28 Ekim 2019 Pazartesi

SA8086/KY29-YA111: Bağdadi Ne Kadar Teröristse, PYD/PKK Elebaşları O Kadar Terörist

"Türkiye’nin Barış Pınarı Operasyonu'na izin verip, gözleri oraya çevirerek, IŞID’e hiç ummadığı anda darbe vuran Amerika, bir taşla iki kuş vurdu."


Bağdadi'nin öldürülme hikayesini Trump'tan dinledim. Enteresan… 6 haftadır takiptelermiş. İstihbarat doğrultusunda iz sürmüşler. Bazen gittikleri yerde bulamamışlar, ancak son takipte yerinden kaçamamış Bağdadi. Yanında iki karısı ve çocukları varmış, onlar da ölmüş. DNA tespiti yapmışlar, kesin oymuş öldürülen.

Bunun anlamı ne mi? Anlatacağım, ama şunu baştan söyleyeyim, siyaset bilimci ve tarihçi değilim. Dolayısıyla yazdıklarım bilimsel bir temele dayanmıyor. Sadece son 15 gündür konuyla ilgili tüm açıklama ve makaleleri –yorumlarıyla birlikte- takip eden bir gazeteci ve vatansever olarak, okuduklarımdan kendimce çıkarımlar yaptım. Ve ilginç bulgulara ulaştım.

Bundan önceki sosyal medya paylaşımım(*)da, Fransa’nın, PYD/YPG’yi neden desteklediğini Le Monde Gazetesi’nde çıkan bir makaleye dayanarak anlatmıştım. Orada röportaj veren kişi, YPG’nin Türkiye sınırında bir kalkan oluşturduğunu, buralardan Batıya IŞID/DEAŞ militanlarının kovulması nedeniyle PYD/YPG’nin kendi ülkelerini koruduğunu, o yüzden terör örgütü olarak görmediklerini söylemişti. 

Yani Batı’nın ve dahi Amerika’nın PKK/PYD/YPG’yi sahiplenme sebebini ortaya koymuştu kendince. Şimdi gelelim başa. Türkiye’nin Barış Pınarı Operasyonu'na izin verip, gözleri oraya çevirerek, IŞID’e hiç ummadığı anda darbe vuran Amerika, bir taşla iki kuş vurdu. 

Nasıl mı? Kendi yarattığı ve kendine dönmesi muhtemel canavarı yok etmek adına normalliğin arka planını oluşturmaya çalıştı. Arada sırada terörist örgütün gazını almak için açıklamalar yaptıysa da bölgeyi Türk askerine bırakarak çekilmesi, Ortadoğu’daki maskesinin düşmesi ve tüm planların ortaya dökülmesi açısından kaçınılmazdı. Nitekim çekilme kararı doğruydu.

Tabi bölgeden çekilmesi, PYD/PKK/YPG’li teröristleri yalnız bırakması hayli tepki aldı. Batının gereksiz anti-Türk nöbetlerine tutulma sebebi olarak bu ISID/DEAŞ hezeyanı gösterildi çoğunlukla. Yorum ve makalelerde bu bencil ve pragmatist duruşların üstü örtülerek, travmatik hafıza yalanları aktarıldı. 



Kimi yorumlarda iş Moğol istilasına kadar vardı. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın dendi, Türkiye’nin 40 yıldır terörle mücadele ettiği, binlerce şehit verdiği, Türkiye’yi en az 20 yıl ileri taşıyacak ekonomik kayıpların meydana geldiği görmezden gelindi. 

Oysa TC İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun dediği gibi, 'Bağdadi ne kadar teröristse Ferhat Abdi Şahin (PYD/PKK/YPG liderlerinden) de o kadar terörist'ti. 

Ne diyorduk; Trump büyük ihtimalle para dininin tanrılarıyla ortak bir karar alarak bu iki canavarın başını ezme kararı aldı. Bağdadi’nin öldürülmesiyle, Batı’nın DEAŞ korkusunu yok ederek, PKK/PYD/YPG’nin gerekirliğine gölge düşürecek ve “Ortadoğu’da Kürtleri yüzüstü bırakan lider” olarak anılmaktan kurtulup, “Ortadoğu’daki İslami terörün başını ezen lider” olarak tarihe geçecekti. 
Hedef, kendi dillerince win win’di… 

Peki bu süreçte Türkiye ne mi olacak? Bana göre bölgenin lideri… Ta ki Amerika yeni bir plan kurana, yeni bir canavar yaratıp, genelde dünyanın, özelde Ortadoğu’nun başına bela edene kadar biraz temizlenecek ortalık. 

Sonrasında olacakları zaten Atatürk söylemiş: Her daim dahili ve harici bedhahlarımız olacak ancak muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcut.



Dr.Yurdagül Atun, 28.10.2019, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Medya, 



(*) Yurdagül Atun, 24 Ekim 2019, Facebook

“Kürtlerin (PKK/PYD’nin) korkaklığı Fransa’nın güvenliği için bir sorun”

Fransız Le Monde gazetesinde 21 Ekim tarihinde, Dış Güvenlik Genel Müdürü Bernard Bajolet yapılan bir mülakat, batının PKK-YPG sevdasının nedenini ortaya koyması açısından çok önemli. Adam diyor ki, "ben onları kendi çıkarım için besledim." Terör örgütünü kullanarak bir başka ülkenin güvenliğini tehlikeye atmayı kendine hak gören ve bunu normalleştiren soykırım tacirlerinin “Kürtlere soykırım uygulanıyor” diye feryat figan etmeleri de bu anlatılanlar yüzünden. Umalım ki kendi gölgesinden korkarken birilerinin gazıyla güneşe racon kesmeye kalkanlar, bundan sonra sırtlarını kime dayamaları gerektiğini, kimsenin, kara kaşlarına kara gözlerine destek vermediğini, batının Kürt sevgisinin muşambadan kayan yağ damlalarından farklı olmadığını anlarlar.

Şöyle diyor Bajolet özetle: "Kürtlere destek amacımız, kendi ülkemizin güvenliğini sağlamaktı. DAEŞ gibi terör örgütlerinin militanları Türkiye üzerinden bizim ülkemize gelebiliyorlardı. Türkiye’nin kafası bozulunca (bu tam öyle değildi, ben yuvarladım) kapıları açabileceği endişesini taşıyorduk. Biz de Kürtleri, sınırları tutmaları için görevlendirdik. İdeal olan Kürtlerin tüm Türkiye-Suriye sınırını kontrol etmeleri olurdu. Bu mümkünken hiçbir zaman cihatçıların bu sınırdan sızmadığı görülmüştür. Onları oraya yerleştirdikten sonra DAEŞ tehdidi bizim için ortadan kalktı. Şimdi Kürtlerin korkaklığı bizim güvenliğimiz için bir sorun!"


Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı