11 Ekim 2014 Cumartesi

SA929/ TG60: IŞİD ve Biyolojik Silah Olarak Ebola

 “Ebola virüsüne maruz kalan kişi bir taşıyıcı haline gelecektir. Terörist eylem bağlamında, bir sonraki aşamada bir insanı virüs taşıyıcısı olarak kullanmak için çok fazla sofistike işlem gerekmez.”
   Al Shimkus, Amerikan Deniz  Harp Akademisi Ulusal Güvenlik İlişkileri Profesörü

Sonsuz Ark'ın Notu:

Aşağıdaki analizi okumadan önce  Sonsuz Ark'ın yayınladığı 'Ebola Salgını: ABD Kaynaklı Bir Biyoterör Eylemi mi?'  başlıklı analizin sahibi California Devlet Üniversitesi, Kriminoloji Doçenti, Dr. Jason Kissner'i dikkate almanızı tavsiye ediyoruz:

"Bu makale Ebola salgını hakkında bize yalan söylendiğine inanmamız için çeşitli sebepler sunmaktadır. Makalenin içeriğindeki açıklamalar Ebola salgınının ABD bağlantılı bir biyoterör eylemi olduğunu ortaya koymaktadır." 

Aşağıdaki Analiz muhtemel bir Biyoterör Saldırısı'na karşı riskleri analiz etmektedir; Ebola'nın ABD laboratuarlarında üretildiği iddialarına, yine ABD üretimi olan IŞİD'in Ebola virüsü ile yapacağı saldırı iddialarını eklersek, iki ABD'li yazarı daha iyi anlarız. 

Seçkin Deniz, 11.10.2014

Ebola As ISIS Bio-Weapon?

IŞİD'in düşük-teknolojili biyolojik bir silah olarak Ebola'yı kullanma düşüncesine sahip olabileceğini belirten bir ulusal güvenlik uzmanı, Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) ve benzeri grupların, Ebola virüsünü stratejik küresel bir enfeksiyon yayma amacıyla kullanmaları için bu virüsü silah haline getirmelerine bile gerek olmadığını vurguluyor. 

Bu tür gruplar, Batı Afrika'da kendilerine kasten enfeksiyon bulaştıran üyelerini kullanabilir ve daha sonra bu insan taşıyıcılar ölümcül virüsü dünya hava taşımacılık sistemi aracılığıyla yayabilir.
Amerikan Deniz  Harp Akademisi, Ulusal Güvenlik İlişkileri bölümünde bir profesör olan Al Shimkus, Forbes'e verdiği mülakatta şöyle diyor:


“Ebola virüsüne maruz kalan kişi bir taşıyıcı haline gelecektir. Terörist eylem bağlamında, bir sonraki aşamada bir insanı virüs taşıyıcısı olarak kullanmak için çok fazla sofistike işlem gerekmez.”   
Önemli bir bölümü açık bir salgın hastalık sahası haline gelen Batı Afrika'ya bir terörist grubun girerek, başka bir yer ve zamanda kullanmak üzere enfekte vücut sıvılarını kaçırması muhtemelen pek de zor olmayacaktır.

Kimyasal ve biyolojik savaş konularında ders veren Shimkus, onların bu enfekte sıvıyı izole etmek zorunda bile olmadıklarını söylüyor. Shimkus eğer IŞİD, militanlarından yarım düzinesini Ebola salgın bölgelerinden birisine gönderip, kendilerine kasten enfeksiyon bulaştırmalarını isterse onların bunu çok iyi bir şekilde yerine getirebileceklerini söylüyor. Kendilerine bir kez kasıtlı olarak hastalık bulaştırdıktan sonra yapacakları şey, hedef olarak seçtikleri bir şehir veya ülke halkından mümkün olduğu kadar çok insanla etkileşime girmek olacaktır.  

BM Dünya Sağlık Örgütü (WHO) raporuna göre, Ebola'dan kaynaklanan ortalama ölüm oranı, hemorajik (kanamalı) yüksek ateş olarak sınıflandırıldığı takdirde %50'dir; fakat tıbbi tedavi olmaksızın bu oran %90'a kadar çıkabilir. WHO ayrıca, “değerlendirme” aşamasında potansiyel iki adet aşı bulunmasına rağmen bunların şu an lisanslı olmadığını belirtiyor.

Virüs insanlarda ilk kez 1976 senesinde, biri Sudan diğeri Kongo'da yer alan Ebola Nehri yakınındaki bir kasabada olmak üzere eşzamanlı olarak çıkan salgınlar sırasında belgelenmiştir. WHO bir tür meyve yarasasının virüse doğal ev sahipliği yaptığının düşünüldüğünü belirtmektedir.

Virüsün insanlara yağmur ormanında yaralı veya ölü olarak bulunmuş olan enfekte hayvanlara- meyve yarasaları, şempanzeler, goriller, maymunlar, orman antilopu ve kirpiler- doğrudan temas yoluyla bulaştığı açıktır. Yine WHO'ya göre Ebola'nın bundan sonraki yayılımı enfekte vücut sıvılarına temas aracılığıyla hatta bu tür sıvılarla “kirlenmiş”  yatak ve elbiselerin kullanımıyla gerçekleşmektedir.

Ölümcül patajonlerin kasıtlı olarak yayılmasını sağlamak amacıyla insanları taşıyıcı olarak kullanma fikri yüzlerce yıldır dile getirilmektedir. Shimkus'un da işaret ettiği gibi Orta Çağlar'da düşman taraflar ölümcül Bubon Vebası'nı yaymak için karşı tarafın şehir duvarlarından içeriye hastalık taşıyan cesetleri atarlardı.

Shimkus, eğer IŞİD veya başka bir terörist grup Ebola'yı benzer şekilde günümüzde kullanacak olursa, hastalık bulaşan kişilerin ülkeye giriş ve çıkışlarda tespit edilme ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu fakat bu ihtimalin yüzde yüz olmadığını belirtiyor.

Teröristler, ABD gibi batılı ülkelere virüsü taşıyıcıları kullanarak yaymaya çalışsa bile, teorik olarak üst seviyedeki sağlık hizmetleri virüsü tanımlama, izole etme ve durdurma donanımına sahip olacağı için, Shimkus virüsün çok hızlı bir şekilde yayılacağını düşünmüyor.

Bununla birlikte, Global Policy dergisinin Mayıs 2003 sayısında Amanda Teckman ,“Batı Afrika'da Ebola Biyoterörist Tehdidi ve Küresel Sağlık ve Güvenlik Önerileri” başlığını taşıyan makalesinde, “Batı Afrika'da Ebola biyoterörist tehdidinin küresel bir sağlık ve güvenlik sorunu olduğu ve ihmal edilmemesi gerektiği” tespitinde bulunuyor.

Seton Hall Üniversitesi, diplomasi ve uluslar arası ilişkiler bölümünde master yapmış olan Teckman,  IŞİD'in Şeriat Kanunları altında bir İslam devleti kurmak amacına binaen, dikkat çekmek maksadıyla gerçekleştirmiş olduğu yakın zamandaki kafa kesme olayları nedeniyle bu aşamada grubun Ebola'yı bir terör silahı olarak kullanarak kendine sorun oluşturacağını düşünmediğini belirtiyor. 

Teckman: “ Zaten bizim dikkatimizi çektiler. IŞİD'in böyle bir şey gerçekleştirme ihtimali gözükmese de, hastalık yaymak amacıyla intihar eylemcisi kullanmayı en azından düşünen başka grupların olduğuna inanıyorum” diyor.  

Bruce Dorminey  05.10.2014



Tamer Güner, 11.10.2014, Sonsuz Ark, Çevirmen Yazar, Çeviri



Metnin Orijinali:




Seçkin Deniz Twitter Akışı