3 Mayıs 2015 Pazar

SA1299/YB28: İçimizdeki Karmaşa ve Deniz Fenerleri / Sınanmış Renkler 27

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Başınızı alıp gitmek istemeniz bazen, geride bırakıp kaçışlarınızda adressiz olmak istemeniz, erken ölüm, geriye dönülebilir ölümdür aslında."

Size haberler getirdim mezarlıklardan, gezgin ruhların semerlerinde taşıdıkları yüklerden... Çok yorgunum, dudaklarımda biriken zikir, zikredegeldiğim sesleri sorgulayan bir öfkeyle dolu. Dilimizde döndürüp durduğumuz seslerde Allah ne kadar var? İçimizdeki karmaşanın hasretle gözlediği Deniz Feneri nerede? "Onlar, inananlar ve kalpleri Allah’ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur." diyor Rad 28; hangimiz, nerede arıyoruz huzuru?

Bir insanın son nefesini vermiş bedenini alelacele toprağa verişimizdeki tedirginlik, onun geride kalan zamanda başına gelecek olanlara tahammül edemeyişimizden mi? Kokacak, kurtlanacak, çürüyüp gidene kadar etrafına rahatsızlık verecek diye mi? Yoksa daha başka bir şey mi var bu telaşımızda?

Birkaç el bizi yıkayacak, kefenleyecek ve sonra başkaları cenaze namazımızı kılacaklar, bir tabutla omuzlarında taşıyacaklar biraz sevap kazanacaklarını düşünerek itişip kakışırlarken. Hızlı bacaklarla yürüyecekler, ömrün son demlerinde gittikçe yürüyemezleşen ve hafifleyen hastalıklı bedenimizin kaybolan ağırlığından korkarak. Sonra kazılmış, tahtaları hazırlanmış, toprağı kenara yığılmış mezarımıza indirecekler bedenimizi... Hızla çalışacaklar ve elden ele dolaşan küreklerle üstümüze toprağı yığacaklar... İmam annemizin adını soracak yakınlarımıza, asla duyamayacağımız son telkin için...

Ve sonra herkes gidecek... Birkaç saatlik bir def ediş meşakkati, hepsi bu... Ve bir daha asla yeryüzünün kederlerini, sevinçlerini tatmayacağız... zaman bizim için duracak artık. Servetimiz, borçlarımız, çocuklarımız, eşlerimiz bizsiz bir zaman aralığı geçirecekler artık, arkamızdan gelene dek.

Hepsi bu mu? Bu kadarcık mı? O tantanalı hayat ne kadar çabuk bitiyor öyle? Sanki başka şeyler olması gerekti; sanki eksik bir şeyler vardı. Sanki hiç olmamış gibi her şey...

Bir ölüyü mezarına indirilirken izlediğimde çok şey düşünürüm dostlar... Her birimiz öleceğiz ve arkamızdan bizi unutana kadar konuşacaklar insanlar... Ama eşler, ama çocuklar bizimle yaşadıklarını hiç unutmayacaklar... Bir kadın ölü, yaşlıca haliyle mezara indirildiğinde onu doğururken, emzirirken, ağlarken görürüm gençliğinden bu yana... sonra elden ayaktan düşmüşken ona bakan gözlerde değişen bakışları  nasıl da binbir kederle izlediğini... o koklanmak istenen taze gelinken eşi için, o düş kurulan sultan iken ya da sımsıcak bir kucak iken evlâdı için.

Hepsi birer gözyaşı gibi gelir bana, hepsi birer iç burkucu hatıra... belki de bunun içindir insanların aceleleri; rahatsızlık verici düşüncelerinden çabucak kurtulmaktır gayeleri, çünkü herkes oraya gidecektir ve herkes artık çaresiz bir duygunun tam ortasındadır. Kaçmak onun için en iyi çıkış yoludur o halde iken.

Mezarlıklardan sonra gezgin ruhların semerlerinde taşıdıkları yüklerden bahsedeyim mi sizlere? İçinizdeki seslere bakın evvela... Ruhunuzun semerinde neler var? Okyanuslardan daha geniş ve daha derin olan içinizde hep dinginleşeceğiniz kıyılara ulaşmak için size yol gösterecek bir Deniz Feneri gözlemeniz ne kadar hâzin...

Oturun şöyle karşıma, kendinizi dinlemekten vazgeçin. Ben de sizin gibi bir insanım, ancak hatırlatabilirim size kendime hatırlattığım gibi. Dalgalanırız hepimiz ölene dek. Mezarlıklar bu yolda en iyi 'Deniz Fenerleri'dir dostlarım. Onlar, bize öleceğimizi ve Allah'ı anmadan huzura kavuşamayacağımızı hatırlatırlar. Ruhunuzun semerlerindeki yükler o limanda boşalacaktır. Ötesi yok, başka şekli yok, daha iyi bir yolu yok.

Yarım kalmış hülyalarınız, bir türlü rayına oturmamış düşünceleriniz, hayatın getirdiği hay-huy, hepimizde aynı. Gemim, kendi ruhunun çanaklarından yükseliyor bazen dalgaların tepesine. Sizinki de öyle... Başınızı alıp gitmek istemeniz bazen, geride bırakıp kaçışlarınızda adressiz olmak istemeniz, erken ölüm, geriye dönülebilir ölümdür aslında. Kaçmak istediğiniz o zamandan çekip gidiyorsunuz, ölüyorsunuz sizden geride kalanlar için. Sadece askıya alıyorlar sizi siz yokken, geri döneceğinizi bilerek. Gidişiniz hiçbir işe yaramıyor, çünkü yaşamaya devam ediyorsunuz.

Besmeleyle başladığınız bir güne, bir işe nasıl da dinginlik katılıyor bir bilseniz. Kim katıyor bunu? Sık sık anmayı unuttuğumuz Allah... deniz fenerlerimiz olan mezarlıklar bize Allah'ı unutmamayı salık veriyor işte. Kaçıp gidecek değiliz kaçıp gittiğimizde.

Buluştuğumuz bu yer bir mezarlık, bir deniz feneri sıcaklığı... Ama oysa Deniz Fenerleri bize umut aşılar, mezarlıklar ise kederler... peki ya mezarlıklara gömdüğümüz ölülerden kaçarken biz yepyeni ölmemişliği idrak ettiğimizde bu bir umut değil midir? Hani af dileme, af dilediğimizde affedilme umudu? Bir ölüyü gömerken af dilemeyi akledebilirsek bu bizim huzurumuz olmaz  mı dostlar? Huzur duyduğumuzda da bunun dilediğimiz affın Allah'tan bize gelen bir ödülü olduğunu?

Bu dalgaların hüznü, bu geminin taşıdığı binlerce yük, dostlar, hepimizin yükünden daha hafif değil. Hepimiz sınanmaya geldiğimiz bu dünyada, niçin sınandığımızı bilebilecek yaştayız. İçimizde birikmiş ağır ya da hafif yükleri alıp götürecek bir gemi bekleriz sabahları tan yeri ağarırken. Geceye bakışlarımızda ufukta belirecek bir gemi silüeti vardır. Gitmeyi düşlemek içimizdeki temelli bir gidişin ektiği tohumdur; giderek kurtulacağımız o gün, içimizdeki huzur yanı başımızda olacak mı? İşte endişemiz, işte ölüyü mezara alelacele gönderme telaşımız...

Biraz az istemeyi öğrenmeliyiz diyorum, biraz yetinmeyi bilmeyi. Daha fazlasını umut edecek yaşı çoktan geçtik. Bir nefes sıhhat, bir lezzetli söz, bir merhametli bakış ve bir de sevgiyle ikram edilen kahve...

Değil mi dostlarım?

Hoş ve hoşnut kalınız.

Selam ve sevgiyle.


<<Önceki                        Sonraki>>


Yaşlı Bilge, 03.05.2015, 10:15Sonsuz Ark, Peynir Gemisi'nden, Sınanmış Renkler 27



Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

Seçkin Deniz Twitter Akışı