...ama, her zeki deli değildir...
...tek yönlü koşullu önerme yani...
...burası normal, ama normal olmayan şey nedir, bilir misiniz?...
...kültürel birikimlerin bireysel başlangıçlarında insanlardan meraklı olanları, geçmiş zaman düşünürlerinin 'çekici' ve 'aykırı' vecizelerine kapılırlar...
...hem de öylesine büyük bir büyülenmişlik içindedirler ki; düşünürlerin vecizeleşmiş sözlerindeki saçmalıkların saçmalık olduğunu bile anlayamazlar...
...düşünürleri büyük yapan değerler, o saçma vecizelerdeki anlaşılmazlıklardır, sanılır...
...bu gerçekten komiktir; düşünürler vecizelerini ancak ve yalnızca deli oldukları vakit saçmalık düzeyine indirgerler, diğer zamanlarda ise onları büyük yapan değerleri üretirler...
...iyi de saçmalıklarla değerleri nasıl ayıracağız?...
...öyle ya çok şey ürettiklerine göre katalizör nedir?...
...çok zor değil merak etmeyin; anlayabildikleriniz ile anlayamadıklarınız arasındaki fark, saçmalık ile değer arasındaki ayrımı gözler önüne serer...
...işin en kötü ve ilginç tarafı ise; saçmalıkların akıllarda daha çok kaldığı ve daha çok yaygınlaştığı gerçeğidir...
...kuşkusuz iyilik yapan normal, kötülük yapan anormal davrandığı ve anormallikler dikkat çektiği için, iyiliklerin yayılma hızı kötülüklerin yayılma hızından düşüktür..
...bu hız mukayesesini düşünürlerdeki 'değerler' ile 'saçmalıklar' değerlendirmesinde de kullanabilirsiniz...
...bu sebeple, onların değerlerinden önce saçmalıklarını duyarsınız; hediyenin ağırı geriden gelirmiş...
...ama nedense insanlar, önden geleni ağır hediye sayar ve ona göre mevzi alırlar...
...deliliğe gelen yollardan birinde takılı kaldık ya...
...devam edelim...
...düşünürler, delirmeden önce delirmenin yollarını ararlar...
...delirmek kötü değildir elbette...
...aslında delirmeyi temel hedef seçmediklerini de varsayabiliriz; ama ilerledikleri yollarda yaptıkları şeyler onları delirtir...
...o zaman delilik nedir?...
...misalleri anlaşılabilirlik düzeyinde alırsak;
...suni göletleri ve barajları düşünün...
...insan ruhu, insan bedeninde oluşmuş sonsuzluktan bir parça, baraj gölü ise, o baraj gölünün çıkış kapakları iradenin kontrolündedir -insan ömrü süresince-...
...su kendi çokluğuna kavuşmak istediği gibi, ruh da sonsuzluğuna dönmeyi ister...
...düşünürler, sonsuzluğu keşfe kalktıkları için baraj gölünü yıpratmaya başlar ruhları, mevcudiyeti genişletmek isterler; keşifler de bu yıpratma çalışmaları esnasında ortaya çıkar...
...ancak ruhun baskısı baraj kapaklarını zorlamaya devam eder...
...irade zaman zaman kapakları kontrol edemez ve ruh ait olduğu sonsuzluğa dolmak ister...
...işte bu anlarda, düşünürün ruhu ve sonsuzluk arasında kontrolsüz bir iletişim ortaya çıkar...
...düşünür sonsuzluktan aldığı bilgiyi insanlara aktarmaya çalışır...
...bunlara 'saçmalık' deriz, anlayamadığımız için...
...irâdî kontrol zayıflamaya devam ederse, ruh, sonsuzluğa izinsiz taşınma güdülerini gerçekleştirmeye devam edecektir...
...işte o vakit, bedende sadece canlılık sağlayan ruh parçacıkları kalır ve insan ruhuyla beraber aklını, zekâsını, hâfızasını, nefsini ve irâdesini sonsuzluğa gönderir...
...bu bedensel olmayan tam ölümdür...
...tedavilere gelince...
...diğer insanlar, sonsuzluğa akan ruhun önüne kendi iradeleriyle yeni barajlar, yeni kapılar koymaya kalkarlar; buna tedavi derler...
...ancak bu tedavi -geri döndürme- çalışmaları asla bir işe yaramaz...
...düşünür delirmiştir...
...delilik macerasına giden yolda sahiden her şey korkutucu mudur?...
...aslında kesinlikle değil; eğer ölçüleriniz Allah'ın emirlerine uygunsa gerçekten büyük ve gerçek mutluluğun içine girersiniz...
...delirmezsiniz...
...insanlar söylediklerinize 'saçma' bile deseler, yaratıcı sizin aşağılık görünmenize izin vermez...
seçkin deniz
pürüzsüz patikalar
Seçkin Deniz Yazıları
Takip et: @Seckin_Deniz
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.