5 Temmuz 2018 Perşembe

SA6441/KY49-İTIĞLI110: Afrika’da Yeni Türkiye Vakti

Sevgili Kwame'ye...


Sevgili Kwame,

Bu mektubu sana yaklaşık 5000 km uzaklıktaki İstanbul’dan yazıyorum. İstanbul’a geleli bir hafta oldu; hani uğurladığın cumartesi akşamından beri.

Türkiye’de gerçekleştirilen 24 Haziran seçimlerinin farklı olacağını düşünmüş, biraz kaygılanmıştım. Senin teşvikinle Türkiye’ye gelip seçimlerde oy kullanma kararı aldım. Uçak bileti seçim arifesinde çok pahalı olmasına rağmen sen bana Türkiye’ye gitmemi, Afrika için oy vermem gerektiğini söylemiştin. Pazar sabahı eve geldim, bir süre dinlendikten sonra eşim ve oğlumla gidip Afrika’da devam için oy kullandım.

Kaygılıydım bu sefer gerçekten, içimde sanki bu sefer olmayacak gibi bir his vardı. Oy sandıkların kapanması ile ilk seçim sonuçları da gelmeye başlamıştı. Televizyondan aldığımız sonuçlarla gerginlik gitmiş, bir sevinç kaplamıştı.

Arakasından Mikail, Yohannes, Fennan, Said, Bekko, Mukame’den tebrik mesajları gelmeye başlamıştı. Artık Afrika için devam denmiş, istikrar ve huzurun önü açılmıştı.

Hatırladın mı bilmiyorum Java Kafe’de kahve içerken bana söylediklerini, yoksa Kaldis’te miydi? Türkiye’nin bu tercihi Afrika için önemli demiştin. 2005’ten beri Türkiye’nin Afrika’da yaptıkları devam edecek miydi? Afrika’nın kazanması, yükselişinin devam etmesi için Türkiye’nin tercihi önemliydi. Bir muhalif liderin seçim meydanlarında TİKA’yı kapatacağını söylemesine üzülmüştün.

Çünkü TİKA, Türkiye’nin Afrika’daki onurlu sesiydi. TİKA Afrikalılar için candı, canandı. Ne zaman Afrikalılar bir sıkıntı ile karşılaşsalar, ne zaman bir yardıma, desteğe ihtiyaç duysalar yanlarında hep TİKA vardı. TİKA, Afrika’nın kendisine gelmesi için bir heyecandı, özgürlüğünü gerçekleştirebilmesi için vicdani bir sesti.

Seninle aynı dili konuşmamıza, aynı dine inanmamıza hatta aynı renge sahip olmamıza rağmen hep aynı sesi duymuştuk. Bizi birleştiren, dostluğumuzu güçlü kılan ortak bir vicdanın sesi olmamızdı.

Geçen sene kız kardeşinin üçüzleri olmuştu. Üçüzlere “Recep, Tayyip, Erdoğan” isimlerini koymuştunuz. Neden diye sorduğumuzda “Biz kendimizi sizinle aynı görüyoruz” demiştin. Türkiye liderinin sadece Türklerin lideri olmadığını, mazlumların, mustazafların, yoksun ve yoksulların, Afrikalıların da lideri olduğunu söylemiştin.

Somali’ye gittiğimizde yeni doğan çocuklara “İstanbul” isminin verildiğini sen söylemiştin bana. Accra’da sahil de yürürken bir Ganalının sırtında “Türkiye’yi seviyorum” yazılı tişörtü giydiğini yine sen göstermiştin.

Sevgili Kwame,

Türkiye’de seçim sonuçlarında muhaliflerin kullandığı dile bakıyorum. Dili önemsediğimi bilirsin sen. Dil insanın kalbindekini taşır. Onu dile getirir. Bir tarafta kazandığı zaferin sarhoşluğuna kapılmayıp zaferi tüm Türkiye’ye mal eden bir lider, diğer tarafta ise seçimi kaybetmesine rağmen, kazananı suçlayan, toplumu kutuplaştırmaya çalışan bir muhalif lider. Yapıcı olmayan yıkıcı, karşısındakine nefes aldırmak istemeyen bir zihniyet.

Neyse ki zafer Afrika’nın ve Afrikalıların oldu. Afrika’da son on yılda yapılanların artarak devam edeceğini umuyorum dostum.

Sevgili Kwame, ben yeni dönem için umutluyum. Afrika’da yeni bir Türkiye vakti yaşanacak. Hatta her şeyin eskisinden daha iyi olacağını umut ediyorum.

TİKA Afrika’ya daha güzel projeler yapacak. Afrika’nın kalkınmasında TİKA’nın destekleri daha da sürecek. Sevakin’de yapılanları sen de gördün. Bir medeniyetin yeniden ihyasını gördün. Bu ihya, kalkınma Somali’de, Çad’da, Cibuti’de de devam edecek, bilesin.

Maarif Vakfı Afrika’nın hemen hemen her ülkesinde yoğun bir gayret gösteriyor. Türkiye halkına ait okulları teröristlerin elinden almak için uğraşıyor. Birçok ülkede bu okullar alındı, bazı ülkelerde yeni okullar açıldı. Afrika’daki bazı ülkeler bu seçim sonuçlarını bekliyordu, sen de farkındasın. Artık Maarif’in eli daha da güçlenecek. Bu ülkeler Maarif’in okulları devralması, yeni okullar açması için birbirleri ile yarışacaklar….

Artık Afrika’da Türkiye vaktinin daha da güçlü hissedileceğini umuyorum. Almanya’nın GIZ’ından veya ABD’nin bilmem ne kuruluşundan söz edilmeyecek. Türkiye kurumları konuşulacak. Türkiye’nin yaptığı çalışmalar kulaktan kulağa aktarılacak.

Sevgili Kwame,

Ben 10 yıl önce Kongo’ya geldiğimde “Kongo nehrinin suyundan içen artık Afrika’lıdır” demiştin. Bu sözün ne kadar doğru olduğunu şimdi anlıyorum. Afrika’ya gelen her Türk bir daha buradan dönmek istemiyor. Nil, Kongo, Zambezi nehirlerinden su içenler bir daha içmek istiyor.

Türkiye ile Afrika son on yılda o kadar yakınlaştı ki, sanki aramızda 5000 km mesafe yok. Masa dağının eteklerinde oturmuş Atlas okyanusunu seyretmek ile Karadeniz’de uzun gölün kenarında oturmak arasında çok fark yok. Zanzibar’daki eski Taş şehrindeki evlerin kapılarının Çorum’un İskilip ilçesindeki evlerden farkı yok.

Sevgili dostum,

Bu yeni dönemde sizlere ve bizlere çok iş düşüyor. Biz TİKA, Maarif, AFAD, Kızılay, Diyanet Vakfı, Yunus Emre Enstitüsü ile Afrika’da daha çok görünür olacağız. Siz de bizim için dua edin. Bizim ve sizlerin daha da yakınlaşmasına ses verin. Bizim sizden bir beklentimiz yok Tek isteğimiz dostluğumuzun devam etmesi. Tek isteğimiz Afrika’da Yeni bir Türkiye vakti…

Selam ve sağlıcakla,

Dostun, kardeşin, arkadaşın….


İbrahim Tığlı, 05.07.2018, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Afrika'dan
İbrahim Tığlı Yazıları




Sonsuz Ark'ın Notu: İbrahim Tığlı Beyefendi'den yazılarının yayınlanması için onay alınmıştır. Seçkin Deniz, 23.06.2016



Yazının İlk Yayınlandığı Yer: Gerçek Hayat




Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı