Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
Gerçeği örten-karartan ya da gerçeği örtenler-karartanlar...
Nasıl ayrım yapmak gerektiğini düşünüyorum. Fail tekil ya da çoğul; insan için, insanlar için dünya gerçeğin örtüldüğü-karartıldığı bir yer haline geldi tekrar.
İnsanlık örtülmüş-karartılmış gerçeğin kıyısında dolaşıyor, görüyorum...
İnsanların gözleri açık, ama görmüyorlar; geceleri bile aydınlatan ışıklarla dolu dünya, ama o ışıklar gerçeği karartmak için kullanılıyorlar.
Siz görmüyor musunuz?
Gerçeği örten-karartan değilsinizdir belki... Gözleriniz açıktır, ama görmüyorsunuzdur belki...
Hüznüm tarifsiz; gerçeğin karanlıkta bırakılan, gizlenen yüzüne baka baka kahroluyorum.
‘Kâfir’ deniyor, gerçeği örten-karartan tekil faile... çoğulu ‘kâfirler’.
Şimdi ve daima bilmelisiniz ki ‘kâfir’ sözcüğü, Kur’an’da, evreni yaratan Allah’ı ve onun elçileri aracılığı ile bildirdiği kesin ve değişmez olan gerçeği-hakikati örterek-karartarak inkâr eden için kullanılıyor.
Allah’ın son elçisi Muhammed’in (S.A.V) vefatı sonrası ortaya çıkan/çıkarılan mezhep tartışmalarında çok sık kullanılan ‘kâfir’ sözcüğü, bazen bu sözcüğü rakipleri için kullananların gerçeği örtmesi-karartması için de kullanılmıştı.
Tarihin akışında, Allah’ın Kur’an’da gerçeğin anlaşılması için kullandığı birçok kavram, maalesef Kur’an’daki sınırların dışında insanların hayatına dahil edilerek yeni karanlıklar üretilmiştir.
Tarihte olanlarla birlikte, günümüzde Amerikalı, Avrupalı ve İsrailli istihbarat örgütlerinin kurduğu ve yönettiği terör örgütlerinin kullandığı ‘kafir’ sözcüğü, bu terör örgütlerinin Müslümanları ayrıştırarak öldürmesinin bir aracı haline getirilse de kelimenin tam anlamıyla gerçeğin örtülmesinin-karartılmasının faili demektir ve ‘kâfirler’ tarafından Müslümanları birer tehdit unsuru gibi göstererek gerçeğin son temsilcileri için de gerçeğin örtülmesinin-karartılmasının bir aracı haline getirilmiştir.
Müslümanlar artık ‘kâfir’ sözcüğünü kullanmaktan korkuyorlar, gerçeği örten-karartan kâfiri ya da kâfirleri işaret eden Kur’an’ın ayetlerine biraz daha uzaktan bakıyorlar.
Oysa Amerikalı, Avrupalı ve İsrailli istihbarat örgütlerinin kontrol ettiği uluslararası medya, çocuklar dahil diledikleri Müslümanları kolaylıkla ‘terörist’ diyerek tasnif edebiliyor ve hedef göstererek yok edilmeleri gerektiğini söyleyebiliyor...
Kafirler diledikleri gibi etiketleyerek Müslümanları öldürebiliyorlar, ama Müslümanlar gerçeği örten-karartan kâfirlere ‘kâfir’ demekten korkuyorlar...
Bu da bir tür gerçeği örtme-karartma faaliyeti değil midir?
Kâfire ‘kâfir’ denir, kâfire ‘kâfir’ diyen Allah’tır ve biz Müslümanlar da gerçeği örtenlere-karartanlara ‘kâfir- kâfirler’ diyeceğiz.
Diyeceğiz elbette, ancak Müslümanlara da tek tek soracağız:
‘Kâfir kâfirdir, ama ya sen? Sen nesin, ey korkak Müslüman? Sen de kâfirler tarafından öldürülme korkusuyla gerçeği örten-karartan değil misin? Allah sana neden merhamet etsin?
Gerçeğin son temsilcisi sensin, sen korkup saklandığında gerçeği örten-karartan olmuyor musun?
Gözlerin açık, ama görmüyorsun ya da gözlerin açık, görüyorsun, ama korkuyorsun...
Ne fark eder?
Gerçek örtülü-karanlıkta...
İnsanlık örtülmüş-karartılmış gerçeğin kıyısında dolaşıyor, görmüyor musun?
Gördüğün halde görmezden geliyorsan, Allah'ın sana soracağı hesabı da düşünmüyor musun?
Ben söylüyorum, saklandığın kovuktan çık, en azından gerçeğe karşı borcunu öde!'
Mıra | Öznel Şeyler
Takip et: Next Sosyal @seckin_deniz
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.