29 Nisan 2022 Cuma

SA9647/KY29-YA114: Sol ve KKTC'de Ekonomik Reform

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Aslında onlar da çok iyi biliyor, geminin su aldığını ve gemi tamir edilmezse dümene kim geçerse geçsin batışın kaçınılmaz olduğunu. Buna rağmen sırf "Türkiye ile birlikte hazırlandı" diye ekonomik protokole ve reformlara karşı çıkmak, bu ülkenin geleceğine, çocuklarımıza yapılan en büyük kötülük. "

Kıbrıs Türk Sanayi Odası, “Yaz mesaisi kaldırılsın. Çalışma yaşamında zamanı azaltarak, verimlilik, hizmet ve üretim beklenemez” demiş. Haklı mı? Yüzde 100!

Bakın, görün; bu teklifi, “Biz kendimize yeteriz. Türkiye’nin parasına ihtiyacımız yok” diyenler reddedecek ilk başta. Yani kendini “SOL” olarak nitelendiren kesim... 

Demirperde'nin çöküşüyle kendini sorgulama derdine düşen sol, bugün statükonun en sadık neferi olmuş durumda. Solun övündüğü 'örgütçülük yapısı' yerini bireysel arayışlara terk etmiş. Günümüzde 'sol' adı verilen kitle, sadece “Türkiye düşmanlığı” yönüyle ayakta kalmış, ekonomi politikaları 'liberalizm'le birebir örtüşmüş 'kendine özgü' bir yapıya bürünmüş. 

Ekonomik olarak orta ve üst gelir grubuna mensup, iyi eğitim almış; bunlara paralel olarak Batı tarzı yaşam biçimini içselleştirmiş bir kitlenin savunduğu SOL ideolojinin, bugün emperyal değerleri ve boş beleş yaşamı savunması komedinin dik alası.

Aslında onlar da çok iyi biliyor, geminin su aldığını ve gemi tamir edilmezse dümene kim geçerse geçsin batışın kaçınılmaz olduğunu. Buna rağmen sırf "Türkiye ile birlikte hazırlandı" diye ekonomik protokole ve reformlara karşı çıkmak, bu ülkenin geleceğine, çocuklarımıza yapılan en büyük kötülük. 

Tabi esas niyet KKTC’yi batırıp, “nasıl olursa olsun” temalı bir çözüme zorlamak ama bu olmayacak. Her kesime ayrı bir hokkabaz musallat ettiğinizden artık bu milletin her şeyden elini eteğini çekeceğini düşünüyorsunuz ya, istediğiniz kadar düşünün, “Kuzey Kıbrıs bu faşist güruha kalacağına, Gavura kalsın daha iyi!” algısını oluşturmaya çalışın, başaramayacaksınız. 

O reformlar da hayata geçecek. Bugün değilse yarın, bu hükümet değilse başka hükümet tarafından...

***

Uzun zamandır yazmayayım diyorum, ancak bu çifte standart ve ikiyüzlülük dayanılır gibi değil.

Anladık dünyadan, etrafınızda olan bitenlerden haberiniz yok. Dünyanın Sarayönü'nden ibaret olduğunu sanıyorsunuz. Cebinize giren para ve kebap yapma sıklığınız "yönetim başarısı"nın ölçüsü.  İyi de siz demiyor musunuz "Türkiye'yle olan ilişkiler iki ayrı devlet çerçevesinde yürüsün" diye. Siz bilmiyor musunuz sistemin çöktüğünü, değişmesi gerektiğini. 

İşte Fuat Oktay da bunu söylüyor, "Bundan böyle kurumsal yapı ve ilişkiler var" diyor, neye bozuluyorsunuz? 

Kabul etseniz de etmeseniz de DENİZ BİTTİ. Bundan böyle herkes kemer sıkmak, 5-6 saatlik çalışma süresini 8'e çıkarmak zorunda. Üretmeden, oturarak müreffeh yaşam sürme dönemi (LALE DEVRİ) sona erdi. 

Hadi "dünyayı takip edin, okuyun, öğrenin" diyerek sizi zorlamayayım ben söyleyeyim; 

Dünya'da dengeler değişiyor ve tüm ülkeler başta enerji olmak üzere tasarruf tedbirlerini artırmış durumda. Bir akıl tutulması, bir statükodur gider. Lakin isteseniz de istemeseniz de ter ter tepinseniz de reform kaçınılmaz. 

Ki sistemsizliğin, yasalardaki boşlukların, sendikal terörün arkasına sığınıp muhalefet yapanlar da bunu iyi biliyor. Hadi bir soruyla bitireyim: "Ona elletmem, buna dokundurmam" kafasıyla kırılanı, bozulanı düzelttirmemenin, eksikleri tamamlattırmamanın, tüm dünya onu konuşuyorken yenilenebilir enerjiye geçmemek için ayak diremenin amacı ne sizce?


Dr. Yurdagül Atun, 29.04.2022, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Medya, 

Sonsuz Ark'tan

  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

Seçkin Deniz Twitter Akışı