12 Kasım 2017 Pazar

SA5148/KY35-YTK234: Çok Bilinenli Denklem

"Nerede durmalı?"


Benim gibi matematiği kötü bir öğrencinin bile lise 2’de rahatlıkla çözebildiği çok bilinmeyenli denklem, şimdi önümüzdeki “çok bilinenli denklem”den inanın yüzlerce kat basitti. Hâlâ da daha basit.

İnanmıyorsanız bakalım;

Suriye’de karşı olduğumuz bir Şam yönetimi var ve iktidarını yedi yılın sonunda büyük oranda korumayı başardı. Ama ülkede fiilî bir parçalanmışlık sürüyor. Bizi en çok ilgilendiren de kuzeyde Fırat’ın doğusunda blok olarak, batısında sınırlı küçük bir alanda PYD hakimiyeti. Suriye’de Baas iktidarının sürmesi, Rus ve İran etkisiyle PYD varlığı üç ayrı “bilinen” ediyor.

Irak’ta merkezî yönetimi de Kürdistan Bölgesi’nin bağımsızlık ilânını askerî müdahalede bulunarak bastırdı. Şimdi orada da “Acaba bu gelişme PKK’ya bir alan açar mı?” şüphesiyle Tahran etkisinin kesin olarak artışı yeni “bilinenler”imiz.

Ortadoğu’nun onca bilinenine şimdi yenisi eklendi; Suudi Arabistan’daki taht kavgasının an itibariyle kazananı yeni Veliaht Prens ve işbirliği yaptığı birkaç kritik kişi daha. Bu “elde var bir bilinen” meseleyi basitleştirmiyor ama. Çünkü kendisinin sadece Trump yönetiminin değil aynı zamanda Amerikan sisteminin de onayını aldığı başka bir “bilinen”. Tel Aviv desteğinden kimse kuşku duymuyor. Taht kavgasının şimdilik kazananı görünen ekibin Türkiye’ye sıcak baktığını hiç sanmıyoruz. Bu başka bir “bilinen”. Ama en önemli “bilinen”, yeni Suud iktidarının İran’a neredeyse düşman olduğu, düşmanlığın pratik karşılıklarının olabileceği ve bunun için Lübnan, Yemen hemen peşinden Irak ve Suriye’de Şiiliğin karşısına dikilmeye çalışma ihtimalinin güçlü olması.

Yatışmış gibi duran Katar krizini tetikleyeceklerine dair emareler de gittikçe artıyor.

Etti mi sadece Riyad eksenli altı ülkeyi daha ilgilendiren “bilinen”…

Bu yeni gelişmelerin hepsi için destekçiler belli; Trump yönetiminin ama ayakta kalabilmek ama kendi de istediği için şu hep varolduğu, her an hayata geçirilebileceği hiç zihinlerden dillerden raporlardan düşmeyen ‘İran Operasyonu’nun daha görünür olması birincisi. Bunu İsrail’in ne kadar çok istediğinden zaten hiç kuşkumuz yok. Birleşik Arap Emirlikleri epeydir bütün olup bitenlerin üstelik çok da rijit bir başka “bilinen”i.

Rusya ve Almanya’nın bu durumdan hiç hoşlanmayacağını düşünmek yersiz olmaz.

İngiltere bütün bunların neresinde analiz etmek beni aşar ama eldeki “bilinen” ‘çok şekilde’ içinde olduğu.

Fransa’sız Suriye ve hatta Katar düşünmek zaten zor.

Yükselen yeni güç Çin Kuzey Irak’taki petrol anlaşmalarından başlayarak Suriye, İran’la da yakın ilişki içinde. Afrika’da başladıkları atılım Cibuti’de on bin asker bulundurdukları bir askerî üsse kadar ulaştı. Cibuti neresi derseniz haritayı açıp bakın derim. Basra Körfezi kadar olmasa da petrol için en kritik noktalardan birinin tam çıkış noktasında. Şu tartışmalı Yemen var ya, tam da onun karşısında üstelik…

Yukarıda saydığımız “bilinen”ler akla gelen kötü ihtimalleri tetiklerse Cibuti’deki üs, Katar’daki üs, Suriye ve Irak’ın kuzey toprakları, Lübnan’daki bildim bileli hassas dengeler hepsi birden ortalığı toza dumana katacak yeni bir seyir izleyebilir.

Bütün bunlara Filistin meselesini, yeni yönetimin kimin elinde olacağı gibi kritik noktaları eklemezsek hiç olmaz.

Şimdi filmi geriye sarıp toplama yapalım.

Madem bilinmeyenler değil bilinenler üzerinden resmi anlamaya çalışıyoruz… o zaman elden geldiğince, aklım erdiğince kendimce bizi ilgilendiren yönleriyle göstermeye çalışayım.

Ayakta kalmış bir Esad, Suriye topraklarında bir buçuk PYD bölgesi, Irak’ta henüz hesabının kapandığını düşünmediğim Barzani girişimi ve onun yol açtığı PKK, İran, Şii etkinliğinin akıbeti. Yakın ilişki içinde olduğumuz Suudi Arabistan’daki değişim ve bizden uzaklaşırken daha yakın ilişkimiz olan Katar’la arasındaki gerilimin büyümesi. Bütün bunların toplamının adı konulmamış, yöntemleri çok çeşitli olabilecek bir İran Operasyonu’na sebep olma ihtimalinin artması.

Ve cari açığımızı en çok etkileyenlerin başında gelen petrol fiyatlarında başlayan yükselme.

NATO Genel Sekreteri’nin Avrupa’yı kapsayan yeni bir strateji üzerine kapsamlı açıklaması ile karşılıklı biriktirilen silahlar.

Şimdi bütün bunlar olurken, taraflar netleşirken Ankara nerede, kimin yanında duracak?

Nerede durmalı?

Bölge ve ilişkiler ve ittifaklar öyle kaygan ki, bu kadar bilinen arasında “şu” demek çok zor biliyorum.

O yüzden dedim ta başta, “çok bilinmeyenli denklem kolay. Zor olan çok bilinenli denklem”.

Her tercihin, kararın bir de karşıtı var.

Her avantajın kendisi kadar güçlü bir dezavantajı da var.

Hesabı kitabı, her olay, her ülke, her aktör için ayrı ayrı yapıp; birbiriyle çelişmeyecek, evdeki bulgurdan etmeyecek, maceralara kapalı, sınırlarımızın güvenliği kadar iç huzurumuzu da berkitecek, güvenilir, getirdiği götürdüğünden fazla olmayacak, gücümüzün ve zaaflarımızın bilincinde ve bizim dışımızdaki bütün güç dengelerini planları niyetleri hesapları okuyabilen bir politika belirlenmesi şart.

Ciddi ciddi düşünme zamanı.



Yaşar Taşkın Koç, 12.11.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Ankara'nın Ruhu

Yaşar Taşkın Koç Yazıları




Sonsuz Ark'ın Notu: Yaşar Taşkın Koç Beyefendi'nin yazılarının yayınlanması için onayı alınmıştır. Seçkin Deniz, 16.07.2015


İlk yayınladığı yer: Yeni Şafak




Sonsuz Ark'tan

  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı