5 Ağustos 2023 Cumartesi

SA10294/SD2822: Sıkıntı (Roman); 5. Bölüm-Dağ 41

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Batı bütün ayrıntıları ve özellikleri ile çökmüştü, Satanizm Batılıları tepesine çıkarmış ve yerden yere çalarak cehennemî bir duygu-düşünce karanlığına fırlatmıştı."

Amerika insanlığı kuşatmış, bütün yerkürede yaşayan insanları aşağılık duygusuna mahkûm etmiş, dünya ülkelerinin gözünde ‘Rüyalar Ülkesi’ olarak tanımlanmış ve insanlık için model olarak öne çıkarılmıştı. Satanizm, ABD vatandaşlarının ruhunu ve rüyalarını yok ederek bütün insanlığı yok etmiş olacağını varsaymıştı; nihayetinde Amerika Birleşik Devletleri ‘bütün sineklerin üşüşeceği bir bal damlası’ gibi işlev görmüştü.

Makow kötülüklerin kaynağını tereddütsüz bir şekilde deşifre ediyordu:

“Trachtenburg, Orta Çağ'daki Yahudi faaliyetlerinin bir listesini sunarak birçok eski "stereotipin" derin kökleri olduğunu göstermektedir. Romalı şair Juvenal'den alıntı yaparak, "Yahudiler istediğiniz kadar rüyayı ucuza satıyor," diyor. Çağlar boyunca Yahudiler tefecilik, sihir, büyücülük, falcılık, astroloji, iksirler ve ilaçlar, zehirler, simya, muskalar, efsunlar ve lanetler, afrodizyaklar ve kozmetikler konusunda uzmanlaşmışlardır.”

Allah’ın elçisi Musa’nın nasıl bir kavme gönderildiğini görüyordum artık, herkes apaçık görmeliydi. Kalıtsal şizofreniden bahseden İsrail gazetesi Haaretz’i de hatırlıyordum. Buna karşılık inançlı Yahudileri ısrarla ayrı tutmaya kararlıydım. Onlar Samirîlere karşı en büyük mücadeleyi veren değerli insanlardı, çünkü uyutulan, uyuşturulan bütün insanlıktan ayrıydılar; gerçeği biliyorlardı.

Makow, tarih boyunca Samirîlerin yaptıklarının bütün Yahudilere nasıl mal edildiğini de anlatıyordu:

“Papa V. Pius, 1569 yılında Yahudileri Papalık Devletlerinden kovmasını şu şekilde açıklamıştır:

"Şeytani illüzyonları, falcılıkları, tılsımları, sihirbazlık numaraları ve büyücülükleriyle pek çok tedbirsiz ve zayıf insanı baştan çıkarırlar ve onları geleceğin önceden bilinebileceğine, çalınan malların ve gizli hazinelerin geri alınabileceğine ve daha pek çok şeyin ortaya çıkarılabileceğine inandırırlar."

Ve tabii ki, her zaman sapkınlıkları kışkırtan "imansızlık doktorları" oldular. "Kilise ve halk her yerde, Yahudilerin şeytanî elinin basit Hıristiyanları gerçek imandan uzaklaştırdığını fark etti."

Kuraklaşmayı bahane ederek binlerce kadın ve erkeği sapkınlıkları dolayısıyla lanetlenenlerin ve yere batırılanların sembol yerlerinden biri olan Lut Gölü’nün karşısına çırılçıplak dizerek fotoğraflarını çeken ünlü Yahudi asıllı Amerikalı fotoğraf sanatçısı Spencer Tunick bir samirî değilse başka ne olabilirdi?

Kuraklık ancak Tanrı’ya dua ederek giderilebilecek bir imkâna sahipti, bunu bütün dindar Yahudiler çok iyi biliyordu. Peki bu azgınlık neden açıkça yapılıyordu?

Henry Makow insanlığa kurulan şeytanî tuzakları basit ve anlaşılabilir bir dille ifade ediyordu:

“Kabalist Komplo başarının eşiğinde. Tanrı kamusal yaşamdan sürgün edilmiştir. İlluminati Yahudileri kitle iletişim araçlarını kontrol etmekte ve kitleleri kandırıp aşağılayabilmektedir. Eğlence; pornografi, kıyamet kaosu, müstehcenlik, propaganda, sosyal mühendislik, öngörülü programlama, şiddet ve satanizmden oluşan bir cümbüştür.

Feminizmin arkasındaki İlluminati Yahudileri ve Masonlar, Batılı kadınların sefahatinden sorumludur. Evliliği ve aileyi yok etmek için tasarlanan eşcinselliğin ve transgenderizmin teşvik edilmesinin arkasında onlar vardır. Cinsel özgürlük, pornografi ve kürtaj konularında ön saflarda yer aldılar. Kitle iletişim araçları sekse kafayı takmış durumda. Doğurgan kadınlara karşı yaltaklanan bir fetişi var ve çocuklar bile güvende değil. Borsa, milyonların günlük işlem yaptığı dev bir kumarhanedir.”

Yemeğin verildiği salonda göz gezdiriyordum. Bizim ekibin tamamı oradaydı, İD ile Cevval aralarında bir kişilik yer bırakarak oturmuşlardı. Amerikalı ekipten sadece ‘Bobo’ ve sekreteri vardı. Büyükelçimizin ilgilendiği kişiye baktım. Beni Kongre’ye davet eden senatördü.

Burası Amerika’nın kalbi olan Washington’du ve Makow’un anlattıklarını adım adım uygulayan Satanist bir devletin başkentindeydik. Hepimiz buradaydık, bu zamandaydık ve olanlara şahittik.

“Hıristiyanlık Yahudileştirilmiş, ruhani gelişim ve kurtuluştan ziyade "sosyal değişim" (Satanist gündem) ile ilgilenir hale gelmiştir. Hıristiyan Siyonistler, Siyonist haydut devlete bağlılık yemini etmişlerdir.” diyordu Makow. “İlluminati, kadınları evliliği reddetmeleri için "güçlendirmek" amacıyla hayır kurumlarını kullanarak Üçüncü Dünya'nın istikrarını bozuyor. Bağışçılar, NWO için bir kod olan "değişim ajanı" olmaya davet ediliyor. Kız çocuklarının Batı'da olduğu gibi "eğitilmesini" yani endoktrine edilmesini istiyorlar. Genel olarak dünyayı kadınsılaştırıyorlar, kadınları ve onların kaygılarını merkeze alıyorlar.”

Ülkemdeki kadın hakları ile ilgili tartışmaları da dikkatle izliyordum. Erkeklere açılan savaşın ve Avrupa Birliği üyelik sürecinde süründürülen Türkiye’de değişen kanunların, evliliği ve erkek-kadın ilişkilerini nasıl zehirlediğini görüyordum. ‘Kadının beyanı esastır’ ne demekti? Kadın, kusursuz ve asla yalan söylemeyen bir ‘tanrı’ mıydı ki beyanı esas alınarak iddia ettiği ve kanıtlayamadığı suçlamalar üzerine mahkûmiyet kararı verilsin?

Dünya’da kadına uygulanan şiddette Avrupa ülkeleri ile ABD’nin listelerin tepesinde yer aldığı gerçeği dikkate alındığında her şey apaçık görünüyordu; amaç kadınlara yönelik şiddeti önlemek değildi. 

İnsanlığın koruyucuları olan erkekleri etkisiz hale getiriyor, erkekliklerini ellerinden alıyor, kadınları erkekleştiriyor ve herhangi bir sebeple ortaya çıkabilen bütün yalan, iftira gibi suç işleme potansiyellerine rağmen kadınları dokunulmazlaştırıyor ve onların kaygılarını satanist amaçlarına uygun bir şekilde merkeze alıyorlardı; genel olarak dünyayı kadınsılaştırıyor ve savunmasız bırakıyorlardı

Ben de Makow gibi soruyordum:

“İnsanlar kaybolmuş durumda ve giderek daha da çaresizleşiyorlar. Geriye ne kaldı? Depresyon mu? Savaş mı? Deccal mi?”

Batı bütün ayrıntıları ve özellikleri ile çökmüştü, Satanizm Batılıları tepesine çıkarmış ve yerden yere çalarak cehennemî bir duygu-düşünce karanlığına fırlatmıştı.

Kan ağlıyordu Makow:

“İlluminati Yahudileri binlerce yıldır insana ve Tanrı'ya karşı gizli bir savaş yürütmektedir. Bu komplo dünyanın gerçek tarihi, savaş ve depresyonun gerçek nedenidir. Toplum altüst edilmiştir ve sürekli yalan söylemektedir. Trachtenberg gibi 1943'te yazan Yahudiler bile buna inanamıyor. "İnsanlar neye isterlerse ona inanırlar" diyerek "Yahudi karşıtlarına" atıfta bulunuyor ama bu kendisi için de geçerli. Sıradan Yahudiler buna inanamaz çünkü onlar Satanist değildir. Ama pek çok Kabalist Yahudi öyledir. Paraya sahipler, gizli liderliği oluşturuyorlar ve geri kalanları manipüle ediyorlar.

Trachtenberg 30 yıl boyunca Reform Hahamlığı yaptı. O da benim gibi komünizm, sosyalizm, liberalizm, feminizm, Siyonizm, neo-muhafazakârlık ve "eşcinsel hakları" adı altında İlluminati'nin kuklası olarak kullanılan pek çok namuslu Yahudi'den biri. Artık hepimiz Yahudiyiz, Tanrısızız, aldatılmışız, aşağılanmışız ve kullanılmışız. Ama en azından nerede durduğumuzu biliyoruz ve buna göre hareket edebiliriz.”  

<< Önceki                      Sonraki>>


[03.08.2023, (5/83 (507))]

Lütfen gitmek istediğiniz bölümü tıklayınız:


Seçkin Deniz, 05.08.2023, Sonsuz Ark, Sıkıntı, Roman

Sıkıntı





Sonsuz Ark'tan

  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

 

    

Seçkin Deniz Twitter Akışı