17 Kasım 2012 Cumartesi

SA104/ÂA9: İsrail ‘Bulut Sütunu’(*) ile Cehennemin Kapılarını Açtı

Suikastçı Katillerin Ülkesi; Korkak, Vahşi, Terörist İsrail.


Terörist İsrail hükümeti, savunmasız Filistinli askerî yetkilileri, sivilleri ve çocukları katletmek için derin bir ahlaksızlıkla Mistik/Antik Yahudi motifleri kullanmaya devam ediyor.  ‘Bulut Sütun’u tamlaması Tevrat’tan, bir mucizeden alıntılanmış ahlaksızca bir manipülasyon ve siyonizmin Filistinliler karşısındaki tarihi utancını, aşağılık duygusunu, korkaklığını ortadan kaldırmaya yönelik bilinç boşaltımı. 

Tahrip gücü düşük füzeleri dışında hiçbir savunma ya da saldırı aracına sahip olmayan tecrit altındaki Gazze’ye savaş gemileri, savaş uçakları ve kara  birlikleri ile havadan, denizden ve karadan saldıran İsrail’in bu utanç verici, insanlık dışı saldırısına ’Bulut Sütunu’ adını vermesi önceki ahlaksız katliamlarına verdikleri adlar gibi; fundamentalist İsrail devletinin Tevratı çıkarlarına alet ettiğini ve aslında dinsiz bir saldırıyı dinî temellere oturtmaya çalıştığını kanıtlıyor. Siyonist dinsizler bu tür adlandırmaların tüm Yahudileri sorumluluk altına itmeye yaradığını çok iyi biliyorlar. Ve bütün Yahudileri ayrımsız bir şekilde küresel eleştiri havuzuna itiyorlar.

Mısır’dan çıkışta Filistin’deki bir kente girmelerini emreden Allah'a karşı çıkan ve güçlü Filistinlilerden korktukları için savaştan kaçınan ve cezalandırılan Yahudilerin, pişmanlık sonrası çölde 40 yıl dolaştırıldıkları zamanda, bir bulut sütunu ile güneşten korunmalarını hatırlatan bir öz geçmişi var ‘Bulut Sütunu’nun.




Korkak atalarının, Filistinliler yüzünden cezalandırıldığını düşünen siyonistler, bilinçaltlarındaki bu derin korkudan kurtulmak için savunmasız Filistinlileri katlederken bu türden antik tamlamaları kullanarak karşı refleks alanları açıyorlar kendilerine… Ancak değiştirebilecekleri pek bir şey yok; tarihlerine yeni korkaklıklar eklemekten başka bir işe yaramıyor yaptıkları bu vahşet ve sadece Yahudilere zarar veriyor, Filistinlileri ve Arapları ise güçlendiriyor ve birleştiriyor. Bu kez kendilerini güneşten koruyacak bir Allah yok yanlarında… Bu mucize değil; aksine diğer mucizeleri davet eden bir zulüm… İsa’yı yok etmek istediklerinde de Roma İmparatoru Yahudi Kralı Herod’u destekliyordu; ancak 40 yıl sonra aynı Roma Yahudileri ortadoğudan yok etti.

Tarihin, Yahudilere, vahşetler tekrarlandığında cezaların da tekrarlandığını öğretmemiş olması inanılmaz. Ağlama duvarında yırtınarak ağlayan Yahudilerin, ağlamaları için çok sebepleri var; ancak bunun için Filistinli çocukları öldürmeye hakları yok. Yahudilerin Filistinli çocukların yerine Netanyahu ve Lieberman gibi sapıkların öldürülmesi için Tevrat Şeriatını uygulamaları yeterlidir.

İsrail’in, yani Netanyahu ve hükümetteki diğer vahşilerin Hamas’a karşı “daha geniş bir operasyonun başlangıcı” olarak tanımladığı sinsi bir saldırıda, 14 Kasım 2012 Çarşamba günü, savaş uçaklarının attığı  bir füze ile Gazze’de otomobiliyle seyir hâlindeki Hamas’ın  komutanı Ahmed el-Cebiri ve birlikte yolculuk yaptığı insanlarla birlikte 7 yaşında bir kız çocuğu dahil dokuz kişi öldürüldü. Saldırıların dördüncü gününde ölü sayısı 40’a yaralı sayısı 200’e ulaşmıştı.Br kaç gün sonra Mısır Başbakanı Gazze’de, Başbakan İsmail Haniye’nin bir gün önce yaptığı gibi, İsrail bombaları ile öldürülmüş bir çocuğun cansız bedenini alnından öpüyordu.

Bu alçakça suikast, savaş uçaklarının hareket halindeki bir otomobile kilitlenen füzeleri yeni bir tür suikast tipi olarak kirli savaş tarihine geçti, ama İsrail istihbaratının kullandığı teknolojinin ve insan unsurunun ne kadar etkili olduğunu da herkese açıkça gösterdi. İsrail hareket kabiliyeti yüksek ve etkili suikastçilerin ülkesi… ve neredeyse bütün israilliler bu katliamdan sorumlular.

Evet; İsrail dünyanın her yerinde rahatlıkla ve arsızca uyguladığı suikastlerle hiç kimseye hesap vermeyen tescilli bir katil. Buna itiraz etmeyen tüm israilliler de aynı suça ortak. Bütün yahudilerin bu utanç kombinasyonunun tarihî sorumluluğundan kurtulması için Hasidic Yahudileri örneğinde görüldüğü üzere, çok şey yapmaları gerekiyor. Zira dünya yeni bir yahudi antipatisi ile kuşatılmak üzere ve bunun tek sorumlusu da yahudiler.

Gazze’ye  saldırının ertesi günü -CNNTürk’ün 16.11.2012 haberine göre- ABD'nin Portland, Philadelphia, Houston, Cleveland, Gainesville, Cincinnati, Birmingham, Washington D.C. Seattle, San Francisco, San Diego, Princeton, Olympia, Nashville, Los Angeles, Chicago, Boston, Atlanta, Austin ve New York kentinde bir araya gelen binlerce kişi, Gazze'ye yapılan saldırılar nedeniyle İsrail hükümetini protesto etti. New York'taki protestoya, İsrail hükümetinin kendilerini temsil etmediğine inanan Hasidic Yahudilerinin yanı sıra Amerikalılar da destek verdi.

Protesto gösterisinde Uluslararası toplum, ABD ve BM bölgenin tecridine son verilmesi, yeniden inşası için parmağını bile kıpırdatmama ve Gazze halkına 'ihanet etmekle' suçlandı. İsrail yönetimi de Gazze'ye yönelik ayrım gözetmeyen "tecrit politikası"yla toplu cezalandırma taktiği güderek uluslararası insan hukukunu çiğnemekle itham edildi.

'Siyonist Karşıtı Ortodoks Museviler' örgütü üyeleri, İsrail'i 'Siyonist' politika izlemekle suçlarken, yaptıkları yazılı açıklamada, "Siyonizm öncesi, Müslümanlar, Hıristiyanlar, Araplar ve Museviler, kutsal topraklarda  barış içinde birlikte yaşadılar. Dünyanın Siyonist İsrail'e yaptığı yardımlar, göz yummalar Yahudilerin yararına değil, tam tersine Araplar kadar Yahudilerin de zararına" sözleri yer aldı. Göstericiler İsrail Birleşmiş Milletler Daimi İsrail BM Daimi Temsilciliği önünde, dünyayı şok ve dehşete düşüren Gazze saldırısına ilişkin İsrail'i ve İsrail'e arka çıkan ABD'yi kınadılar.

‘Siyonist Karşıtı Ortodoks /Hasidic Yahudiler’in söylediği gibi dünya siyonist israile yardım etmiyor; aksine dünya siyonist yahudi zenginler tarafından rehin alınmış durumda; katil İsrail’e karşı Türkiye ve Mısır dışında hiçbir ülke karşıt tavır alamıyor.

Bir kaç hafta önce dünyanın yahudi zenginleri İsrail'de toplandılar ve İsrail ekonomisinin geleceğini tartıştılar.. Gazze saldırısının bu toplantıdan hemen sonra gerçekleşmiş olması, İran’a saldırmayı tasarlayan İsrail hükümetinin bundan vazgeçip savunmasız Gazze’ye saldırmasını da açıklıyor; zengin siyonist Yahudiler ortadoğuda bir kaos üreterek İsrail’in güvenliğini, daha doğrusu arap baharları ile dağılan kanıksanmış ve kemikleşmiş Arap diktatöryasının sağladığı güvenlik alanını ve çıkarlarını korumak için ortadoğuyu  yeniden tasarlamak istiyorlar…

Netanyahu, alelacele hazırlandığı izlenimi veren  ve ‘Bulut Sütunu’ gibi antik/tanrısal öze sahip bir adlandırma ile tüm kirli hesaplarını örtebileceğini  zannedenlerin seçim yatırımı olarak planlanan saldırı ile İsrail için “cehennem kapılarını” açtı. Saldırıdan sonra Hamas, İsrail’in güneyine yine roket atmaya, İsrail uçakları da Gazze’yi bombalamaya başladı. Hamas’ın askeri kanadı olan İzzettin el-Kasım Tugayları ise Cebiri’nin öldürülmesinin  “cehennem kapılarını” açtığını söylediler..

Hamas yanılıyor; ‘Cehennem’in Kapıları’ İsrail için peygamberleri öldürmeye başladıkları zaman açılmıştı. Dünya müslümanların pasifliği yüzünden İsrail için cennete dönüşmüştü. Ancak bugün İsrail ya da Netanyahu kendi cennetini kaybettiğinin farkına vardığı için, mesih bekleyenlerin umuduna sahip olacağına, gelen mesihi öldürmenin hazırlıklarını yapan vahşi Herod’u andırıyor.

Cehennemin kapılarını nasıl açacak Hamas, olmayan silahlarla nasıl bir cehennem yaşatacak İsrail’e, belirsiz; ancak bu tehdidin yahudilerin sonsuza dek sürecek olan derin, psişik korkularını, tedirginliklerini cehennem havasına sokacağı açık. Cehennem havası ağırlaştıkça ‘Gargat Ağacı’ fide satışları gittikçe artmaya başlayacak, demektir.

Bu arada Dünya ne yapıyor? Dünya'nın insanlarının neredeyse tamamı sessizliklerini korurken,  kendi hükümetlerine ve İsrail hükümetine karşı içlerinde biriken öfkeyi büyütüyorlardı. İran, Irak dâhil, Suriye'deki Esad vahşetine destek veren birçok Müslüman ülke bir öküz metanetiyle susarken, Başbakan Erdoğan telefon diplomasisi uygulayarak, Obama ve Putin'den  İsrail'e baskı yapmasını istiyor; Mısır'a, İsrail Elçisini kovan Mursi'ye gidiyordu. Arap sokağında bayraklar dalgalanıyor, Mursi ve Erdoğan fotoğrafları birer slogan hâlinde kirli göklere uzanıyordu.

İsrail için cehennem dünyadaki kapılarını sondan bir önceki durakta Mavi Marmara katliamında açmaya başlamıştı; muhtemelen bu kapı çok kısa bir süre sonra siyonistleri içeri aldıktan sonra kapanacak.

Âkil Ağazâde, Sonsuz Ark, 17.11.2012



(*) Bulut Sütunu ile İlgili Tevrat ve Kur’an Ayetleri:

1:
“Gece gündüz ilerlemeleri için, RAB gündüzün bir bulut sütunu içinde yol göstererek, geceleyin bir ateş sütunu içinde ışık vererek onlara öncülük ediyordu.  Gündüz bulut sütunu, gece ateş sütunu halkın önünden eksik olmadı.” Tevrat/Exodus (Çıkış) Bölüm 13/ 21-22

2:
“Firavun İsraillileri salıverdiğinde, Filist yöresi yakın olmasına karşın, Tanrı onları oradan götürmedi. Çünkü, ‹‹Halk savaşla karşılaşınca, düşüncelerini değiştirip Mısıra geri dönebilir›› diye düşündü. Halkı çöl yolundan Kızıldenize doğru dolaştırdı. İsrailliler Mısırdan silahlı çıkmışlardı. Musa Yusufun kemiklerini yanına almıştı. Çünkü Yusuf İsrailin oğullarına, ‹‹Tanrı kesinlikle size yardım edecek, kemiklerimi buradan götüreceksiniz›› diye sıkı sıkı ant içirmişti. Sukkottan ayrılıp çöl kenarında, Etamda konakladılar.” Tevrat/Exodus (Çıkış) Bölüm 13/ 17-20

3:
“Ey İsrailoğulları! Sizi düşmanınızdan kurtardık, size Tûr’un sağ yanını va’dettik ve size kudret helvası ile bıldırcın indirdik. Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin temiz ve helâl olanlarından yiyin. Bu konuda aşırı da gitmeyin, yoksa üzerinize gazabım iner. Gazabım da kimin üzerine inerse, o muhakkak helâk olmuş demektir” Kur’an/Tâ-Hâ/80-81

4:
“Biz onları on iki kabile hâlinde topluluklara ayırdık. (Tîh sahrasında susuzluktan sıkılan) kavmi Mûsâ’dan su istediğinde biz ona, “Asânı taşa vur” diye vahyettik. (Vurunca) taştan on iki pınar fışkırdı. Herkes (kendi) su içeceği yeri bildi. Üzerlerine bulutu da gölgelik yaptık ve onlara kudret helvası ve bıldırcın indirdik. “Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin iyi ve temiz olanlarından yiyin” (dedik). Onlar bize zulmetmediler, fakat kendi nefislerine zulmediyorlardı.” Kur’an/A’râf/160

5:
“Ey kavmim! Allah’ın size yazdığı kutsal toprağa girin. Sakın ardınıza dönmeyin. Yoksa ziyana uğrayanlar olursunuz.”  Dediler ki: “Ey Mûsâ! O (dediğin) topraklarda gayet güçlü, zorba bir millet var. Onlar oradan çıkmadıkça, biz oraya asla giremeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa, biz de gireriz.” Korkanların içinden Allah’ın kendilerine nimet verdiği iki adam şöyle demişti: “Onların üzerine kapıdan girin. Oraya girdiniz mi artık siz kuşkusuz galiplersiniz. Eğer mü’minler iseniz, yalnızca Allah’a tevekkül edin.”  Dediler ki: “Ey Mûsa! Onlar orada bulundukça, biz oraya asla girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin, onlarla savaşın. Biz burada oturacağız.” Mûsa, “Ey Rabbim! Ben ancak kendime ve kardeşime söz geçirebilirim. Artık bizimle, o yoldan çıkmışların arasını ayır” dedi.  Allah, şöyle dedi: “O hâlde, orası onlara kırk yıl haram kılınmıştır. Bu süre içinde yeryüzünde şaşkın şaşkın dönüp dolaşacaklar. Artık böyle yoldan çıkmış kavme üzülme.”  Kur’an/Mâide 21-26

Seçkin Deniz Twitter Akışı