30 Nisan 2014 Çarşamba

SA656/KY13-AO2: 1 Mayıs Bayram Gibi Kutlanmalı

“Taksim'i eylemleri için mekân seçenler, buradaki en küçük olayların dahi büyük propaganda gücü olduğunun farkındalar…”


İktidarın resmi bayram olarak yasalaştırdığı ‘1Mayıs’ her yıl Taksim restleşmesi nedeniyle korkuya, endişeye dönüşüyor. Kendini emekçilerin sahibi göstermeye çalışan, ancak çalışanların en az ilgi gösterdiği kuruluşlar olan kimi sol sendikalar 1 Mayıs'ı iktidarın izin vermeme kararına rağmen Taksim'de kutlamak istiyor.

Hatırlanacağı gibi geçen yıl oradaki inşaata rağmen "İlle de Taksim" diye tutturan bu sendikalar ve destekçileri olaylara yol açmış ve arzu edilmeyen görüntüler izlemiştik. Bu gruplar Taksim'de toplanmayı sadece 1 Mayıs için istemiyorlar; bu grupları Taksim'deki her eylemde görmek mümkün. Gezide ve Taksim'deki tüm eylemlerde aktif rol oynayan legal/illegal sol gruplar, şimdi de 1 Mayıs'ı bir fırsat olarak görüyor ve yasağa uymayacaklarını belirtiyorlar.

Taksim, İstanbul'un cazibesi en yüksek alanlarından biri. Her tür yerli/yabancı turist ve İstanbullunun uğrak yeri. Taksim'i eylemleri için mekan seçenler, buradaki en küçük olayların dahi büyük propaganda gücü olduğunun farkındalar.

Ancak, Taksim sol eylemci gruplar için bir eylem merkezi olarak kullanılmak istenirken, çevre esnafı bu durumdan oldukça rahatsız. Taksim'in cazibesi yüksek, kalabalık, hareketli bir bölge olması nedeniyle oldukça yüksek kiralar veren esnaf, olaylar nedeniyle büyük mağduriyetler yaşıyorlar.

Kanunsuz eylemlerin/olaylı toplantıların yarattığı gerginlik Taksim'in huzurunu bozuyor ve akışını engelliyor. Bu durum nedeniyle de insanlar Taksim'de başlarına her an bir şeyler gelebileceği korkusunu taşıyorlar, bu bölgede bulunmaktan endişe ediyorlar.

Eğer, Taksim sadece sivillerin güvenlik içerisinde bulunabileceği daha uygun bir şekle dönüştürülüp eylemler için cazibe alanı olmaktan çıkarılmazsa, bütün engellemelere rağmen, gerilimseverlerin toplanma/kavga alanı olmayı sürdürecektir.

1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamak isteyenler, Taksim'in işçiler/emekçiler açısından manevi önemi olduğuna değiniyor, Disk'in 1977 yılında burada düzenlediği mitingde çıkan olaylarda 34 kişinin yaşamını yitirmiş olmasını gerekçe göstererek bu meydanın kutsallığını öne sürüyorlar.

Oysa; DİSK'in olaylar içindeki rolü hala tartışılmakta, bu derin acıda tertip komitesinin payı olduğu belirtilmektedir. Disk'e sızmalar olduğu, bu sızmalar nedeniyle güvenliğin sağlanamadığı ve ölümlerin kurşunla değil o zaafiyetle ortaya çıktığı o günlerden bu yana hala dile getirilmektedir.

Darbeci, kirli odakların o günkü Disk'in içinde yuvalandığı ve sendikayı çeşitli provokasyonların aracı yaptığını öne sürenler arasında o gün mitingi organize edenlerin de bulunması, 1977’deki 1 Mayıs Taksim mitinginin karanlık bir organizasyon olarak değerlendirilmesine yol açmıştır.

Yalnızca bu iddialar bile, DİSK ve sol grupların bu anmaya hakkının olması bir yana, o günden sorumlu olduklarını düşündürmektedir. Bugün, orada ölenlerin anısına gerçek sahip çıkanlar karanlık işlerin içinde olmakla suçlanan DİSK gibiler değil, emeğe saygı gösteren ve onları istismar etmeyenlerdir.

1977 1 Mayısı’nın anısına ve ruhuna saygı gereği yapılan en uygun şey ise o günün emekçiler için bayram haline getirilmesi olmuştur. Bu günü bayram yapanlar bu anıya en büyük saygıyı göstermişlerdir.

1 Mayıs'ı bayram yapan ve zaman zaman da Taksim'de kutlanmasına destek veren bugünkü iktidar, bugün geçmişte yaşanan türden yeni acıların ortaya çıkmasına engel olmak için emekçilere Taksim'den daha uygun alanlar sunarak kutlamaların burada yapılmasının güvenlik açısından gerekli olduğuna karar vermiştir.

Her şeyden eylem ve her eylemden iktidar yıkmayı hesap edenler, iktidarın bu kararına tepki göstererek, yeniden 1 Mayıslardan darbeler/acılar üretmek istemektedirler. Ölümlerin, yaralanmaların,  kavganın, işgalin iktidarın işbaşından uzaklaştırılmasını kolaylaştırıp, kamuoyunda yıpranmasına yol açacağını hesap eden bu çevreler (muhtemeldir ki) bu yolla cumhurbaşkanlığı seçimlerine de etki etmek istemektedirler.

1 Mayıs 1977 yılında Disk'in düzenlediği mitingdeki bir kısım provokasyonların1980 darbesine gidişi kolaylaştırdığı dikkate alındığında, bu gibi olayların akıbetinin nereye varacağını kestirmek mümkün değildir.

Solu darbelerin aracı olarak kullanan çevrelerin, bu gibi toplu eylemleri fırsat olarak değerlendirdiği Gezi'de de açıkça ortaya çıkmıştır. Gezi'de içerdeki ve dışarıdaki destekçileriyle iktidarı devirmeye kalkarak yurdun dört bir yanını savaş alanına çevirenler, yeni karanlık gelişmeler için en uygun zamanı 1 Mayıs, en uygun yeri de Taksim olarak görmektedir.

Ağaçlara sahip çıkmak gibi çevreci, masum bir hareketi bir anda çatışma unsuru haline getirenlerin 1 Mayıs'tan benzeri olaylar çıkarılabilmesi çok daha kolaydır. Kaldı ki; birçok eylemde başı çeken aşırı sol eylemcilerin sendikalar ve bazı dernekler içine sızdıkları da istihbarat raporlarına, kayıtlara geçmiş gerçeklerdir.

Geçmiş 1 Mayıslarda olayları kışkırtan, bankalara, işyerlerine saldıran, kaldırım taşlarını söken, çiçekleri koparan, çiğneyen, yüzleri maskeli, kızıl bayraklı gruplar her 1 Mayıs'ta meydana çıkmakta; ne yazık ki bu gruplara Disk ve destekçisi örgütler sessiz kalmaktadır.

Bu gruplara karşı çıkmayan 1 Mayıs taksim komitesi gariptir ki Taksim'de kutlamalara izin verildiği yıllarda Türk-iş ve Hak-iş gibi diğer işçi konfederasyonlarına konuşma izni vermek istememiştir.

Her şeyden önce 1 Mayıs işçilerin, emekçilerin bayramıdır ve o nedenle önce emekçiler bu günün bayram gibi kutlanmasına çaba sarf etmelidir. Güvenliği olmayan, şiddete ve acıya gebe eyleme, çatışmaya dönüşen günlere ‘bayram’ diye bakmak hiç bir şekilde mümkün olamayacaktır. O nedenle sendikalar bayramların güvenlik içinde yapılması için özen göstermeli, halka güven vermeliler.

Gezi parkındaki eylemlerin başını çeken sol odakların aktif şekilde katılma çağrısı yaptığı, sosyal mecralarda her türlü çatışma için hazırlık yaptığı bir kutlamada güvenlik zaafiyetinin olmayacağını kim söyleyebilir?

İyi biliniyor ki; her ne pahasına olursa olsun 1 Mayıs'ta Taksim'de olacaklarını deklere eden 20'ye yakın legal/legal sol grubun derdi emekçiler değil, iktidardır!

Hatırlanırsa; Taksim'i günlerce işgal edip, iktidarı devirmek isteyen bu grupların derdi ağaçlar değildi. Taksim'de başlatılan eylemler yurdun her tarafına yayılmış, başbakanın ofisleri, evi saldırıya uğramıştır.

Bunun yanı sıra, Gezi platformunun köprü, kanal, havaalanı gibi projelerin yapılmamasını şart koşmaları olayların boyutunun nereye vardığını ortaya koymuştur. O günlerde bu olayları ve dayatmaları yapan eylemciler kendi yayınlarında yapılanları "halk devrimi" olarak nitelendirmiştir. Yine iktidarı yıkıp "halk devrimi" hayali görenler bu kez 1 Mayıs için ayağa kalkmış durumdadır.

Bütün bu nedenlerle DİSK ve benzeri sendikaların, odaların desteğindeki onlarca legal/illegal grubun eylem hazırlığı yaptığı 1 Mayıs için Taksim alanı olaylara gebe, riskli bir yerdir.

İktidar, yaptığı istihbaratlar sonucu bu karara varmış ve Taksim'i 1 Mayıs'a kapatmıştır. Yasağın ilk gerekçesi budur. Ancak iktidar, ayrıca esnaftan, çevreden gelen tepkileri de değerlendirerek bu alanı toplu kutlama ve eylemlere kapatmak istemektedir. Bu kararın kalıcı hale gelmesi konusunda kamuoyunun desteği de alınmalı ve Taksim halkın rahatça dolaştığı güvenli bir yer haline getirilmelidir.

İBB, Taksim’i miting, toplantı alanı olmaktan çıkarmak için, çok daha uygun miting/gösteri/toplantı alanları düzenlemiştir. Mitingler güvenlik zaafıyla karşılaşmadan en uygun yerlerde yapılmalı ve hak aramalar/kutlamalar/toplantılar halkın tepkisini çekmemelidir...

Taksim'in anısının yaşatılması ise şu an için önemli görülmektedir. O nedenle bu acı günü bayram kabul edildiği günde hatırlanmalı. 1 Mayıs'ı istismar aracı kullanmayanların bu anıyı saygıyla yaşatmaları için bu alanda 1977 acısını hatırlatan bir düzenleme yapılabilir. Burada yapılacak bir anıtla 1 Mayıs kutlamaları burada sembolik anmayla başlayıp, buradan asıl miting alanlarına gidilebilir.

Sınırlı sayıda ki yönetici/işçi (başkanlar, yönetim heyetleri vs gibi) bayramı buradan başlatabilirler. Eğer maksat gerçekten bir anıyı canlı tutmaksa, bunun için çeşitli yöntemlerde uzlaşı sağlanabilir. Ancak, maksat bağcıyı dövmekse; bunca olup bitenden sonra buna kimsenin göz yummayacağı aşikardır.

"Kişinin alın teri, emeğinden daha değerli bir şey yoktur."

‘1 Mayıs Bayramı’ başta emekçiler olmak üzere hepimiz için kutlu olsun…


Adnan ONAY, 29.04.2014, Sonsuz Ark, Konuk Yazarlar



Seçkin Deniz Twitter Akışı