14 Ekim 2025 Salı

SA11659/SD3627: Mıra | Öznel Şeyler 88: Gerçek Ne ki?

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Gerçeğin sahtesi olmaz, sahte ise gerçek değildir, o yüzden ‘sahte gerçek’ diye bir şey olamaz, ‘şeytanî gerçek’ diye de."

Gerçek ne ki?

Hangi ‘gerçek’ten bahsettiğimizde, gerçekten ‘gerçek’ten bahsettiğimizi iddia edebiliriz ki?

Ne kadar karışık işler değil mi, bu işler? ‘Bırakıp gitmek lazım’ der içinizdeki ses, ‘Bırak git, gerçek bu kadar belirsiz ve karışıkken nasıl onu düşünebilir ve başkalarıyla tartışabilirsin ki?

Korkarsınız; korkuturlar sizi içinizdeki sese kadar sızarak.

İçinizdeki sese -sesin size ait olduğunu zannederek- kulak verir ve çeker giderseniz ve başkalarının 'gerçek' tartışmalarının sonuçlarına mahkûm olursunuz; onlar size de dayatırlar kendi 'gerçek' algılarını...

Yani; gerçekten kaçamazsınız, çekip gitseniz bile.

Çekip gidemezsiniz öyle, kalmak ve mücadele etmek ve anlamak zorundasınız: ‘İnsanların ‘gerçek’ dedikleri şey ne olabilir?’ diyerek düşünmek zorundasınız.

Gerçek ne ki?

Ya da ‘hakikat’?

Bu soruyu cevaplamak o kadar kolay ki, ama size karışık işler bendinde yer açıp oraya oturtuyorlar aklınızı... Çelişkiler, şüpheler, sahte tanımlar, falan... geçelim bunları.

Herkes kendisinin ‘gerçek’ olduğunu bilir, kendisi gerçek ise, kendisini var kılan her şey gerçektir. Dağ gerçektir, yağmur gerçektir, dolu gerçektir, kar gerçektir. 

Bakmayın siz, Platon denen sahtekarın ve onu yücelten ahmakların gerçek-gölge saçmalıklarına. Anne-babanız gerçektir, eşiniz, çocuklarınız, kardeşleriniz, akrabalarınız, arkadaşlarınız, yedikleriniz, içtikleriniz, duyduklarınız, gördükleriniz, dokunduklarınız, kokladıklarınız, tattıklarınız gerçektir.

Aldığınız hava da yaktığınız ateş de içtiğiniz su da ekip biçtiğiniz toprak da gerçektir. Yaşadığınız her şey gerçektir.

Gerçek var ise gölgesi de vardır ve o da gerçektir. Bunun nesini tartışıyorlar ki?

Sufizm’in ya da Kabalizm’in ya da bütün mistik olarak pazarlanan öğretilerin her birinin iddia ettiği şeytanî ifrazata ‘hakikat’, yani ‘gerçek’ demelerini de umursamayın; materyalistlerin uydurdukları bütün yalanları da.

‘Onların hepsi sahte gerçek, şeytanî gerçek’ diyebilirsiniz, ama ‘gerçek’ sözcüğünü bu irinden oluşan külliyat için kullanmaktan utanmak gerektiğini düşünürüm...

Gerçeğin sahtesi olmaz, sahte ise gerçek değildir, o yüzden ‘sahte gerçek’ diye bir şey olamaz, ‘şeytanî gerçek’ diye de.

Peki, ne diyebiliriz gerçeği çarpıtarak onu istedikleri gibi soyanların ve giydirenlerin yalanlarından uzakta durabilmek için?

Bilemiyorum; ‘Yalan’ çok basit ve yerleşik bir kullanım, onu neden kullanmaya devam etmiyoruz?

‘Yalan-Gerçek’, yahut ‘Yalan-Hakikat’ karşıtlığı sabit; yalana ‘sahte gerçek’ demek aldatılmanın makul bir gerekçesi olamaz.

Bir yalanı size ‘gerçek’ ya da ‘hakikat’ diyerek kabul ettirmiş olmaları, sizin sahte gerçeğe ya da sahte hakikate inandığınız anlamına gelmez; bu sadece bir tek anlama, ‘aldatıldığınız’ anlamına gelir.

Aldatılmanız da şeytanî yalana kanmanızdan, aldanmaktan başka bir şey değildir; insanlar yalanı size gerçek diye anlatsalar da ‘gerçek’ değişmez.

Şeytan, Allah hakkında kuşku uyandırarak Allah’ın gerçekliğinden kuşkuya düşmenizi sağlamışsa ve şeytanın müritleri de bunu sürdürmüşse olan biteni tanımlayacak tek sözcük 'aldatılmak'tır.

Ve yine Allah’ın gönderdiği elçiler ve kitaplar aracılığıyla size bildirdiği ve içinde hiç kuşku bulunmayan gerçeği tartışılır hale getiren bu şeytanların size kabul ettirdiği her şey yalandır.

‘Gerçek ne ki?’ demiştim söze başlarken; siz gerçeği yalandan ayırt edemeyecek kadar ahmak mısınız?

Neden, içinize sızan Şeytan’ın ‘Bırak git, gerçek bu kadar belirsiz ve karışıkken nasıl onu düşünebilir ve başkalarıyla tartışabilirsin ki?’ şeklindeki fısıltılarına inanıyorsunuz?

Şeytan’ın ve onun inananlarının bir tek amacı var: sizin gerçek olan ve gerçeği yaratan Allah’tan kuşku duymanız ve sonrasında onun emir ve yasaklarına karşı çıkmanız.

Bu, böyle değil midir?

‘Sizi, Allah’ın varlığından uzaklaştıran her şey yalandır; gerisi gerçektir!’ diyerek cehaletinizle aranıza mesafe koyduğunuz anda gerçekle ilgili tartışmaları çöpe atmış olursunuz.

Ruhunuz çöp gibi kokmaz.

Bunu istemez misiniz?

Korkmanıza gerek yok; aksine güven duymalısınız.

İşte gerçekle ilgili yaptığımız bu akıl yürütme gerçektir; sizin de asla kuşku duymayacağınız bir gerçek.

Ve bu, hakikatin ta kendisidir.



<<<Önceki                           Sonraki>>>


Seçkin Deniz, 14.10.2025, Sonsuz Ark, Mıra | Öznel Şeyler


Mıra | Öznel Şeyler

Seçkin Deniz Yayınları


Takip et: Next Sosyal @seckin_deniz

Takip et: Next Sosyal @sonsuzark


Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

 



Seçkin Deniz Twitter Akışı