5 Nisan 2016 Salı

SA2719/SD413: Sonsuz Ark’ta Sade Bir Ayna; Ceren Kenar

"Ceren Kenar’a demokrasinin yanda yer alma gücü ve iradesi gösterdiği için teşekkür etmeli miyiz, bilmiyorum, ancak meslek etiğine uygun davranma aklı ve estetiği için kendisi bence teşekkürü hak ediyor."


Gazetecilik, günahı bol olan bir meslek, ki aynı oranda sevabı da günahlarına bağlı olarak ya da günahlarından bağımsız olarak her vatandaş dikkate alınırsa çarpanı yüksek bir meslek. Bu sebeple manipülasyon içeriği yüksek bir gazetecilikle, kişileri, olayları, olguları olduğu gibi yansıtan ve yorumu okuyucuya bırakan gazetecilik arasında çok büyük bir ideolojik ve meslekî fark var. 

Türkiye maalesef ‘Sade Bir Ayna’ olarak değerlendirebileceğimiz çok fazla gazeteci ve televizyoncuya sahip değil. Hele hele geçmişte elindeki medya gücünü kullanarak ‘dürüst-halkın ve gerçeklerin yanında’ imajı verenlerin darbeseverlikleri ve çıkarseverlikleri ortaya çıkınca gazetecilik mesleğinin ne kadar önemli olduğu toplum tarafından daha açık br şekilde fark edilmeye başlandı. Manipüle edilmiş duygu ve düşünceleriyle halk etkileneceği medya çalışanlarını da tek tek seçmeye ve onlara ilgi göstermeye başladı.

Ergenekon, Balyoz vs diğer darbe planları sonrasında, 17-25 Aralık 2013’te Cemaat denen devasa örgütün küresel ağ içindeki yeri ortaya çıkınca, Türkiye büyük bir bağımsızlık savaşı vermeye başladı. Bu aslında Türkiye’nin her mesleğin özüne dair sorgulamalarının da bir başlangıcıydı. 

Nasıl darbe yargılamaları cemaat tarafından tahrif edilip çığrından saptırıldığı, devleti ve TSK’yı küresel odaklar adına elegeçirmeye çalıştığı dönemde askerlik mesleği sorgulandıysa, Aralık 2013’ten sonra da cemaatin bulaştığı her meslek grubu, başta dini gruplar olmak üzere, medya, yargı, emniyet, Mit, TSK gibi meslek grupları da sorgulanmaya başladı. Bu muhakkak ki büyük bir güven bunalımı demekti.

Aslında öncesi daha derin olan kaotik ilişkiler ağının 2013 Mayıs’ındaki Gezi Terörü ile ortaya çıkışı sonrası gerçeği olduğu gibi anlatan insanlar birer birer belirginleşmeye başladı. 

Ceren Kenar Hanımefendi’yi o dönemde televizyonlarda, gazetede, sosyal medyada gördük, gençliği, bakışındaki sade ve etkili söylemi ve demokratik olgunluğu ile demokrasinin yanında tuttuğu yer onu dikkate değer bir değer aralığına sürükledi. Sadece sade bir şekilde ve çok fazla laf kalabalığına gerek duymadan anlatıyordu ve anlattıkları da halkın doğru haber alma ihtiyacına hizmet ediyordu.

Ceren Kenar’a demokrasinin yanda yer alma gücü ve iradesi gösterdiği için teşekkür etmeli miyiz, bilmiyorum, ancak meslek etiğine uygun davranma aklı ve estetiği için kendisi bence teşekkürü hak ediyor.


‘Ceren Kenar’dan Organik Süzgeç- Kişiler, Olaylar, Olgular, Yansımalar’ kapak adıyla Ceren Kenar, 36. Konuk yazarımız olarak, 59 yazısıyla Sonsuz Ark’a katkıda bulundu. 31 Ağustos 2015 Pazartesi günü yayınladığım “SA1697/KY36-CK1: Odadaki Fil” başlıklı ilk yazısından bu yana, projektörlerini doğrulttuğu her yazısında sade ve gerektiği kadar söz ile meramını anlattığına şahit olduk. Kapak adına uygun bir çalışma setini yayınlamaktan memnunum, emekleri ve istikrarlı aklı için de kendisine teşekkür ediyorum.

Sonsuz Ark çıktığı sonsuza doğru yolculuğunda kişiliği, kimliği mesleğine olan saygısı net olan dostlarla yürümeye devam edecek.

Bu vesile ile Ceren Kenar Hanımefendi’ye ve ailesine sağlıklı, huzurlu ve başarılı bir hayat diliyoruz.


Seçkin Deniz, 05.04.2016, Sonsuz Ark, Eleştiri, Teşekkür





Seçkin Deniz Twitter Akışı