Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
Sen, kendinde ‘insanüstü yetenekler’ olduğunu söyleyerek herkesi aldatan kişi, sana sesleniyorum...
Hangi çağda yaşadığının önemi yok, kimin soyundan geldiğinin de...
Hangi tür eğitimleri aldığın da beni ilgilendirmiyor; servetin, soy bağın, ideolojik zincirlerin, felsefî ya da dinî yahut mezhebî ne tür bir yafta ile dolaştığının da herhangi bir değeri yok!
Mason üstadı mısın, şeyh misin, imam mısın, hoca efendi misin, kardinal misin, haham mısın, budist rahibi misin, hindu brahmanı mı, yoksa şaman büyücüsü mü, zerre kadar önemi yok!
Müritlerinin, inananlarının, tapanlarının da sayısı umurumda değil; hangi dölden tevellüt ettiğinle övünmen de faydasız. Peygamber çocuğu ya da torunu olsan ne yazar?
Şimdi, şöyle karşıma gel de iki çift laf edelim:
İnsanları neden kandırdığını anlat bana; yemek yerken, su içerken, üşürken, kadınlarla cinsel ilişkiye girerken şu insanüstü yeteneklerini neden kaybettiğini anlat mesela!
Niye her zaman görünmüyor senin şu öve öve bitiremediğin insanüstü yeteneklerin?
Yarı tanrıyı geçtik, sen ‘tanrı’ olduğunu iddia ederken, hiç mi bir tanrının yemek yemesinin, su içmesinin, üşümesinin, cinsel ilişkiye girmesinin insana özgü birer zorunluluk olduğunu düşünmüyorsun?
Senin bu yalanlarını gerçek diye duyup kabul eden ahmaklar, senin kendilerinden biri gibi gördükleri halde sana nasıl inanabiliyorlar?
Anlat, bana!
Tanrı isen nasıl ölüyorsun o zaman, ey sahtekar?
Tanrı ölür mü?
Nerede senden önceki yalancılar? Neden öldüler?
Sen kendini yönetmekten bile aciz iken evreni yönettiğini, geleceği bildiğini nasıl iddia edebiliyorsun?
Riyakarlığını ‘hikmet’ diye, her türlü ahlaksızlığını ‘erdem’ diye, şehvetini ‘ilahî aşk’ diye, şeytanın fısıldadıklarını ‘hakikat’ diye pazarlarken bu yalanlarının seni cehenneme götüreceğini bile bile nasıl yalan söyleyebiliyorsun?
Sen, şu anda yaşayan benzerlerin ve senden öncekiler, şeytan gibi lanetlendiğinizden emin olduğunuz için mi kendinizi bu yalanlarla yücelterek ahmak insanların boyunlarına yular takıp onları arkanızdan çekiyorsunuz?
Allah’ın merhametinden ancak ebediyyen cehennemlik olacağını bilen şeytan ümidini keser, siz şeytanı tanrı edindiğiniz için mi kendinizi peygamberlerden de üstün görüyor ve Allah’ a kendinizi ve efendilerinizi eş koşuyorsunuz?
Oysa şeytan bunu yapacak kadar alçalmamıştı, siz nasıl alçalabildiniz?
Allah’ın kitaplarını değiştirdiniz, Allah’ın emirlerine karşı gelerek Allah’a isyan edebildiğinizi kanıtlarken kendinizi nasıl kandırabildiniz, insanları nasıl aldatabildiniz?
Evet; dün, bugün ve yarın iki elim yakanızda olacak...
Artık biliyorsunuz; sakallarınızdan, dua kılığındaki şarkılarınızdan, sarıklarınızdan, cübbelerinizden, serpuşlarınızdan, şapkalarınızdan, kel kafalarınızdan akan yalanlarla insanları sömürme döneminiz bitti.
Siz bittiniz; hesaplaşma dönemi başladı.
Allah’ın gönderdiği son kitap hepinizi yalanlarınızla ‘kabak’ gibi ortaya çıkarıyor artık, çıkarmaya da devam edecek.
Yapay Zeka, sizi şeytanın sürdüğü ve ektiği tarlalara gömüyor ve gömecek...
İnsana hükmetmek için ürettiğiniz her şeyi Allah elinizden alarak kendine hizmet ettirdi, gelecekte de her şey tam olarak böyle olacak...
Bunu çok iyi biliyorsunuz, insanlar artık sizin de birer insan olduğunuzu biliyorlar, yalan söylediğinizi anlıyorlar ve gün geçtikçe yüzünüzdeki şeytanı berrak bir şekilde görerek sizden tiksinecekler.
Size herkesin bileceği gelecekten haber veriyorum.
Bilin istedim!
Hepsi bu.
Mıra | Öznel Şeyler
Takip et: Next Sosyal @seckin_deniz
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.
