23 Ekim 2022 Pazar

SA9898/SD2574: Sıkıntı (Roman); 4. Bölüm-Cehennem 10

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

İD durdu ve sakin sakin suya bakmaya başladı, iki eli ile, boynuna astığı kolyenin madalyon kısmını okşuyordu farkında olmadan. ‘Aşk bir erkeğe ne yapar sence?’ dedi.

‘Zina’dan kaçış bir etken evlilik için, ancak erkekle kadın arasında saplantıdan daha üstün bir şey var etmiş Allah, ‘Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi (dostluk) ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.’ der, Rûm Suresi 21. ayet!’

İD, ‘Sen Kur’an’ın hepsini ezbere biliyor musun?’ diye sordu merakla. ‘Ve anlıyor musun?’

‘Evet!’ dedim. ‘Arapça da biliyorum.’

‘Çok güzel bu!’ dedi. Bana bakışları biraz değişmişti İD’nin.’ Söylemiştim, sana saygı duyuyorum.”

‘Teşekkür ederim.’ dedim. ‘Benim öğle namazını kılmam lazım. Şu anda saat 13:32 ve vakit geçiyor. Az ileride bir çeşme var, orada abdest alabilirim, burada çimenlerin üstünde de namaz kılabilirim, eğer biraz yalnız kalmayı göze alırsan?’

‘Seni bir mescide götürebilirim!’ dedi heyecanla İD. ‘Burada da bazı Müslümanlar var! Ama biraz daha kalalım burada, eğer hemen kılman gerekmiyorsa, burayı çok sevdim ben!’

‘Çok kez geldim Richmond’a ama hep otelde, odamda kıldığım için, nerede cami veya mescid var bilmiyorum!’ dedim. ‘Biraz daha kalabiliriz tabi burada, vaktinde kılmak daha güzel ama, acil sayılmaz şu anda!’

‘O kadının Yusuf peygambere karşı hissettiği sevgi aşk mıydı?’ diye sordu İD. ‘Gözü dönmüş kadının, ama bence sadece seks istiyormuş kadın. Aşk başka bir şey olmalı…’

‘İşte insanlar burada karıştırıyor bence aşk ve sevgiyi.’ dedim. ‘Kadın eğer sevgi-dostluk ve merhametle sınırlı bir duygu bileşimi ile Yusuf’a yaklaşsaydı, onun isteği olmadan böyle bir şeye girişmez ve kendi isteği gerçekleşmeyince de onu zindana attırmazdı. Demek ki aşkta merhamet yok, dostluk da yok. Tamamen amaca odaklanarak seks yapmak var!’

‘Sana katılmıyorum’ dedi İD. ‘Doğru, seks işin merkezinde, ama seksten başka şeyler de var aşkta.’

‘Var, evet; takıntı, saplantı var!’ dedim gülümseyerek. ‘İnsanın aklını başından alacak kadar döngüsel bir saplantı. Kafamın içinde patlattığın nükleer bombalarla uğraşıyorum dün geceden beri. Poe Müzesi’nden buraya nasıl geldiğimi anlayamazsın!’

‘Gıcık!’ dedi İD yine suratını asarak. ‘Ruhsuz, duygusuz!'

Yine gülümsedim ve ‘Ruh ve duygu tanımına katılmıyorum, aynı tanıma uygun davranamam; sen batılısın, ben değilim. Batılı ruhun inanç ve değerlere karşı düşmanlığı var, ama benim bir Müslüman olarak varlığımın temeli inanç ve değerler. Burada coğrafya olarak Batı’yı kastetmiyorum, dünyanın her yerinde Batı’nın yolunu benimsemiş olan herkese, her düşünceye ‘batılı’ diyorum. Aşk’ta eğer biraz ruhsal nedenler varsa bile Batı bunu sadece sekse indiren bir katliamcı.’ dedim.

‘Aşka neden inanmıyorsun?’ diye sordu tekrar. ‘Tanrı aşka karşı olamaz, ilahî aşk diye bir şey var üstelik, aşk güzel bir şey…’

‘Aşk yoktur.’ dedim nesnel bir sesle, sesime biraz felsefî kanatlar takarak. 'Varlık felsefesini, öteleştirmekten daha çok varmış gibi saydığı bir kurguya monte eden, ontolojik gerçekleri simülatif sanrılarla bezeyen ve bu çerçevede esas değeri yokluk ve hiçlik olan bir retoriği, yani aşkı, kendi değeriyle, yani yoklukla tavsif etmem, gerçekten benim inanmam veya inanmamamla ilgili değil. Elbette insanlar ‘ilahî aşk’ diyerek her şeyi yüce bir amaca bağlamak isteyebilir. Bu da, kendi içerisindeki nedenlere ve illete bağlıdır. Ama bu nedenlerin ve illetlerin hiçbiri kendisini aşk diye tarif etmez, bu tarifi siz yapıyorsunuz. Her şeyi aşka siz yoruyorsunuz. 'Herşey' aşktan yoruluyor ve siz onu herşeyleştirmekle zaten kendiniz yok ediyorsunuz. Allah tapınılacak bir ‘Tanrı’dır, âşık olunacak bir varlık değildir. Kaldı ki tasavvuf ‘ilahî aşk’ diyerek Allah’a karşı büyük edepsizlikler içeren kavramsal bir felsefeyi temel alır, şu anda bundan bahsetmek istemiyorum, ancak bu satanist ve sapkın ideolojinin de amacı, ‘tanrı’yı kadının bedenine indirgemek ve erkeğin, seks yaparak kadınla birleştiğinde ‘tanrı’ ile birleşmiş olduğunu iddia etmek. İbn-i Arabî bunu ‘teslis’ ile açıklıyor, Şems de, Kimya Hatun ile birleştiğinde aslında tanrının Kimya kılığında kendisine geldiğini iddia ederek bugün batının tamamen seks odaklı ‘aşk’ sapkınlığının kökenindeki şeytanî öğretiyi tekrarlıyor. İkisinin de hayatında sayısız kadın var; oysa her şey çok basit; seks saplantılarını 'ilahî aşk' ile saklıyorlar.’

İD şaşkın şaşkın bana bakıyordu, ‘Böyle mi söylüyorlar onlar?’ dedi. ‘Bilmiyordum, ama bence de sapkın bir düşünce, Tanrı’yı neden karıştırıyorlar bu işe?’

‘Her şeyi yaratan Allah’a karşı daha başka nasıl saldırabilirlerdi ki?’ dedim. ‘Ahmaklar, Allah’a bir zarar verebileceklerini sanıyorlar, Allah’ı nesneleştirerek onun tapınılacak ‘tanrı’ olma özelliğini insanın zihninden çekip alırlarsa zafer elde etmiş olacaklarını sanıyorlar.’

İD durdu ve sakin sakin suya bakmaya başladı, iki eli ile, boynuna astığı kolyenin madalyon kısmını okşuyordu farkında olmadan. ‘Aşk bir erkeğe ne yapar sence?’ dedi.

Bana kızmıyordu artık. ‘Poe’ya yaptığını yapar!’ dedim. ‘Bir kadından diğerine koşturur, ruhunu parçalar. Aşk, adamı bütün tutmaz; aşk adamı, kalbur gibidir, kadınlar o deliklerden gelir geçerler... aşk adamı erimiş lav gibi kendini ve her şeyi yakar, yok eder.’

‘Birçok âşık filozof ve edebiyatçı erkek var ama…’ diye itiraz etti İD.

‘Filozof olmaları onlardaki aşk saplantısını derinleştirir, onları korumaz. Filo-zof, filo-dox ayrımını yapan Platon, aslında bugünkü bilim adamlarını 'filodox' diyerek aşağılamıştır. İdealara ait bilgiye sophie-gerçek bilgi-, fenomenlere ait bilgiye doxa-sanal bilgi- demiştir Beyefendi. İşin tuhaf tarafı aşk tam olarak platonik bir ideadır; hakikatle ilgisi yoktur. Sana bir sır vereyim mi? Kızma ama. Ben katılmıyorum bu düşünceye, kadınlar en az erkekler kadar akıllı, fakat Aristo'ya göre, "İnsanların en alt basamağını kadınlar oluştururlar ve onlar aklın ilkelerine sahip değildirler."’

‘Kadınlar fena bence de, erkeklere acıyorum kadınların karşısında yaşadıklarını görünce’, dedi İD, soğukkanlı bir şekilde; sodasından birkaç yudum içti. ‘Ne yazık ki Aristo yanılıyor, kadınlar çok akıllı, öyle olmasalardı erkekleri bu kadar etkileyemezlerdi.’

Sonra soda şişesini sağ tarafına bıraktı ve boynundaki kolyeyi çıkararak Poe poşetine koydu. 

<< Önceki                      Sonraki>>


[22.10.2022, (4/21 (345))]

Lütfen gitmek istediğiniz bölümü tıklayınız:


Seçkin Deniz, 23.10.2022, Sonsuz Ark, Sıkıntı, Roman

Sıkıntı





Sonsuz Ark'tan

  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

 

    

Seçkin Deniz Twitter Akışı