18 Ocak 2024 Perşembe

SA10538/SD2987: Makul Bir Ertesi Gün Planı Var, Ama Netanyahu'ya Söylemeyin

  Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, Susam Sokağı'nın Filistin versiyonunun yöneticisi olan ve Al-Monitor'da köşe yazarlığı yapan Filistinli gazeteci Daoud Kuttab'a aittir ve Filistin/Gazze'de savaş sonrası planlara odaklanmaktadır. Analistin,  25 bine yakın masum Gazzeli sivili soykırım felsefesi ile öldüren (60 bine yakın yaralı ve enkaz altında sayısı bilinmeyen kayıp var) ve öldürmeye devam eden Netanyahu'nun bu katliamı durdurmayacağını düşünmektedir: "İsrail'deki iç çatışmalar, askerler ve subaylar arasında artan kayıplar ve rehinelerin ailelerinin gittikçe yükselen sesleri, savaşın sona erdirilmesi gerektiğinin en açık işaretidir. Netanyahu yönetimindeki İsrail, bu durumdan herhangi bir yüz kurtarıcı formülle çıkabilmek için işleri mümkün olduğunca uzatmaya çalışacaktır."
Seçkin Deniz, 18.01.2024, Sonsuz Ark 

There’s a Plausible Day-After Plan, but Don’t Tell Netanyahu

"Savaş bitmekten çok uzak, ancak ertesi günü konuşmak için hala zaman var. Mümkün olan ile mevcut İsrail hükümetinin istediği arasında büyük bir uçurum var."

Gazze'deki savaş İsrail'in kamuoyuna açıkladığı hedeflerine ulaşamadan üçüncü ayına girerken, tartışma savaş sona erdiğinde ne olacağına dair kabul edilebilir bir formül bulmaya doğru kaymaya başladı.


Netanyahu 10 Aralık'ta Kabine toplantısında, RONEN ZVULUN/POOL/AFP/GETTY IMAGES

İsrail'in kamuoyuna açıklanan iki hedefi Hamas'ı ezmek ve rehinelerin güvenli bir şekilde geri dönmesini sağlamaktı. Tel Aviv'de ve diğer şehirlerde yılbaşını kutlamaya çalışan İsrailliler gece yarısı, bazıları İsrail ordusunun defalarca kontrol ettiğini iddia ettiği Gazze'nin kuzeyinden gelen Hamas roketleriyle vurulurken Hamas'ın yenilmediği açıktı. (Demir Kubbe füzelerin çoğunu önledi ve herhangi bir kayıp yaşanmadı).

Diğer hedefe kısmen ulaşıldı ancak bu sadece Hamas ile yapılan birkaç esir takasının bir parçası olarak gerçekleşti. İsrailli siviller, İsrail hapishanelerindeki Filistinli kadın ve gençlerle takas edildi; bunların çoğu, 1945'teki İngiliz Mandası düzenlemelerine kadar uzanan İsrail yasaları uyarınca suçlama veya yargılama olmaksızın idari olarak tutuluyordu. Hamas sivil mahkumları bir İsrailliye üç Filistinli oranında serbest bırakmayı kabul etti.

Ancak Mısır ve Katar arabulucuları aracılığıyla müzakere yürüten Hamas'ın tam bir ateşkes ve Gazze'deki İsrail işgalinin sona erdirilmesini istemesi nedeniyle takaslar durdu. Hamas herkese karşı herkes formülünü öneriyor; yani 7 Ekim'den bu yana yargılanmadan tutuklu bulunan 4,600'den fazla kişi ve İsraillilerin bir süredir ellerinde tuttukları Filistinlilerin cesetleri de dahil olmak üzere İsrail'in elindeki tüm Filistinlilere karşılık Hamas'ın elindeki tüm İsrailliler (siviller, askerler, subaylar ve İsraillilerin cesetleri dahil). Hamas'ın teklifi tam teşekküllü bir ateşkes ve işgalin sona erdirilmesini içeren genel bir anlaşmaya bağlı çünkü Hamas, İsrail'in sivil ve askerlerini aldıktan sonra ilk hedefine ulaşmak için Gazze'ye karşı daha da acımasızca hareket edeceğinden endişe ediyor.

Bugün gelinen noktada İsrail'in Gazze'den çekilmesinin ertesi günü ne olacağına dair büyük bir soru işareti var. Sorun şu ki mantıklı, mümkün ve uluslararası desteğe sahip olanla İsrail'in istediği arasında büyük bir uçurum var. Netanyahu hükümeti Batı Şeria'daki Filistin yönetiminin rol alacağı bir çözüm istemediği gibi Gazze ve Batı Şeria'nın herhangi bir tarafça yönetileceği bir çözümü de kabul etmiyor. Öte yandan, hiçbir Arap hükümeti Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas başkanlığındaki hükümeti bypass etmeye istekli olmadığı gibi, hiçbir uluslararası kuruluş da Gazze'de yürütme ve güvenlik gücüne sahip tek taraf olan Hamas ve diğer militan grupların rızası olmadan Gazze'yi yönetmeye istekli olmayacaktır.

Amerika Birleşik Devletleri ve diğer uluslararası yetkililer olası bir uzlaşı çözümü olarak eski Filistin Başbakanı Salam Fayyad'ın ismini gündeme getirdiler. Ancak şu anda Princeton Üniversitesi'nde profesör olan Fayyad bana devam eden tartışmalarla hiçbir ilgisi olmadığını söyledi. Fayyad, kamuoyu önünde söylediklerinde ısrarcı olduğunu, yani Gazze'de ertesi gün bulunacak çözümün Filistin Kurtuluş Örgütü'nün meşru ve uluslararası alanda tanınan liderliği dışında münferit bir çözüm olmaması gerektiğini söyledi. Ayrıca FKÖ'nün Hamas ve İslami Cihad temsilcilerini de kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiğine inanıyor. Bana Gazze'yi yönetecek kişinin Filistin halkının çeşitli siyasi/askeri güçlerinin en geniş mutabakatına sahip olması gerektiğini söyledi. Bu fikrin İsrail'in ve belki de ABD'nin hoşuna gitmeyebileceğini biliyor ama onların da bunu kabul edeceğinden emin çünkü herkes ertesi günkü çözümün geniş bir liderlik tarafından temsil edilmesini istiyor ve bu da sahadaki güçlerin mutabakatını gerektiriyor.

Mısır ve Katar başkentlerinde bu görüşmeler perde arkasında devam ederken İsrail, Beyrut'ta Hizbullah hareketini ziyaret eden üst düzey Hamas liderlerini hedef alan bir suikast düzenleyerek görüşmelere darbe vurdu. Hamas'ın iki numaralı adamı Saleh Al Arouri ve diğer dört Hamas liderinin öldürüldüğü 2 Ocak tarihli insansız hava aracı saldırısı Hamas'ın tüm müzakereleri askıya almasına neden oldu. Batı Şeria'daki Filistinliler, aslen Batı Şerialı olan Al Arouri'nin öldürülmesini protesto etmek için 3 Ocak'ta bir günlük iş bırakma eylemi ilan etti.

El Aruri suikastı sadece görüşmelere geçici bir son vermekle kalmadı, aynı zamanda FKÖ'nün baskın grubu El Fetih ile Hamas arasında bir tür anlaşmaya varmak için perde arkasında yapılan bazı girişimlerin de gecikmesine neden oldu. El Fetih'in sekreteri Jibril Rajoub, Abbas tarafından Hamas'ın FKÖ'ye katılmasını sağlayacak bir anlaşma için Hamas'la müzakere etmek üzere yetkilendirilmişti. Görüşmeleri yürüten Hamas'ın başındaki kişi ise şimdi suikaste kurban giden Al Arouri'ydi. Rajoub ve Al Arouri eski hapishane arkadaşlarıydı ve her ikisinin de birbirleri hakkında kamuoyuna olumlu açıklamalar yapmasını içeren iyi bir ilişki kurmuşlardı.

Hamas-Fetih yakınlaşmasını mümkün kılan şey, Hamas'ın Abbas'ın kendilerinden uzun süredir talep ettiği bir şartı, ilgili tüm uluslararası sözleşmeleri kabul etme kararıydı. Hamas yetkilisi Musa Ebu Marzuk Aralık ayı ortasında Hamas'ın FKÖ'nün İsrail'i tanımayı da içeren İsrail'e ilişkin tutumuna bağlı kalabileceğini öne sürdü. Bu kabul, hareketi uluslararası kurumlar nezdinde meşrulaştırmayı amaçlıyordu ve dolaylı olarak İsrail'in tanınmasını da içerecekti. FKÖ ve İsrail, 13 Eylül 1993'te Beyaz Saray'da İlkeler Bildirgesi'nin imzalanmasının arifesinde birbirlerini tanımıştı.

Hamas'ın üst düzey yetkilileri, ilgili tüm uluslararası sözleşme ve kararları kabul ettiklerini açıkça ifade ederek Hamas'ın İsrail'i tanımaya istekli olduğunu tartışmaya açtılar. Bu tür açıklamaların Gazze'deki savaşın baskısı altında yapıldığı iddia edilebilir ancak asıl mesele, Hamas'ın uluslararası toplum tarafından belirlenen koşulları yerine getirerek militan ya da terörist bir örgüt olarak değil meşru bir siyasi hareket olarak görülmek istemesidir.

Bu nedenle savaşın sona ermesinin ertesi günü pek çok açıdan karmaşıktır. Bir yandan Hamas hala İsrailli sivilleri, askerleri ve üst düzey subayları elinde tutuyor ve aynı zamanda İsrail ordusu her gün asker ve teçhizat kaybına uğruyor. Uluslararası baskı ve kötü tanıtım da artıyor ve Başkan Biden ile Netanyahu arasındaki sıcak günler hızla iki müttefik arasında soğuk bir barışa dönüşüyor.

Önümüzdeki haftalar ve aylar en hafif tabirle hassas geçecek. Her iki taraf da bu savaşı galip olarak ya da en azından mağlup olarak bitirmek istemiyor. Ancak Filistinlilerin sivil kayıpları ve Hamas ile İsrail'in elinde bulunanların ıstırabı, bölgeyi bu eşi benzeri görülmemiş sivil ve askeri katliamdan çıkarabilecek ortak bir zemin bulmayı amaçlayan zorlu müzakerelere tabi. Hem Netanyahu hem de Hamas üzerindeki baskı artarken, bir ilerlemenin tek kaynağı liderlerin halklarının ortak yararını kişisel ya da siyasi çıkarlarının önünde tutması olacaktır.

İsrail'deki iç çatışmalar, askerler ve subaylar arasında artan kayıplar ve rehinelerin ailelerinin gittikçe yükselen sesleri, savaşın sona erdirilmesi gerektiğinin en açık işaretidir. Netanyahu yönetimindeki İsrail, bu durumdan herhangi bir yüz kurtarıcı formülle çıkabilmek için işleri mümkün olduğunca uzatmaya çalışacaktır. Hamas'ın üst düzey liderlerine ulaşamayan İsrailliler, yurtdışındaki daha siyasi liderleri seçti. Bu durum Netanyahu'nun gelecekteki konumunu ya da İsrail'in itibarını bu denli düşüren bu acımasız savaşın genel sonucunu değiştirmek için çok az şey yapacaktır.

 Daoud Kuttab, 9 Ocak 2024, The New Republic

(Filistinli bir gazeteci ve Susam Sokağı'nın Filistin versiyonunun yöneticisi olan Daoud Kuttab, Al-Monitor'da köşe yazarlığı yapıyor.)


Seçkin Deniz, 18.01.2024, Sonsuz Ark, Çeviri, Çeviri ve Yansımalar



Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

Seçkin Deniz Twitter Akışı