1 Mayıs 2016 Pazar

SA2827/KY13-AO68: Tektipleşme Üzerine

"Aynı hayatı içselleştirenler ruh ikizidirler ve bütün farklı söylemlere rağmen aynı kaderi paylaşırlar.. "


Sovyetlerin ortaya çıkışıyla ideolojilerin tırmanış dönemi başlamış, çöküşüyle de bu dönem sona ermiştir. 

Bugün artık izm'leri ortadan kaldırmış olan küresel pazar ekonomisiyle karşı karşıyayız. O nedenle solcu, sağcı, islamcı vs gibi aidiyetler boş bir söylem halindedir. Dinle ilintisiz ideolojiler bir kısım dini alanları da içine alarak tüketim ekonomisinin pazar politikalarına teslim olmuşlardır. Dışarıda kalanlar ise demokrasi yani açık toplum atraksiyonlarıyla ve mezhep ayrıştırmalarıyla ideolojik savaşların işlevini üstlenmişlerdir.

Bu durumda toplumlara yeni inançlar gereklidir. Yani dönen oyuna karşı yeniden kendini var edebilecek düşüncelere ihtiyaç vardır. O nedenle kendini hala bir aidiyet içinde görenler yeni bir düşünsel yapılanmayı öngörmeliler.

Küresel kapitalizmin yani küreselizmin dişlileri arasından kurtulmak için önce toplumu tektipleştiren pazara karşı bilinçli karşıoluş gereklidir.

Özetle; küresel modele karşı sorular sormak ve bu sorulara tatmin edici cevaplar bulmak zorundayız.
Başka türlü islamcılık, solculuk, sağcılık vs. kendini tatmin ve toplumu yönetmeye yardımcı bir aparat olmanın ötesine geçemez.

Aynı hayatı içselleştirenler ruh ikizidirler ve bütün farklı söylemlere rağmen aynı kaderi paylaşırlar.. Asıl toplumsal tehlike aynı yaşayıp, ayrı düşündüğünü iddia edenlerin çoğaldığı bir toplum yapısının gelişir olmasıdır ki , bu toplumları iki yüzlü bir hale sokarak insanları kendine yabancılaştırır, bir başka surete sokar..

Bunun böyle olduğunu anlamak için sadece tüketim değerlerine ve verilerine bakmak yeterlidir. Zira istatistik yanıltmaz..


Adnan ONAY, 01.05.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar

Seçkin Deniz Twitter Akışı