21 Kasım 2023 Salı

SA10452/SD2928: Amerika Sonrası Savaş Başladı

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, UnHerd köşe yazarı ve eski savaş muhabiri Aris Roussinos'a aittir ve Jo Biden yönetimindeki ABD'nin Gazze'de ve Ukrayna'da yaşadığı başarısızlığa ve gücünü ve etkisini kaybeden ABD sonrası savaşlara odaklanmaktadır. "Pax Americana çoktan öldü: dünya şu anda 1945'ten bu yana hiç olmadığı kadar çok savaşa maruz kalıyor. Daha da kötüsü, Amerika'nın müttefiklerine verdiği taahhütler ile kendi iradesini uygulama kabiliyeti arasında büyük bir uçurum açıldı: tüm uluslar söylem ve gerçeklik arasındaki uçurumda kaybolabilir." diyen analistin, "Amerika'nın kanatları altındaki çaresiz civcivler olan İngiltere gibi ülkeler için öncelikli ders, ya kendimizi tek başımıza savunma kabiliyetimizi arttırmamız ya da daha güçlü rakip devletlerin işlerine karışmamızı sınırlandırmamız gerektiğidir. İsrail ya da Ukrayna gibi coğrafya tarafından kılıcın ucunda var olmaya mahkum edilmiş ülkeler için bilgelik yaklaşımı daha acı verici olacaktır. " şeklindeki cümleleri Post-Amerika döneminin başladığına bir kanıt olarak sayılabilir.
Seçkin Deniz, 21.11.2023, Sonsuz Ark 

The post-America war has begun

"Biden'ın sanrıları nihayet açığa çıkıyor."

Bir aydan kısa bir süre önce, Başkan Biden'a kamera karşısında ABD'nin Ukrayna ve Orta Doğu'daki çatışmaları aynı anda makul bir sonuca ulaştırıp ulaştıramayacağı soruldu. "Biz Amerika Birleşik Devletleri'yiz, Tanrı aşkına," diye cevap verdi, "Dünya tarihindeki en güçlü ulus." Birkaç hafta sonra, İsrail'in Gazze'ye yönelik kanlı bombardıman kampanyasını durdurması için iç baskılarla karşı karşıya kalan Biden yönetimi yetkilileri, bunun yerine müttefiklerini etkilemek için tamamen güçsüz olduklarını ilan ettiler. 


Yeni bir Dünya Savaşı'nın başlangıcı mı? (Wathiq Khuzaie/Getty Images)

Benzer şekilde, Biden'ın Amerika'nın Ukrayna'yı "ne kadar sürerse sürsün" destekleyeceğine dair ilk açıklamaları Amerikan siyasi işlevsizliğinin oluşturduğu tuğla duvara çarptı: 'ne kadar sürerse sürsün'ün, pratikte sadece iki yıldan az bir süre anlamına geldiği ortaya çıktı.

Farklı nedenleri olan farklı savaşlar, hem Gazze hem de Ukrayna, kendilerine özgü yollarla Amerikan emperyal gücünün sınırlarını ortaya koyuyor. Amerika'nın kendi suretinde yarattığı dünyayı savunma kabiliyetinin radikal bir şekilde zayıfladığına dair güven olmasaydı, her ikisi de Rusya ya da Hamas tarafından -belki de arkasında İran'ın olduğu- başlatılmazdı. 

Pax Americana çoktan öldü: dünya şu anda 1945'ten bu yana hiç olmadığı kadar çok savaşa maruz kalıyor. Daha da kötüsü, Amerika'nın müttefiklerine verdiği taahhütler ile kendi iradesini uygulama kabiliyeti arasında büyük bir uçurum açıldı: tüm uluslar söylem ve gerçeklik arasındaki uçurumda kaybolabilir.

Bunu düzeltmek için öncelikle bizi buraya getiren yanılsamalardan kurtulmalıyız. Tüm bu dehşet içinde, Suriye ve Rusya gibi Amerika'nın jeopolitik düşmanları tarafından yürütülen cezalandırıcı hava harekâtları ile Amerika'nın askeri ve diplomatik desteğiyle müttefiki İsrail tarafından yürütülen hava harekâtlarının uyandırdığı tepkiler arasındaki zıtlığı gözlemlemek faydalı bir deneyim oldu. 

Esad'ın hastaneleri, okulları, fırınları ve sivillerin evlerini pervasızca bombalamasını haklı olarak kınayan uzmanlar şimdi de İsrail'in Gazze'deki aynı sivil hedefleri bombalamasının ne kadar acı verici bir gereklilik olduğunu düşünmemizi istiyorlar. Aynı şekilde, şimdi İsrail'in hava harekatına yüksek sesle öfkelenenlerin çoğu daha önce Esad ve Rusya'nın Suriye'de terörist olarak adlandırdıkları kişileri ayrım gözetmeksizin bombalamasını memnuniyetle karşılıyordu. 

Objektif olarak bakıldığında, iki kampanya arasında, rakip destekçi grupları arasında ya da bunları mümkün kılan rakip büyük güçler arasında önemli bir ahlaki fark görmek zordur.

Gerçekten de sadece bir ay içinde İsrail'in Gazze'ye yönelik hava saldırıları, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en ağır bombardıman kampanyası, benzer büyüklükteki Halep kentinin dört yıl süren kanlı kuşatmasının dörtte biri ile yarısı arasında ölüme neden oldu. Ancak tüm bunları Amerikan liderliğindeki liberal düzenin bir başarısızlığı olarak görmek yanlıştır: Amerikan liderliğindeki liberal düzen her zaman amaçlandığı gibi işlemektedir. Ahlaki değerlere sadece Amerika'nın düşmanlarını cezalandırmak için atıfta bulunulur: eylemleri dünyayı iğrendiren Amerika'nın müttefikleri olduğunda, nüanslar ve diplomatik kılıflar her zaman bulunabilir.

Ancak ABD'ye verdiği tüm siyasi zarara rağmen, Biden'ın hassas dansının - İsrail'i uluslararası kınamalardan korurken kanlı sonuçlardan ellerini yıkamak - İsrail'in çıkarına olup olmadığı bile şüphelidir. Bir ay önce, Hamas tarafından gerçekleştirilen vahşette (Seçkin Deniz'in notu: İsrailli gazete Haaretz, 18 Kasım 2023'te, 7 Ekim'deki Kibbutz Festivali'nde Hamas tarafından öldürüldüğü iddia edilen İsrailli sivillerin İsrailli savaş helikopterleri tarafından vahşice öldürüldüğünü yazdı) sergilenen dizginlenemez kana susamışlık İsrail'e on yıllardır görülmemiş derecede uluslararası sempati kazandırdı. Bu sempatiyi heba etmek için en ağır ve en pervasız türden bir siyasi işlevsizlik gerekirdi ve inanılmaz bir şekilde İsrail hükümeti bunu sadece birkaç hafta içinde yapmayı başardı. 

Her gün, dünyadaki her akıllı telefon Gazze'den yeni dehşet görüntüleri getiriyor: söndürülen aileler, evlerinin yıkıntılarından çıkarılan ölü çocuklar, bir anda enkaza dönen mahalleler. İsrail'in Hamas'ın kökünü kazımak için yürüttüğü kampanyayı destekleyenler bile bu amaçla seçilen yöntemler karşısında dehşete düşmüş durumda. Filistin halkına karşı böylesi bir katliama davetiye çıkararak İsrail'in meşruiyetini aşındıran Hamas, karanlık ve çarpık bir zafer kazandı bile.

Daha geçen hafta, İsrail'in bir Hamas komutanını vurma girişimi sırasında Jabalia mülteci kampında sivillerin toplu olarak öldürülmesinin ardından Biden, Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ı İsrail hükümetini sivillerin zarar görmemesi için çok daha fazla özen göstermesi gerektiği konusunda uyarmak üzere Kudüs'e gönderdi: "Bina enkazlarından çıkarılan Filistinli çocukların görüntülerini gördüm. Televizyon ekranından onların gözlerinin içine baktığımda kendi çocuklarımı görüyorum. Nasıl görmeyiz?" 

Ancak aynı gün, Blinken tam da Amerika'nın tutumuna Arap desteğini arttırmak için kolları sıvamışken, İsrail Gazze'deki El Şifa hastanesindeki ambulansları bombaladı ve daha fazla sivilin ölümüne yol açarak öfkeyi daha da arttırdı. Amerika ne en yakın müttefikine yönelik doğrudan saldırıları caydırabilir ne de İsrail'in aşırı tepkisini dizginleyebilir: Dünyanın en büyük gücü, kendi konumunu doğrudan etkileyen olaylar karşısında çaresiz bir seyirci konumundadır.

Gazze şehri daha düşmeden, Hamas'a karşı yürütülen savaş hem İsrail hem de ABD için büyük bir diplomatik felakete dönüştü. Biden kendi siyasi bekasını ve Amerika'nın küresel itibarını, lideri Netanyahu'nun askeri kaynakları Batı Şeria'daki yasadışı yerleşimlere aktararak Hamas'ın saldırılarını mümkün kılmakla suçlandığı, İsrail'de hiç sevilmeyen bir İsrail hükümetine bağlamış durumda.

Netanyahu'nun, ülkesi ya da daha geniş bölge için sonuçları ne olursa olsun, mümkün olduğunca uzun süre iktidarda kalmak ve hapse girmemek dışında bir stratejisi yok gibi görünüyor. Hamas yenilgiye uğratıldıktan sonra Gazze'ye ya da halkına ne yapılacağına dair bir plan yok ve ABD'nin bu trajediyi çatışmayı nihai olarak çözmek için kullanabileceğine dair bir inanç da yok. 

Amerika'nın Orta Doğu'yu İsrail'in lehine ve İran'a karşı birleşmiş barışçıl bir denge içinde yeniden düzenleme hedefi artık paramparça olmuş durumda. Ukrayna konusunda Batı'nın tarafını tutmaları için uzun süredir ahlaki baskıya maruz kalan Arap devletleri, insan hakları ve sivillerin korunması gerektiği konusunda ders verirken haklı olarak Amerika'nın ikiyüzlülüğüne işaret edebilirler. Gazze'de, Amerika'nın emperyal hegemonya için giderek azalan ahlaki davası nihayet enkazın altına gömüldü.

Kendi ülkesinde Biden'ın seçmen tabanı acı bir şekilde bölünmüş durumda: Filistin yanlısı yeni aktivist tabanın dramatik sahneleri, genç seçmenlerin çoğunluğu - geleceğin Demokrat tabanı - arasında İsrail'e devam eden Amerikan desteğine karşı daha geniş yeni fikir birliğini gizliyor. 

Yahudi devletine yönelik en büyük stratejik tehdit haline gelen bu durum, Hamas'ın vahşetinden ya da Hizbullah'ın füze cephaneliğinden çok daha tehlikeli bir dinamik üretiyor. Bu durumun temel nedeni, İsrail'in Filistin sorununun çözümsüz kalmasına izin veren onlarca yıllık sınırsız Amerikan desteğinin yol açtığı kibirdir. İsrail Amerika'nın desteğinin ebedi olduğundan, Amerika da gücünün İsrail'i her zaman dış tehditlerden koruyabileceğinden emin olunca iki ülke kendilerini işlevsiz bir kucaklaşmanın içinde buldu. İsrail daha önce hiç olmadığı kadar Amerika'nın desteğine muhtaç hale gelirken, Amerika'nın İsrail'e verdiği destek hiç bu kadar tartışmalı olmamıştı. On yıllardır süren Amerikan hoşgörüsü, İsrail'in güvenliğini sağlamak yerine Netanyahu'nun ülkeyi felakete sürüklemesine izin verdi.

ABD'li yetkililere göre yakında uluslararası ve yerel baskılar Biden'ı ateşkes konusunda ısrar etmeye zorlayacak. Ancak Hamas'ın tamamen yok edilmesinden önce İsrail'in çatışmaları durdurması dünya çapında Hamas'ın zaferi ve hem İsrail hem de ABD için bir yenilgi olarak algılanacaktır. Daha zeki bir Amerikan başkanı -aslında İsrail'in daha gerçek bir dostu- Netanyahu'nun tepkisini en başından kısıtlar, Yahudi devletini dünya kamuoyunu yatıştırmanın bedeli olarak daha yüksek askeri kayıpları kabul etmeye zorlardı. Ancak Amerika'nın Netanyahu'nun cezalandırma harekatının sivil kayıplarının sorumluluğunu üstlendiği ve dökülen kan için inandırıcı olmayan bir şekilde ellerini ovuşturduğu mevcut durum, tüm yanıtların en kötüsüydü.

Gazze dünyanın dikkatini çekerken, Ukrayna liderliği kendi varoluşsal çatışmasına odaklanmaya çalışıyor. Ancak Ukrayna savaşı, kendine özgü bir şekilde, Amerika'nın emperyal taahhütleri ile azalan kabiliyetleri arasındaki uçurumun genişlemesinin bir başka trajik örneğidir. 

İşgalin ilk gününde Rusya savaşa Ukrayna'dan çok daha zengin, güçlü ve kuvvetli bir ülke olarak başladı ve yaklaşık iki yıl sonra, o zamandan beri savaş alanındaki tüm geri dönüşlerine rağmen bu temel denklem değişmedi. Yine, Biden'ın vaat ettikleri ile yerine getirebilecekleri arasındaki uçurum ölümcül oldu. 

Biden, ABD'nin verebileceğinden daha uzun süreli ve daha büyük bir destek vaat ederek, Zelenskiy yönetimini, artık Ukrayna'nın yeteneklerinin ötesinde olduğu kanıtlanmış savaş hedeflerinin peşinden gitmeye teşvik etti. Biden, zaferin son noktasını Zelenskiy'nin belirlemesine izin vererek ve kabul edilebilir bir sonucun neye benzeyeceğini açıkça belirtmekten kaçınarak, Ukraynalı planlamacıları hedeflerini ülkenin fiili 2022 sınırlarına dönüşten, fiili 1991 sınırlarına dönüşe ve daha sonra da olasılıksız bir şekilde Rus devletinin tamamen yenilgisine ve parçalanmasına doğru genişletmeye teşvik etti.

Bu amaçla, ABD ve Avrupa'nın ortak çabası, boynu bükük Putin'i barış görüşmelerine zorlamak umuduyla, Ukrayna ordusunu çok övülen yaz saldırısı için silahlandırmaya ve eğitmeye yöneldi. Bunun yerine, aylarca süren kan dökme ve fedakarlıkların ardından Ukrayna ordusu, başlangıç noktasından birkaç kilometre ötede, nüfusu azalmış iki mezrada zayıf bir tutunma sağladı. Ukrayna taarruzunun durmasıyla birlikte momentum Rusya'ya geçti ve doğu cephesi boyunca büyük kayıplar verse de Ukrayna hatlarını adım adım ısırmaya başladı. 

Bu kış Ukrayna kendini bir kez daha savunmada bulacak. Ukrayna ordusunun moral ve teknik kabiliyet üstünlüğünün büyük bir kısmı bu yaz yanlış yönlendirilmiş güney taarruzunda ve Bakhmut'u önce tutup sonra yeniden ele geçirmeye yönelik sonuçsuz girişimlerde heba edildi ve ülke 2024'e, 2023'e başladığından çok daha kötü bir konumda girecek.

Ukrayna yönetimi içinde suçlamalar çoktan başladı. Ukrayna'nın en üst düzey generali Zaluzhny savaşı bir çıkmaz olarak tanımladı ve Zelenskyy'nin kurmayları tarafından bu açık sözlülüğü nedeniyle kınandı. Ukrayna'nın Batı'daki iyi niyetli dostları, her yenilgiyi bir zafer gibi gösteren, Batılı kamuoylarının savaşı zaten fiilen kazanılmış ve Rusya'nın hala test edilmemiş endüstriyel ve askeri yeteneklerini sadece alay konusu olarak görmelerine yardımcı olan dolandırıcı uzmanlar, şimdi haklı olarak Ukrayna'nın öfkesinin hedefindeler

Ukrayna'nın açık zaferi imkansız değildi ama bunu başarmak için gerekli olan Batı sanayisini yeniden düzenleme işi henüz yapılmamıştı. ABD'li yetkililer Zelenskiy'nin yakında gerçeklerle yüzleşmek ve müzakere masasına oturmak zorunda kalacağını sızdırırken ve Zelenskiy'ye yakın kaynaklar - eski stratejik danışmanı Oleksiy Arestovych de dahil olmak üzere, şimdi kendi başkanlık adaylığını planlıyor - dramatik terimlerle onun aleyhinde bilgi verirken, Ukraynalılar, Biden tarafından verilen sınırsız Amerikan desteğinin başlangıçtaki sahte vaatlerinin, sonunda ülke için savaşın başında açıkça tanımlanmış ancak sürdürülebilir destekten daha kötü olduğuna inanmakta haklı olacaklar.

Her iki durumda da Biden yönetiminin kamuoyuna açıkladığı sınırsız destek ile özel çekinceleri arasındaki uçurum, müttefiklerini tehlikeli pozisyonlara sürükledi. Amerikalı liderler ülkelerinin sadece bir devlet değil, aynı zamanda bir fikir olduğunu iddia etmeye alışkınlar: ancak bu fikir giderek nesnel gerçeklikten kopuyor. Amerika'nın siyasi çalkantıları orta vadeli stratejik planlamayı bile imkansız hale getirmiştir: savunmaları Amerika'nın desteğine bağlı olan müttefikler bu kötüleşme eğilimini endişe ile izlemelidir.

Amerika'nın kanatları altındaki çaresiz civcivler olan İngiltere gibi ülkeler için öncelikli ders, ya kendimizi tek başımıza savunma kabiliyetimizi arttırmamız ya da daha güçlü rakip devletlerin işlerine karışmamızı sınırlandırmamız gerektiğidir. İsrail ya da Ukrayna gibi coğrafya tarafından kılıcın ucunda var olmaya mahkum edilmiş ülkeler için bilgelik yaklaşımı daha acı verici olacaktır. 

İsrail'in Hamas'ı yok etmekten, Ukrayna'nın da kendini savunmaya devam etmekten başka seçeneği yok: Rusya ile barış görüşmeleri mümkün olsaydı bile, Moskova'nın şimdi bunu sürdürmesi için hiçbir neden yok. Her iki durumda da savaşların acımasız ve ahlaki açıdan tatmin edici olmayan sonuçlara varması muhtemeldir. Her iki durumda da, Amerikan siyasi iradesi ve kabiliyeti üzerindeki kısıtlamalar göz önüne alındığında, belki de her zaman mevcut olan tırmanma riski ile dondurulmuş bir çatışma şu anda elde edilebilecek en iyi şeydir.

İçinde bulunduğumuz durumda anti-emperyalist bir sevinç yok. Tüm hatalarına rağmen, Amerikan hegemonyasını takip eden dünya, bildiğimiz dünyadan daha barışçıl ya da insancıl olmayacaktır: Amerika'nın erişiminin azalması, Sovyetler Birliği'nin çöküşünden daha kanlı olmaya başladı bile. Böyle bir ihtimal karşısında geriye kalan görev, Amerika'nın kendi düşüşünü mümkün olduğunca acısız bir şekilde yönetmesine yardımcı olmak ve imparatorluğunun sınırlarını kemiren çatışmaların hepimizi tüketecek tek bir savaşa dönüşmesini engellemektir.

Aris Roussinos, 10 Kasım 2023, UnHerd

(Aris Roussinos UnHerd köşe yazarı ve eski bir savaş muhabiridir.)


Seçkin Deniz, 21.11.2023, Sonsuz Ark, Çeviri, Çeviri ve Yansımalar


Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

Seçkin Deniz Twitter Akışı