9 Ağustos 2018 Perşembe

SA6631/KY49-İTIĞLI115: Afrika’da Evanjelistlerin Politik Mücadelesi

"Afrika’da Güney Afrika dışında İsrail’le ilişkileri en iyi olan ülkeler Evanjelistlerin politikada etkili olduğu ülkelerdir."


Evanjelistler 20. yüzyılın ortalarında ABD ve Avrupa’nın bir gerçeğiydi yalnızca. Özellikle 1970’li yılların sonlarından itibaren dış politikada önemli bir unsur haline geldiler ve Evanjelist başkanların etkisi ile Amerikan politik sürecinin belirleyicisi oldular. Aslında ABD’nin küresel politikaları ile Evanjelizim arasında bir ilişki de vardı. Dünya liderliğine soyunmak, tek boyutlu bir dünya oluşturmak, İsrail’i her ne pahasına olursa olsun desteklemek, tüketime dayalı Amerikan değerlerini yaygınlaştırmak klasik Amerikan politikacılığı ile Evanjelistleri birleştiriyordu.

Evanjelistlerin Amerika dışında en belirgin ve görünür kıldıkları bölgelerden biri Afrika kıtası oldu. Kenya, Nijer’ya, Gana, Güney Afrika gibi Anglofon ülkelerde hızla büyüdüler. Fransa’nın nüfuzu altında olan Afrika ülkelerinden Demokratik Kongo dışında fazla etkili olamadılar. Fakat eski Portekiz sömürgesi Angola ve Mozambik’te ise yükselişte olduğu bilinmekte. Evanjelistler Mozambik’in başkenti Maputa’da Afrika Evanjelist buluşması ve kongresi gerçekleştirdi. Bu kongrede tüm Afrika’da özellikle Müslümanların yoğun olduğu bölgelerde daha aktif çalışılması kararlaştırıldı.

Evanjelistlerin diğer Hristiyan mezheplerinden en önemli farkı, politik iddialarının olmasıdır. Bir anlamda yeni muhafazakarlık olarak görebileceğimiz bu yaklaşım biçimi, politikada Hıristiyanlığın azalan etkisini tekrar canlandırmak istemektedir. Anglikan ve diğer proteston kiliseler Afrika’nın bağımsızlık mücadelesinde önemli sorumluluklar üstlenmiş, bu yüzden bağımsızlık sonrası hem dini yapılarda hem de siyasette etkili olmuşlardı.

Güney Afrika’da Evanjelistler apartheid yönetime karşı siyahların yanında yer alarak bir rahip olan Nobel ödüllü Desmond Titu’yu desteklemişlerdi. Bu desteklerinin karşılığını fazlası ile gördüler. 1994’de apartheidin sona ermesi ile güçlenerek özellikle siyahların yaşadığı bölgelere görkemli kiliseler açtılar. Gerek Mandela gerek Tbeki gerekse Zuma dönemlerinde politik olarak da etkili olan Evanjelistler, özellikle radyo ve televizyonlar aracılığıyla daha geniş kitlere seslerini duyurmayı başardılar.

Güney Afrika’da yaşarken bindiğim banliyö treninde bir Evanjelist rahibin sesli bir şekilde Hristiyanlık propagandasına tanık olmuştum. Yanımda oturan Hintli bir Müslüman, rahibin yüksek sesle yaptığı konuşmadan rahatsız olmuş, tepkisini dile getirmişti. Sessiz bir şekilde tartışmayı izleyen ilk durakta Hintli Müslüman arkadaşı ve beni trenden indirmişlerdi.

Evanjelist rahipler diğer Hristiyan din adamları gibi yalnız kiliselerde vaaz etmiyorlardı etkili bir şekilde beden dilini kullanarak büyük toplantı salonlarında, özellikle de televizyon ekranlarında kendilerini gösteriyorlardı. Daniel Kolenda ve Todd White en tanınmış Evanjalist rahiplerdi. Dini kıyafetler dışında modern giyimli bir şekilde sahneye çıkıyor, bir stand up sanatçısı gibi sahne şovu sunuyorlardı.

Evanjelistler özellikle siyahların ve Müslümanların yoğun olduğu bölgelerde kilise ve okullar açıyorlardı. Kilisenin o bölgenin en gösterişli kullanımlı binası olmasına özen gösteriliyordu. Eğer o bölgede bir sağlık hizmeti yoksa haftanın belirli günlerinde doktor, hemşire gibi sağlık görevlileri geliyor, hastalarla ilgileniyordu.

Bir dönem özellikle Cape Malaylar arasında Müslümanlıktan Hıristiyanlığa geçişler olmaya başlamıştı. Özellikle zengin, varlıklı ailelerin çocukları din değiştiriyor, medyada Hristiyanlık hidayet öykülerine rastlanıyordu.

Güney Afrika’daki Evanjelistler Müslümanlar arasında bir parçalanmayı da beraberinde getirdi. Özellikle beyazların partisi Demokratik İttifak Partisi’nde “Beyaz Müslümanlar” listelerde kendilerine yer bulmaya başladılar. Evanjelistlerin cini sanki onların bedenlerini ele geçirmiş, Filistin gibi konularda bir duyarsızlık hakim olmuş, hatta İsrail söylemlerini dile getirir olmuşlardı.

Evanjelistler 1994’den sonra özellikle Kwazulu Natal ve Gauteng eyaletlerinde en gösterişli kiliseleri kurdular ve politik bir misyonu da devam ettirdiler. 1950’li yılların sonlarında özellikle Alman kökenli beyazlar üzerinde etkili olan Evanjelistler, 2000’li yıllardan itibaren Zulu vatanı olarak bilinen bu eyaletlerde önemli bir miktarda siyah yandaş edindiler. Çünkü Güney Afrika’da son yirmi yılda politik arenada önemli değişiklikler olmuş, siyahlar karar verici duruma gelmişti.

Güney Afrika’da en hızlı büyüyen kilise örgütlenmesi Evanjelistlere aittir. Ülke genelinde yüzü geçkin kiliseleri var ve Güney Afrika Evanjelizminin merkezi Cape Town’dan Durban şehrine taşınmıştır. Sadece Güney Afrika’da değil, Malavi, Lesotho, Mozambik, Namibya kiliselerin merkezi de Durban şehridir.

Evanjelistlerde kendi kendilerinin atadığı peygamberler bulunmaktadır. Bu atanan peygamberlerden biri de Malavi’de yaşayan TB Joshua adında bir şarlatandı. Bu kişinin kehanetleri olduğuna başta devlet başkanı Bingu Wa Mutharika bile inanmıştı. Hatta devlet bu sahte peygamberin kehanetlerine göre yönetilmekteydi. Fakat son zamanlarda bu kişi ile devlet başkanı arasında bir anlaşmazlık çıkmış ve TB Jashua, Mutharika’nın iki ay içinde öleceğini söylemişti. Gerçekten de iki ay sonra zaten hasta ve yaşlı olan Mutharika hayatını kaybetti. Mutharika’nın ölümünden sonra TB Jashua Nijerya’dan Malavi’ye uzanan geniş bir taraftar kitlesi kazandı.

Nijerya’daki en güçlü Hıristiyan grup olan Evanjelistlerin Lagos, Enugu ve Joa’da büyük kiliseleri, iktidar ve muhalefette bu mezhepten olan milletvekilleri bulunmaktadır. Hatta eski devlet Başkanı Goodluck Jonathan’ın Evanjelist olduğu iddia edilmektedir.

Kenya’da ise Evanjelistler politikadan ziyade eğitim ve sağlık alanında faaliyet göstermekte başkent Nairobi’de iki kolejleri bir de hastaneleri bulunmaktadır. Ayrıca özellikle gençlere yönelik kültür merkezleri de vardır.

Afrika’daki Evanjelistler, Alman Hristiyan köktenciliğinden ziyade Amerikan radikal Hristiyanlığından etkilenmişlerdir. Güçlü devlet yapısını öngörerek ordunun devleti güçlendiren en büyük mekanizma olduğunu düşünerek, ordu-devlet ilişkisi üzerine bir temayül göstermekteler. Örneğin Uganda’da ordu Evanjelistlerin kontrolünde olup devlet içerisinde hâkim bir varlıkları gözüküyor.

Afrika’da Güney Afrika dışında İsrail’le ilişkileri en iyi olan ülkeler Evanjelistlerin politikada etkili olduğu ülkelerdir. İsrail’le ilgili alınan kararlarda ilk itiraz eden veya şerh koyan bu ülkeler olmuştur. Afrika’daki Evanjelistler, kendilerini önce Hıristiyan sonra Afrikalı, ulus ve devletçi olarak tanımlıyor ve azınlık olmalarına rağmen bu büyük kıtanın tek sözü geçer grubu olmak istiyor. Fakat unuttukları bir şey var ki, şu anda devlete hakim olsalar bile bir emperyalist ideolojinin Afrika’da çok da etkili olamayacağıdır. Devlet gücünü kaybettiklerinde bunu daha yakından göreceklerdir, şimdi Malavi de olduğu gibi…


İbrahim Tığlı, 09.08.2018, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Afrika'dan
İbrahim Tığlı Yazıları




Sonsuz Ark'ın Notu: İbrahim Tığlı Beyefendi'den yazılarının yayınlanması için onay alınmıştır. Seçkin Deniz, 23.06.2016



Yazının İlk Yayınlandığı Yer: Gerçek Hayat




Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı