F. Kennedy tarafından 1967’de yapılan konuşmadan pasajlar (Suçu Biden’ın asistanları üstlendi), John F. Kennedy’nin 1961 tarihli açılış konuşmasından kısa bir ifade ve önceki iki yılda da Hubert H. Humphrey’nin 1976’daki konuşmasından alınan pasajlarda da aynı şey yaşandı.

Biden ayrıca kişisel kayıtlarına göre gerçek olmayan veya abartılmış olan, “Sınıf ortalamasının üstlerinde bir dereceyle mezun olduğunu, hukuk fakültesine tam burslu gittiğini ve üniversitede okurken üç derece aldığını” da ifade etmişti.

İntihal hikâyelerine ve onun şişirilmiş akademik kaydına ek olarak Biden, politik gerçeklerle de hızlı ve gevşek bir şekilde oynuyor. Virginia valisi Demokrat aday Terry McAuliffe’e meydan okuduğu konuşmasını düşünün.

İşte söylediklerinden bazıları:  “Bu yarış sadece önder bir devletin yeni kalkınma yüzünü belirleyecek bir yıllık bir yarışı olduğu için değil, yeni Cumhuriyetçi Çay Partisi’yle, sosyal eğilimi sadece teknoloji ve bilime ve yenilik ve öğrenime düşmanlıktan ibret olan Çay Partisi arasındaki en büyük yarış olduğu için halkın tamamının ilgisini çekiyor. Bu adamların karşıtlığı, değişmez karşıtlığı değişim ve ilerlemeyedir.”

Tarihi kayıtlardan da görüldüğü gibi Biden gerçeği çarpıtmaktan öte yalan bile söylüyor. Çay Partisi’nda kim “yeniliğe ve ilerlemeye düşman”? Biden, herhangi bir örnek vermiyor. Belki de böyle biri olmadığı içindir. Klimatologların asla görüş birliğine varmadığı ve eski medyayı okumadan asla bilemeyeceğiniz insan-yapımı Küresel Isınma inancını mı referans gösteriyor?

Çay Partisi, teknoloji ve yenilik sever. Eski medyanın kapı bekçilerinin parçalanışını görüyoruz. Bırakın gelsinler.

Teknoloji ve ilerlemeye ket vuran demokratların vergi politikalarıdır. Çay Partisi serbest piyasanın yenilikçileri ödüllendirmesi gerektiğine inanıyor. Çay Partisi pazarı olmayan, kanıtlanmamış teknolojilere teşvik verilmesine karşı. Belirli sektörlere, vergi mükelleflerinden alınan paraları kullanarak, fon sağlamak hükümetin işi değil. Bu haksız bir avantaj oluşturur ve bu ahlaki ve anayasal olarak da yanlış.

Biden hangi değişim ve ilerlemeden bahsediyor? Arttırılan vergiler ve borçlanma nasıl yenilik ve teknoloji sağlayacak? Teknoloji ve yeniliğin değişmez karşıtlığından bahsetmek istiyorsanız, dünyanın en Sosyalist / Marksist rejimlerin başarısız ve tarihsel yitirmiş politikalarını takip edin.

Liberaller, kendi politik gündemlerine avantaj sağladığı ve kendi yalancıları olduğu müddetçe yalancıları umursamıyorlar.

Gary DeMar 5 Kasım 2013- godfatherpolitics




 Derya Beyaz, 05.10.2014,  Sonsuz Ark,  Çırak- Çevirmen Yazar, Çeviri


Sonsuz Ark'ın Notu: 

Beyaz Saray Joe Biden'ın neden özür dilediğini açıkladı/ 07.10.2014

Beyaz Saray, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan dilediği özürün, Erdoğan ile olan özel görüşmelerini yanlış aksettirmesiyle ilgili olduğunu açıkladı. Ve ısrarlı sorulara rağmen Biden’ın Türkiye ve diğer ülkelerin Suriye’deki aşırı örgütlere yardım ettiğine işaret eden sözlerini yalanlamadı.

Hürriyet gazetesi Washington Temsilcisi Tolga Tanış'ın haberine göre, Joe Biden’ın geçen hafta Harvard Üniversitesi’nde yaptığı bir konuşmada, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bölgedeki ABD müttefiklerinin Suriye’deki aşırı unsurlara milyonlarca dolar para ve tonlarca silah akıttığını söyleyip Türkiye’den Suriye’ye giden yabancı savaşçılar konusunda da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendisine “Siz haklıydınız” dediğini iddia etmesinin ardından Erdoğan’dan dilediği özüre Beyaz Saray bir açıklama getirdi. Pazartesi günü hem Beyaz Saray hem de Amerikan Dışişleri Bakanlığı günlük basın toplantılarında mesele gündemin birinci sırasında tartışılırken, Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest, “Başkan Yardımcısı’nın özür olarak ilettiği, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özel konuşmalarındaki görüşlerini yanlış ifade etmesiydi. Telefon açmasının sebebi buydu” dedi. Ve ısrarlı sorulara rağmen, Biden’ın Türkiye ve diğer ülkelerin Suriye’deki aşırı örgütlere yardım ettiğine işaret eden sözlerini yalanlamadı.

Earnest, Erdoğan’ın o konuşma sırasında Biden’a “Siz haklıydınız” deyip demediği konusunda, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özel görüşmelerinde Başkan Yardımcısı Biden’a dediklerini tarif etmek istemiyorum. Ancak ABD’nin Türkiye ve bölgedeki diğer ülkelerle olan ilişkisinin özellikle IŞİD olmak üzere bölgedeki aşırılara silah, personel ve daha geniş anlamda destek akışını kesmek için olduğunu söyleyebilirim. Türkiye ve bölgedeki diğer ülkelerin IŞİD’in bölgeye ve teker teker ülkelere yönelik bir tehdit olduğunu anladıklarına şüphe yok” dedi.

Earnest, Biden’ın konuşmasında bahsettiği ülkelerin hükümetleri ya da en azından bu ülkelerdeki bazı bireylerin Suriye’ye para, silah ve yabancı savaşçı akışında rolü olup olmadığı sorusuna ise doğrudan bir cevap vermeyi reddederek, “Başkan Obama, iki hafta önce Birleşmiş Milletler’de bir toplantı düzenledi. IŞİD’e yabancı savaşçı akışının önlenmesi için ABD’nin başkanlık ettiği BM Güvenlik Konseyi toplantısı yapılırken diğerlerinin yanında Türkiye de Başkan’ın (yabancı savaşçılarla mücadele kararı) önerisine destek sundu. Suriye’de faaliyet gösteren IŞİD ve diğer aşırı uç gruplara desteği kesmek için Türkiye-Suriye sınırı dahil bu sınırlardan bazılarında sıkılaştırılmış güvenlik belirledik” diye konuştu.

Earnest, Biden’ın IŞİD konusunda bölgedeki müttefikleri suçlayan sözlerinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı sorusuna da yine açıkça cevap vermeyi reddetti. Ve Biden’ın özüre konu yorumlarının “doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olan özel görüşmesiyle ilişkili” olduğunu belirterek, “Bu konu (yabancı savaşçılar) uluslararası toplumun işbirliğini gerektirecek. Yabancı terörist savaşçıların ortaya koyduğu tehditle mücadele ederken ABD ile birlikte çalışan Türkiye ve bölgedeki diğer ülkelerle işbirliği içinde olduğumuzu söylemekten mutluluk duyuyorum” dedi.

Earnest, “Başkan Yardımcısı Biden, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a neden bir özür borçlu olduğu konusunda oldukça samimiydi, çünkü özel konuşmalarını yanlış tarif etmişti” derken, bu olaya rağmen bölgedeki ülkelerin Başkan Obama’nın belirlediği IŞİD’e karşı stratejiye yönelik taahhütlerinden emin olduklarını söyledi. Earnest “Biden bu yorumları söylememeli miydi” sorusuna ise aynen şöyle yanıt verdi: “Yani, gerçek şu ki, bu ülkelerin (Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri) liderlerini ya da en azından üst düzey isimlerini özür dilemek için araması, bunları biraz farklı biçimde söylemiş olmayı tercih ettiğinin bir göstergesi.”

'Hatasını itiraf edebilir'

Biden’ın daha önceki gaflarını hatırlatan başka bir gazetecinin, “Söyledikleri şeyler yüzünden devamlı çıkıp özür dilemek zorunda kalan Başkan Yardımcısı’na Başkan’ın cevabı nedir?” sorusuna ise Earnest, “Bence Başkan Yardımcısı, bir hata yaptığında bunu itiraf edebilecek karaktere sahip biri” diye cevap verdi. Earnest, “Çok kısa bir zaman içinde çok fazla hata yapmadı mı” sorusuna ise “Başkan Yardımcısı, Başkan’ın ulusal güvenlik ekibinin çekirdek üyesi olmaya devam eden biri. O dünyanın her yerindeki liderlerle görüşme konusunda onlarca yıllık tecrübesi olan biri” diye yanıt verdi.

Öte yandan, Washington Yönetimi, bu hafta ABD’nin IŞİD’e karşı küresel koalisyon özel temsilcileri emekli Orgeneral John Allen ve Brett McGurk’ün Ankara’ya yapacakları kritik ziyaret öncesi, Türkiye’nin ABD’den beklentileri konusunda da önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın koalisyona katılmak için Türkiye’nin ortaya koyduğu üç şartı (Suriye’de güvenli alanlar kurulması, uçuşa yasak bölgeler oluşturulması ve Türkiye’nin Suriye’deki ılımlı muhalefete eğitim ve ekipman sağlaması) değerlendiren ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, “Elbette Cumhurbaşkanı’nın yorumlarını gördük. Uçuşa yasak bölge ya da bir tampon bölge konusunda ya da neyin düşünülüp neyin düşünülmediği konusunda geçen haftadan beri hiçbir değişmedi” diyerek, Washington’ın bu konulara sıcak bakmadığını bir kez daha yineledi. 

Psaki, Başbakan Davutoğlu’nun dün CNN‘de yayınlanan mülakatında dile getirdiği, ABD’nin Suriye Lideri Esad’ı da hedef alan bir stratejisi olursa Türkiye’nin Suriye’ye asker göndermeye hazır olacağı yönündeki sözleri için ise “Pozisyonumuz değişmedi. Bizim odaklandığımız konu IŞİD. Suriye muhalefetini desteklemeye elbette devam ediyoruz ama bu konuyla ilgili ekleyeceğim başka bir şey yok” dedi.


http://t24.com.tr/haber/beyaz-saray-joe-bidenin-neden-ozur-diledigini-acikladi,273064




Seçkin Deniz Twitter Akışı